Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/412 E. 2023/432 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/412 Esas
KARAR NO : 2023/432

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2022
KARAR TARİHİ : 11/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı firma ile müvekkil firma arasındaki ticari ilişki sonucu müvekkil firma tarafından yüklenilen hizmet edimi eksiksiz olarak yerine getirilmiş olup; cari hesap ekstreleri ile işbu ticari ilişkinin sabit olduğunu,müvekkil firma tarafından verilen hizmete ilişkin davalı firmaya takip konusu danışmanlıkhizmet bedeli için kesilmiş olan 28.07.2020 ve 16.08.2021 tarihli iki adet fatura bedeli davalı firma tarafından ödenmemiş, İşbu faturalara süresi içerisinde davalı firmaca herhangi bir itirazda da bulunulmamış olduğunu,davalı firmanın işbu faturaları ödememiş olduğu cari hesap ekstreleri, müvekkil firma ticari defterleri ile sabit olup; faturalara ilişkin davalı firma aleyhinde —– İcra
Müdürlüğü’nün ——- Sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış, davalı firma tarafından
takibe haksız ve kötüniyetli olarak, müvekkil firmanın alacağını sürüncemede bırakmak için
itiraz edilmiş, davalı firma tarafından borcun ödenmiş olduğuna dair herhangi yazılı bir belge
ibraz edilmemiş olduğunu, davalı firmanın müvekkili firmaya olan borcu sabit olup; davalı
firma ile zorunlu arabuluculuk süreci anlaşmama olarak tamamlanmış olduğunu iddia ederek,
davanın kabulü ile; davalının vaki itirazın iptaline ve takibin devamına, , davalı aleyhine en az
%20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya
tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı, —- İcra Md.’ nün——sayılı icra dosyasındaki ve işbu dava
dosyasındaki alacak talebini 28.07.2020 tarihli, 1.062,00-TL tutarlı fatura ile 16.08.2021 tarihli,
1.146,96-TL tutarlı faturaya dayandırmış olup, davacının bahse konu faturalara ilişkin alacak
talebi haksız olduğu için müvekkili şirket tarafından yerinde bir şekilde icra takibine itiraz
edilmiş olduğunu,davacının alacak talebini dayandırdığı bahse konu faturaların, müvekkili tarafından ödenmiş olup, davacı tarafından kesilen 28.07.2020 tarihli faturanın bedeli olan 1.062,00-TL tutarını da
kapsayacak şekilde müvekkili şirket tarafından davacıya 27.08.2020 tarihinde 2.208,96-TL tutarında ödeme yapılmış, ayrıca, yine benzer şekilde; davacı tarafından kesilen 16.08.2021
tarihli faturanın bedeli olan 1.146,96-TL tutarını da kapsayacak şekilde müvekkili şirket
tarafından davacıya 14.10.2021 tarihinde 3.440,88-TL tutarında ödeme yapılmış olduğunu,
müvekkili şirkete ait ticari kayıtlar, defterler, banka kayıtları ve yapılan ödemeler
incelendiğinde; yukarıda anılan ödemelerin, davacının işbu davasını dayandırdığı ve davacının ödenmediğini iddia ettiği faturalara istinaden yapıldığı; dolayısıyla davacı ‘nın alacağı
olmadığının anlaşılacağını,bu itibarla, davacının ödenmediğini iddia ettiği 28.07.2020 t. ve 16.08.2021 t. faturaların,müvekkil şirket tarafından ödenmiş olup; davacının bahse konu faturaların ödenmediği
yönündeki iddiası ve bu iddiaya dayanarak talep ettiği alacak, haksız ve kötü niyetli olduğunu,
davacı, işbu davasını ve davaya dayanak teşkil eden icra takibini, davacının cari hesap
alacağına istinaden değil; yalnızca 2 faturaya dayandırmış vaziyette olduğunu, dolayısıyla,
hiçbir şekilde önceki beyanlarıyla çelişmemek ve davacı’ nın herhangi bir alacağı olduğu
anlamına gelmemek kaydıyla; davacının cari hesap alacağı bulunduğu yönünde hatalı bir
varsayımda dahi, müvekkili şirket tarafından davaya konu faturalar ödendiği için davacı lehine
herhangi bir alacağa hükmedilemeyeceğini,müvekkil şirket’in davacıya herhangi bir borcu bulunmamakta, bu itibarla, davacı’ nın alacak talebi her ihtimalde haksız olup; davacının işbu haksız talebinin reddine karar verilmesinin hukuka uygun olacağı görüşünde olduklarını,davacının alacak talebi haksız olduğu için; işbu haksız alacak talebine istinaden davacının talep etmiş olduğu icra inkar tazminatının da dayanaksız vaziyette olduğunu savunarak,fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın usulden reddine, davanın esas yönünden reddine, en az %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve
yargılama giderinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturaları ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—–İcra Dairesi —— Esas sayılı İcra Dosyası UYAP üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —–Vergi Dairesinden tarafların BA-BS kayıtları celp edimiş, —— Ticaret Odasından tarafların ticari sicil kayıt bilgileri celp edilmiş, 02.04.2023 tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 02.04.2023 tarihli raporunda özetle, “…Dava ve İcra dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile Tarafların birbirlerini teyit eden/doğrulayan Usul ve Yasaya uygun tutulmuş Ticari Defter ve Kayıtları ile dayanak belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, Davacı Şirketin 2.208,96 TL ASIL ve 384,64 TL İŞLEMİŞ FAİZ olmak üzere TOPLAM 2.593,60 TL
ALACAK Talebi üzerinden harçlandırmak suretiyle İtirazın İptali istemi ile Davalı Şirket aleyhine
ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında;
Tarafların Ticari Defter Kayıtlarının, Davacı Şirketin davalı Şirketten 2.208,96 TL ASIL ALACAK
Bakiyesinin varlığı yönünden birbirlerini teyit ettikleri,
Davacı Şirketin doğrulanan işbu 2.208,96 TL ASIL ALACAĞININ, Takip dayanağı yaptığı
faturalardan mı yoksa birbirleri arasında faturalara dayalı açık C/H Şekline sürdürülen açık
hesap ilişkisinden kaynaklanıp, kaynaklanmadığı hususlarında takdirin Sayın Mahkemeye ait
olabileceği,Davacı Şirketin Takip ve huzurdaki davada talep konusu yaptığı 384,64 TL İŞLEMİŞ FAİZ
Talebinin, Hukuki değerlendirmeye muhtaç olması gerekçesiyle Sayın Mahkemenin takdirinde
olabileceği sonuç ve kanaatlerine varılmıştır…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile BA BS formları üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda, davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı tarafça talep edilen faturaların davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. 02/04/2023 tarihli bilirkişi raporu gereğince davalı tarafından cevap dilekçesinde sunulan ödeme dekontları dahil inceleme yapıldığı ve tarafların ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, taraf hesaplarının birbirini doğruladığı, takip tarihi itibariyle davalının davacıya 2.208,96-TL asıl alacak borcunun bulunduğu anlaşılmıştır. (Yargıtay —– HD. ——Esas —— Karar sayılı ilamı, —– BAM —– HD. —- Esas —— Karar sayılı ilamı) Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ve alacağını yöntemince ispat ettiği, davalı tarafça dosyaya konu borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve delilin sunulmadığı, davalı takip tarihinden önce usulüne uygun temerrüde düşürülmediğinden davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davalının —-. İcra Dairesi’nin—— esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, 2.208,96-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. —— Dosyaya konu alacağın cari hesap ilişkisi/faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı (Yargıtay ——. HD. 12.10.2020 tarih ——Esas —– Karar sayılı ilamı) üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının—–. İcra Dairesi’nin ——esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, 2.208,96-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 179,90-TL ‘den davacı tarafça yatırılan 80,70-TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 12,97-TL harç olmak üzere toplam 93,67‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 86,23‬-TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 80,70-TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 12,97-TL harç olmak üzere toplam 93,67‬-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı, 11,50-TL vekalet harcı, 70,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.662,2‬0-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.415,69-TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.328,65-TL’sinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, kalan 231,35-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 2.208,96-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 384,64-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.