Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/258 E. 2022/298 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/258 Esas
KARAR NO: 2022/298
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 05.04.2022
KARAR TARİHİ: 08.04.2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— tarihinde —— su baskını meydana geldiği, bu durumun sigorta şirketine bildirilmesi üzerine ekspertiz incelemesi yaptırıldığı, yapılan incelemede hasarın davalı firmanın yaptığı kazı çalışması sonrası ; —— yağışla birlikte sürüklenmesi neticesinde mazgalları tıkaması ve bu nedenle kanalizasyondan geri tepen sular nedeniyle gerçekleştiğinin anlaşıldığı, ekspertiz raporuna istinaden sigortalı hasarının karşılandığı, rücu amacıyla amacıyla——– dosyası ile icra takibi açıldığı, davalının zararın oluşmasında sorumluluğu sabit olmasına rağmen söz konusu icra takibine haksız olarak itiraz ettiği, davalının anılan bu borca yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazlarının hiçbir dayanağı olmayıp, İ.İ.K. md. 67 gereği itirazın iptali gerektiği, açıklanan nedenlerle, borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen %9 faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, davacının sigortalısına ait konutun —– tarihinde kazı çalışması neticesinde su baskınına uğradığını ve konutta hasar meydana geldiğini iddia eden davacının oluşan zararı sigortalısına ödediğini beyanla hasara sebebiyet verdiği iddiasıyla ödenen bedelin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
TTK.’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır.
——– sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu dâvası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı sigorta şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Davacının sigortalısı ise —- olup sigortalı yerin niteliği konuttur. Burada davacı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme sigorta poliçesine dayalı olup ödeme yapmasının sebebi sigortalısı dava dışı —- ile arasındaki ilişki olup ödemeyi yapmış ve onun haklarına halef olmuşsa artık yapılan ödemenin davalıdan tahsili istemi de yine onun haklarına halef olması sıfatıyla rücuen tahsil istemidir. Dolayısıyla dava dışı sigortalı davalıya karşı bu davayı hangi mahkemede açacaksa davacı sigorta şirketinin de o mahkemede davayı açması gerekmektedir. —- davalarda yargılamanın temel ilişkiye göre yapılacağı, —— karar sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere;
Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir.
Somut olayda davalı şirket tacir olmakla birlikte, davacının sigortalısı ——– tacir olmadığı gibi sigortalı yerde konut niteliğine haizdir.
Tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, dava dışı sigortalının tacir olmadığı, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla uyuşmazlığın çözüm ve görüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu ve mahkememizin görevli olmadığı, görev hususunun dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında resen nazara alınabileceği ve usul ekonomisi ilkesi de göz önünde bulundurularak davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK’nun 114 (1) /c maddesinin yollaması ile HMK’nun 115 (2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli——— ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 (2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair; tarafların yokluklarında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde —– Adliye Mahkemeleri İstinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi. 08.04.2022