Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/26 E. 2022/77 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/26 Esas
KARAR NO: 2022/77
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/09/2018
KARAR TARİHİ: 02/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait—-çekin boş olarak çalındığını, yapılan şikayet üzerine —- dosyasıyla bankara ödememe ve çeklere el koyma talimatı verildiğini, davalıların—- ödememe talimatı nedeniyle davaya konu çeklerden —- olarak davalılardan — cirolandığını, akabinde davalı firmanın bu çeke istinaden —-plakalı acanın yakalandığını, davacı şirketin davalılarla herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını; davalı—— eki almadan önce müvekili şirket iteyit için aradıklarını, ancak çeklerin çalıntı olduğunun söylendiğini ve iadesi için kendilerine —– ihtarda bulunulduğu halde icra takibi başlattıklarını, müvekkili şirketin dava konusu haksız durum nedeniyle telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağını, bu nedenlerle müvekkili şirketin davalırlara karşı borçlu olmadığının tespitine, ——çeklerin iptaline ve icra takibine konu edilmemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı—– cevap dilekçesinde özetle; öncelikle işbu davada mahkeminin yetkili olmadığını, yetki incelemesi yaparken çekin keşide yeri değil yine genel kaidelere göre davalıların adresleri dikkate alınması ve buna göre yetkili mahkemenin belirlenmesi gerektiğini, menfi tespit davalarında da bu genel kuralın dışına çıkılamayacağını, dolayısıyla yetkili mahkemeler, davalıların adreslerinin bulunduğu ——-mahkemeleri olduğunu, yetki husususun öncelikle karara bağlanmasını talep ettiklerini, ———– akdedildiğini, diğer davalı—- gerçekleştirdiği — çerçevesinde konu firma tarafından müvekkil şirkete dava konusu — adet çek ciro ve teslim edildiğini, dava konusu çek yasal süresi içinde muhatap bankaya ibraz edildiğinde —- çeklerin ödenmemesi ve çeklere el konulması kararı uyarınca ödeme yapılamadığına dair şerh düşüldüğünü, keşideci ve cirantalar tarafından müvekkil şirkete herhangi bir ödeme yapılmayıp çek bedelinin tahsili kabil olmayınca; davacı çek keşidecisi ve ciranta borçlular hakkında, —- dosyaları ile icra esas takibi başlatıldığını, dava konusu çekin aslı gibidir kaşeli görüntüleri ilgili icra dosyasına ait icra kasasında olduğunu, davacı taraf çek üzerindeki imzaların kendisine ait olmadığını, çeklerin boş olarak çalındığını ileri sürmüş ise de bu iddia ispata mucip olduğunu, yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde bu husus ortaya çıkacağını, dava konusu çek diğer davalı — müvekkil şirket emrühavalesine ciro ve teslim deldiğini, davacının dava konusu çek hakkındaki menfi tespit istemi yerinde olmadığını ve işbu çeke ilişkin olarak müvekkil şirket aleyhine açılmış olan davanın reddi gerektiğini, davalı müvekkil şirket—–sürdürmekte ve — denetimini ve gözetimini gerçekleştiren bu kurum —– olarak denetlenmekte olduğunu, davacının menfi tespit talebiyle davasına konu ettiği çekler; — kapsamında alındığını, müvekkil şirket——— kararlarına ve yürürlükte olan yasa hükümlerine aykırı hiçbir işlem gerçekleştirmemiş, mevzuata uygun bir şekilde hareket ettiğini, bu nedenler davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —–cevap dilekçesinde özetle; Yasal süresi içinde uygulanmadığı için hükümsüz kalan ihtiyati tedbir kararının öncelikle bu nedenle, aksi halde ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazları doğrultusunda kaldırılması gerektiğini, müvekkili şirketin adresinin— mahkemede açıldığını, müvekkili şirket yönünden yetkili mahkeme, —- Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemelerinin olduğunu, davanın, öncelikle yetki yönünden reddi gerektiğini, birden fazla çek için farklı kişilere yöneltilen taleplerin tek bir davaya konu edilmesi usulen mümkün olmadığını, davacının, birden fazla çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti talebi ile birden fazla davalı aleyhine menfi tespit davası açtığını, müvekkili dışındaki davalılara hangi gerekçe ile husumet yöneltildiğinin dahi dava dilekçesinde izah edilmediğini, husumet yöneltilen davalılar arasında HMK. Madde 57 veya 59’da düzenlendiği şekilde dava arkadaşlığı bulunmamakla, usule aykırı olarak açılan davanın bu sebeple de reddi gerektiğini, davacının dava konusu çeklerin çalındığına ilişkin beyanlarının çelişkili, gerçek dışı ve kötüniyetli olduğunu, dava konusu çeki, dayanağını teşkil eden alacağı fatura ile tevsik etmek sureti ile devralan müvekkilin, yasadan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi karşısında, iyiniyetinin korunması gerektiğinin açık olduğunu, dava konusu edilen —- işlemine istinaden müvekkil şirkete devredildiğini, ibraz tarihinde, hakkında —– sayılı dosyasından verilmiş olan ödemeden men ve el koyma olduğu anlaşılan çek, banka tarafından el konularak onaylı bir sureti müvekkile verilmiş ve———– marifetiyle icra takibine konu edildiğini, öncelikle yasal süresi içinde uygulanmayan ihtiyati tedbir kararının kalktığının tespitine, aksi halde ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazlarımız doğrultusunda kaldırılmasına, davacının davasının öncelikle yetki yönünden reddine, yetkisizlik kararı ile birlikte yetkisiz Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının da kaldırılmasına, aralarında ihtiyari veya zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan davalılara aynı dava ile husumet yöneltilmesi mümkün olmadığından, usul kurallarına aykırı olarak açılan davanın esasa girilmeksizin reddine, aksi halde esasa ilişkin cevapları doğrultusunda reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——-dilekçesinde özetle; dava tarafından icra takibinden sonra menfi tespit davası açıldığını, ancak İİK ve HMK da düzenlenen yetki kurallarının açık olduğunu, işbu amir hükümler çerçevesinde icra takibindensonra açılan menfi tespit davalaranıda takibin açıldığı yer mahkemse ya da davalıların ikametgahının bulunduğu er mahkemelerinin yetkili olduğunu, işbu husus dikkate alınmaksızın davacı şirket tarafından —- menfi tespit davası açılmışsa da yetkili yer mahkemesinin ——- asliye ticaret ahkemeleri ya da davalını müvekkilinin ikametgahının bulunduğu yer olan —– olması gerektiğini, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, davacı şirketin dava dilekçesinde adres ve vergi kimlik numarasının yer almadığını, HMK hükümleri gereğince işbu hususların dava şartı olduğu ve kesin süre içerisinde tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, davacının konusu iddialarının yersiz olduğunu ve ispat edilmesi gereken hususlar olduğunu,—-çek için menfi tespit davası açıldığını, aynı zamanda başka çekler içinde tedbir talebinde bulunulduğunu, ancak harcın —- üzerinden yatırıldığını, tüm çekler yönünden borçlu olmadığının tespiti isteniyorsa tüm çek bedelleri üzerinden harç yatırılması gerektiğini, şayet sadece — çek yönünden menfi tespit isteniyorsa diğer çekler üzerinden tedbirin kaldırılması gerektiğini ve bu çekler yönünden menfi tespitin konusuz kalacağını, müvekkili ile davacı şirket arasında bir çok ticari ilişkinin bulunduğunu, müvekkilinin ilk olarak —tarihli ve taşeron sözleşmesi başlıklı sözleşmenin imzalandığını, çalındığı iddia olunmayan diğer çekler ise vadesi geldiğinde ödendiğini veyahut yazılmış ancak kaybedildiğinin iddia edilmediğini, aynı seride yer aldığı açıkça görülen —– çek hakkında tedbir talep edildiğini, işbu hususun dahi davacının açıkça borçlulardan kaçma iradesi gösterdiğini ortaya koyduğunu, bu nedenlerle tedbir kararının hak ve menfaat dengesini aşması nedeniyle kaldırılmasına, yetkisizlik kararı verilmek suretiyle icra dosyasının bulnduğ uyer makemesi olan —- mahkemelerinin veya müvekkilinin ikametgalının bulunduğu yer mahkemeleri olan—–yetkili sayılmasına, davanın ispata muhtaç ve mesnetsiz olması sebebiyle reddine, telafisi güç zararlara sebebiyet veren davacı yan aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar —– sayılı dosyasında sunduğu şikayet dilekçesinde dava konusu çeklerin aracından boş olarak çalındığını, çeklerdeki imzaların sahte olduğunu belirttiğini, ancak işbu dava dilekçesinde çeklerin çalındığına ilişkin beyanının bulunmadığını, oysa ki davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin açmış olduğu işbu davada çekteki imzanını şirket yetkilisine ait olmaması halinde dava dilekçesinde bu hususu açıkça belirtmesi gerektiğini, çekteki imzalarnı davacı şirket yetkilisine ait olmaması halinde davacının savcılık dosyasındaki beyanları ile çeliştiğinin ortaya çıkacağını, savcılık dosyasında çeklerin imzasız ve boş bir şekilde çalındığının belirtilmesi ile bu hususun dava belirtilmemesinden çeklerin çalındığının gerçeği yansıtmadığını ortaya koyduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, davacının, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tamzinata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle “İİK md.72/3 uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit” istemine ilişkindir.
Davanın geçirmiş olduğu safahat incelendiğinde; iş bu dava dosyasının —– sayılı kararı ile mahkemenin yetkisizliğine,—- yetkili olduğuna dair karar verildiği, dosyanın ticaret mahkemesi sıfatıyla ——gerekçe kısmında yetkili mahkemenin —- yetkili olduğu yönünde hüküm kurularak —- yetkisizliğine karar verildiği, dosyanın —– tarihinde görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında somut olayda yetki hususunun kesin nitelikte bulunmadığı ve yetki itirazının davalı —- cevap dilekçesinde usulüne uygun şekilde ilk itiraz biçiminde ileri sürüldüğü; İİK’nın 72. maddesinde göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında yetkili mahkemenin icra takibinin yapıldığı yer veya davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğunun düzenlendiği, takibin yapıldığı yerin —- olduğu, davalı yetki itirazında bulunan —- sayalı kararı ile gerekçe kısmında da belirtildiği şekilde yetkili mahkemenin —— Mahkemeleri olduğu, bu itibarla Mahkememizin yetkisiz bulunduğu; yetkili Mahkemenin—-Mahkemeleri olduğu nazara alınarak Mahkememizin yetkisizliğine, görevli ve yetkili Mahkemenin —– Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar vermek gerektiği hukuki kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca yasal süre içinde istem halinde dosyanın yetkili—- ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereği yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde———— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..02/02/2022