Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/61 Esas
KARAR NO:2023/1031
DAVA:Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ:27/01/2022
KARAR TARİHİ:14/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
04.10.2021 günü saat 23.20 sıralarında sürücüsü firar eden sürücü ——-sevk ve idaresindeki —-plaka sayılı araç ile ———seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek elektrik panosuna çarpması ve akabinde çarpmanın şiddeti ile tahta çitlere çarpıp ve devamında demir kafes hayvan barınağına çarpması neticesinde tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş olduğunu, söz konusu kazanın aracın arkadan çekişli olması nedeni ile patinaja sarması ve anlık refleks nedeni ile müvekkilinin kontrolü kaybetmiş olması nedeni ile meydana gelmiş olduğunu, ve elektrik panosuna çarpmış olduğunu, olayda tüm hava yastıklarının açılmış olduğunu, ilk defa ağır maddi hasarlı kaza yaşamış olması nedeni ile polis çağırması gerektiğini düşünememiş olduğunu, kaza sonrası en yakın olan ——- gitmiş olduğunu, araç daha sonra —–çekilmiş olduğunu ve onarım için onay beklenmiş olduğunu, ancak davalının teminat kapsamında olmadığından bahisle ödeme yapmamış olduğunu, müvekkilinin kaza mahallinden uzaklaşmasının nedeninin tedavi amaçlı sağlık kurumuna gitmiş olması olduğunu ve araçtan yükselen dumanlar nedeni ile korkmuş olduğunu,bu vs. nedenler ile fazlaya ilşkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL nin davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinden özetle;
Aracın üzerinde——— daini mürtehin şerhinin bulunduğunu, bu nedenle bankanın muvafakatının olması gerektiğini,davanın müvekkili açısından usulden reddedilmesi gerektiği,öncelikle davacı sürücünün alkollü olması nedeni ile olay yerini terk etmiş olduğu,gitmiş olduğu hastanede trafik kazası geçirmiş olduğu söylenildiğinde adli vaka olarak 155 polise bilgi verilerek alkol testinin yapıldığını,bu nedenle mücbir sebep olmadan sürücünün olay yerini terk etmiş olduğunu,ayrıca kazadan 3 saat sonra hastaneye gitmiş olduğunu,davacının olay günü kahve içtiğini belirtmesine rağmen işletme adını söylemekten imtina etmiş olduğunu,müvekkilinin hasarsız ve o km araç bedelinden sorumlu olmadığını bu nedenle aracın 2. El piyasa rayiç değeri ve sovtaj değer tespitinin yapılması gerektiğini, bu vs. nedenler ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, 04/10/2021 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle oluşan zararın kasko poliçesi kapsamında davalıdan tahsili talebine ilişkindir
.Davacı, 04/10/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle ———-plakalı araçta hasar kaybının meydana geldiğini, davalının kasko poliçesi kapsamında oluşan hasardan sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketinden hasarın tazmini talep edildiğini ancak davalının rizikonun teminat dışı olduğunu ileri sürerek talebinin reddedildiğini, davalının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, oluşan hasarın teminat kapsamında olduğunu, araçta oluşan zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, sigorta poliçesi, hasar dosyası celp edilmiş, ———- dava konusu araçların trafik tescil kayıtları celp edilmiş, davacının tedavi gördüğü hastanelerden tedavi kayıtları celp edilmiş,——– aracın hasar onarım bilgileri celp edilmiş, davacı tanıkları dinlenilmiş, 24.03.2023 tarihli bilirkişi heyet raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi heyetinin 24.03.2023 tarihli raporunda özetle,
Dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında maddi hasarlı, TRAFİK KAZASI olduğu, Meydana gelen olayda KAÇINILMAZLIK faktörünün etkisinin OLMADIĞI, önlenebilir bir kaza niteliğinde OLDUĞU, Dava konusu kaza ve hasar durumunun uyumlu olduğu, Dava konusu kazalı araçta kaza tarihi itibariyle KDV hariç ve İşçilik dahil 336.823,60 TL hasar meydana gelmiş olduğu, bu kapsamda kazalı aracın onarım maliyetinin 2. El piyasa rayiç değerinin % 50 sini geçmemiş olması nedeni ile ekonomik olacağı ( Müspet) ve dolayısı ile PERT TOTAL olarakdeğerlendirilemeyeceği ( Menfi) Bu kapsamda hasar gören parçalar baz alındığında dava konusu aracın ilgili servis/ tamir atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı olarak onarım süresinin yaklaşık 20 (yirmi) iş günü süreceği,
(Malzeme temin süresi dahil edilmiştir.) Dava konusu kaza kapsamında; — plaka sayılı araç sürücüsü ——- % 100
kusur oranı ile ASLİ VE TAM KUSURLU olduğu, Söz konusu kaza kapsamında aracın işleteni/ maliki yönünden KTK Madde 85 kapsamında müşterek ve müteselsil sorumluluk açısından değerlendirilmesinin Sn. Mahkemenin takdirlerine maruz olduğu, Dosya muhteviyatında ——- tarafından yapılmış olan sadece 05.10.2021 tarihli ve saat 02:10:47 tarihli ——- sonuçlarının bulunduğu ( Kazanın 23:20 de meydana gelmiş olduğu dikkate alındığında tetkikler kazadan 2 saat 50 dk. sonra yapılmıştır. ) ve bu tetkikler içerisinde alkol ile ilgili bir testin bulunmadığı, bu nedenle mevcut veriler ile sürücünün alkollü olduğuna dair değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, Davacı tarafa ait araç sürücüsünün olay yerini terk ettiği ve olay saatinden 3 saat sonra sürücü olduğunu beyan eden kişinin hastaneye gittiği, derhal hastaneye gitmediği, davalı sigorta şirketinin olay yeri terk nedeni ile ———- maddesi kapsamında sorumluluğunun oluşmadığı ve meydana gelen kazanın poliçe teminatına girmediği, görüş ve kanaatine varılmıştır…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen A/1 maddesine göre, gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötüniyet veya muziplikle yaptıkları hareketler aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütün sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.——- aracın gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararlar; A.5.5.Aracın, uyuşturucu madde veya Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar; A.5.10.Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması teminat dışı hal olarak sayılmıştır. Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 1409/1 ve 1410. maddeleri uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Yasanın 1409/2. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin ——— maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı ——–maddesi ve 6102 sayılı TTK’nın 1446. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan rizikonun teminatı içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer. Sigortacı, rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde oluştuğunu ve bu oluş şeklinin sigorta teminatı dışında kaldığını soyut iddialarla değil somut delillerle kanıtlamak zorundadır.———– Karar sayılı kararında “Kural olarak zararın teminat dışı olduğunu ispat yükü, davalı sigortacıda bulunsa da; somut olayın özellikleri ve bilhassa davacıya ait aracın sürücüsü olduğu savunulan ———- can güvenliği nedeniyle olay yerinden ayrılmak zorunda kalmış olsa dahi en kısa sürede ilgili kolluk birimine başvurması gerekirken bunu yapmadığı, kazadan 4 gün sonra kolluk birimlerine başvurduğu, kazanın oluş biçimi ve meydana geldiği saat gözetildiğinde; haklı sebeple olay yerini terkin ötesine geçen bir durum bulunduğu ve sürücünün kaza anında alkollü olmadığını ispat yükünün, davacı sigortalıya geçtiğini kabulün zorunlu olduğu açıktır. Taraflar arasında güven ve iyiniyet esasına dayanan sigorta sözleşmelerinde, gerek sigortalının gerekse sigortacının haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken iyiniyetle hareket etmesi; rizikonun gerçekleşmesinden sonra doğru ihbar yükümlülüğü altında bulunan sigortalının, bu yükümlülüğüne uyup uymadığının saptanmasında da bu ilkenin gözönünde tutulması gerekir. Bu itibarla da, somut olayın özellikleri gereği, davacıya ait araç sürücüsünün kaza anında alkollü olmadığı ve zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığını ispat yükünün, davacı sigortalıya geçtiği dikkate alınarak; davacının bu konudaki delillerini sunmasının sağlanması, bu husustaki davacı delillerinin toplanmasından sonra, ispat yükümlülüğünün yerine getirilmiş olup olmamasına göre, zararın teminat kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir” belirlemesinde bulunmaktadır.Somut olay bakımından değerlendirme yapıldığında, kural olarak kaza sebebiyle oluşan zararın teminat kapsamı dışında olduğunu ispat yükü davalı-sigortacıya aittir. Ancak dava konusu kazaya ilişkin deliller, alınan bilirkişi raporu ve davacı beyanları dikkate alındığında davacı-sigortalının kaza gerçekleştikten sonraki ihbar yükümlülüğünü usulüne uygun yerine getirmediği, kaza yerine terk etmesini gerektirecek bir sağlık sorunu olmadığı halde olay yerini terk ettiği, can güvenliğini tehlikeye sokacak bir hal bulunsa dahi alınan bilirkişi raporu gereğince davacının kaza saatinden yaklaşık üç saat sonra özel bir hastaneye müracaat ettiği, acil sağlık durumu olmasına rağmen kaza saatinden üç saat sonra hastaneye müracaat edilmesini iyiniyet ve dürüstlük kuralına aykırı olduğu ayrıca davacı tarafça kazadan sonra özel hastaneye başvuru yapılmasına ve kan örneği alınmasına rağmen alkol testine ilişkin gerekli örneklerin ve raporun alınmamasının hayatın olağan akışına aykırı olup davacının iyiniyetli olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmış, ispat yükünün davacı-sigortalı üzerine geçtiği kanaatine varılmıştır. Başka bir deyişle, eldeki dava da rizikoya konu zararın teminat kapsamında olduğunun ispat yükü davacı-sigortalı tarafa geçmiştir.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının olay yerini terk etmesinin, alkol testine ilişkin işlemleri yaptırmamasının ve kazadan yaklaşık üç saat sonra hastaneye başvurması sebebiyle iyiniyetli olmadığı ve davalı sigorta şirketine karşı ihbar yükümlülüğünü usulüne uygun olarak yerine getirmediği, bu sebeple ispat yükünü üzerine aldığı, ispat yükünü üzerine alan davacı tarafından rizikonun teminat kapsamına girdiğine ilişkin yeterli ve elverişli delilin sunulmadığı anlaşılmış, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar harcı 269,85-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.560,00-TL arabuluculuk ücreti davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 1.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde——— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/12/2023