Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/183 E. 2023/60 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/183 Esas
KARAR NO : 2023/60

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/11/2021
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından ——- Poliçe numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalanan—–plakalı sigortalı ——adına kayıtlı araç, 09.07.2020 tarihinde, trafikte seyir halinde iken ——-plakalı araçla çarpışarak maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, Kaza sonrasında sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi sebebiyle Trafik Kaza Tespit Tutanağı tutulamadığını, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ve Karayolları Trafik Kanunu gereği müvekkili şirket tarafından kaza neticesinde ortaya çıkan hasarın tazmini için—— plakalı araç sigortası——- 8.841,39-TL ödemede bulunulduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kaza sonrası olay yerini terk etmesi ve kusurlu şekilde kazaya sebebiyet vermesi nedeniyle sigortalı ——-ortaya çıkan hasardan müvekkili şirkete karşı sorumlu bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından ödenmiş tazminat tutarının 8.841,39-TL ile takip tarihi itibariyle işlemiş faiz miktarının 307,39.-TL olmak üzere olmak üzere toplam 9.148,78-TL’nin tahsili amacıyla ——-sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafın haksız ve hukuka aykırı itirazı neticesinde takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle itirazin iptalini takibin devamını yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dışı şoförün olay yerini terk etmediğini, davalının kasti bir hareketi veya ağır kusurun olmadığını, ——plakalı araçta maddi hasar olmadığını, Aracın maddi hasar almadığını, Ufak bir kaporta çiziğinin mevcut olduğunu,——- plakalı araçtaki hasar bedelinin gerçek verilerin çok üstünde olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası sebebiyle yapılan ödemenin rücuan tazmini amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd. maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, 09/07/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde ortaya çıkan hasarın tazmini için——plakalı araç sigortacısı olan——- 8.841,39-TL ödemede bulunulduğunu, davalı/sigortalının olay yerini terk etmesi sebebiyle dava konusu zarardan sorumlu olduğunu, oluşan zararın davalı/sigortalısından rücuen tazmini amacıyla icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde takibe itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın safahatı incelendiğinde; ilk olarak açıldığı——-karar sayılı görevsizlik kararı verildiği, usulüne uygun gönderme talebine istinaden dosyanın mahkememize tevzi edilerek iş bu esasa kaydının yapıldığı görülmüştür.Mahkememizce yeniden yapılan yargılama sonucunda, tensip zaptı ile birlikte dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 02.11.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi heyetinin 02.11.2022 tarihli raporunda özetle, “…Dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında maddi hasarlı TRAFİK
KAZASI olduğu, Meydana gelen olayda KAÇINILMAZLIK faktörünün etkisinin OLMADIĞI, önlenebilir bir kaza niteliğinde OLDUĞU, Dosya muhteviyatında Kaza Tespit Tutanağı ve kazalı araca yönelik hasar fotoğraflarının bulunmadığı,
Bu kapsamda beyana göre kazanın oluş şekli ve çarpma noktası ile tanzim edilmiş olan onarım faturası birlikte değerlendirilerek hasar incelemesi yapılmış olduğu,
Davalı——–vekili tarafından kazalı aracın sağ ön çamurluğuna çarpılmış olduğu
beyan edilmiş olsa da onarım faturasında aracın sol ön çamurluğunda hasar oluştuğu ve fiyatlandırma yapıldığı görülmüştür. Bu kapsamda dava konusu kaza ve hasar durumunun uyumlu olduğu, Dava konusu araçta KDV ve işçilik dahil 9.142,68 TL hasar meydana gelmiş olduğunu, bukapsamda talebe bağlılık ilkesi gereği 8.841,39 TL tutarındaki talep miktarının piyasa rayiçlerine uygun ve kadri marufunda bulunduğu, Davaya konu Trafik Kazası Kapsamında beyana göre;
—— plaka sayılı araç sürücüsü ——-% 80 kusur oranı ile
ASLİ KUSURLU olduğu,
Söz konusu kazaya yönelik aracın işleteni/ maliki yönünden KTK Madde 85
kapsamında müşterek ve müteselsil sorumluluk yönünden değerlendirilmesinin Sn.
Mahkemenin takdirlerine maruz olduğu, —— plaka sayılı araç sürücüsü —— % 20 kusur oranı ile
TALİ KUSURLU olduğu,
Her ne kadar Sn. Mahkemenin ara kararı gereği kusur değerlendirmesi yapılmış olsa da dava konusu kusur durumunun tüm hukuki değerlendirmesi ve takdiri ile, 6754 sayılı bilirkişi kanunu 6. Maddesi kapsamında Bakanlık tarafından 07.09.2020 tarihli bilirkişilerin uyacağı rehber ilkelerin 27. Maddesi gereği (asli kusurlu, tali kusurlu, kusur oranı) tespiti Hakim yetkisinde olduğu belirtilmiştir. Bu kapsamda kusur oranı nispetinde davacının talep edebileceği hasar miktarının 9.142,68
TL X % 20 = 1.828,53 TL olacağı, Dosya kapsamında Kaza Tespit Tutanağının bulunmaması ve her iki tarafında kaza mahallininterk edilmesi hususunda birbirlerini suçlamaları nedeni ile KTK Madde 81 kapsamında ( Kazaya
karışan sürücülerin olay mahallinden ayrılmaları) hususunda değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, orantılı olarak onarım süresinin yaklaşık 30 (otuz) iş günü süreceği,( Malzeme temin süresi dahil ) Davacı——–şirketinin olay yeri terke dayalı olarak sigortalı araç sürücüsünün alkollü ve ehliyetsiz olduğuna dair belge mevcut olmadığı, davalı sigortalısına bu nedenle olay yeri terke dayalı
olarak rücü edemeyeceği görüş ve kanaatine varılmıştır…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.Sigortacı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95/2. maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir.Davacı —– davalı——-adına kayıtlı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup, kaza sırasında sigortalı aracı kullanan kişinin olay yerini terk ettiğini ileri sürerek poliçe kapsamında ödediği tazminatı sigortalıdan rücuan tazmini talebinde bulunmuştur. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçe genel şartlarının B.4. maddesinde sigorta şirketinin sigortalısına rücu edebileceği haller düzenlenmiş olup, rücu hakkının doğduğunun ve maddede sayılan bu hallerin mevcut olduğunu ispat yükü davacı —— şirketine aittir. Davacı vekili dava dilekçesinde rücu nedeni olarak sürücünün firar ettiğini (olay yerini terk ettiğini) belirtmiş olup sürücünün olay yerini terk etmesi sigortacıya rücu hakkı vermez. Sigorta şirketinin somut delillerle genel şartlar B.4. maddesinde sayılan hallerin gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Davacı ——-zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları uyarınca, sürücünün olay yerini terk ettiğini, ehliyetsiz olduğunu veya alkollü bulunduğunu somut delillerle kanıtlaması, buna göre araştırma inceleme yapılması gerekir. ——-Karar sayılı ilamı) Dosya kapsamı dikkate alındığında davacı tarafından bu yönde sunulmuş, herhangi bir bilgi ve delil bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı tarafından salt olay yerini terk etme rücu sebebi olduğu ileri sürülmüş ise de; dosya kapsamında yer alan belgeler, hasar dosyası içeriği ve davalının dava dışı kasko sigorta şirketine başvurusuna ilişkin talep dilekçesi içeriği, cevap dilekçesi içeriği dikkate alındığında davalı/sigortalının olay yerini terk etmediği, kazaya sebebiyet veren——- plakalı dava dışı araç sürücüsünü kazadan sonra beklemeyerek olay yerini terk ettiği anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı——tarafından ileri sürdüğü rücu şartlarının (Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçe genel şartlarının B.4. Maddesindeki hallerin) yöntemince ispatlanamaması sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 179,90-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 110,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 69,40-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 680,00-TL arabuluculuk ücreti davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.148,78-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.