Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/519 E. 2023/481 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/519
KARAR NO : 2023/481

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2022
KARAR TARİHİ : 09/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan müvekkillin alacağının tahsili istemiyle davalı borçlu aleyhine —- İcra Müdürlüğünün —–Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, usule uygun yapılan ödeme emri tebliğinden sonra yasal süresi içerisinde 29.03.2022 tarihinde davalı borçlu tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden takibe itiraz edildiğini, davalı borçlunun itirazı üzerine duran takibin devamı için mahkemeniz nezdinde iş bu davayı açma zaruretimiz hasıl olduğunu, müvekkilinin Serbest Mali Müşavir olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirketin müvekkilinden muhasebe hizmeti aldığını, bu ticari ilişki kapsamında da müvekkil tarafından davalı borçluya sunulan hizmet karşılığında fatura düzenlendiğini, Davalının, almış olduğu hizmet bedelinin bir kısmını nakit olarak müvekkile ödediğini, Taraflar arasında dava konusu ticari ilişki kapsamında müvekkilinin, davalı borçludan 17.927,70 TL bakiye alacağı kaldığını, müvekkilinin, davalı borçludan kalan bakiye alacağının tahsili amacıyla —- İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin usulüne uygun bir şekilde takip borçlusuna tebliğ edildiğini, Davalı tarafın haksız ve yersiz itirazı sonucunda da takip durduğunu, tüm bu nedenlerle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; davanın kabulü ile davalı tarafın borca ve fer’ilere karşı itirazının iptalini,—– İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyası üzerinden takibin devamını, haksız bir şekilde takibe itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının huzurdaki dava ile, müvekkili aleyhine—-. İcra Müdürlüğü’nün—–Esas sayılı dosyası ile başlattığı haksız icra takibine yapılan itirazın iptalini, takibin devamını ve müvekkil aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiğini, davacının müvekkilinden herhangi bir alacağının olmadığını, kötü niyetli ve haksız davasının reddi gerektiğini, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava niteliğinde olduğunu, nispi ticari davaların, şarta bağlı ticari davalar olduğunu, uyuşmazlığın taraflarının tacir olması ve uyuşmazlık konusunun da tarafların ticari işletmesine ilişkin olmasının şart olacağını Ancak, TTK’ m. 4/1. a-f bentlerinde sayılan mevzuat ile düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları öz ticaret hayatına ilişkin olup herhangi bir şart aranmaksızın mutlak ticari dava olarak kabul edilir. Huzurdaki davada, davacı serbest mali müşavir iken müvekkili davalı ise ticari şirket olduğunu, Davacı mali müşavir olduğundan tacir sıfatı bulunmadığını, bu nedenle taraflar arasındaki dava mutlak ticari dava niteliğinde olmadığını, her iki tarafın tacir olmaması ve yapılan işlemin iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmaması nedeniyle nispi ticari dava niteliğinde olmadığını, Yargıtay’ın ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin yerleşik içtihatlarının da bu yönde olduğunu, görevli mahkemenin—– Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, Davacının serbest mali müşavir olduğunu, müvekkiline belirli aralıklarla, süreklilik arz etmeyen şekilde zaman zaman muhasebe hizmeti sunduğunu, taraflar arasında bir ticari ilişki olmadığını, Müvekkili tarafından davacıya aralıklarla almış olduğu hizmet karşılığında yapılması gereken ödemeler yapıldığını, davacının da kendisine yapılan ödemeyi ikrar ettiğini, bu ödeme üzerinde sağlanan bir hizmet olmadığını, bir borç alacak ilişkisinin olmadığını, tüm bu nedenlerle; mahkemenin görevli olmaması nedeniyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddini, davacının kötü niyetli ve haksız davasının esastan reddini, Kötü niyetli davacı aleyhine %10’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava; davacı tarafından davalı aleyhine—-. İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali için açılan davadır.Davacı, Serbest Mali Müşavir olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirketin kendisinden muhasebe hizmeti aldığını, bu ticari ilişki kapsamında da davalı borçluya sunulan hizmet karşılığında fatura düzenlendiğini, davalının takibe haksız ve kötü niyetli şekilde itiraz ettiğini beyan ederek icra takibine yapılan itirazın iptalini dava ve talep etmiş; davalı ise kendisine davacı tarafından belirli aralıklarla, süreklilik arz etmeyen şekilde zaman zaman muhasebe hizmeti sunulduğunu, taraflar arasında bir ticari ilişki olmadığını, aralıklarla almış olduğu hizmet karşılığında yapılması gereken ödemelerin yapıldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Davacının gerçek kişi olması nedeniyle, hakkında esnaf tacir araştırması yapılması için —–Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği’ne, —–Vergi Dairesi Başkanlığına, ——Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkereler yazılmıştır.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, dava şartı olması sebebiyle davanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Mahkememizce görev husus öncelikli olarak incelenmiştir.
Burada Ticaret mahkemelerinin görevi ile ilgili bilgi vermekte fayda bulunmaktadır. Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir. Somut olayda davacının gerçek kişi olduğu görülmektedir. Bu kapsamda davanın ticari dava olup olmadığının tespiti hususunda ilgili kurumlara müzekkere yazılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları,—–Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği’ne, —–Vergi Dairesi Başkanlığına,—–Ticaret Sicil Müdürlüğü müzekkere cevapları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının tacir olmadığı, itirazın iptali davasının TTK’nın 4.maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, bu suretle mahkememizin görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114 (1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115 (2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli —– ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,Dair, taraf vekillerinin yokluklarında, verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —- Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.