Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/332 E. 2023/169 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/332 Esas
KARAR NO : 2023/169

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 28/04/2022
KARAR TARİHİ : 23/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete——plakalı araç sürücüsü ——– sıralarında ————- seyir halinde
iken ani şekilde şerit değiştirmesi neticesinde aracının sol kısmına aynı yerde seyir halinde olan sürücü——-sevk ve idaresindeki ——plaka sayılı aracın sağ ön kısmıyla çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş olduğunu, söz konusu kazada trafik sigortası ile sigortalı —— sayılı araç sürücüsünün % 100 kusurlu olduğunu, kaza kapsamında ekspertiz raporuna göre —– hasar meydana gelmiş olduğunu, bu kapsamda davalı aleyhine icra takibi başlatılmış olduğunu, ancak yapılan haksız itiraz ile takibin durdurulmuş olduğunu, bu vs. nedenler ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla itirazın iptal edilerek — üzerinden takibin devamına karar verilmesi arz ve talep edilmiştir.

SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ihtiyatı haciz talebinin reddedilmesi gerektiğini, bu kapsamda şartların oluşmamış olduğunu, ayrıca müvekkiline rücu edebileceği iddiasının hukuki mesnetten yoksun olduğunu,
davacı tarafın dava dilekçesinin maddi hatalar içerdiğini, müvekkilinin kaza tespit tutanağına göre davacı —- maliki olduğu—- plaka sayılı ——sigortası kapsamında sigortacısı olduğunu, dosya kapsamının—–ibaret olduğunu beyan ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı —-tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle dava dışı —- araç için yapılan ödemelerin davalıdan(kendi sigortalısı) rücuen tazmini talebine ilişkindir.
Davacı, —- tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle dava dışıava dışı —-plakalı araç için tazminat ödemesinin yapıldığını, dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün ağır kusurlu olduğunu, ZMMS Genel Şartları B4-A maddesi gereğince davalı-sigortalının oluşan zarardan sorumlu olduğunu, oluşan zararın rücuen davalı——- tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- —-dava konusu araçların—–celp edilmiş, —–üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —- tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi tarafından düzenlenen —– tarihli raporunda özetle, “…Dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında maddi hasarlı, TRAFİK KAZASI olduğu,
Meydana gelen olayda KAÇINILMAZLIK faktörünün etkisinin OLMADIĞI, önlenebilir
bir kaza niteliğinde OLDUĞU, Söz konusu kaza ile hasar durumunun uyumlu olduğu, Dosya muhteviyatında onarım faturasının ibraz edilmemiş, bu nedenle dava konusu kazalı araçta——— hasar meydana gelmiş olduğunu, (İskontosuz), Bu kapsamda talebe bağlılık ilkesi gereği davacı tarafından talep edilmiş olan ——
onarım miktarının piyasa rayiçlerine uygun ve kadri marufunda bulunduğu,
Söz konusu kazalı aracın onarımının yetkili —— atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı olmakla birlikte onarımının yaklaşık 7 (yedi) iş günü süreceği ( Malzeme temin süresi dahil edilmiştir.)
Dava konusu aracın kazalı olarak ( Geçmiş hasar kayıtları kast edilmiştir.) kazadan önceki 2. El piyasa rayiç değerinin kaza tarihi itibariyle yaklaşık—– civarında olduğu, Dava konusu kazada;
—– plaka sayılı araç sürücüsü —– % 100 kusur oranı ile ASLİ VE TAM KUSURLU olduğu,
Dava konusu kaza kapsamında aracın işleteni yönünden KTK Madde 85
kapsamında müşterek ve müteselsil sorumluluk, yönünden değerlendirilmesinin Sn. Mahkemenin takdirlerine maruz olduğu, Dava konusu kazanın —- plaka sayılı araç sürücünün kendi şerit ve
istikametinde seyir halinde iken meydana gelmiş olması ve kural ihlali yapmamış—–KUSURSUZ olduğu,
* Her ne kadar Sn. Mahkemenin ara kararı gereği kusur değerlendirmesi yapılmış olsa da dava konusu kusur durumunun tüm hukuki değerlendirmesi ve takdiri ile, 6754 sayılı bilirkişi kanunu 6. Maddesi kapsamında——— bilirkişilerin uyacağı rehber ilkelerin 27. Maddesi gereği (asli kusurlu, tali kusurlu, kusur oranı) tespiti Hakim yetkisinde olduğu belirtilmiştir. Davacı şirkete sigortalı —- plakalı aracın sürücüsünün eyleminin kusur olarak adlandırılabilen ağır kusur olarak nitelendirilemeyeceği, olayda bilinçli olmayan kusurun mevcut olacağı ve sürücünün ağır kusurundan bahsedilemeyeceği, davalı— sigortalısına ve davacı araç sürücüsüne poliçe genel şartları B4/a maddesi gereğince ağır kusura dayalı olarak sigortalısına rücu edemeyeceği, görüş ve kanaatine varılmıştır…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
Sigortacı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95/2. maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra —- sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir.
Davacı —- şirketi, davalı——-kayıtlı aracın —- sigortacısı olup, kaza sırasında sigortalı aracı kullanan kişinin kazanın meydana gelmesinde ağır kusurlu olduğu ileri sürerek poliçe kapsamında ödediği tazminatı davalı-sigortalıdan rücuen tazmini talebinde bulunmuştur.
—- Sigortası poliçe genel şartlarının B.4. maddesinde ——- rücu edebileceği haller düzenlenmiş olup, rücu hakkının doğduğunun ve maddede sayılan bu hallerin mevcut olduğunu ispat yükü davacı sigorta şirketine aittir.
—–Genel Şartlarının Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı başlıklı B.4-a maddesinde “Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,” sigortacının rücu edilebileceği düzenlenmiştir.
—–.ağır kusur nedeni ile sigorta ettirene rücu edilebilmesi için aranan kusurun, kasta yaklaşan bir kusur olması gerekir.” denilmektedir.—–Sayılı ilamında da “ağır kusurda, hal ve şartların yüklediği özen gösterme ve tedbir alma ödevlerine veya bir hareket tarzı emreden kurallara tam bir aldırmazlık söz konusudur. Ağır kusur bağışlanması kesinlikle olanaksız olan irade eksikliği esasına dayanır.” şeklinde açıklanmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davalıya ait —- plakalı araç sürücüsünün tam kusuru ile dava konusu kaza meydana gelmiş ise de; —-Genel Şartları B.4/a maddesinde belirtilen “ağır kusurun” kasta yaklaşan ve bağışlanması kesinlikle olanaksız olan irade eksikliği olarak değerlendirilmesinin gerektiği, dava konusu kaza yönünden —- davalı araç sürücüsünün kusurunun bu kapsamda değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmış, rücu şartlarının oluşmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacı/alacaklının takip yapmakta haksız ve alacaklının kötüniyetli olması şarttır. —– Eldeki dava yönünden davalı/borçlu tarafından davacı/alacaklının kötüniyetli olduğu ispat edilemediği anlaşıldığından, davalı/borçlunun şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine,
3-Karar harcı 179,90-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 210,32-TL harcın mahsubu ile artan —-harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri—- arabuluculuk ücreti davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.