Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/438 E. 2023/746 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/438 ESAS
KARAR NO:2023/746
DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:16.09.2014
KARAR TARİHİ:03.10.2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının tahsili için ———-dosyası ile davalı hakkında icra takibi yapıldığını, ancak borçlu tarafından icra takibine haksız bir şekilde itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, alacağa kötü niyetli olarak itiraz eden davalının itirazının iptali ile %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi hususunda mahkemeye müracaat zorunluluğu hasıl olduğunu belirtildiğini, davanın kabulü ile, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın takip dayanağı ———- tarihlerine ait sunmuş olduğu cari hesap ekstresindeki borç kalemlerini ödendiğini, davalı müvekkilinin davacı tarafa ödemesi gereken herhangi bir borç bulunmadığını, davacı tarafça icra dosyasına sadece cari hesap ekstresi sunulduğunu, oysa ———- tarihler arasındaki gerek icra dosyasına konu gerekse cari hesap kayda alınan tüm faturaların incelenmesinde faturaların kapalı fatura niteliğinde bulunduğunu, bu hususun emsal ——— da belirtildiği üzert faturaya konu mal veya hizmet bedelinin ödendiğine karine teşkil etmekte olduğunu ve bu bedelin ödenmediğini ispat etmek yükümlülüğü davacıya ait olduğunu, bu nedenle fatura alacaklarının kabulünün söz konusu olmadığını, davacının cari hesap ekstresinde belirtilen ——– faturayı kabul etmediklerini, müvekkili kayıtları ve cari hesap ekstresi incelendiğinde söz konusu faturanın müvekkil kayıtlarında olmadığının tespit edildiğini, bu nedenle davacının bu faturayı ve sevk irsaliyesini müvekkiline teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini, itirazın kaldırılmasına, ——— tarihleri arasındaki fatura alacaklarının da müvekkilinir kardeşi aynı zamanda çalışanı olan —–tarafından gerek nakdi gerekse de çek mukabili ödenmek sureti ile kapatıldığını, müvekkilinin kardeşi ———- hesaptan keşide olunan ekte suretleri ibraz ediler çeklere ilişkin banka kayıtları celp edildiğinde tamamının————cirosuna haiz olduğu açıkça görüleceğini, ancak davacı taraf bu çeklerinin hiçbirini cari hesaba işlememiş ise de her nedense 11.05.2009 tarihli —– hesabına gönderdiği gerek 8.000,00-TL gerekse de ————- hesabından gelen 2.000,00-TL’lik banka havalelerini cari hesaba geçtiğini, özetle 01.01.2009 ile 04.03.2009 tarihleri arası 8.106,58-TL’lik ödeme, davacıya teslim edilen 50.000,00-TL’lik çek ödemesi, nakit olarak yapılan toplam 3.300,00-TL’lik ödeme toplamı olan 61.406,58-TL’lik ödeme yaptığı nazari itibara alındığında ekte sunulu davalı müvekkiline ait cari hesap kaydında da tüm detayları ile izah edildiği üzere 1.548,73-TL davacı taraftan alacaklı olduğunu belirtildiğini, davanın reddine, davacı taraf aleyhine %40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasındaki mal alım satım ilişkisine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporları alınmış, mahkememizce 22/05/2013 tarihli davanın kısmen kabulüne ilişkin karar verilmiştir.Mahkememizce yapılan yargılama sonunda verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm —– tarih ve —- karar sayılı ilamıyla , ———- havale tarihli yazıda gösterilen 3 adet çek nedeniyle davacıya ödeme yapıldığı kabul edilip alacaktan mahsup yapılarak karar verilmiş ise de sunulan çek örneklerinde davacı ismine rastlanılmadığı, bu ödemelerin kime yapıldığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirse imza incelemesi yapılması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekçesiyle karar bozulmuş bozmaya uyularak yeniden yargılama yapılmış; yeniden yapılan yargılamada, mahkememizin—— sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne dair verilen karar temyiz edilmiş, temyiz incelemesini yapan ——-karar sayılı kararı ile mahkememizin kararı “…Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine ———– Karar sayılı ilamı ile bozulmuş olup, bozma ilamında ——— havale tarihli yazıda gösterilen 3 adet çek nedeniyle davacıya ödeme yapıldığı kabul edilip alacaktan mahsup yapılarak karar verilmiş ise de sunulan çek örneklerinde davacının ismine rastlanılmadığı belirtilerek, bu ödemelerin kime yapıldığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi, gerekirse imza incelemesi yapılması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak uyuşmazlık konusu çekler üzerinde imza incelemesi yapılmış olmasına rağmen, çek ödemelerinin kime yapıldığı konusunda bir inceleme yapılmamış, bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Bu itibarla, ilgili bankaya müzekkere yazılarak uyuşmazlık konusu çeklerin kim tarafından bankaya ibraz edildiği ve ödemelerin kime yapıldığının sorulması ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış” gerekçesiyle bozulmuş ve bu kez ———— sırasına kaydedilmiştir.İtirazın iptali istemine konu, ———- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 10.03.2010 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı —- borçlusunun ———– olduğu; takibin 61.335,51 TL asıl alacak, 1.855,19 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 63.190,70 TL alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya 16.03.2010 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu tarafından süresinde 19.03.2010 tarihli dilekçe, borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı dolayısıyla 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, davanın 12.04.2010 tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, 61.335,51-TL asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.Bozma ilamı öncesindeki yargılamada; davacıya ait imza ve yazı örnekleri ile 3 adet çek aslındaki yazı ve imza örnekleri karşılaştırılmak suretiyle —— celbedilen 3 adet çekin arkasındaki —– yazısının davacının eli ürünü olup olmadığı, ve ayrıca bu üç çekden birtanesi olan —– çek numaralı çekin arkasında —— ibaresinin altındaki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı konusunda, Grafoloji ve sahtecilik uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişiden 17/12/2015 tarihli ve 11/04/2016 tarihli rapor alınmıştır.Bilirkişi tarafından usulüne uygun çek asılları üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen ve mahkememizin de denetimine uygun 11/04/2016 tarihli raporda özetle :üç adet çek aslının arka yüzündeki ———– çek numaralı çekin arkasında ——– ibaresinin altındaki imzanın davacı ——mahsulü olmadığı” kanaat ve görüşüne varıldığı belirtilmiştir.Yine bozma ilamından önceki yargılamada Mahkememizce dosya daha önceden rapor alınan alınan mevcut bilirkişi heyetine tevdi edilerek bilirkişilerden 18/04/2018 tarihli ek rapor alınmış, bilirkişiler tarafından düzenlenen 18/04/2018 tarihli ek raporda özetle; “…davacının ———- tarihleri arasında 54.955,30-TL’lik mal teslim etmiş ve bunun dışında da 8.000,00-TL’si nakit para göndermiş olmasına rağmen sadece 3.300,00-TL tahsilat yapıldığı ve fakat toplam 50.000,00-TL’lik 3 adet çekle ödemenin alınmadığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, imzaların davacıya ait olup olmadığı ve çekler üzerindeki cirantaların beyanlarının alınmasının ihtilafın çözümünde etkili olabileceği ancak bu hususta taktirin mahkemede olduğu, kök raporda belirtilen hayatın olağan akışına aykırılık sebebi ile davacı iddialarının yerindeliği hususunda kanaate varılamadığı ve davacının kök raporda belirtildiği gibi 1.548,73-TL alacağı dışında başka bir alacağı bulunmadığı…” şeklinde kanaat belirttikleri görülmüştür.Yargılamanın geldiği aşamada uyuşmazlık 3 adet çek ile davalı tarafın davacıya ödeme yapıp yapmadığı noktasında toplanmış, davacı vekili tarafından bu çeklerle ödeme alınmadığı, çek üzerindeki imza ve yazıların davacıya ait olmadığı savunulmuş nitekim yapılan incelemede de çekler üzerindeki imza ve yazıların davacının eli ürünü olmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekilinin iddiası ise bu çeklerle ödeme yapıldığı, çekteki dava dışı cirantaların bu çekleri davacıdan aldığına ilişkin kendilerine beyanda bulundukları, dava konusu faturalardaki —— ile imzaların çekler üzerindeki yazı ve imzaların aynı olduğu, incelemenin bu yönde yapılması gerektiği talebinde bulunulmuş, mahkememizce de Yargıtay bozma ilamı, davanın niteliği, taraf vekillerinin uyuşmazlık konusu olan ve olmayan karşılıklı beyan ve itirazları gözetilerek daha sağlıklı bir incelemenin yapılması için 15/02/2019 tarihli ara karar ile çek asılları ve fatura asılları üzerindeki yazı ve imzalar birbiri ile karşılaştırılarak inceleme yapılması için dosya öncelikle grafoloji uzmanı bilirkişiye, akabinde tüm toplanan deliler itibariyle inceleme yapılması için mali müşavir ve akademisyen bilirkişilere tevdi edilmiş, grafoloji bilirkişisi tarafından düzenlenen 18/03/2019 tarihli raporda özetle, üç adet çekden birtanesi olan ————- ibaresinin altındaki imza ile faturalardaki imzaların davacının eli ürünü olduğunu gösterecek nitelik ve yeterlilikte uygunluk ve benzerlik bulunmadığı, diğer iki adet çekte atılı bir imzanın mevcut olmadığı belirtilmiştir. 13/11/2019 tarihli düzenlenen bilirkişi raporunda ise taraf defterleri yeniden karşılıklı olarak incelenmiş ve bilirkişiler tarafından özetle ”davalının ödeme yaptığı hususunu ispatlayamadığı, davacı tarafından da defterlerinde kayıtlı olmayan ve 2 adet çekte imzası dahi bulunmayan imzanın bulunduğu çek yönünde imzanın davacıya ait olmadığının anlaşılması durumunda bu çeklerin ödeme olarak kabul edilemeyeceği ancak nihai taktirin mahkemede olduğu ve sonuç olarak davalı tarafından iddia edildiği üzere; 3 adet çekin ödeme olarak kabul edilmesi durumunda, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 1.548,73 TL alacağının bulunduğu, davacı taraf iddiaları ve çekler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi dikkate alındığında 3 adet çekin ödeme olarak kabul edilmemesi durumunda ise, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 51.548,73 TL alacağının bulunduğu” sonuç ve kanaatine ulaşıldığı belirtilmiştir.Bozma ilamından sonra yapılan yargılamada, ——— doğrultusunda; ——– müzekkere yazılarak uyuşmazlık konusu ve bozmadan önce imza incelemesi yapılan çeklerin kim tarafından bankaya ibraz edildiği ve ödemelerin kime yapıldığı sorulmuştur.—— gelen cevaba göre; a) —-Şubesine ait, keşidecisi —— öncesi bilgilerin banka kayıtlarında mevcut olmadığı; b) ————tarafından ibraz edilerek tahsil ediliği; c) ——çek numarası —— tarihinde —- tarafından ibraz edilerek tahsil edildiği hususlarının bildirildiği görülmüş; bilgi ve belgelerin ibrazı için ilgili bankalara yazı yazılmıştır.——- cevabına göre; ——numaralı müşterisi ——- tarafından ibraz edildiği ve tahsil edildiği; —— cevabına göre; —– olan, hamili emrine verilmiş, ——-tarafından —-şubesine ibraz edildiği, —- tarihli takas sorgusunda ödendiği anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları, tarafların karşılıklı beyan ve itirazları ile ——– bozma ilamı bütünüyle değerlendirildiğinde; taraflar arasında mal alım satımına ilişkin ticari ilişki bulunduğu ve bu ilişkiye konu malların davalı tarafa tesliminin gerçekleştiği, bu hususun ihtilafsız olduğu anlaşılmaktadır. İhtilaf davalı tarafından davacıya takip miktarı kadar borcun ödenip ödenmediği hususuna ilişkindir. Dosya tetkik edildiğinde, davacının —— tarihleri arası düzenlemiş olduğu —— adet fatura tutarının 54.955,30-TL olduğu, davacı tarafından gönderilen ve tarafların kabulünde olan banka havalesi miktarının 8.000,00-TL olup hesaba yapılan borç kayıt toplamının 62.955,30-TL olduğu görülmüştür. 8.106,58 TL tutarındaki kapalı faturaya ilişkin davalı itirazları———- tarafından reddedilmiş olup mahkememizce inceleme 3 adet çeke ilişkin yapılmıştır. Çek bir ödeme aracıdır. Davanın niteliği gereği davalı taraf yapıldığını iddia ettiği ödemeyi yazılı delillerle ispat etmek zorundadır. Davaya konu 3 adet çek incelendiğinde keşidecisinin davalı olmayıp,———olduğu ve bu kişinin de davalının kardeşi olduğu görülmektedir. Yine çeklerin tümü hamiline yazılmış olup lehtar hanesinde davacının adı bulunmamaktadır. Çeklerin arka yüzleri ve ciro silsilesi incelendiğinde ise 13.03.2009 tarihli 10.000,00-TL bedelli çekin arka yüzünde yalnızca —— ibaresinin bulunduğu ve atılı herhangi bir imzanın olmadığı ondan sonra gelen cironun —–bedelli çekin de arka yüzünde yalnızca ——- bulunduğu ve atılı herhangi bir imzanın olmadığı ondan sonra gelen cironun —isim ve imzasına ait olduğu görülmekle bu çekler yönünden davacı tarafından atılmış bir imza olmadığı gibi yapılan bilirkişi incelemelerinde de ——–yazısının da davacının eli ürünü olmadığı görülmüştür.—— altında imza bulunduğu ondan sonra gelen cironun——isim ve imzasına ait olduğu görülmekle birlikte yine bu çekteki isim ve imzanın da davacıya ait olmadığı anlaşılmıştır. Son bozma ilamı doğrultusunda da çeklerin kim tarafından bankaya ibraz edildiği ve ödemelerin kime yapıldığı araştırılmış, ——- çek numarası ——– tarafından ibraz edildiği ve tahsil edildiği; ———–tarafından ibraz edilerek tahsil edildiği anlaşılmıştır.Bu aşamada, çekin hukuki niteliği, ödeme olgusunun davacı tarafın kabulünde olmadığı ve ——- önünde bulundurulduğunda, ispat yükü kendisinde olan davalı tarafından bu çekler ile ödeme yapıldığı hususu ispatlanamamaktadır. Her ne kadar davalı vekili tarafından davacının bu çekleri ödeme olarak aldığı, hatta soruşturma dosyasında çeklerdeki ciranta ifadelerinin bu yönde olduğu iddia edilmiş ve davalının dosyaya ibraz ettiği dilekçesinde sunmuş olduğu cirantalardan —– tarihli ifadesinde üç adet çeki —– aldığı, —– kendi çalışanına yazdırdığı ancak imza attırmadığı, ——-çekin arka yüzündeki isim ve imzanın kendisine ait olduğu, bu çeki tahminen ———- yerini tanımadığını beyan etmişler ve davalı tarafından da bu ifadelerin davacı iddialarını çürüttüğü savunmasında bulunulmuş ise de sahteciliğe konu soruşturma dosyasında, sahtecilik iddiası ile şüpheli konumunda olan cirantaların hayatın olağan akışına uygun olarak kendi lehlerine vermiş oldukları ifadelerinin mahkememiz yargılaması açısından herhangi bir delil kabiliyetinin bulunmadığı açıktır. Bir an için aksi düşünülse bile, yani bu üç adet çekin ciranta ifadelerine göre —- alındığı kabul edilse bile, çeklerdeki keşidecinin davalı olmayıp dava dışı —–olduğu ve davalının çeklerde ne keşideci olarak ne de ciranta olarak hiçbir şekilde isim ve imzasının bulunmadığı karşısında davalının ödeme olgusunu ispatlayamayacağı, diğer bir deyişle bu çekleri ——-almış olsa bile davalının davacıya olan dava konusu borca karşılık olarak alındığı olgusu yine bu deliller ve tüm dosya kapsamı itibariyle ispatlanamamaktadır. Açıklanan bu hukuki nedenlerle; davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiş ve mahkememizce soruşturma dosyanın neticesinin davamızı açıklanan nedenler ile etkilemeyeceği anlaşıldığından soruşturma dosyasının neticesinin beklenilmesine gerek görülmemiştir.
Basiretli tacir gibi davranması esas olan davalının üç adet ———- çeki ile yapmış olduğunu iddia ettiği ödemeyi ispatlayamaması karşısında ve yukarıda açıklanan tüm hukuki gerekçeler ile bu üç adet çek bedeli kadar da davacının hali hazırda alacaklı olduğu sonucuna varılarak, davanın kısmen kabulüne davalının Kapatılan ————–yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 51.548,73 TL asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yıllık %16 ve değişen oranlarda işleyecek avans faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin isteminin reddine, alacağın fatura ve cari hesaba dayanması karşısında likit olması nedeniyle inkar tazminatı talebinin yerinde olduğu anlaşıldığından hükmedilen asıl alacağın %40 si oranında (takip tarihi göz önünde bulundurularak ) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE,
-Davalının Kapatılan——-yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 51.548,73 TL asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yıllık %16 ve değişen oranlarda işleyecek avans faiz üzerinden devamına,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 3.521,29-TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 594,95-TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 315,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.610,44‬-TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 910,85‬-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 4.204,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre; 3.533,20-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 670,80-TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 2.130,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre; 339,87-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 1.790,13-TL’sinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 9.786,78-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03.10.2023