Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/396 E. 2023/892 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/396 Esas

KARAR NO:2023/892

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 24.05.2022

KARAR TARİHİ: 14.11.2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Taraflar arasında 13.10.2014 tarihli taşıma anlaşması yapıldığını, davacı tarfaça taşıma işleminin yapıldığını, fatura kesildiğini, karşı tarafın faturaya itirazının olmadığını, bu alacağa ilişkin———— sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ————-tarafından itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu davalarının kabulüne, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerini ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettikleri görüldü.

SAVUNMA:
Davalı cevap dilekçesinde özetle;
13.10.2014 tarihinde davacının müşterileri olan — İsimli göndericinin taşıma işlemini gerçekleştirdiklerini, kendilerinin aracı olduğunu aracı olduklarını, ——kendilerine ödemeyi yapmadığını, anlaşmaları gereği ödemesi alınmadan malın tesliminin yapılmaması gerektiğini, bu konuyu davacının ihracat müdürüne bildirdiğini, daha sonra teslim alıcısının —– elden ödeme yaparak yükü teslim aldıklarını öğrendiklerini, kendilerinden iş ile alakalı komisyonu istediklerini, bu ücretin taraflarına ödenmediğini ve kendileri aleyhine icra takibi açıldığını ve itirazda bulunduklarını, açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, ——-üzerinden celp edilmiş incelenmiş, —- davalının —-kayıtları celp edimiş, —- davacının gerçek kişi ticari işletme kaydı bilgileri celp edilmiş,— tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu,—- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; ——- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının mahkememiz dosyası davacısı, borçlunun davalı olduğu; takibin 4.624,28-TL asıl alacak, 1.429,82-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.054,30-TL alacağın tahsiline yönelik yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya 22.08.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 31.08.2021 tarihli borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçeleri sundukları, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, davanın 24.05.2022 tarihinde 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 4.624,18-TL alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenen 11.07.2023 tarihli raporunda özetle, ” Davacı şirket tarafından 13.10.2014 tarihinde davalı şirkete “Navlun Bedeli açıklamalı faturayı düzenlediği, bu faturanın fiziki ortamda düzenlenen kâğıt fatura olduğu, davacı şirketin alacak talebine konu faturayı davalı şirkete e- mail veya posta yoluyla tebliğine ilişkin belge bilirkişi incelemesine sunulmadığını, fiziki ortamda düzenlenmiş kağıt fatura iadesi; alıcı iptal yetkisine sahip olmadığını, alıcının iade için başvuracağı yolların ise düzenlenen faturanın tarafına tebliğ edildikten sonra iade faturası keserek faturayı muhasebe kayıtlarından çıkarmak veya noter yoluyla iade ederek işleme almamanın mümkün olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun “Fatura ve teyit mektubu” başlıklı 21. Maddesi’nin ikinci fıkrası; “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” olarak düzenlendiğini, dava dilekçe ekinde sunulmuş olan kağıt faturanın düzenleyen kişi —— müşteri unvanı ——- açıklamasıyla 1.600 Euro, 4.624,48 TL karşılığında kesildiğinin görüldüğünü, mahkemenin 25.05.2022 tarihli müzekkere yazısına cevaben ——— sayılı * Gerçek ve tüzel kişi tacirlerin ticaret ünvanlarının tasnifinden meydana gelen sicil fihristimizde yapılan incelemede yazınızda kimlik bilgisi verilen …’nun gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunmamıştır.” şeklinde olduğu, mahkemenin 25.05.2022 tarihli müzekkere yazısına cevaben —————— tarihinde verilen ———bilanço esasına göre verildiği ve yine 2022 takvim yılı için verilen 20.05.2022 tarihli 01-03-2022 dönem gelir geçici beyannamesinin de 213 sayılı VUK’un 177 maddesine göre bilanço esasına göre beyannamesinin verildiği görülmüştür.’ şeklinde olduğunun tespit edildiğini, Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ———Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148. 149 ve Mükerrer 257 nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin KDV Hariç 5.000’TL aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu —–; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri yükümlülüğü getirildiği, mahkemenin 07.12.2022 tarihli müzekkeresinde Davalı —– yılına ait —- —- talep edildiğini, —–cevap yazısı ekinde sunulan —— yıllarına ait davacı şirket adına —- beyanın olmadığı ve davacı şirket tarafından davalıya düzenlenen 13.10.2014 tarihinde düzenlenen 4.624,48 TL tutarındaki kâğıt faturanın ——aşan mal ve hizmet alımlarının” altında kaldığı için beyan zorunluluğunun mevcut olmadığını, davalının cevap dilekçe ekinde sunulan —–karar tensip tutanağında ——nedeniyle muameleden kaldırılmasına karar verilmiştir, şeklinde olduğunun görüldüğü, davacının icra takibine konu alacağa dayanak faturaya yönelik hizmetin verildiğine dair —–incelemeye ibraz ettiğini,——- şirketinin ürünlerinin taşındığı ve hizmetin verildiği yönünde ispatın gerçekleştirilmiş olduğunu, davalının da hizmetin verilmediği yönünde bir beyanı da bulunmadığının, davalının itiraz dilekçesinde aracı olduğu, davacı tarafından dava dışı —- verilen hizmete yönelik navlun faturanın davalıya fatura edildiği ancak Dava Dışı——–Davalının ödeme almadığı, davacının navlun bedelini elden dava dışı hizmetin verildiği —– şirketinden tahsil edildiği beyanı ile itiraz ettiği ve öncesinde icra takibinin yapıldığı ve geri çekildiği sonrasında yine 5 yıl süre sonunda yeniden icra takibinin başlatıldığı iddiası ile icra takibine itiraz edildiği görüldüğünü, davacı şirketin ticari defterinde—–şirketi ile olan cari hesap ekstresi talep edilmiş ancak davalının iddiasını doğrulayacak bir kayıta rastlanılamadığını, mahkemenin fatura yönünden alacağın yerinde olduğuna kanaatine varması durumunda; faiz hesaplama ;3095 sayılı kanunun 4/a maddesi kapsamında faiz talebine göre, aşağıda detaylandırılan hesaplamalarda 1.600,00 Euro asıl alacağa 281,17 € faiz talebinde bulunabileceği, mahkemenin 06.12.2022 tarihi kararına göre , fatura üzerinde bulunan 17.11.2014 ödeme vade tarihinden 24.05.2022 dava tarihine kadar asıl alacağa 281,17 Euro faiz talebinde bulunabilineceği, bu tutarında dava tarihi (24.05.2022) itibari ile Türk lirası cinsinden karşılığının ——— olduğu hesaplandığını, davacı şirketin huzurdaki davayı TL cinsinden ikame ettiği ve harcın esas değeri fatura suretinde bulunan 4.624,48 TL nedeniyle talebe bağlı kalmak kaydıyla 4.624,48 TL alacak talebinde bulunabileceği sonucuna varıldığı, ” yönünde görüşlerini bildirmiştir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının icra takibine konu alacağa dayanak faturaya yönelik hizmetin verildiğine dair ——– incelemeye ibraz ettiği,—– şirketinin ürünlerinin taşındığı ve hizmetin verildiği yönünde ispatın gerçekleştirilmiş olduğu, davalının da hizmetin verilmediği yönünde bir beyanı da bulunmadığı, davalının itiraz dilekçesinde aracı olduğunu, davacı tarafından dava dışı—— verilen hizmete yönelik navlun faturanın davalıya fatura edildiği ancak dava dışı —- şirketinden davalının ödeme almadığını, davacının navlun bedelini elden dava dışı hizmetin verildiği —— şirketinden tahsil edildiğini beyan ederek itiraz ettiği, davacı şirketin ticari defterinde —- şirketi ile olan cari hesap ekstresi talep edilmiş ancak davalının iddiasını doğrulayacak bir kayıta rastlanılamadığından davanın kabulüne karar verilmiştir.İcra inkar tazminatı yönünden; İİK’nın 67 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmünce; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı öngörülmüş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlarının bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda değil ise, alacağın likit ve muayyen olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemez.Eldeki davada alacak likit olduğundan; Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacak olan 4.624,48-TL’nin %20’si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalı tarafın—— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın asıl alacak olan 4.624,48-TL yönünden iptali ile takibe bu miktar üzerinden takip talebinde belirtilen şartlar ile aynen devamına,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacak olan 4.624,48-TL’nin %20’si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 315,90-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 235,20-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 80,70-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı, 11,50-TL vekalet harcı, 278,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.370,20-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.560,00-TL arabuluculuk ücreti davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.624,48-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair karar, davacı vekilinin ve davalı asilin yüzlerine karşı miktar itibariyle kesin olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 13.12.2023