Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/331 E. 2023/714 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/331 Esas
KARAR NO:2023/714
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/04/2022
KARAR TARİHİ:28/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket hakkında —– sayılı dosyası ile ilamsız icra yoluyla icra takibi yapılmış, davalı şirket icra takibine itiraz etmiş, icra müdürlüğünün de davalı şirket süresinde borca itiraz ettiği için takibi durdurmuş olduğunu, davalı şirket, takip konusu borcu ödememiş olup, davalı şirket ile müvekkili arasında baklava ve ———- hamur açma makinesi, haşlama kazanı, soğutma kazanı, ——– pişirme ocağı ve —— 389.400 TL karşılığında yapımı hususunda 04.09.2020 tarihli sözleşme akdedilmiş, dava dilekçesi ekinde ibraz edilen sözleşmede makinaların, kazanların ve ——— özelliklerine ayrıntılı olarak değinilmiş olduğunu, bahsi geçen sözleşmeye göre 04.09.2020 tarihinden itibaren 60 iş günü içerisinde davalı şirket tarafından yapılması gereken makinelerden baklava ve ———- hamur açma makinesinin baklava hamuru için saatlik kapasitesi 110 kilogram, ——- hamurda ise 220 kilogram , makinenin ölçüleri ise 3400 mm uzunluğunda 1400 mm genişliğinde 1550 mm yüksekliğinde, haşlama kazanı ve soğutma kazanının uzunluğu 4 metre genişliği ise 1 metre, haşlama kazanı girişinden çıkışına 4.7 metre uzunluğa ulaşmakta, Soğutma ünitesi 2.5 metre uzunluğunda, haşlama ünitesi ve şoklama ünitesi toplam boyu 7.2 metre, ———- pişirme ocağının özelliği ise 35×45 tepsi ölçülerinde 63 adet saatlik pişirme kapasitesi, 35×45 tepsi ölçülerinde 504 adet 8 saatlik pişirme kapasitesi, ocaklarda alev sönmelerine karşı gaz kesme emniyeti bulunan, yanan ocak denilen atmosferik brülörler sökülüp yıkanabilir, ocakların altında yağ damlama tavası bulunan, her ocağın alev boyunu kendi gaz musluğundan ayarlanabilen, konveyör bant hızı (tepsi pişerken ilerleme hızı) ayarlanabilir olmasıdır. Ölçüleri ise 4000 mm uzunluğunda 2100 mm genişliğinde 900 mm yüksekliğinde, 2 yıl garantili, ——— özelliklerinin ise 4+4 bg olmak üzere 2 adet kompresör kullanılan 400 litre soğuk —— haznesi olan ve 2 kompresörün kontrol ünitesi ayrı olan bir makine olduğunu, sözleşme dolayısıyla müvekkil, talimat vererek 07.09.2020 tarihinde———numaralı hesabından ——yetkilisi ——numaralı hesabına 100.000,00 (Yüz Bin) TL, 29.09.2020 tarihinde—— numaralı hesabından ———- yetkilisi—- numaralı hesabına 100.000,00 (Yüz Bin) TL göndermiş olup, Akdedilen sözleşmede—– numarasının yer almakta olduğunu, müvekkilinin, toplam 200.000,00 TL ödeme yapmasına rağmen davalı şirket tarafından yükümlülükler yerine getirilmemiş, Müvekkil ise ———-yevmiye numaralı ihtarnamesi ise davalı şirketi yükümlülüklerini yerine getirmesi durumunda bakiye bedeli de ödeyeceğini, davalı şirketin yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda yaptığı ön ödemeler toplamı olan 200.000,00 TL’nin yasal faizi ile ödenmesini, aksi takdirde yasal yollara başvuracağını ihtar etmiş olduğunu, aradan geçen zamanda davalı şirket tarafından yapımı gerçekleşmesi gereken makine yapılmamış, müvekkilinin ön ödeme olarak yaptığı 200.000,00 TL iade edilmemiş, aradan geçen zamanda davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı için müvekkilinin yasal yollara başvurmuş, nihai olarak da davalının itirazları doğrultusunda icra takibinin durmuş olduğunu, tarafların tacir olması, yapımı istenen makinenin ticari bir makine olması dolayısıyla iş, ticari iş kapsamında kalmakta ve çözümlenecek uyuşmazlıkta görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava açmadan önce ticari nitelikli arabuluculuk yoluna başvurulmuş,——– dosyasıyla taraflar arasında anlaşmama tutanağı düzenlenmiş, tutanağın arabuluculuk dosya numarası —– olup son tutanak elektronik imza ile imzalanmış olduğunu beyan ve iddia ederek, davanın kabulü ile haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, icra takibinin devamına, davalı borçlu şirketin % 20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket uzun yıllardır sanayi sektöründe makine imalat ve satışı yapmakta olup sektörde ——– olarak tanınmakta ve yıllardır basiretli bir tacir olarak faaliyetlerini yürütmekte olup hem yurt içi hem de yurt dışı pazarda makine imalat ve satışınıgerçekleştirmekte olduğunu, davacı taraf ile müvekkili şirketin —– açma, —– —– hamur haşlama, ——— pişirme ocağı, ——- isimli imalatının müvekkili tarafından yapılması hususunda 330.000.-TL + %18 KDV ile toplam: 389.400,00 TL bedelli bir anlaşma yapmış olduğunu, davacı yan ikame etmiş olduğu işbu davada müvekkili şirket ile aralarında makine alım satımına ilişkin satım sözleşmesi var olduğunu, fakatmüvekkilinin işbu sözleşmeye konu edimleri zamanında yerine getirmediğini iddia ve bedel iadesi talep etmekte olduğunu, davacı yanın işbu iddiaları haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olup, nitekim müvekkili şirket anılan sözleşmeye göre karşı tarafı ifaya davet etmiş, lakin karşı tarafın ifadan kaçınmak suretiyle temerrüde düşmüş olduğunu, taraflar arasında imzalanan 04.09.2020 tarihli sözleşme ile alım-satım ilişkisi kurulmuş, davacı yan ile müvekkil şirket arasında 04.09.2020 tarihinde imzalanan sözleşme ile spesifik özellikte olan ve davacı tarafın talepleri üzerine imalatı yapılacak bir — açma, —- — hamur haşlama, — —- pişirme ocağı, ———— isimli imalatının için ticari ilişki başlamış olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında akde bakıldığında davacının da işbu akde imza attığı ve
icabı kabul ederek akdin kurulmasını sağladığı görülmekte, müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilen 04.09.2020 tarihli sözleşmede müvekkili şirket söz konusu spesifik özellikte olan ve alıcının ihtiyaçlarına göre tasarlanacak olan makinenin üretimini yapmayı, davacı de maliyetin %60’ını bir hafta içerisinde, ikinci ödemeyi de maliyetin %40 ise imalatı tamamlanıp makinedenemesi yapılmasının akabinde teslimden önce yapılacağını taahhüt etmiş olduğunu, alacaklı 60 günlük sürede ödeme edimini yerine getirmeyerek temerrüde düşmüş, davacının kanundaki tanımıyla alacaklı temerrüdüne düşmüş olup, davacının edimini ifa etmediğinin sunulan delilerden de açıkça görülmekte olduğunu, Türk Borçlar Kanunu’nun 106. Maddesinde, Alacaklının Temerrüdünün açıkça; “MADDE 106- Yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine önerilen alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur.” Şeklinde olup, müvekkili tarafından 60 günlük sürenin sonunda davacı tarafa 04.12.2020 tarihinde ihtar gönderilerek edimini ifa etmesinin talep edilmiş olduğunu, — tarihinde —- yevmiye numaralı ihtarnamesiyle sözleşmede belirtilen ödemeyi derhal yapması ve ürünü teslim alması talep edilmiş, aksi halde temerrüt haline düşeceği ve uğranılan zarar ve ziyanın tazmininin detalepedileceğinin belirtilmiş olduğunu, davacı taraf delilleri arasında cevabi ihtarını sunmuş lakin müvekkilinin kendilerinden çok önce ihtar keşide ederek ifa talep ettiğini belirtmekten kaçınmış, sözleşme ödeme süresi açıkça belirtilmiş olmakla 60 gün sonra ödemeyi yapmayan davacı tarafın açıkça temerrüde düşmüş olduğunu, sözleşmeyi ihlal eden ve müvekkil şirkete ödeme yaparak malı teslim almayan davacı taraf olup tüm bunlar karşısında müvekkili şirketi sorumlu tutarak bir hak talebinde bulunmasını kabul etmenin mümkün olmadığını, İşbu sebeple davacı yanın haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun davasının külliyen reddinin gerekmekte olduğunu, müvekkilinin karşı taraf ile imal etmek hususunda anlaştığı makine her işletmede kullanılması mümkün olmayan özellikte bir “eser” olup, spesifik olarak özellikleri karşı tarafın ihtiyaçlarına
göre belirlenen bir makinenin eser vasfında olduğunu, davacı taraf sözleşmedeki süreyi ihlal ederek müvekkil şirkete parayı ödemekte temerrüde düşmüş, temerrüt ihtarımızdan sonra davacı haksız olarak ve tek taraflı olarak sözleşmeyi fesih iradesini ihtar ile bildirmiş, eser sözleşmelerinde karşı taraf ancak ve ancak müvekkiline tazminat ödemek suretiyle sözleşmeyi feshedebileceğini, tazminat hususunda taleplerinin olduğu, karşı tarafın taleplerini kabul etmediğinin dosyada mübrez arabuluculuk tutanağını ile de sabittir olduğunu, bilindiği üzere alacaklının, borçlunun borcunu ifasını geciktirecek yahut imkansız hale getirecek haklı bir sebep olmaksızıngerçekleştirdiği her faaliyet alacaklıyı temerrüde düşürmekte, verme borcunu zamanında yerine getirmemiş olan davacı tarafın, müvekkili şirketin edimini ifa etmesine engel olmuş olduğunu, davacı taraf esasen müvekkiline siparişini verdiği makineyi müvekkili imal ettikten sonra satın almaktan vazgeçmiş ve haksız sözleşme feshine rağmen huzurdaki davayı ikame ederek bedel iadesi talep etmekte olduğunu, müvekkili şirket makinenin imalatını tamamlayıp teslime hazır hale getirmiş ve fakat davacı makineyi teslim almaktan imtina etmiş, müvekkili şirketin işbu makinenin imalatı için karşı taraftan aldığı tüm bedelleri kullanmış ve üzerine de kendisi yüksek meblağda harcama yaparak makineyi tamamlamış olup, mahalde keşif yapılması halinde bu durumun net olarak mahkeme tarafından görüleceğini beyanla, davacıya karşı her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kadıyla, davacının ikame etmiş olduğu haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun davasının tümden reddine karar verilmesini, vekalet ücreti ile her türlü dava masrafının davacıya yükletilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesi sebebiyle ödenen bedelin iadesi amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.Davacı, taraflara arasında 04/09/2020 tarihli sözleşme gereğince davalıdan dava konusu makinelerin imalinin talep edildiğini, makine bedeli olarak davalıya 200.000,00-TL ön ödemede bulunulmasına rağmen davalının dava konusu makineleri sözleşmeye uygun olarak imal etmediğini, davalı tarafça sözleşmeye uygun olmayan makina teslimatının talep edildiğini, davalının sözleşmeye uymaması sebebiyle ön ödeme olarak gönderilen 200.000,00-TL bedelin tahsili amacıyla icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- üzerinden dosya içerisine alınıp incelenmiş, —- kayıtları ve bilgileri celp edilmiş,—–davacının esnaf kaydı bilgileri celp edilmiş, —-davacının gerçek kişi ticari işletme kaydı bilgileri celp edilmiş, davalının ticaret sicil kayıtları—- dosya arasına alınmış, —– davalının— kayıtları celp edilmiş, — tarihli bilirkişi heyeti raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.Bilirkişi heyetinin 02.05.2023 tarihli raporunda özetle, “…Davacı yanın, 200.000.- TL ASIL ve 3.550,68 TL İşlemiş Faiz olmak üzere TOPLAM 203.550,68 TL ALACAK TALEBİ üzerinden harçlandırmak suretiyle İtirazın İptali istemi ile Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; Davacının alacaklı temerrüdüne düşmediği, davalının borçlu temerrüdüne düşmüş
olduğu, davacının ilk defa bedel iadesini talep ettiği icra takibi ile sözleşmeden dönme hakkını kullanmış olduğu, bu nedenle takip öncesi işlemiş faiz talep edilmesinin mümkün olmadığı…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.Taraflar arasındaki eser sözleşmesi akdedildiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf dava konusu makinelerin sözleşme gereğince kim tarafından teslim edileceği, makinelerin sözleşmeye uygun imal edilip edilmediği ve davacı tarafça yapılan ön ödemenin iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.Borç doğuran sözleşmelerden birisi olan “Eser sözleşmesi”, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 470. maddesinde, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” biçiminde tanımlanmıştır. Eser sözleşmeleri iki tarafa karşılıklı borç yükleyen bir tür iş görme sözleşmesidir. Yüklenici, iş sahibine karşı yüklendiği özen borcu nedeniyle eseri yasa ve sözleşme hükümlerine, fen, teknik ve sanat kurallarına uygun olarak yaparak ve zamanında tamamlayarak iş sahibine teslim etmekle yükümlüdür. Eser sözleşmelerinde “eser” ve “bedel” olmak üzere iki temel unsur vardır. Bu sözleşmelerde yüklenici istenen özellikte eseri meydana getirmeyi, iş sahibi de bu çalışma karşılığında ivaz ödemeyi üstlenmektedir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlü olup, HMK’nın 190. maddesinin 1. fıkrasına göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğundan; yüklenici, sözleşmeye uygun olarak eseri meydana getirip teslim ettiğini, iş sahibi de sözleşmede kararlaştırılan ve teslimle muaccel hâle gelen iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır. ——–Hemen belirtmek gerekir ki, taraflar arasındaki 04/09/2020 tarihli sözleşme hükümleri dikkate alındığında makinelerin imal edildikten sonra ulaşım masraflarının ve yol sigortasının davacıya ait olduğu kararlaştırılmıştır. Başka bir deyişle, davacı teslim için makinenin ulaşım masraflarını üzerine almıştır. Davalı tarafından davacıya çekilen ihtarname dikkate alındığında davalının eseri teslim yükümlülüğü bulunmamaktadır. Aksi yöndeki davacı beyanlarına ve bilirkişi heyet raporu tespitlerine itibar edilmemiştir. Davalı tarafından eserin sözleşmeye uygun olarak imal edilip hazır edildiği dosya kapsamında alınan bilirkişi heyet raporu ile sabit olup sözleşmeye uygun olarak makinelerin ulaşım giderini karşılamayan davacının temerrüde düştüğüne kanaat getirilmiştir. Başka bir deyişle, davacı alacaklının temerrüdüne (TBK 106 md) düşmüştür. Her ne kadar davacı, dava konusu makinelerin sözleşmeye uygun olmadığını beyan etmekte ise de TBK 474 maddesi gereğince davacının ayıp iddiasında bulunabilmesi için eseri teslim alması gerekmekte olup teslim olgusu gerçekleşmeden ayıba karşı hakların kullanılması mümkün değildir. Ayrıca davacı eseri teslim almak için sözleşmeye gereğince üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğinden davacının TBK 106-107 md gereği öngörülen “tevdi mahalli tayini” yükümlülüğü de bulunmadığına kanaat getirilmiştir. Esasen dava konusu malın niteliği dikkate alındığında davalı yönünden TBK 107 md gereğince tevdi mahalli tayini zorunluluğu (külfeti) bulunmadığı anlaşılmış, davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar harcı 269,85-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.458,39-TL harcın mahsubu ile artan 2.188,54‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 38,75-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 32.532,60-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ————- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/09/2023