Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/6 E. 2022/438 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/6 Esas
KARAR NO: 2022/438
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 04/01/2022
KARAR TARİHİ: 25/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM:Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili—-hasım gösterilerek —-Raporuna istinaden tespit olunan —- ziyaı cezalı olarak re’sen hukuka aykırı şekilde tarh edilen katma değer vergisinin iptaline ilişkin dava açıldığını, ancak —-istinaden sicil kaydının terkin edildiğini, — tarihinde —- tescil edildiği daha sonra anlaşıldığını, Vergi Mahkemesinde açılan davada taraf teşkilinin sağlanması açısından —–sayılı kararıyla tarafımıza mehil verilmiş olup işbu davayı açma zaruretimiz doğması sebebiyle davaya konu şirketin ihyası talepli dava açılmasını talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle;—– çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, tasfiye süreci eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurunun kusurundan dolayı —- sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili —–, dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde, eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabının tasfiye memurları olduğunu, bu nedenle yasal hasım konumunda bulunan müvekkilinin yargılama masraflarından sorumlu tutulamayacağını, davanın açılmasına sebebiyet vermeyip de davanın niteliği gereği yasal hasım konumunda bulunan müvekkili aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini beyan ederek müvekkili yönünden davanın reddine, aksi halde müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava ticaret sicilden terkin edilmiş şirketin ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması için TTK 547. Maddesine göre ihyası talebine ilişkindir.
TTK’nın 547. Maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde şirketin yeniden tescilinin istenebileceği düzenlenmiştir.
Şirketlerin tüzel kişiliği —– terkin ile sona ermektedir. şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır.
Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp, tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir.
Dava dışı şirketin— gelen kayıtların incelenmesi sonucu—- terkinine yönelik karar alınmış ve — usulüne uygun olarak ilan edilmiştir.
—-gelen müzekkere cevabının incelenmesi sonucu, şirket merkezinin yetki alanlarımız içinde olduğu tespit edilmiştir.
Dava dışı Tasfiye Halinde —–esas sayılı dosyası için ihyası talebidir.
Davacının, davaya devam edebilmesi için şirketin ihyası davası açmasında ve tasfiye ve terkinden sonra dava açılması nedeniyle davacı bakımından tasfiyenin usulüne uygun sonlandırıldığının kabul edilemeyeceği ve dava açmakta hukuki yararı olduğu sabittir.
Buna göre tasfiye işlemleri eksik yapılmış olup, tasfiye işlemlerinin eksik yapılmasından tasfiye memuru sorumludur.
Somut olayda; —- esas numaralı dosyasının incelenmesi üzerine; tasfiye halindeki şirket aleyhine açılan davada şirketin ihyasının zorunlu bulunmakla davanın kabulü ile şirketin ihyasına, şirketi temsil etmek üzere son tasfiye memuru olarak ——tayin edilmiştir.
Davalı —- yasal hasım olması dava açılmasına sebebiyet vermemesi ve davacının Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davanın şirketin terkin edilmesinden önceki tarihe ait olması karşısında tasfiye memurunun dava ve icra takibinin varlığından haberdar olmasına rağmen tasfiyeyi sonuçlandırarak şirketin sicilden terkinini usul ve yasaya aykırı olarak yaptığı, davacı tarafın ihya davası açmasına sebebiyet verdiği gözönünde tutularak davalı —–yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamış, davalı tasfiye memuru sorumlu tutulmuştur.
Davalı tasfiye memuru tasfiye işlemlerini eksik bıraktığından dava açılmasına sebep olmuştur. Bu nedenle yargılama giderlerinden davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulması gerekir.
Buna göre tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan eldeki davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun HMK 326 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olup, yasal hasım konumunda olan davalı sicil müdürlüğünün, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamaz.
TTK.547.maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin ticaret siciline yeniden tescilini isteyebilirler. Olayımızda ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşıldığından, talebin kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.——
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Açılan davanın TTK’nun 547. Maddesi uyarınca KABULÜ İLE;
— numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde —– sayılı dosyası uyarınca ihyasına,
2-Tasfiye Memuru olarak davacı —– atanmasına,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından sarf edilen 37,60 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına
5- Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ilgili davacı tarafa iadesine,
İlişkin olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——-adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/05/2022