Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/206 E. 2022/803 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/206 Esas
KARAR NO : 2022/803

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/03/2022
KARAR TARİHİ : 11/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; müvekkil —- kimlik numarası ile, — itibaren davalı şirkete ait iş yerinde —- çalışmakta iken, 26.10.2019 tarihinde iş kazasına maruz kalmıştır. Müvekkile—2.860 TL net ücretin yanı sıra,—– değerinde —— — verildiği, müvekkilin ücretinin asgarisi bankadan yatırılmış olup, üstü elden ödenerek—-yatırılmış ve müvekkil işvereni tarafından —-hakları yönünden mağdur edildiği, bu nedenle iş bu davada ücret uyuşmazlığı yaşanabileceğinden, dava konusu alacakların miktar olarak belirlenmesi için gerçek ücretin tespitine yönelik emsal ücret araştırmasına ve sair yargısal işlemlere de ihtiyaç olacağı, müvekkil ve—- ile, davalı taraf ile aracın işleteni olan dava dışı işverenlik arasındaki —-işveren kaza sorumluluk poliçesi kapsamında yürütülen iş kapsamında, iş yeri aracı ile——- çıkmış ve — yolunda araç şoförü —- uyuması üzerine araç müvekkilin bulunduğu tarafa doğru yan yatmış ve müvekkilin sağ bacağı aracın altına sıkıştığı, müvekkil —ekiplerinin yardımıyla sıkıştığı yerden çıkarılmış ve—– götürülmüş, bir süre tedavi gördükten sonra —ile— sevk edilmiş ancak sağ bacağı diz altından kesildiği, yapılan tıbbi müdahale sonrası olay iş kazası olarak kayda geçtiği, Trafik iş kazası şeklinde gerçekleşen olaya ilişkin,—- soruşturma nolu dosyasında “müştekilerin alınan ifadesinde şikayetçi olmaması sebebiyle kovuşturma şartının oluşmayacağı anlaşılmakla” —— karar verildiği bilgi edinildiği, müvekkil kaza sonrası ve halen dava dışı işverenlik nezdinde çalışmaya devam ettiği ve maluliyet durumu itibariyle başka yerde iş bulma konusundaki güçlükler karşısında şikayetçi olmadığı gibi, bu aşamaya kadar işverenlik aleyhine açılan bir tazminat davası da bulunmadığı, öte yandan, —– içeriğinden manevi zararları da kapsayacak şekilde hazırlandığı anlaşılmakla, gerek bu hususta gerekse maddi zararları yönünden poliçe limitini aşan ve fazlaya ilişkin hakları yönünden, hem davalı tarafa hem de dava dışı işverenliğe yönelik fazlaya ilişkin tüm dava ve talep haklarımızı saklı tutulduğu, davacının iş kazası sonrası maluliyetine ilişkin iş gücü kaybının tespiti için— başvuru sonucu, —-Kararı uyarınca davacının iş kazası sonucu oluşan sürekli iş göremezlik derecesi —- yüzde —– olarak tespit ve karar altına alınmıştır. Gerçekte müvekkilin iş kazasından kaynaklanan iş gücü kaybı oranı daha yüksek olup, her aşamada itiraz ve fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı olduğu, davalı sigorta şirketinin maddi ve manevi zararlar yönünden ve poliçedeki limitle sınırlı olmak üzere, sorumluluğu bulunmadığı, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket tarafından davacıya trafik poliçesi kapsamında — yapılmıştır. yapılan ödeme ile müvekkil şirket tüm sorumluluğunu yerine getirmiştir. arabuluculuk ile anlaşma sağlandığından kesin hüküm olduğu, buna rağmen fazlaya ilişkin talepler için gerek trafik poliçesi gerekse de işveren poliçesi bakımından dava açılamayacağı, trafik poliçesi limiti dolmadan anlaşma sağlandığına göre demek ki davacı fazlaya ilişkin haklarından vazgeçtiği, kabul anlamına asla gelmemek kaydıyla; müvekkil şirketin sorumluluğu doğsa dahi sıralı sorumluluk sebebiyle — öncelikle tüketilmesi gerekli olduğu, akabinde bakiye zarar oluşmuş ise —– devreye girmeli en son halen karşılanmamış zarar var ise işveren poliçesinden talepte bulunulmalıdır. —- tüketilmemiş olduğundan ve müvekkil şirket ödemeler ile ibra edildiğinden müvekkil sigorta şirketinin konu poliçe kapsamında sorumluluğu doğmayacağı, müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğunun doğabilmesi için öncelikle sigortalısının sorumluluğunun tespiti gerektiği, davanın reddine karar verilmesini, dava açılmasına sebebiyet vermediğimiz için masraf, vekalet ücreti ve faizle sorumlu tutulmamamıza, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, davacının davalı şirkete ait iş yerinde —-çalışmakta iken meydana gelen iş kazası sonucu oluştuğu iddia edilen geçici ve sürekli iş göremezlik zararlarına ilişkin açılan tazminat davasıdır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunludur.
4857 sayılı Kanunu’nun 1.maddesinde kanunun kapsamı belirtilerek, “Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir. Bu kanun, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.” denilmektedir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1.maddesinde ise “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi görevinin iş mahkemelerine ait olduğu” belirtilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta trafik kazasının gerçekleştiği tarihte davacının davalı — çalışanı yani işçisi olduğu ve davacının, dava dışı işverene ait araçta bulunduğu sırada gerçekleşen trafik kazasında yaralanması nedeniyle maddi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. Davalı —-dava dışı şirketin halefi olduğu ve halefiyete —- bu durumda işçi ile işveren arasında oluşan bir ihtilaf bulunduğundan uyuşmazlığın çözümünde İş Kanunu hükümleri uygulanacağından davanın çözümlenmesinde İş Mahkemeleri görevli olacaktır.—–
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Görevli mahkemenin İş Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli —-Nöbetçi İş Mahkemesi’ne Gönderilmesine,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.