Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/423 E. 2023/867 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/423 Esas
KARAR NO:2023/867
DAVA: İtirazın İptali (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/06/2022
KARAR TARİHİ:02/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin taşımacılık sektöründe faaliyet gösterdiğini, müşterilerinin taşıma hizmeti taleplerinin üçüncü kişilerden aldığı taşıma hizmetleriyle ifa ettiğini, davalı ——- şirketinin —- yerleşik olduğunu ve davalı—- şirketinden bir kısım emtiaları satın aldığını ve bunların ——- taşınması için müvekkili şirket ile anlaşıldığını, davalının ——– tarihinde müvekkili şirketten araç hazır etme talebinde bulunmasına rağmen daha sonra bunu ——– tarihine ertelediğini, müvekkili şirketin de davalının talebine uygun olarak dava dışı ——– anlaştığını,——— şirketine ait aracın, taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olarak, ——–tarihinde yükleme yerinde fiilen hazır edildiğini, ancak süresi içinde yüklemenin yapılmadığını, —– tarihlerinde yükleme yapılmadığında davalı şirket çalışanları —— yazışmalar yapıldığını, müvekkili şirketin aracın yüklenmemesi durumunda ücretsiz olarak geri çekebileceğini aksi halde gecikme bedeli ve diğer zararların fatura edileceğinin bildirdiğini, davalıların bu durumu kabul etmeleri üzerine aracın bekletildiğini, davalı şirketin hazır olan araca günde iki palet yükleme yaparak 9 gün gecikme ile yüklemeyi —– tarihinde tamamladığını, müvekkili şirketin de 9 günlük gecikme bedelini davalı şirkete fatura ettiğini, davalı şirketin faturanın diğer davalı —— tarafından ödeneceğini beyan etmesinden dolayı faturanın bu şirket üzerine keşide edildiğini;——-faturayı ticari defterlerine kaydettiğini, bu nedenle müvekkili şirkete karşı birlikte sorumlu olduklarını, davalı şirketlere karşı başlatılan icra takibinin davalıların itirazı nedeniyle durduğunu, ileri sürerek—– tutarında davacı müvekkili şirketin alacağını karşılar miktarda davalılara ait taşınır/taşınmaz malların ihtiyaten haczine, —— sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline ve aynı şartlarda takibin devamına, davalı şirketler aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yetkililerinden ——arasında danışmanlık ağırlıklı çalışan bir iş kadını olduğunu, eşi —– ise bir iş adamı olduğunu, çiftin —–şirketi kurduğunu, işbu davaya kaynak dilekçede sunulan—— adresinin müvekkili şirket ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, davalı müvekkili şirketin tüm kayıtlarının —– bulunduğunu, davacı ile yapılan iş ilişkisi kapsamında uyuşmazlıklar hakkında —— yetkilendirildiğini, somut olayın davacının iddia ettiği gibi olmadığını, davacının emtiayı bir hafta içinde ——- taşımayı taahhüt etmesine rağmen kendisinden kaynaklanan sebeplerle——- sürede yaptığını, uluslararası taşıma ve lojistik üzerinde faaliyet gösteren davalı şirketin sahip olması gereken ———- temel bilginin, taşıma işini yapmaya yetkili ve izinli olup olmadığını bilmesi olduğunu, aynı konuda ——dosyasında derdest bir dava daha bulunduğunu, ileri sürerek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı———vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın konusunun diğer davalı şirket ile davacı şirket arasında imza edilen taşıma sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmemesinde doğduğu iddia edilen alacak davası olduğunu, müvekkili şirketin işbu sözleşmesinin tarafın olmadığını, dolayısıyla dava konusu borçtan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacı şirketin, dava konusu alacağını müvekkili şirket tarafından ödeneceğini diğer davalı şirket tarafından beyan edilmesi sebebiyle müvekkili şirkete karşı fatura keşide ettiklerini ve talepte bulundukları yönündeki iddialarının kabul edilemez olduğunu, söz konusu faturaların da müvekkili şirkete teslim edilmediğini, ileri sürerek davanın müvekkili şirketin husumet yokluğundan reddine, aksi halde esastan reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taşıma sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali istemine ilişkindir.Davacı, davalı ——yerleşik olduğunu, davalı —- şirketinden bir kısım emtiaları satın aldığını, emtiaların ——- taşınması için anlaşma sağlandığını, taşıma için araçların hazır edilmesine rağmen davalı tarafça süresi içerisinde emtiaların araca yüklenmediğini ve gecikme yaşanan 9 günlük sürede araçların boşta beklemesi sebebiyle zararının oluştuğunu, oluşan zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini talep etmişlerdir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,——- üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, ——davalının sicil kayıtları celp edilmiş, —– tarafların sicil kayıtları dosya içerisine alınmış, —– emsal ücret bilgisi celp edilmiş,— tarihli bilirkişi raporu ve —— tarihli bilirkişi ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.Bilirkişi tarafından düzenlenen———- tarihli raporunda özetle, “…Somut olay incelendiğinde bekleme süresi ve gecikme süresi olmak üzere aynı taşımada fakat farklı zaman periyotlarında ortaya çıkan iki ayrı hukuki olay bulunduğu; Bir nolu davalı şirket —- olmadığını ve taraflar arasındaki taşıma sözleşmesine göre —– değil, ——yetkili olduğunu ileri sürmesine rağmen dava dosyasına sunulu böyle bir sözleşme bulunmadığı; Dava dosyasında davalıların gecikmeden dolayı zarara uğradıklarına dair bir veri bulunmadığı, ancak CMR hükümlerine uygun koşullar altında ve gerçek zararını ispat etmesi koşuluyla; bir nolu davalı şirketin gecikmeden dolayı tazminat ve davac lehine verilmesi muhtemel bekleme ücretinden mahsup talebinden bulunabileceği (CMR m.23/5); Somut olay bu çerçevede irdelendiğinden dava dosyasındaki mail yazışmaları (İngilizce olanların çevirisinin sunulmamasına ilişkin çekince saklı kalmak üzere) ve okunaklı olmamakla birlikte ———yazışmaları davalının yüklemeyi 9 gün geciktirdiği anlaşıldığı, bu nedenle MÖHUK m.29 gereği uygulama alanı bulan TTK m.,863/3 gereği davacının “makul-uygun bir ücrete” hak kazandığı; Davacı bekleme yapan ———- tür ve donanımına ilişkin bir bilgi veya belge sunmadığı, ——- olmasına ve yüklemenin taşıyıcının ikametgahından yapılmasına göre —- günlük bekleme ücreti tarafımızca ücreti makul olarak değerlendirildiği, Buna göre 9×150- 1.350 Euro KDV dahil bekleme ücreti oluşuğu; şayet ———- türünden olması halinde (tıbbı malzeme taşınması söz konusu olmasına göre mümkün olduğu için hesaplama yapma gereği duyulmuştur), aynı esaslara göre hesaplama yapıldığında 9×200- 1.800,00 Euro KDV dahil bekleme ücretinin, makul ücret olarak değerlendirildiği; Davacı şirket ile iki nolu davalı arasında bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığı savunmasının süresinde itiraz edilmeyen faturaya karşı da yapılabilmesi ve yüklemenin bir nolu davalı ile iki nolu davalı arasındaki sözleşme gereği davacı şirket tarafından tedarik edilen araçlar üzerine yapılması ve bir nolu davalı ile davacının iki nolu davalı aleyhine sözleşme yapamayacakları esasına göre, huzurdaki davaya konu talebin iki nolu davalı şirkete yöneltilmesinin mümkün olmadığı ve davaya konu zararı tazmin etmesi halinde bir nolu davalı şirketin iki nolu davalı şirkete arasında satış ve yükleme ilişkisinden kaynaklı rücu ilişkisinin doğabileceğinin değerlendirildiği; Davacının davalıları ve özellikle bir nolu davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair dava dosyasında bir veri bulunmadığı, bu nedenle takip talebindeki işlemiş faiz alacağının yerinde olmadığı, ancak takip tarihinden itibaren Euro alacağı üzerinden 3095 sayılı Kanununun 4-a maddesi uyarınca faiz işletilebileceğinin değerlendirildiği…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.Bilirkişi tarafından düzenlenen 07.09.2023 tarihli ek raporunda özetle, “…Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, fatura, tüm dosya kapsamı, Sayın Mahkeme tarafından yapılan ek görevlendirme, taraf vekillerinin kök rapora karşı itirazları, yukarıda arz edilen inceleme ve değerlendirmede beyan edilen gerekçelerle; Kök raporda beyan edilen görüş ve kanaatlerin muhafaza edilmesinin yerinde olacağının değerlendirildiği; Ek Sonuç ve kanaatine varılmıştır…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı taşıma organizatörü/akdi taşıyıcı şirketin yüklemenin makul süre içinde tamamlanmaması nedeniyle oluşan 9 günlük bekleme ücretinin davalılardan tahsili talebine ilişkin olup oluşan zarardan davalıların sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. CMR’de yüklemenin kime ait olduğu ve bekleme ücreti düzenlenmediği için bu hususta yetkili ulusal hukuk olarak TTK hükümlerinin uygulanması gerekir. MÖHUK m.29/2’ye göre “Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde, sözleşmenin kuruluşu sıraşında taşıyıcının esas işyerinin bulunduğu ülke aynı zamanda yüklemenin veya boşaltmanın yapıldığı ülke veya gönderenin esas işyerinin bulunduğu ülke ise bu ülkenin sözleşmeyle —— sıkı ilişkili olduğu kabul edilir ve sözleşmeye bu ülkenin hukuku uygulanır, Tek seferlik çarter sözleşmeleri ve esas konusu eşya taşıma olan diğer sözleşmeler de bu madde hükümlerine tâbidir.” denilmektedir. Bu nedenle uyuşmazlıkta TTK m.863/3 uygulanması gerekmektedir. TTK m.863/3 maddesine göre; “Taşıyıcı, sözleşme hükümlerine dayanarak veya kendi risk alanından kaynaklanmayan nedenlerle makul yükleme veya boşaltma süresinden daha fazla beklerse, bekleme ücreti olarak uygun bir ücrete hak kazanır” denilmektedir.Somut olayda davacı-taşıyıcı davalı şirket ——- taşıma sözleşmesini kurmuş, davalı ——- şirketi ise imalatçı ve satıcı şirkettir. Yükleme davalı —– şirketi tarafından yapılmış olmasına rağmen davalı ———- şirketi ile davacı arasında bir sözleşme ilişkisi bulunduğu davacı tarafça ispat edilememiştir. Dosya kapsamında alınan kök ve ek bilirkişi raporu gereğince sözleşmenin tarafı olan —- davacı tarafça talep edilen bekleme ücretinden sorumlu olduğu, diğer davalı —— şirketinin ise sorumluluğunun bulunmadığı, davacı tarafından talep edilen bekleme ücreti talebinin gelen müzekkere cevapları, kök ve ek bilirkişi raporu gereğince (9 x 150 € =) 1.350,00 € olduğu, davacının aşan taleplerinin yerinde olmadığı, davacı taraça iş bu dava ile işlemiş faiz talebi bulunmadığı anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davalı ——-sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, 1.350,00-€ asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Kanunun 4/A maddesi gereğince devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği ——– yüksek faiz oranına göre hesaplanacak faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. —— Dosyaya konu bekleme ücreti alacağının yargılamayı gerektirdiği ve likit olmadığı anlaşıldığından davacının şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ——

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalı ———– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, 1.350,00-€ asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Kanunun 4/A maddesi gereğince devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği ————— yüksek faiz oranına göre hesaplanacak faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Davacının şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin reddine,
3-Davanın davalı——- yönünden reddine,
4-Alınması gerekli karar harcı 1.638,27-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 440,84-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.197,43-TL harcın davalı —– tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 440,84-TL peşin harcın davalı——– alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı, 11,50-TL vekalet harcı, 331,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.300,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.723,20-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.598,40-TL sinin davalı —— tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı ——- tarafından yapılan 30,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-Davalı ——- tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.600,00-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 939,13-TL’sinin davalı ——- alınarak hazineye irat kaydına, kalan 660,87-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Davanın kabul edilen kısmı için davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı —– alınarak davacıya verilmesine,
11-Davanın reddedilen kısmı için davalılar ——–kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar ———- verilmesine,
12-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davalı – vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/11/2023