Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/500 E. 2023/307 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/694 Esas
KARAR NO : 2023/295
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 14/09/2022
KARAR TARİHİ : 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; davacının maliki olduğu —— plakalı araç, müvekkilin eşinin kullanımında iken kaza yapmış ve pert total olduğu, bunun sonucu olarak müvekkile karşı tarafça aracın sovtaj değeri dahil olmak üzere 260.000 TL teklif edildiği, acil paraya ihtiyacı olduğu için fazlaya ilişkin yasal hakları saklı kalmak koşulu ile kendisine verilen belgeyi imzalamış ve 260.000 TL para kendisine ödendiği, davacının aracı —— araç olup halen kendi aracı vasfındaki araçlar piyasada 400.000 – 450.000 TL aralığında satıldığı, bu konuda gerektiği takdirde bazı internet sitelerinden de araştırma yapılabileceği, davalı taraf ile uzlaşmaya gidilmiş ancak ———- numarası ile anlaşamama şeklinde sonuçlandığı, anlaşamama tutanağı suretini dilekçemiz ekinde sunuyoruz. Aslını daha sonra mahkemeye sunacağı, bu nedenlerden dolayı davalı taraf ile müvekkilin hasarlanmış aracının gerçek değerinin tespiti ile müvekkile eksik ödenen araç değerinin ödenmesi için fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000 TL nin faizi ile birlikte ödenmesi için işbsu davayı açma zorunluluğu doğduğu, açıklanan nedenlerden dolayı haklı davamızın kabulü ile müvekkili aracının hasarlanması nedeniyle eksik yapılan ödeme için fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000 TL nin faizi ile birlikte ödenmesine, aracın gerçek değerinin tespiti ile fazla alacağımızın belirlenmesine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.

SAVUNMA: Davalı vekili tarafından gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından—— ile teminat altına alınan —- plakalı aracın——- tarihinde karışmış olduğu trafik kazası sonucunda meydana geldiği iddia olunan hasar sonucu işbu dava açıldığı, başvuru sahibi tarafından müvekkiline ait araçta meydana geldiği iddia olunan araç hasarı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davalı şirket eksist sisteminden bağımsız eksper atayarak sigortalı hasarı tespit ettirmiştir. Ekteki ekspertiz raporunda görüleceği üzere araçtaki hasarın boyutu nedeniyle sigortalı aracın ağır hasarlı olduğu kabul edilerek pert işlemi uygulandığı, davalı şirket tarafından yapılan rayiç çalışması sonucunda sigortalı aracın rayiç değeri —- olarak belirlendiği, davalı şirket tarafından sigortalıya —– tazminat ödemesi yapılarak sorumluluğu yerine getirdiği, öncelikle, belirsiz alacak davası açılmasında hukuki menfaat bulunmaması sebebiyle davanın usulden reddini, esasa girilmesi durumunda davanın esastan reddini, nihai olarak, tüm haksız istemler ile, haksız ve yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı yana yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla bilvekale talep ettiği görülmüştür.

İNCELEME VE GEREKÇE:Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen trafik kazasından kaynaklı oluştuğu iddia edilen hasara ilişkin yapılan eksik ödeme için talep edilen alacak davasıdır.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nın 4. maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nın 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
—— tarihinde kabul edilip, ——- tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkanda Kanunun 3. Maddesinde; “bu kanun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” denilmekle, 3/1-k maddesinde: Tüketici, “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler”; 3/1-l maddesinde ise “Sigorta” sözleşmeleri de “Tüketici İşlemleri” arasında sayılmıştır. 6502 sayılı kanuna göre, davacı sigortalı tüketici, taraflar arasında yapılan sigortacılık hizmeti ise; kanunun tanımladığı anlamda tüketici işlemidir.
Kanunun 73/1. Maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri”nin görevli olduğu belirtilmiş; 83/2. Maddesinde ise “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasının ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davanın———- hukuksal koruma klozu temelli açıldığı ve davacı vekilince davanın ticaret mahkemelerinin görev alanına girdiği belirtilmiş ise de davanın temelinde —— dayandığı ve davacı ile davalı arasında kasko sigortasına dayanan sigortacı-sigortalı ilişkisi olduğu, davacı sigortalının gerçek kişi; sigorta edilen aracında hususi nitelikte araç olduğu, bu kapsamda davacı sigortalının tüketici olduğu, uyuşmazlığın temelinde 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici ilişkisi bulunduğu, mahkememizin görevsiz olduğu değerlendirilerek mahkemelerin görevine ilişkin hususun dava şartı olduğu ve kamu düzenine ilişkin olduğu yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınacağı, 6502 sayılı Tüketicinin korunması Hakkında Kanunun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca davaya bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu anlaşıldığından davanın görev dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın HMK 114/1-c 115/2, Tüketici Kanunu 3 ve 73. Maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Dosyanın görevli ve yetkili ——— NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri, vekalet ücreti ve karar ilam harcının yargı yeri belirlendikten sonra görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..21/03/2023