Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/161 E. 2022/339 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/161 Esas
KARAR NO : 2022/339

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/11/2015
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; — tarihinde sürücü — sevk ve idaresindeki —- ticari araç, ——çarpması sonucu meydana gelen kazada müteveffa ——– kardeşi ——-ile araç sürücüsü davalı —— yaralandığını, araçta —– —— ise vefat ettiğini, tüm davalıların kaza nedeniyle kusurlu olduğunu, kazaya neden olan ————–aracın davalı ————— olduğunu beyan ederek, ————– maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılardan ———vekilinin cevap dilekçesinde özetle;müvekkilinin temerrüde düşmediğini ve dava açılmasına sebebiyet vermediğini, müvekkilinin sorumluluğunun —– kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğunu beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cismani zarar nedeniyle açılan maddi (destekten yoksun kalma) tazminat talebine ilişkindir.
Davacılar, —– meydana gelen trafik kazası sonucu murisleri —— ölümü sebebiyle destekten yoksun kaldıklarını, destekten yoksun kalma maddi tazminat alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın safahatı incelendiğinde;—— kararı ile mahkememiz dosyası ile——sayılı dosyası yönünden tefrik kararı verildiği, tefrik edilen dosyanın iş bu esasa kaydı yapılarak yargılama sonuçlandırılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, ——– tarihli bilirkişi heyet raporu ile ———- raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—— tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle, “…Davalı sürücü ——-%75 (Yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, Davalı sürücü ——– sayılı araç sürücüsü) ———– %25 (Yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu, Davacı yolcu —– plaka sayılı araçtaki yolcu) —— olayın oluşumunda ve kendi yaralanmasında kusursuz olduğu,
Birleşen ———— TİCARET MAHKEMESİ
——-sayılı dava dosyası kapsamında Davacı ——desteği ——– hayatını kaybetmesi nedeni ile uğramış olduğu destekten yoksun
zararının—- olduğu, Birleşen——– ESAS sayılı dava dosyası kapsamında Davacı ———- desteği
——— hayatını kaybetmesi nedeni ile uğramış olduğu destekten yoksun zararının 5.273,36-TL olduğu, Birleşen ———-TİCARET MAHKEMESİ
——– ESAS sayılı dava dosyası kapsamında Davacı —- desteği —– hayatını kaybetmesi nedeni ile uğramış olduğu destekten yoksun zararının —- olduğu, Birleşen —– ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
—- ESAS sayılı dava dosyası kapsamında Davacı —- desteği —– hayatını kaybetmesi nedeni ile uğramış olduğu destekten yoksun zararının — olduğu, Hesaplanan tüm tazminat miktarları yönünden kazada kusuru bulunan —–sürücüleri, —–müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, kaza tarihi itibarı ile geçerli olan poliçe teminat
limitlerinin ölen kişi başına —- olduğu, — mahkemede olmak kaydıyla dosyada müterafik kusur indirimi ve hatır taşıması indirimi sebebine rastlanılmamıştır. Hükmedilecek tazminata —sürücüleri ve işletenleri yönünden kaza tarihi olan —-tarihinden itibaren ticari avans faizi, bu araçların —- yönünden ise dava tarihi olan 13.11.2015 tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesi gerektiği, Davalı —- kazanın oluşumunda atfı kabil kusuru
bulunmaması sebebi ile tazminattan sorumluluğunun bulunmadığı, Dava dilekçesinde belirtilmekle faturalandırılmamış olan —-karşılanmayacak tedavi giderleri talebi yönünden ise Yargıtay içtihatları doğrultusunda; alanında Uzman Doktor Bilirkişi’den rapor alınması gerektiğini,
—- giderlerinin ilgili——- müftülüklerden sorulmak sureti ile hesaplanmasının mümkün olabileceği…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Hemen burada destekten yoksun kalma tazminatının hukuki niteliği üzerinde de durulmalıdır. Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı TBK 53/3 ve 55 maddesinde düzenlenmiş olup; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. ” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK 53/3 maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. 6098 sayılı TBK 53/3 maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, —- yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O hâlde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. —— düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç içerisinde bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği —- ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (——— tarihli ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının, desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik —— kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; —- sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Somut olayda; —– tarihinde meydana gelen kazada davacıların destekleri olan —- yönetimindeki —– yerleşim yeri dışında karlı havada, gece vakti aydınlatma bulunmayan mahalde —– istikametinden — istikametine seyir halinde iken gereken dikkatini yola vermediği, mahal şartlarını,—- far ışıkları altındaki görüş alanını da dikkate alarak hızını tedbir alabilecek düzeye düşürüp kontrollü şekilde seyrine özen göstermediği nazara alınarak dava konusu kazanın oluşumunda %75 oranında kusurlu olduğu, davalı —- yönetimindeki —– —–ile yerleşim yeri dışında karlı havada, gece —– bulunmayan mahalde —— istikametine seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde sağ şeritte —– nedeniyle duraklayan aracı gördüğünde sol şeride geçerek durduğu, sol şeride geçerek durduğunda yeterli mesafeden görünürlüğü artırıcı önlem almadan sol şerit üzerinde tehlike yaratacak şekilde durakladığı-beklediği anlaşılmakla davalı —- dava konusu kazanın oluşumunda %25 oranında kusurlu olduğu, davacıların —-araç içerisinde yolcu olarak bulunması sebebiyle müteveffa —– kazanın oluşumunda atfı kabil bir kusurunun bulunmadığından kusursuz olduğuna kanaat getirilmiştir. Ayrıca burada belirtmek gerekir ki, kazaya konu —– plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan müteveffa —- oluşumunda atfı kabil bir kusurları bulunmaması, kaza tarihinin —- tarihinden önce olması dikkate alındığında üçüncü kişi konumunda olan davacıların destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin yerinde olduğu, kaza tarihi itibariyle muris —– kusurlu dahi olsa tazminattan indirim yapılmasına gerek olmadığı Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir—- sayılı ilamı) Dosya kapsamı dikkate alındığında davacıların uğradıkları zararının tamamını 6098 sayılı TBK’nın 61.maddesi uyarınca, zarara kusurları ile sebebiyet veren tüm davalılardan müşterek ve müteselsil sorumluluk——-gereğince talep edebileceğine kanaat getirilmiştir. Davacı vekilinin —- celse beyanları, alınan bilirkişi heyet raporu dikkate alındığında davacıların destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin yerinde olduğu, dava tarihi itibariyle ——- başvuru zorunlu olmaması, davalı —– dava açılmadan önce temerrüte düşürülmemesi sebebiyle davalı —–dava tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, diğer davalıların haksız fiil tarihi olan kaza tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, zarara sebebiyet veren aracın ticari olması sebebiyle davacının ticari faiz talebinin yerinde olduğu anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile, davacı —– destekten yoksun kalma tazminatının davalılar—– yönünden kaza tarihi olan 19/03/2015 tarihinden, davalı sigorta şirketleri yönünden (davalı —–yönünden poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla) ——– tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların —– masraflarına yönelik taleplerinin feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Davalılar tarafından dava konusu kaza sebebiyle oluşan tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği ileri sürülmüştür. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı —- bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse ———- benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. —- tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. ——
Somut dosyada, davalılar beyanları, ceza dosyası kapsamında alınan tanık beyanları ve bilirkişi heyet raporu dikkate alındığın davalı —-plakalı araç sürücüsü —–ücret karşılığında müteveffa —– taşıdığı, davalı sürücü —– söz konusu bu taşıma işleminden çıkar sağladığı anlaşılmakla eldeki dava da hatır taşıması söz edilemeyeceğinden davalıların hatır taşıması itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davalılar tarafından dava konusu kaza sebebiyle oluşan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de; mütevaffa —araçta yolcu konumunda olması ve kazanın oluşumunda atfı kabil kusurun bulunmaması sebebiyle davalıların müterafik kusur itirazlarına itibar edilmemiştir. Her ne kadar dosya kapsamında alınan — hesaplam—- teknik faiz kullanılarak yapılmış ise de; güncel Yargıtay hesaplama usulü ve güncel asgari ücret üzerinden yeniden hesaplama yapılması halinde davacının tazminat alacağının artacağı, davacı vekilinin 03/03/2022 tarihli beyan dilekçesi ve 23.11.2020 tarihli ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi talep edildiği nazara alınarak taleple bağlılık ilkesi, usul ekonomisi, yargıda hedef süre uygulaması gereği davacı vekilinin ıslah dilekçesi doğrultusunda destekten yoksun kalma tazminat talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile, davacı —–, davacı —– destekten yoksun kalma tazminatının davalılar———-yönünden kaza tarihi olan 19/03/2015 tarihinden, davalı sigorta şirketleri yönünden (davalı —– yönünden —-dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Davacıların ——– masraflarına yönelik taleplerinin FERAGAT SEBEBİYLE REDDİNE,
3-Karar harcı 16.189,77-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 16.109,07-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 80,70-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı, 228,00-TL tebligat ve fotokopi gideri olmak üzere toplam 308,70-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 308,69-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraflarca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —–. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 25.040,31-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
8-Davalılar —– ——-vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde geçerli ——–13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 10,00-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar ———- verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı