Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/496 E. 2023/122 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/496 Esas
KARAR NO : 2023/122

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 06/04/2021
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davaya konu ——yayınlanan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldığı ve kapatılan şirketin ticaret sicil kaydı 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. Maddesine istinaden resin terkin edildiğini, davaya konu kapatılan ——- malvarlığına dahil etmesi için geri alınması gereken 23.000,00 TL çek aslı 2.300,00 TL çek tazminatı olmak üzere toplam 25.300,00 TL’nin keşide tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili için Mahkememizin ——– esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili davası açıldığını, Mahkememizin —— esas sayılı dosyasından verilen 24/11/2020 tarihli ara kararda davalı ——– ticaret sicil kayıtlarından terkin edilmesi nedeniyle ihya davası açması gerektiklerini, bu nedenle iş bu şirketin davası açtıklarını, bu nedenle söz konusu şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE: Davaya konu——-sicil no’sunda kayıtlı ——- Şirketinin TTK’nun geçici 7. maddesi kapsamında Ticaret Sicil Müdürlüğünce sicil kaydı 18/02/2015 tarihinde resen terkin edilmiştir.
Mahkememiz tarafından——- sayılı 15/09/2021 tarihli kararı ile açılan davanın TTK Geçici 7. Maddesi uyarınca Kabulü ile şirketin ihyasına karar verilmiştir. Bu hükmün davalı —–ticaret Sicil Müdürlüğü vekili tarafından istinafı üzerine ——Hukuk Dairesinin 06/06/2022 tarihli, —— Karar sayılı kararıyla “..Somut olayda davalıya tensip zabtı ara kararı uyarınca dava dilekçesi ve eklerinin ——– adresine tebliğe çıkarıldığı, gerekçeli kararın ise davalıya ——-adresine tebliğe çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Davalı vekili de kararın kendilerine tebliğ ile davadan haberdar olunduğunu, dava dilekçesi ve eklerinin Ticaret Bakanlığı-Ticaret İl Müdürlüğü ——hesabına gönderildiği, birbaşka ifade ile TK hükümlerine uygun müvekkili adresine tebligat yapılmadan yargılamanın sürdürülüp sonuçlandırıldığı ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi ve Anayasa’nın 36. maddesine göre herkes, yasal yollardan faydalanarak yargı yerleri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Adil yargılanma hakkı HMK’nın 27. maddesinde belirtilen hukukî dinlenilme hakkını da içeren daha geniş bir haktır ve hukuk devletinin bir gereğidir. Adil yargılanma hakkı; kanuni, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından yargılanma, makul süre içinde yargılanma, hakkaniyete uygun yargılanma ve hukuki dinlenilme haklarını kapsar. Hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. HMK’nın 27. maddesine göre, tarafların yargılama ile ilgili bilgi sahibi olması, bilgi sahibi olduğu konuda açıklama ve ispat hakkını kullanabilmesi, mahkemenin tüm iddia ve delilleri dikkate alarak kararını gerekçeli olarak vermesi gerekir. Hukuki dinlenilme hakkına aykırılık, kanun yolu incelemesinde re’sen dikkat alınır ve Yargıtay nezdinde mutlak bozma sebebidir. Örneğin; dava dilekçesinin usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmeden aleyhine hüküm kurulması, ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden ıslah ile artırılan talebin hüküm altına alınması, tarafların gösterdiği deliller toplanmadan karar verilmesi, duruşmanın tayin edilen gün ve saatten önce yapılıp tarafların yokluğunda karar verilmesi gibi durumlar, hukuki dinlenilme hakkının ihlalidir.Bu itibarla TK hükümlerine uygun olarak, davalı tarafa dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ ettirilip, dosyada taraf teşkili tamamlandıktan ve savunma ve delillerini bildirme olanağı tanındıktan sonra işin esasına girilip hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili usulüne uygun şekilde tamamlanmadan, hukuki dinlenilme hakkı göz ardı edilerek, davalının savunma ve delillerini bildirmesine olanak tanınmadan, Anayasa ile güvence altına alınan savunma hakkını kısıtlayacak biçimde işin esasına girilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Taraf teşkilinin sağlanarak yargılamanın yürütülmesi, davanın görülüp sonuçlandırılması için şarttır. Bu şart sağlanmadan karar verilmesi usule aykırıdır.’ gerekçesi ile mahkeme kararı kaldırılmıştır.
Mahkememizin ——- esas sayılı dosyasında davacının davaya konu terkin edilen şirket hakkında 27/09/2018 tarihinde alacak davası açtığı, dosyanın derdest olduğu, 24/11/2020 tarihli ara karar gereğince davacıya şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verildiği görülmüştür.
TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere ——- aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11.bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden resen silineceği düzenlenmiştir.Dosya arasında bulunan ticaret sicil kayıtları incelendiğinde, dava konusu ihyası istenen şirketin 18/02/2015 tarihinde resen terkin edildiğini tespit edilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. Maddesine göre sicilden terkin edilmiş olup, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenilen şirket adına tebligat çıkartılmadığı, ——- Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere, 6102 Sayılı TTK’nın Geçici 7/4-a maddesi uyarınca, şirketin sicil kayıtlarına göre şirketi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ihtar yollanması gerekmesine rağmen şirket temsilcilerine tebligat çıkarılmamış olduğu ve terkine ilişkin ihtarın yalnız ilan yoluyla yapıldığı anlaşılmıştır.İhyası talep olunan şirket ile —— arasında Mahkememizin ——-Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan davanın derdest dosya olduğu, somut davadaki davacının o davada da davacı konumunda olduğu, derdest davanın görülmesi açısından terkin olan şirketin ihyasının zorunlu olduğu, ——–sicil numarasında kayıtlı iken TTK’nun geçici 7. maddesine dayanılarak 18/02/2015 tarihinde sicil kaydı re’sen terkin edilen ——- ihyasına karar verilmesi halinde şirketin tasfiye haline gireceğine ilişkin yasal düzenleme bulunmamaktadır.TTK’ nun 547. maddesine göre tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde tasfiye memurunun atanması gerekecektir. İhyası istenen şirket 6102 sayılı yasanın TTK’ nun geçici 7 maddesine dayanılarak resen terkin edilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere hakkında açılmış dava varken terkin işlemi yapılması aynı yasanın geçici 7/2. maddesine aykırı olup esasen tasfiyesi de yapılmadığından ve yapılacak tasfiye işlemi de yasaya uygun olmayacağından yalnızca taraf teşkilinin sağlanması bakımından ihya kararı verilmesi ile yetinilmesi gerekip, ayrıca tasfiye memuru atanmasına gerek bulunmamaktadır. (——-
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ile Mahkememizin ——esas sayılı dosyasında davanın taraf teşkili sağlanarak görülebilmesi için davaya konu terkin edilen şirketin ihyası zorunlu bulunmakla davanın kabulü ile şirketin ihyasına, davanın Mahkememizin ——- esas sayılı dosyasına yönelik olarak açılması nedeniyle ihyanın yalnız görülen dava konusu ile sınırlı tutulmasına karar vermek gerekmiştir.Mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen —— Hukuk Dairesinin kaldırma ilamına uyulmuş ve kaldırma ilamı doğrultusunda davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi ve ekleri tebliği edilerek aşağıdaki karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın TTK Geçici 7. maddesi uyarınca KABULÜ İLE;
——sicil numarası ile sicile kayıtlı ——– sayılı dosyasının infazı ile sınırlı olmak üzere İHYASINA
2- Davacı tarafın harçlar kanunu uyarınca harçtan muaf olması sebebi ile harç alınmasına yer olmadığına,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf yasal hasım olduğundan aleyhine vekalet yargılama gideri ve vekalet ücreti giderine yer olmadığına,
6- Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,İlişkin olarak davacı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——-Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.