Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/188 E. 2023/150 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/188 ESAS
KARAR NO : 2023/150

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2017
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan ticari alım- satımlarda davalı yana 02/02/2014 tarih —–sayılı, 28/02/2014 tarih —-sayılı, 01/03/2014 tarih —-sayılı, 01/04/2014 tarih —–sayılı, 30/04/2014 tarih —– sayılı, 31/05/2014 tarih —- sayılı, 30/06/2014 tarih —- sayılı, 31/07/2014 tarih —–sayılı, 31/07/2014 tarih —– sayılı, 31/08/2014 tarih —– sayılı, 30/09/2014 tarih —– sayılı, 30/09/2014 tarih —-sayılı, 30/09/2014 tarih —— sayılı faturalarda belirtilen toplam 90.747,55-TL tutarında mal teslim edildiğini, davalı şirket tarafından toplam 90.747,55-TL tutarında fatura borcunun 75.406,13-TL’si farklı tarihlerde davacı şirkete ödendiğini, ödenmeyen kalan fatura alacaklarından 15.341,42-TL tutarındaki borcun tahsili amacıyla davalı aleyhine—–İcra Dairesi’nin—— esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, davalı yanca böyle bir borcun bulunmadığından bahisle borca itiraz edilerek icra takibinin durdurulduğunu, davalı şirket tarafından davaya konu faturalardaki borç miktarının 75.406,13-TL’sinin davacı şirketin—— hesap numaralı hesabına farklı tarihlerde yatırılmış faturalardan geriye kalan borç miktarı olan 15.341,42 TL’nin ise ödenmemiş olduğundan davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu sebeplerle davalı tarafın —— esas sayılı icra dosyasına vaki itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, taraflar arasında ticari borç ilişkinin bulunmadığını, davalı şirkete yollanan fatura bedellerinin ödendiğini, bu sebeple davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulanmadığını, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava hukuki niteliği itibariyle, davalının ——esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptali için açılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talepli davadır.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporu alınmış ve yasa değişikliği nedeniyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlanmıştır.Dava konusu uyuşmazlığın; taraflar arasında ticari alım satımdan kaynaklı davacı tarafından düzenlenen faturalardan dolayı iddia edilen bakiye alacakla ilgili yapılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın haklı olup olmadığı, davacının icra takibi yapmakta haklı olup olmadığı, itirazın iptali hüküm ve koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplandığı görülmüştür.Davacı; davalı ile aralarındaki ticari ilişkinden kaynaklı faturaya dayalı alacaklı olduklarını, davalıya 90.747,55-TL’lik mal teslim ettiklerini, davalının kısmi ödeme yaptığını, ancak bakiye 15.341,42-TL ödenmemiş alacaklarının kaldığını iddia etmiş; davalı ise, icra takibinde sayılan faturaların hangisinden kaynaklı alacaklı olduğunu davacı tarafın açıklamadığını, davacıya borçlarının olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
—— esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde; dosyanın alacaklısının davacı, borçlusunun davalı olduğu, davacı alacaklının, 30/09/2014 tarihli belgeye dayalı olarak, 15.341,41-TL asıl alacak ve 2.122,16-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.463,57-TL üzerinden takip başlattığı görülmüştür.
Davanın niteliği ve tarafların tacir olduğu hususu göz önünde bulundurularak TTK 83-85.maddeleri ile HMK 222.maddesi uyarınca her iki tarafın davaya ve takibe konu yıllara ait tüm yasal ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir.Davalının defter ve belgeleri talimat yolu ile incelenmiş olup; bilirkişinin 13/05/2018 tarihli raporunda özetle; “…Davalı şirket ticari defterlerinin yılbaşı açılış ve yılsonu kapanış tasdiklerinin VUK ve TTK’nda tanımlanan süre içinde yaptırılmış olduğu, davacı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu ve defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği, defterlerin davalı lehine delil niteliği taşıyacağı, taraflar arasında gerçekleşmiş ticari ilişki nedeniyle davacı yanca, davalı şirkete düzenlendiği belirtilen, takibe ve davaya konu edilmiş olan toplamı 15.341,41 TL tutan 3 adet faturanın davalı şirkete teslim ve tebliğ edildiğinin davacı yanca ispatlanması durumunda, davalı şirketin davacı şirkete bu faturalar toplamı kadar borçlu olabileceği, söz konusu faturaların davalı yana intikal ettirildiğinin ispatlanamaması durumunda davacı yanın davalıdan alacak talebinin hakkaniyete uygun olmayacağı…” şeklinde kanaat bildirdiği anlaşılmıştır.Davacının defter ve belgelerini inceleyen bilirkişinin 13/01/2020 tarihli raporunda özetle; “….Davacı şirket tarafından ibraz edilen 2014 yılına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226 ve —— Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, davacı defterlerinin kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, davacı şirket lehine delil kabiliyetinin bulunduğu; davacı şirketin ticari defterlerine göre 30.11.2014 tarihi itibariyle KAYDİ olarak davacının davalıdan 14.903,40-TL alacaklı göründüğü, davacının takibi 15.341,41-TL Asıl alacak üzerinden yaptığı, ancak 2014 ticari defterlerinde Alacak bakiyesinin 14.903,40-TL olduğu, aradaki farkın 03.02.2014 tarih——- nolu 438,01-TL bedelli faturadan kaynaklandığı; ——Talimat numarası ile alının 13.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda; “Davalı ticari defter kaydına göre taraflar arasında sürdürülmüş olan ticari ilişki nedeniyle, davalı şirketin davacı şirkete borçlu olmadığı, davalı ticari defterlerinin incelenmesinde, davacı yanca, davalı şirkete düzenlenmiş olduğu belirtilen 03.02.2014 tarih—— nolu 438,01-TL bedelli , 28.02.2014 tarih—— nolu 6.761,40-TL bedelli, 31.08.2014 tarih ——nolu 8.142,00-TL bedelli toplam 15.341,41-TL faturaların davalı tarafça ticari defterlere işlenmediği, bu faturaların davacı şirketçe davalı şirkete teslim edildiğinin davacı yanca ispat edilmesi durumunda, davalı şirketin davacı şirkete bu faturalar toplamı kadar 15.341,41-TL borçlu olabileceği, söz konusu faturaların davalı yana intikal ettirildiğinin ispatlanamaması durumunda davacı yanın davalıdan alacak talebinin hakkaniyete uygun olmayacağı” yönünde görüş beyan ettiği—–10.02.2014 tarih ——nolu 438,02-TL bedelli fatura incelendiğinde, faturanın üzerinde Kredi Kartı Çekim İşlem No:—— no yazdığı ve davacı ticari defterinde de bu fatura bedelinin tahsil edildiği yazmaktadır. Davacı şirket bu fatura bedelini 2014 yılı ticari defterine göre davalı şirketten talep edemeyeceği, davacı tarafından düzenlenen 28.02.2014 tarih ——-nolu 6.761,40-TL bedelli, 31.08.2014 tarih 8.142,00-TL bedelli toplam 14.903,40-TL tutarındaki faturalara istinaden vinç kiralama hizmeti verildiği ve davalının da bu faturaları kabul etmesi halinde, davacının davalıdan 16.964,97-TL talep edebileceği…” şeklinde kanaat bildirildiği görülmüştür.Makine Mühendisi ve Mali Müşavir’den oluyşan bilirkişi heyetinin 28/10/2022 tarihli raporlarında özetle; ——-.Davaya konu faturalar tabloda sarı ile boyanmıştır. Davaya konu faturalar kiralama sürecinde ilk ve son faturalar olarak görülmektedir. Tablodaki diğer faturalar vinç kiralama bedelleri olarakgörünmemektedir.
Sözleşmede görüldüğü gibi 2 aylık sözleşme süresi için 8000 TL aylık bedel üzerinden
sözleşme yapılmıştır. Ancak faturalarda görüldüğü gibi bir aydan kısa olan zaman dilimlerinde
günlük 270 TL ücret uygulanmaktadır ( aylık 8.100 TL). Sözleşme 11.02.2014 yılında yapılmıştır. Sözleşmenin 3 ayın sonunda sürenin uzatıldığı ve kiralama bedelinin aylık 9000 TL’ye (günlük 300 TL) çıkarıldığı görülmektedir. Bu konuda taraflar arası bir uyuşmazlık yoktur. Sözleşme tarihi 11.02.2014’te imzalanmasına rağmen sözleşme süresi 01.03.2014’te başlayabilir (sözleşmeye göre iki aylık zaman dilimi bunu göstermektedir. Zira tabloda görüldüğü gibi, 60 gün sonunda, yeni sözleşme döneminde, aylık kira bedeli arttırıldığı görülmektedir) ve 31.07.2014 tarihi itibarı ile bitmiş olabilir. Bu konuda davacının davaya konu aracının davalı işyerinde çalıştığı yönünde, fatura harici hiçbir belge dosyaya sunulmamıştır. Davacının dosyaya delil olarak sunduğu yurt içi kargo faturaları tarih itibarı konuyu açıklamamaktadır. Dosyaya sunulan
faturalar baz alınarak davacının davaya konu aracının davalının işyerinde çalıştığını söylemek dosya
kapsamında teknik olarak mümkün değildir. Bu konu ispata muhtaçtır—— şeklinde kanaat bildirdiği anlaşılmıştır.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.Öncelikle taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacının, davalı ile arasında mal/hizmet satışına dair iddiasını ispat etmesi gerekir. Davacının akdi ilişkinin varlığını ispatlaması durumunda ispat yükü yer değiştirir ve davalıya geçer.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının alacağın varlığı iddiasına dayanak yaptığı 03/02/2014 tarihli, —– nolu ve 438,01-TL’lik; 28/02/2014 tarihli,—— nolu ve 6.761,40-TL’lik; 31/08/2014 tarihli, —–nolu ve 8.142,00-TL’lik 3 adet faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu faturalar yönünden davacının ya faturaların davalıya tebliğini ispat ederek mal/hizmet teslimi konusunda lehine karine oluşturması ya da faturalara konu mal/hizmet teslimini ispat ederek alacağının varlığını kanıtlaması gerektiği, davacının bilirkişi raporundan sunduğu 11/02/2014 tarihli kira sözleşmesinin aradaki ticari ilişkiyi kanıtladığı, ancak kira sözleşmesi süresinde davalıya kaç kez vinç kiralama hizmeti verildiğini kanıtlamaya yeterli olmadığı, davacının bir kısım kargo makbuzunu sunduğu ancak bu makbuzlara esas kargonun içeriğinin belli olmadığı, dolayısıyla davaya konu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmaması nedeniyle, davacının davaya konu faturalara esas mal/hizmet teslimini yerine getirdiğini ispat etmesi gerektiği, ancak buna dair herhangi bir delil sunmadığı, kira sözleşmesinin ve davalı yanda kayıtlı olmayan ve davalıya tebliğ edildiği ispatlanamayan faturaların tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yetmediği anlaşılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90-TL harcın, davacı tarafından yatırılan 31,40-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 148,5‬0-TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 4.570,00-TL yargılama giderinin DAVACININ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin e duruşma ile yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.