Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/242 E. 2023/476 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/242 Esas
KARAR NO : 2023/476

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; işletme konusu gereği, şirket bünyesinde araç kiralama işlemi yapıldığını, bahse konu araçların zilyetliği kiralama sözleşmesi ile üçüncü şahıslara devredildiğini, müvekkili firmanın 16/06/2020 tarihli kira sözleşmesi ile kiracının kullanımına bırakmış olduğu —– plakalı araç ile gerçekleştirilen kaza sonucu oluşan zararlara ilişkin dava konusu icra takibi açıldığını, müvekkilin haberi olmadan icra dosyasının kesinleştiğini, 18/06/2020 tarihinde gerçekleşen kaza ile birlikte davalı firmaya ait araçta meydana gelen hasarlara ilişkin toplam 136.253,13 TL’nin tahsilini talep ettiğini, müvekkil firma ile kazaya gerçekleştiren—— arasında 16/06/2020 başlangıç ve 16/07/2022 bitiş tarihli sözleşme yapıldığını, sözleşmenin yapılmasından iki gün sonra müvekkil ücretini dahi almamışken kaza dolayısıyla müvekkilin sorumlu tutulmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, icra takibinde talep edilen bedellerin fahiş oranlarda yüksek meblağlar olduğunu, davalı şirketin iyi niyetle hareket etmeyerek müvekkil firmanın tüm mal varlığına haciz şerhi işlenmesinden anlaşılacağını, icra takibinde borçlu olarak gösterilen sigorta şirketinin işbu dosyanın görülmesinde hukuki menfaat olduğunu, tüm bu açıklanan nedenlerle müvekkil firmanın aracın esas işleteni olmadığı ve kendisine husumet yöneltilmeyeceğinin kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ticari uyuşmazlıklarda dava şartı olan arabuluculuğa başvurulmadığını, ayrıca huzurdaki davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu bu nedenle öncelikle davanın usulden reddine, müvekkil şirket alacağını sürüncemede bırakmak amacıyla açılan işbu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, davacı tarafın tazminat taleplerinin reddine, davacı aleyhine İcra İflas Kanunu m.72, IV,c 2-4 gereğince tazminata hükmedilmesine, bu nedenle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.Davacı,——- plakalı aracın maliki olduğunu, dava konusu aracın 16/06/2020 tarihinde 2 yıl süre ile dava dışı——kiraya verildiğini, ancak dava konusu aracın 18/06/2020 tarihinde kazaya karıştığını, kazaya karışan ve hasar gören—–plakalı araç sahibinin zararın tazmini için araç işleteni olarak —– İcra Müdürlüğünün ——- Esas sayılı takip dosyası ile takibe geçildiğini, takibin haksız olduğunu, KTK göre uzun süreli kira sözleşmesi sebebiyle işleten sıfatının bulunmaması sebebiyle kaza sebebiyle oluşan zarardan sorumlu olmadığını, —–. İcra Müdürlüğünün ——- Esas sayılı takip dosyası yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın safahatı incelendiğinde; —— Asliye Hukuk Mahkemesinin —— Karar sayılı görevsizlik kararı ile —– Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmiş olmakla mahkememizde—— Esas sayılı numarasına tevzi edilerek yeniden yargılamaya geçilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—–. İcra Dairesi —— Esas sayılı İcra Dosyası UYAP üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —-Ticaret Sicili Müdürlüğünden davacının ticari sicil kayıtları celp edilmiş, —– İl Emniyet Müdürlüğünden dava konusu araçların tescil kayıtları ile —— kayıtları celp edilmiş, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinden hasar bilgileri ve poliçe örnekleri celp edilmiş, mahkememizce 04.01.2023 tarihli ihtiyati tedbir kararı verilmiş, 06.09.2022 tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 06.09.2022 tarihli raporunda özetle, “…Davacı şirketin incelemeye ibraz ettiği 2020 ve 2021 yılları yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdikleri bulunmakla birlikte, bu yıllara ait yevmiye defterlerinin kapanış tasdikleri bulunmadığından, 2022 yılı yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdikleri bulunduğundan ( Ticari defter incelemesi 13.05.2022 tarihinde yapıldığından ve yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılması için 30.06.2022 tarihine kadar süre bulunduğundan ), incelenen ticari defterlerin lehlerine kesin delil vasfına haiz olup olmadıkları konusunda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Kira sözleşmesinin ekinde fatura ve ruhsat bulunmadığı, ayrıca, davacı şirketin ticari defterlerine göre, davaya konu sözteşme ile ilgili—— ile ilgili her hangi bir kaydın bulunmadığının tespit edildiği, Bu durumda, davacının davalıya borcunun bulunmadığı konusunda takdir ve hukuki yorumun tamamen Sayın Mahkemeye ait olduğu, Tarafların masraf, vekalet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin, Sayın Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
KTK 3.. maddesinde; “İşleten : Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” denilmektedir.
Uzun süreli kira sözleşmesinin araç malikinin işleten sıfatını ortadan kaldırabilmesi için üçüncü kişileri bağlayıcı güçte olması gerekir. Bunun için Yargıtay tarafından belirlenmiş bazı hususların mevcut olması gereklidir. Bunlar; aracın fiilen teslim edilip edilmediği, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, dava dışı kiracının tasfiye sonucunun ne olduğu, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları detaylı bir şekilde araştırılması hususlarıdır.(Yargıtay—– HD.——- Karar sayılı ilamı)

Somut olayda, her ne kadar alınan bilirkişi raporu ile kira sözleşmesinin davacı kayıtlarında yer almadığı, kira sözleşmesinin vergi ve maliye dairelerine bildirilmemiş ise de; dava konusu aracın 16/06/2020 tarihi saat 20:06’da kiraya verildiği, 13/10/2022 tarihli ——İl Emniyet Müdürlüğü müzekkere cevabında dava konusu araca ilişkin 16/06/2020 tarihi 20:10’da —— kaydının oluşturulduğu, aracın kiraya verilmesinden iki gün sonra kazanın meydana gelmesi sebebiyle dava konusu kira sözleşmesinin ticari defterlerde kayıtlı olmadığı, vergi ve maliye dairelerine bildirilmediği, davacı vekilinin 24/04/2022 tarihli beyanında bu yönde olduğu, dosya kapsamı dikkate alındığında davacı beyanına itibar edilmesi gerektiği, zira —— kayıtlarının davacı iddialarını doğruladığı, aracın kiraya verilmesi ile kaza tarihi arasında çok kısa süre olması sebebiyle araç kira sözleşmesinin ticari defter ve kayıtlara işlenememesi ve vergi dairesine bildirilememesinin kabul edilebilir bir mazeret olduğu değerlendirilmiş, bu sebeple davacı tarafından ileri sürülen kira sözleşmesinin üçüncü kişileri bağlayıcı mahiyette olduğuna kanaat getirilmiş davacının menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar dava kabul ile sonuçlanmış ise de davalı-alacaklının dava konusu aracın uzun süreli kiraya verildiğini bilmesi veya bilebilecek durumda olması mümkün olmadığından davalı aleyhine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına kanaat getirilmiştir.

Menfi tespit davalarında 2004 sayılı İİK 72/IV ve 72/V maddeleri uyarınca tazminata hükmedilebilmesinin ön koşulu; gerek açılmış icra takibinin durdurulması gerekse icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve bu kararın uygulanmış olmasıdır.——) Ayrıca İİK 72/V maddesi kapsamında davacı/borçlu tarafından kötüniyet tazminatı talep edilebilmesi için davalı/alacaklı tarafından yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir. Eldeki dosya bakımından yukarıda belirtilen şartlar oluşmadığı, davalı alacaklının kötüniyetli olmadığı anlaşılmakla, davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
1-Davacının davalıya —– İcra Dairesinin ——Esas sayılı takip dosyasından dolayı BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE ve anılan icra takibinin davacı yönünden iptaline,
2-Davacı tarafça talep edilen şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gerekli karar harcı 9.307,45-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.326,87-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.980,58-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 2.326,87-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 511,70-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.100,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.679,5‬0-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
9-Mahkememizin 04.01.2023 tarihli ara kararı ile konulan tedbirin karar kesinleşene kadar devamına, karar kesinleştiğinde kaldırılmasına,
10-Davacı tarafça dosyaya yatırılan teminatın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 392/2 maddesi gereği yasal süre sonunda davacıya iadesine,Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde——Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.