Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/195 E. 2023/183 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/195 Esas
KARAR NO : 2023/183

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 05/03/2020
KARAR TARİHİ : 28/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında “Alacağın Temliki, Sulh, İbra, Feragat Sözleşmesi” isimli taksitli borç üstlenme sözleşmesi imzalandığı, 22.01.2019 tarihinde, davalının müvekkil’e olan 2.046,00 USD ve 793,01 EURO borcunun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığı, 25.11.2010 tarihli alacağın temliki sözleşmesinde——- Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair hüküm konulduğu, ancak H.M.K. madde 17’ye göre yetki sözleşmeleri ancak tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında yapılabileceği, davacının tacir olmaması nedeniyle sözleşmedeki yetki kaydı geçersiz olduğu, davalı tarafın gerek yerleşim yeri adresi gerek sözleşmede kararlaştırılan tebligat adresi ——-olduğu, H.M.K. Madde 6’ya göre davalı tarafın yerleşim yeri mahkemesi, yetkili mahkeme olduğundan, ——Adliyesi Asliye Ticaret Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olduğu, takip konusu alacak taksit taksit belirlenmiş olup, likit olduğu, davalı aleyhine %100 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, davalının haksız itirazı nedeniyle, müvekkilin her geçen gün mağduriyeti arttığı, bu nedenle İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi uyarınca davalı borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiği, açıklanan nedenler, sunulan emsal kararlar; davalı borçlunun, haksız ve mesnetsiz itirazı nedeniyle davacının alacağının icra yoluyla tahsili imkânı bu aşamada mümkün olmadığından; mevcut itirazın bertaraf edilerek davacının takip konusu alacağına kavuşabilmesi ve kötü niyetli olarak takibi uzatmak için itiraz eden davalı’nın icra inkar tazminatına mahkum edilmesi amacıyla, huzurda işbu davanın açılması zarureti hâsıl olduğu, davalı’nın haksız itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı’nın %100 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile müvekkil şirket arasında akdedilen takip dayanağı sözleşmeyle taraflar iş bu sözleşmeden doğabilecek olan ihtilafların çözümünde —— Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu hususunda mutabakata varıldığı, yetki sözleşmesinde belirli bir şehirdeki mahkemelerin yetkili kılınması, sadece o şehrin merkez ilçesinin yargı çevresindeki mehkemelerin yetkili kılındığı anlamına geldiği, Merkez ilçe dışında ayrı bir mahkeme teşkilatı bulunan yerdeki ilçe mahkelemeri sözleşmenin kapsamı dışında kaldığı, örneğin, yetki sözleşmesinde—— mahkemeleri yetkili kılınmışsa, davanın—–sınırları içinde olsa da——- mahkemelerinde açılması mümkün olmayacağı, davanın dayanağı olan sözleşme 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı yasadan önce 25.11.2010 tarihinde imzalanmış olduğundan o tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı yasa hükümlerine göre taraflar arasında yapılan sözleşmedeki yetki şartı geçerli olup her iki tarafı da bağlayacağı, dava konusu takibin yetkisiz icra dairesinden yapılması ve dolayısıyla geçerli bir icra takibi olmaması ve iş bu davanın da yetkisiz mahkemede açılmış olması nedeniyle koşulları oluşmayan icra takibine itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini talep ettiği, talep edilen faiz oranının yasal dayanağı olmadığı, arz ve izah olunan durum muvacehesinde, yetkisiz Mahkemede açılmış olması nedeniyle davanın yetki yönünden reddine, izah ettiğimiz nedenlerle haksız, mesnetsiz, yasal dayanaktan yoksun ve zamansız ikame olunan davanın reddine, davacı aleyhine % 20 ’den aşağı olamamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, Mahkeme masrafları ve ücret-i vekâletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibari ile temlik hükümlerine göre girişilen takibi yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.Davanın geçirmiş olduğu safahat incelendiğinde, davanın mahkememizin ——karar sayılı dosyası ile açıldığı, mahkememizce 15/09/2020 tarihinde davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar verildiği, davacı vekili tarafından verilen kararın İstinaf edildiği,—–Bölge Adliye Mahkemesinin —–.Hukuk Dairesinin 03/03/2022 tarih —–karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilerek mahkememiz yeni esas numarası aldığı görülmüştür. ——Bölge Adliye Mahkemesinin —–Hukuk Dairesinin 03/03/2022 tarih —–karar sayılı ilamında özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin 25.11.2010 tarihli olduğu ve bu tarih itibariyle 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlükte olduğu, buna göre somut olayda yetki sözleşmesinin geçerliliğinin ve mahkemenin yetkisine etkisinin bu Kanun hükümlerine göre belirlemesinin gerektiği yönündeki ilk derece mahkemesi tespiti yerinde olduğu, 1086 Sayılı Kanun’da yetki sözleşmesinin geçerliliği için “Tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması” gibi bir şart öngörülmediğinden, taraflar arasındaki yetki sözleşmesi geçerli olduğu, ancak 1086 Sayılı Kanun uyarınca yetki sözleşmesi genel yetki kurallarına göre yetkili mahkemenin yetkisini kaldırmayıp, davacıya seçimlik hak tanıdığı, buna göre, her ne kadar sözleşmede——mahkemeleri ve icra daireleri yetkili kılınmışsa da; davalının —– olması nedeniyle davanın —– mahkemeleri ve icra dairelerinde de görülebilmesi mümkün olduğundan, icra takibinde —— icra dairelerinin yetkili olduğu gözetilmeksizin aksi düşünce ile takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.Mahkememizin 04/10/2022 davanın niteliği gereği dosyanın mahkememizce resen seçilecek bir bilirkişiye tevdi ile davacının dava dilekçesi ile davalı tarafın cevap dilekçesi ve taraflar arasındaki uyuşmazlık göz önüne alınarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle alacağı olup olmadığı varsa miktarının tespiti hususunda rapor alınmasına karar verildiği, mali müşavir bilirkişi tarafından 04/01/2023 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; davacı yanın davanın dayandığı takibe dayanak yaptığı Temlik Protokolü kapsamındaki Alacaklarının, Protokolde belirlenmiş Vadelerinden itibaren Temerrüdünün oluşmuş ve Temlik alan Şirketten talep edilebileceği yönünde hüküm kurması halinde, davacı yanın, davalı şirketten talep edebileceği asıl alacaklarının, takip talebindeki gibi 2.046,00 USD ve 793,01 EURO olarak hesaplandığı, davacı Şirketin Temlik Protokolünde Taksit Tutarları ve Vade Tarihleri belirlenmiş USD ve EURO Alacaklarına, Takip Tarihine kadar 3095 SK./4-a Uyarınca D.O. hesaplanmış İşlemiş Faizlerinin; 503,98 USD ve 127,19 EURO olabileceği sonuç ve kanaatini bildirir rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüş olup alınan raporun denetime ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından hükme esas alınmasına karar verilmiş, tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan deliller alınan bilirkişi raporu ile —– Bölge Adliye Mahkemesinin ——.Hukuk Dairesinin 03/03/2022 tarih——- karar sayılı ilamı hep birlikte değerlendirilerek bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre davalının davacıya takip tarihi itibariyle 2.046,00-USD ve 793,01-EURO asıl alacak ve 503,98-USD ve 127,19-EURO işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.549,98-USD ve 920,20-EURO borcu bulunmakta olup bu miktarlar yönünden davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Her ne kadar kısa kararda 503,98-USD ve 127,19-EURO ibarelerinden sonra ”işlemiş faiz” ibaresi yazılmamış ise de dosya kapsamından ve hükme esas alınan bilirkişi raporundan bu hususun açıkça anlaşılır olduğu, yine davanın kısmen kabulüne karar verildiği ancak ”fazlaya ilişkin istemin reddine” şeklinde ibarenin de hükme eklenmediği ve iş bu hususların maddi hata niteliği bulunduğu değerlendirilerek gerekli düzeltme gerekçeli karar yazım aşamasında yapılmıştır.)

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalıların —–İcra Dairesinin —— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 2.046,00-USD ve 793,01-EURO asıl alacak ve 503,98-USD ve 127,19-EURO işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.549,98-USD ve 920,20-EURO üzerinden aynen DEVAMINA,Hükmedilen 2.046,00-USD ve 793,01-EURO asıl alacağın, takip tarihi itibari ile Türk lirası karşılığı üzerinden ve taktiren %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 1.430,46-TL den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 247,82-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.182,64-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 247,82-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-TTK 56/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre 1.240,8 davalı tarafından tahsili ile hazineye irat kaydına, kalan 79,20-TL’ nin davacı tarafından tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 112-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.166,4‬0-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.036,416‬-TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.273,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.