Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/375 E. 2023/157 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/375 Esas
KARAR NO : 2023/157

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 18/05/2022
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirket’te 150 adet paya sahip olduğunu; şirket ortaklarından —— müvekkilinin murisi ——kendisine şahsi borcu olduğu iddiasıyla sürekli ihtarnameler yolladığını; ayrıca müvekkilinin diğer ortak—— ile —— Aile Mahkemesi’Nin —— Sayılı dosyasında derdest davasının bulunduğunu; ortaklar arasında güven ilişkisinin sona erdiğini; —–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —— sayılı dosyası ile davalı şirkete karşı hisse bedelinin ödenmesi suretiyle şirketten çıkma davası açıldığını; 22.04.2022 tarihli genel kurulda alınan——-no.lu karar ile şirketin 100.000 TL. olan sermayesinin nakden 1.500.000 TL. artırılarak 1.600.000 TL.’ye çıkarılmasına karar verildiğini; davalı tarafa açılmış derdest ortaklıktan çıkma davası bulunmasına rağmen davalı şirket tarafından alınan genel kurul kararıyla davalı şirketin kötü niyetle müvekkilinin %15 oranındaki hissesini devre zorladığını; şirkete ait imalathane ve arsanın iyi bir lokasyonda ve arsa değerinin 50.000.000 TL – 90.000.000 arasında olduğunu; şirketin faal ve cirosunun oldukça yüksek olduğunu; dolayısıyla müvekkilin şirketteki pay bedeli alacağının oldukça yüksek olacağını; bu sebeple davalı şirket’in amacının müvekkilinin haklarını gereği gibi vermemek, %15 oranındaki payına tekabül eden miktarı düşük tutmak ve, yok parasına müvekkilini şirketten çıkarmak olduğunu; müvekkili tarafından şirkete açılmış bir ortaklıktan çıkma davası varken davalı şirketin sermaye artırımına gitmesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını; davalı şirket tarafından sermaye artırımına gidilmesinin pay bedelinin ödenmesi suretiyle limited şirketten çıkma davasını kökünden etkileyecek olup mal kaçırmak suretiyle müvekkilinin hak ve menfaatlerini zedeleyeceğini; bahsi geçen sermaye artırımı kararının müvekkilinin yokluğunda diğer şirket ortakları tarafından müvekkilinin hak ve menfaatlerini zedelemek amacını güttüğünü; müvekkilinin halen daha şirkete giremediğini, davalının ne alıp ne sattığını, ne işlerle uğraştığını, ne kazandığını bilmediğini iddia ederek şirketten çıkma davası açıldıktan sonra davalı şirketin müvekkilinin hak ve hisselerini zedelemek amacıyla kötü niyetle sermaye artırımına gitmesinin TTK’na, genel hükümlere aykırı olduğundan 13.04.2022 tarihli sermaye artırımına ilişkin kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle TTK m. 622 uyarınca anonim şirket genel kurulunun iptaline ilişkin kuralların limited şirketler hakkında da kıyasen uygulanacağını; anonim şirket genel kurulunun iptaline ilişkin TTK m. 446 maddesinde geçen ve genel kurul kararlarının iptal edilebilmesi için var olması gerekli şartların hiçbirinin davada bulunmadığını; diğer bir deyişle davacı ortağın dava şartlarını yerine getirmeden dava açtığını ve bu sebeple davanın reddi talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; limited şirket ortağı olan davacı tarafından Genel Kurulda alınan sermaye arttırımının iptali talebidir.
Davalı şirketin 22.04.2022 tarihli Genel Kurul toplantısının 05.05.2022 tarihli ——- ilan edilen tutanağın incelenmesi sonucu şirketin 100.000,00 TL olan sermayenin nakden 1.500.000,00 TL arttırılarak 1.600.000,00 TL’na çıkartılmasına karar verildiği ve davacının dava konusu bu Genel Kurul toplantısına katılmadığı anlaşılmaktadır.6102 sayılı TTK’nın 622.maddesi ” bu Kanunun anonim şirket genel kurul kararının butlanına ve iptaline ilişkin hükümleri, kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanır” hükmü uyarınca anonim şirketlerin genel kurul kararının iptaline ilişkin TTK’nın 445. ve diğer maddeleri, limited şirket genel kurul kararlarının iptali hakkında da kıyasen uygulama alanı bulacaktır.TTK’nın 446.maddesinde ”iptal davası açabilecek kişiler” belirtilmiş olup toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten ve toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurulla katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine karar tarihinden itibaren 3 ay içinde iptal davası açabilirler.
—— sayılı ”Davacılardan——- genel kurul toplantısına katılmadığı hazirun cetvelinden anlaşılmaktadır. Genel kurul kararının iptali davası açılabilmesi için genel kurul toplantısına katılıp, iptali istenen genel kurul kararına muhalefetin tutanağa geçirilmesi gerekir bu bakımdan davada ki aktif dava ehliyeti tartışılmadan bu davacı yönünden davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” Yine ——-Mahkemece alınan kararların iptali istemi incelenirken iptal davalarında dava şartı olan 6102 Sayılı Kanunun 446/1-a maddesinde düzenlenen toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy vermesi ve muhalefetin tutanağa geçirtilmiş olması koşulunun öncelikle incelenerek, iptal isteminin dava şartı yokluğu nedeni ile reddi gerekirken işin esasına girilerek——-iddiaların ispatlanamadığından talebin reddine karar verilmesi doğru değil ise de sonucu itibariyle doğru bulunan kararın açıklanan değişik gerekçeyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.” Bahse konu Yargıtay ilamları gereği toplantıya katılmanın ve alınan kararlar aleyhine olumsuz oy kullanıp bu muhalefetini toplantı tutanağına geçirtmenin aktif dava ehliyetine ilişkin dava şartı olduğuna hükmedilmiştir.
Somut olayda; iptali istenen 22.04.2022 tarihli Genel Kurul toplantısının 05.05.2022 tarihinde—— ilan edildiği, davacı tarafın usulsüz tebliğ ve usulsüz tebliğe ilişkin herhangi bir itirazının olmadığı, kendisinin Genel Kurul toplantısında haberdar olduğu ve toplantıda hazır bulunduğu ancak TTK’nın 446/1 maddesi uyarınca davacının Genel kurul toplantısına katıldığı ancak karara karşı olumsuz oy vermek ve bu muhalefetini tutanağa geçirtme şartlarını yerine getirmediği sabit olmakla Genel Kurul toplantısının iptali için üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeden dava açtığı anlaşılmakla davacının açılan davasının 6100 sayılı HMK’nın 114/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın HMK’nın 114/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan REDDİNE,Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL karar harcının, dava açılırken peşin olarak yatırılan 80,70 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan bakiye 99,20 TL harcın karar davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’nin 7/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.