Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/147 E. 2023/195 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/147 ESAS
KARAR NO : 2023/195

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/08/2016
KARAR TARİHİ : 28/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine —— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkil şirketin bulunduğu işyerine 23.04.2015 tarihinde hırsız girdiğini ve müvekkile ait kasanın çalındığını, kasanın içinde şirkete ait imzasız çeklerin çalındığını, konu ile ilgili Polis merkezine şikayette bulunulduğunu, Takip konusu çek üzerindeki imzanın şirket yetkililerine ait olmadığını, takip konusu çekteki imzaya itiraz ettiklerini beyan ederek, davanın kabulü ile davacı aleyhine başlatılan icra takibinin iptaline, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı şirket üzerine bırakılması talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça çeklerin çalındığı ve bu konuda—– Polis Merkez Amirliği’ne giderek şikayetçi oldukları belirtildiğini, söz konusu şikayetin akıbeti hakkında bilgi verilmediğini, Takip konusu çek üzerindeki imzanın şirket yetkililerine ait olup olmadığı yapılacak imza incelemesinden anlaşılacağını, Bu hususta Türk Ceza Kanunu’nun 158/j maddesinde belirtilen banka aracı kullanılmak suretiyle dolandırıcılık suçu hakkında savcılığı suç duyurusunda bulunma haklarını saklı tuttuklarını beyan ederek, Davanın reddini,-Davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, Yargılama gierleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava hukuki niteliği itibariyle, menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı alacaklı tarafından—– İcra Müdürlüğünün —–sayılı icra takip dosyasında, lehdarı dava dışı —– borçlusu davacı—– olan 30.08.2015 tarihli 56.500,00-TL bedelli çekteki imzanın şirket yetkilisi —– ait olmadığını ileri sürerek, icra takibine konu çek nedeniyle müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka dava konusu çekin cirantasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilerek taraflarca sunulan deliller ve celp edilen icra dosyası sureti incelenmiş ve mahkememizin 11/01/2016 tarihli arar kararı ile İcra İflas Kanunu’nun 72/3 maddesi uyarınca—–Esas sayılı dosyasında takibe konu alacağın %15 teminat karşılığında icra dosyasına yatırılacak paranın dava süresince alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir Kararı verilmiştir.
—— Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; 04.08.2016 tarihinde başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin alacaklısının—-, borçlularının ise ——olduğu, takibin dayanağının davacı tarafından düzenlenen 30.08.2015 tarihli 56.500,00 TL bedelli dava konusu çek olduğu görülmüştür.
Yapılan yargılama sonucunda; “…çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı, imza inkarının mutlak defilerden olup herkese karşı ileri sürülebileceği dikkate alınarak davacının takibe konu çek yönünden davalı bankaya borçlu olmadığı anlaşılmakla menfi tespit isteminin kabulüne, davalı takibinde haksız olmakla birlikte kötü niyetli olduğu dosya kapsamından anlaşılmamakla İİK 72/5 maddesi gereği davacı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin reddine” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince istinaf edilmiş, istinaf incelemesini yapan—–Bölge Adliye Mahkemesi —–Hukuk Dairesi’nin—–esas, —— karar sayılı kararı ile mahkememizin ilk kararı; “…incelemeye konu ve karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunun belirtilen özellikleri taşımadığı, incelemeye esas olmak üzere davacı şirket yetkilisinin imzasının alınmadığı ve yeterli mukayese evrakının da bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece çekin düzenlenme tarihine yakın mukayese evrakını sunması veya bildirmesi için taraflara kesin süre verilerek, evrakın toplanmasının ve davacı şirket yetkilisinin huzurda imzalarının alınması ardından denetime elverişli yeni bir heyet raporunun aldırılması gerekli olduğundan…” gerekçesiyle bozularak dosya mahkememize gönderilmiş, bu kez —— esas numarasını almıştır.BAM kaldırma kararı doğrultusunda davacı yetkilisinin mukayeseye elverişli imzaları ilgili yerlerden toplanmış, davacının imza örnekleri alınmış, dosya imza incelemesi için —–Fizik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiştir.
——Fizik İhtisas Dairesi’nin 28/12/2022 tarihli raporunda özetle; “…Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; inceleme konusu çekteki keşideci imzası ile——mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği…” şeklinde kanaat bildirildiği görülmüştür.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ile savunmaları, toplanan tüm deliller, denetime ve hüküm kurmaya elverişli —— raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı, imza inkarının mutlak defilerden olup herkese karşı ileri sürülebileceği, bu suretle davacının takibe konu çek yönünden davalı bankaya borçlu olmadığı anlaşılmakla menfi tespit isteminin kabulüne karar vermek gerekmiş, davalının takibinde haksız olmakla birlikte kötü niyetli olduğuna dair bir delil bulunmadığı anlaşılmamakla İİK 72/5 maddesi gereği davacı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE;
-Davacının —– esas sayılı icra dosyasına konu —-Şirketi —–Şubesi’ne ait, keşide yeri —–, keşide tarihi 30/08/2015 olan, 56.500,00 TL bedelli çek yönünden, davalı —- — borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacı vekilinni İİK 67/2 gereği yasal koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine,
3-Mahkememizce verilen tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına,
4-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 3.859,59-TL harcın, davacı tarafından yatırılan 964,88-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.894,71‬-TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 964,88-TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, —– fatura gideri, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 3.191,75‬-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, taraf vekillerinin e duruşma ile yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —–Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.