Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/171 E. 2023/61 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/171 Esas
KARAR NO : 2023/61

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/02/2017
KARAR TARİHİ : 26/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında—– tarihinde ——adet ——– müvekkili şirkete teslimi konusunda anlaşma yapıldığını, müvekkilinin ön ödeme olarak —–davalıya ——-ettiğini, davalının gecikmeli ve eksik ve hatalı olarak ürünleri teslim ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin ürünleri kamyondan inmeden davalıya iade ettiğini, bir süre sonra davalı yetkilisinin eksik ve hatanın giderilmeyeceğini siparişin iptal edildiğini ve 6.000 TL nin iade edileceğini bildirmesine rağmen paranın iade edilmediğini, müvekkili tarafından gönderilen ihtarnameninde cevapsız kaldığını, iadenin yapılmaması üzerine alacağın tahsili için icra takibine geçtiklerini, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, itirazın haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığını bildirmiş, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı cevap dilekçesi sunmamış, ön inceleme duruşmasında, davacı tarafın satın aldığı —— faturalı olarak teslim ettiğini, davacı ile toplamda —- ödeme yaptığını, irsaliyeli faturada adı geçen —yapan kişi ——davacı şirketin çalışanı olmadığını, sattığı anlaştığı malzemelerde sıvı seviye dolum makinesini davacının istemediğini, o nedenle o makineye ait faturayı kesmediğini ve davacı tarafa vermediğini, bu nedenle yalnız teslim ettiği üç adet makine için 9.440,00 TL’lik fatura kestiğini, davacı tarafa verdiği malların davacı taraftan geri gelmediğini, bu malzemelerin halen davacı tarafın kendi deposunda olduğunu, buna dair teslimden sonra fotoğraflarını çektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesi nedeniyle davacı şirket tarafından davalıya sipariş edilen ve davalı tarafından üretilerek davacıya teslimi yapılan mikserlerin eksik ve ayıplı teslim edildiği ve tarafların sözleşmeden döndükleri iddiası ile mal bedeli için ön ödeme yoluyla ödenen bedeli tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, taraflar ——– bedelle ——– karıştırıcılı —– müvekkili şirkete teslimi konusunda anlaşma yapıldığını, müvekkilinin ön ödeme olarak 6.000 TL yi davalıya dekont yolu ile—- ettiğini, davalının gecikmeli ve eksik ve hatalı olarak ürünleri teslim ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin ürünleri—– inmeden davalıya iade ettiğini, iadenin yapılmaması üzerine alacağın tahsili için icra takibine geçtiklerini, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, itirazın haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığını bildirmiş, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Dosyanın safahatı incelendiğinde, mahkememizin —– tarihli kararı ile “…1-Davanın kabulü ile davalının davaya konu —– esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ve takibin devamına, —– icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” karar verildiği, davalı tarafından mahkememiz kararının istinaf edilmesi üzerinde dosya —–yapılan istinaf incelemesi souncunda —–sayılı ilamı ile; “…Bu durumda, ürünlerin davalıya iade edildiğine ilişkin davacıya, davalı tarafa yemin teklif edip etmeyeceği hatırlatılarak, sonucuna göre ürünlerin kimin elinde olduğunun belirlenmesi, sonrasında ürünler üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak, faturada belirtilen ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıp varsa bunun ürünleri kabule zorlanamayacak derecede olup olmadığının belirlenmesi, bu derecede değil ise ayıpların giderilme bedelinin belirlenip, faturada belirlenen iş bedelinden mahsubu ile iş sahibince fazla ödeme yapılıp yapılmadığı, iadesi gereken bir miktar bulunup bulunmadığı belirlenerek, tüm bu hususlar birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine…” şeklinde kaldırılmıştır. Kaldırma sonrasında mahkememizin ——- dosyasına kaydı yapılmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda davalı şirket yetkilisine yemin yaptırılmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
Kaldırma ilamı sonrası yeniden yapılan yargılamada;
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Taraflar arasında ——- davalı tarafından üretilerek davacıya teslim edileceği, buna karşılık kararlaştırılan bedelin davacı tarafça ödeneceği bu bedele mahsuben davacının banka——- tarihinde davalıya ——– ön ödemede bulunduğu, konusunda uyuşmazlık yoktur.
Davacı sözleşmeye —–eksik ve ayıplı olarak gönderildiğini bu nedenle teslim alınmayarak iade edildiğini, davalı ise —- davacı tarafından teslim alındığını ve davacının elinde bulunduğunu iddia etmiştir.
24/05/2016 tarihli ihtarname ile davacı bedeli üç gün içinde iade edilmesini talep etmiştir.
Taraflara ait defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme sonrasında bilirkişi raporunda; davacı şirket defterlerinin lehine delil kabiliyetinin bulunduğunu, davalının defterlerinin usulüne uygun tutulmadığını, davalının davaya konu düzenlediği faturanın davacı defterlerine kaydedilmediğini ve —– formlarında beyan edilmediğini, davacının davalıya 28/03/2016 tarihinde 6.000 TL ödeme yaptığını, irsaliyeli faturada teslim alan bölümünde imzası bulunan —- davacının çalışanı ve şirket yetkilisi olmadığını davacının ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 6.000 TL alacaklı olduğunu bildirmiştir.
———– yüklenici tarafından ——bedel ile yapımı kararlaştırılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşme TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde hükme bağlanan bir eser sözleşmesi olup, davacı iş sahibi; davalı ise yüklenicidir.
Sözleşme ile iş bedeli —- olarak kararlaştırılmış olup, davacı tarafça davalıya 6.000,00 TL ödendiği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf, üretilen mikserlerin teslim edilip edilmediği, teslim edildiyse iade edilip edilmediği, ürünlerin ayıplı olup olmadığı, varsa ayıbın nitelik ve miktarı ile yüklenicinin ödenen bedeli iş sahibine iade etmesi gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Eser sözleşmesi, iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar paranın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmek olup işin teslim edildiğinin ispat külfeti yüklenicidedir.
Somut olayda; —– —–üretilmesi ve teslimi konusunda teklif üzerinden anlaşmaya varılmış olup, söz konusu —– alıcı firmaya ait olduğu kararlaştırılmıştır. Davacı—–olarak ve eksik ve ayıplı olarak gönderildiğini ancak eksik ve ayıpların yükleniciye bildirilerek kazanları—- indirilmeden firmaya geri gönderdiğini, eksik ve ayıplar giderilmediği gibi yapılan ödemenin iade edilmediğini bunun üzerine sözleşmeyi fesh ettiklerini bildirerek ödenen 6.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiş, davalının ise davaya cevap vermediği, ön inceleme duruşmasında ise ——-nakliyeyi yapın kişi olduğu, teslim ettiği 3 makine için fatura düzenlediği, malların kendisine geri gelmeyip halen davacı deposunda olduğunu belirtmiş bilahare buna ilişkin olduğunu bildirdiği bir — dosyaya sunmuştur.
Taraflar arasında düzenlenen teklifte — firmaya ait olduğu kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından davalıya gönderilen —– ihtarnamesinde, ödenmiş olan 6.000,00 TL bedelin ve — iadesi talep edilmiştir. Bu durumda teklife uygun olarak ürünlerin nakliyesinin davacı iş sahibi tarafından üstlenildiği ve nakliyeciye ihtarda belirtilen bedelin ödendiğinin ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki davalı tarafından davacı adına düzenlenen — tarihli irsaliyeli faturada üç adet ürün bedelinin ——- aracını kullanan—- teslim aldığına dair imza bulunmaktadır. Sözleşme gereği nakliye iş sahibine ait olup, iş sahibince görevlendirilen —– tarafından ürünler teslim alındığından yüklenicinin teslim yükümlülüğünü yerine getirdiğinin kabulü zorunludur. Bu husus —-Karar sayılı ilamı ile sabit olmuştur. İş sahibi ürünlerin ayıplı olması nedeniyle teslim almayıp geri gönderdiğini ileri sürmektedir. Davacının ürünlerin ayıplı olması nedeniyle teslim almayıp geri gönderdiğini yöntemince ispat etmesi gerekmektedir. Bu hususta davacıya yemin delili hatırlatılmış, davalıya yemin eda ettirilmiştir. Ancak davalı, dava konusu ürünlerin davacı tarafından iade edilmediğini ve ürünlerin nerede olduğunu bilmediğini beyan etmiştir. — ilamı dikkate alındığında davacının ürünlerin ayıplı olması nedeniyle teslim almayıp geri gönderdiğini yöntemince ispat edemediği, bu sebeple ön ödeme bedeli olan 6.000,00-TL bedelin iadesini talep etmesinin mümkün olmadığı anlaşılmış, sübut bulmayan davanı reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 179,90-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 102,47-TL harcın mahsubu ile bakiye 77,43-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 150,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—–13/2-3 maddesindeki esaslara göre belirlenen —- nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı