Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/50 E. 2022/791 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/50 Esas
KARAR NO:2022/791

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/01/2022
KARAR TARİHİ:05/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tacir olup—- ilçesinde inşaat malzemeleri sattığını, davalı firmanın ise —- arasındaki —üstlenen firma olduğunu, davacı müvekkilinin davalı firmaya bu iş için mal sattığını, müvekkilince farklı tarihlerde düzenlenen ve deftere nakşedilen —-faturalarının bulunduğunu, huzurdaki davayı fatura alacaklarının ödenmemesi nedeniyle mahkemeye ikame etme ettiklerini, fatura içeriğine davalı firma tarafından itiraz edilmediğini, faturaların davalı — muhasebe görevlisi —-tarafından bizzat müvekkilinden teslim alındığını, müvekkilin kendi ticari defter kayıtlarında ilgili faturaların işlendiğini, bu hususun müvekkili ve davalı firmanın ticari defterlerinde (muavin defterlerinde) kayıtlı olduğunu; aleyhe hususları kabul etmemek ve tüm hakları saklı kalmak kaydı ile yargılama süresinin hızlanmasına katkıda bulunmak adına tensiben, davalı firmanın ticari defterlerinin mahkemece celp edilerek kayıtların incelenmesini talep ettiklerini,—-esas sayılı dosyası kapsamında taraflarınca başlatılan icra takibine davalı tarafından ”Borç aslının tamamına, takip dayanağına, işlemiş faize, faiz oranına, faiz türüne ve takibin tüm fer’ilerine” itiraz edilmesi üzerine—- tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, taraflarınca — tarihinde—başvurusu yapıldığını, — tarihinde ”Anlaşamama” olarak sonuçlandırıldığını, bu sebeple davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve alacağa faiz işletilmesini talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle haklı davalarının kabulü ile, —–Esas numaralı dosyasına yapılan kötü niyetli itirazın iptalini, itiraza uğrayan tüm alacaklar yönünden takibin devamını, haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine alacağın—az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep ettikleri görüldü.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin hiçbir nam altında davacıya borcunun bulunmadığını bu nedenle, anılan alacak kalemlerinin kabullerinde olmaması sebebiyle yapmış oldukları itirazın haklı ve hukuka uygun olduğunu, bununla birlikte icra takibinde alacağa uygulanan faiz oranının geçersiz, fahiş ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme ve cari hesaba dayalı bir ticari ilişki bulunmamasına karşın mesnedi belirsiz alacak kalemleri çıkarılarak alacaklı olduğu iddiasına itibar edilemeyeceğini, dava dilekçesinde iddia edildiğinin aksine taraflar arasında bir alacak/borç durumunun söz konusu ve iddia edildiği gibi borcun var olduğunu kabul eder/ispatlar mutabakatın da bulunmadığını, taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme ve süregelen bir ticari ve cari hesap ilişkisi bulunmadığını, alacak doğurur davacı tarafından müvekkiline verilmiş bir hizmet ve/veya teslim edilmiş bir malın da bulunmadığını, temel borç ilişkisi fatura tanzim eden davacı firma tarafından kanıtlanması gerektiğini, davacı ile davalı müvekkili arasında imzalanmış bir cari hesap sözleşmesinin de bulunmadığını, davacı tarafından gerek sözleşmesel gerekse de cari ilişki nedeniyle teslim ve/veya ifa edilmiş bir mal/hizmet bulunmadığını, ve sonuç itibariyle de bir teslim/ifa edilmeyen ve var olmayan ticari ilişki mesnet gösterilerek talep edilebilecek bir alacağın da söz konusu olmadığını, davacının faiz oranı ve türünün de hatalı olduğunu, borcun varlığını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dosya kapsamında davacının davalıyı takip tarihinden önce temerrüde düşürdüğüne dair ihtarname veya başkaca bir belge bulunmadığından temerrüdün, takip tarihi itibariyle gerçekleştiği kabul edilemeyeceğini, temerrüt gerçekleşmeden faiz talep edilemeyeceğinden cihetle davacının işlemiş faiz talebinin reddinin gerektiğini, davacı yanın icra inkar tazminatının talebinin de reddinin gerektiğini, haksız ve mesnetsiz işbu davanın reddine, kötü niyetli alacaklı hakkında —- aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Davacı vekili celse arasında —tarihli dilekçesinde açılan davadan ileride yeniden dava açma hakklarını saklı tutarak müvekkili adına vazgeçtiklerini, ancak — tarihli mazeret dilekçesinde ise tarafların sulh olmaları üzerine davada feragat ettiklerini beyan etmiş, dosyada mevcut vekaletnameden davacı vekilinin davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.Davalı vekili — nolu celse de feragata bir diyeceklerinin olmadığını, vekalet ücreti ve yargılama ücreti talep etmediklerini beyan etmiştir.HMK 307. vd maddeleri gereğince davadan feragatin, davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran taraf işlemlerinden olduğu, hüküm ifade edilmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine de bağlı olmadığı hükme bağlanmış olup davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşıldığından, açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş bu hususta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Karar harcı —-davacı tarafça peşin olarak yatırılan— harcın mahsubu ile fazla yatırılan— harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından vekalet ücreti talep edilmediğinden, bu konuda davalı lehine karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılıp kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olarak davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren — haftalık yasal süre içerisinde— istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.