Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/291 E. 2023/129 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/291 Esas
KARAR NO : 2023/129

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 15/04/2022
KARAR TARİHİ : 16/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine davalı—- Sayılı dosyasıyla ilamsız icra yolu ile icra takibi başlatılmış olduğunu, taraflar arasında mal alım satımından kaynaklı bir alacak/borç ilişkisi doğmuş müvekkilinin aldığı mallar karşılığı davalı yana davaya konu—– takibine dayanak yapılan faturalara—– ilişkin borcun müvekkili tarafından ödenmiş olduğunu, müvekkilinin takibe konu borcu alacaklı görünen tarafa ekte sunulu ———-görüleceği üzere faizi ile birlikte ödemiş, ancak davalı yan söz konusu icra takibine dayanak yaptığı bedeli almış olmasına rağmen dosyayı kapatmak yerine söz konusu icra dosyasından mükerrer tahsilat yapma amacını güderek dosyadan haciz işlemlerine devam etmekte ve bu takipten icrai işlemlerin yapılması sonucu müvekkilinin haberdar olmuş olduğunu, taraflarınca daha sonra alacaklı olarak görünen taraf ile hususta iletişime geçilmiş olunmasına rağmen ilgili alacaklının geri adım atmayarak dosya bakiyesi üzerinden işlemlere devam etmiş ve müvekkili ile davalı yan arasında başkaca herhangi bir alacak, fatura, cari hesap ve sair ilişki bulunmamasına rağmen davalı yanın işlemlere halen devam etmekte olduğunu,
bu icrai işlemlerin müvekkilinin itibarını zedelemesinin yanı sıra devam eden icrai işlemler durdurulmazsa müvekkili açısından tarifsiz zararlara yol açacağından, ilgili icra dosyasına istinaden yapılan ödeme dikkate alınmadan haksız ve hukuka aykırı bir şekilde devam ettirilmiş olan bu takip dolayısıyla müvekkilinin uğramış olduğu bu zararların daha fazla artmaması ve takibin iptali için mahkeme nezdinde iş bu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğu beyan ve iddialarıyla, fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile,—- sayılı dosyasında müvekkilinin dosyaya konu borcu ekte sunulu ———- görüleceği üzere faizi ile birlikte ödenmiş ve bedelsiz kaldığından öncelikle takibin tedbiren durdurulması, devamında borçlu olunmadığının tespitine, davalının en az %20 kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, davacıya olan cari hesap borcunun tamamının ödenmesine rağmen davacının mükerrer tahsilat amacıyla icra takibine geçtiğini, davacı tarafından yapılan icra takibinin haksız olduğunu, icra takibine konu alacak nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —– Esas sayılı İcra Dosyası —- celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —- tarihli bilirkişi heyeti raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi heyetinin—- raporunda özetle, “…Davacı Şirketin, davanın dayandırıldığı takipte —- üzerinden Davalı şirkete Borçlu bulunmadığının tespiti ve takibin İptali istemi ile Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu Menfi Tespit Davasında; Davalı Şirketin Davacı Şirketten Takip Tarihi itibarıyla ——ASIL Alacağı bulunduğu, Takip Borçlusu Davacı yanca Takibe süresinde İtiraz edilmemesi —–İşlemiş Faizin Kesinleşmiş Alacak olarak tahakkuk ettiği, Davacı Takip Borçlusu Şirketin Takipte kesinleşmiş olduğu tespit edilen———–Borcuna ilişkin herhangi bir ödeme yapmamış olması nedeniyle Davalı şirkete Takip tarihi itibarıyla — Borçlu durumda olduğu tespitlerimizle, Davacı Şirketin Menfi Tespit taleplerinin Sayın Mahkemenin takdirinde olacağı sonuç ve
kanaatlerine varılmıştır…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Ancak davalının alacağı kambiyo senedine dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. —–Eldeki dosya bakımından, davacı-borçlu tarafça dava konusu borcun tamamının ödendiği iddia edildiğinden, dava konusu alacağın davalı-alacaklıya ödendiğini yöntemince ispat etmesi gerekmekte olup, dava konusu alacağın davalı-alacaklıya ödendiğini ispat yükü davacı-borçlu taraftadır.—–Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı tarafından menfi tespite konu alacağın ödendiği ve davalı-alacaklının—-yapmak istediği beyan edilmiş ise de; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ve tarafların— dikkate alındığında mükerrer tahsilatın bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davalı-alacaklının davacı-borçludan— olduğu anlaşılmış, aksi yöndeki davacı itirazlarına itibar edilmemiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından davalı-alacalının işlemiş faiz talep edebileceği değerlendirilmiş ise de; davalı-alacaklı tarafından fatura borcu yönünden davacı-borçlunun ayrıca temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir delil sunulmaması sebebiyle davacının dava konusu edilen 7.275,00-TL işlemiş faiz yönünden sorumlu olmadığı, davalı-alacaklının işlemiş faize yönelik takipte bulunmasının yerinde olmadığı anlaşılmış, davacının işlemiş faiz yönünden menfi tespit talebinin yerinde olduğu anlaşılmış, anılan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, davacının davalıya —- Esas sayılı takip dosyasına konu —- (işlemiş faiz) yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Menfi tespit davalarında 2004 sayılı İİK 72/IV ve 72/V maddeleri uyarınca tazminata hükmedilebilmesinin ön koşulu; gerek açılmış icra takibinin durdurulması gerekse icra — yatan paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve bu kararın uygulanmış olmasıdır.—- kapsamında davacı/borçlu tarafından kötüniyet tazminatı talep edilebilmesi için davalı/alacaklı tarafından yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir. Eldeki dosya bakımından yukarıda belirtilen şartlar oluşmadığı anlaşılmakla, davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davacının davalıya —-Esas sayılı takip dosyasına konu—- yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacı tarafça talep edilen şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine,
3-Karar harcı 496,96-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 322,86-TL harcın mahsubu ile bakiye —– davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 322,86-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı, 11,50-TL vekalet harcı, 113,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, —– bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.205,7‬0-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre ——– davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —–. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen —— nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen —- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
10-Davacı tarafça dosyaya yatırılan teminatın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 392/2 maddesi gereği yasal süre sonunda davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.