Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/126 E. 2022/422 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/126 Esas
KARAR NO : 2022/422

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2022
KARAR TARİHİ : 24/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı ile—- tarihli kira sözleşmesi imzaladığını,—– gereğince, davacı tarafından 1 yıllık kira bedeli karşılığı ( aylık kira bedeli üzerinden) her ay için —-imzalayarak davalıya verdiğini, sonraki süreçte, ——- taşınmazın —- maliki——– tarihinde satın alındığını ve satın alınma tarihinden itibaren ödenmesi gereken kiranın tarafına ödenmesini davacıya bildirdiğini, bunun üzerine ——davacının, kendisine noter ihtarıyla bildirim yapıldığı tarihten itibaren kira bedellerini —— ödediğini ve davalıdan kira sözleşmesi gereğince vermiş olduğu teminat senetlerini istediğini, davacının, kendisine ihtar ve bildirim yapılmış olması nedeniyle yasal zorunluluktan dolayı kira bedellerini ——- ödemesi üzerine davalı, hukuk ve yasa hükümlerine aykırı olarak kira bedelinin kendisine ödenmesini istediğini, davacının tüm taleplerine rağmen teminat senetlerini iade etmediğini, sonrasında da, davacının tüm kira bedellerini ödemesine ve davalıya bir kira borcu olmamasına rağmen, davalı; kira bedeli teminatı olarak verilen —– önce bankaya tahsile koyduğunu, sonra da ———–sayılı dosyasından takibe koyduğunu, dava konusu senedin; —— tarihli kira sözleşmesi gereğince davalıya verilen 1 yıllık kira bedeli karşılığı ( aylık kira bedeli üzerinden) —–senedinden —– —– senedi olduğunu, dava konusu senedin, kira sözleşmesi gereğince teminat olarak davalıya verilmiş olup müvekkilin; dairenin ——tarafından satın alınmasına kadarki sürece kadar da davalıya bir kira borcu bulunmadığını, fakat davalının, teminat senetleri 01.05.2021 tarihinde kira sözleşmesiyle birlikte verilmesine rağmen kötüniyetli ve aradaki anlaşmaya aykırı olarak senedin düzenleme tarihini gerçeğe aykırı bir şekilde — tarihi olarak gösterdiğini, bu hususun gerçeğe aykırı olduğu kadar davacının —bile olmadığını, davacının senet düzenlenme tarihinde ——— bulunmakta olup, davacının ——dava konusu senedi imzalayıp davalıya vermesinin mümkün olmadığını, öncelikle kötüniyetli olarak dava konusu senet dayanak alınarak davacı aleyhine açılan —–sayılı dosyasına —- paranın alacaklıya ödenmemesi için ( senet bedeli de göz önüne alınarak takdiren teminatsız olarak) ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ——- bedelli senet sebebiyle borçlu olmadığının tespiti ile %20’den az olmamak üzere davalı alacaklının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı .———— ile birlikte vefatına kadar yaşadığını, davalının annesi —— davalının bebekliğinde hiçbir bakımını üstlenmeden ————-verdiğini ve bu şahsın ömrü boyunca gerek kendi annesi ——- gerekse ——— parasını bana ver diyerek sürekli tehdit ettiğini, defalarca oturduğu evden çıkartmaya çalıştığını, daha sonra da oğlu ———-kışkırtarak davalı anneannesi ——ve davalıyı darp ettiğini, bu darp sonucu davalı ile birlikte yaşayan ———– kalçasının kırıldığını ve 15 gün sonra da vefat ettiğini, —— vefatından bir süre geçtikten sonra dairenin kendisine kaldığını söyleyen ——- davalının yaşadığı ———- daireyi boşaltmasını istediğini ancak tanıdıklarının araya girmesi sonucu davalının daireye yaptırdığı komple tadilata karşılık bedelsiz olarak ——arasında kira sözleşmesi imzalandığını, .——— yılları arasında taşınmaza ait kullanım ve —- haklarının tamamının kedisine ait olduğunu, …—– asıl kiracı olmayıp asıl kiracının kiracısı yani alt kiracısı olduğunu, davalı …—–olduğunu, 2027 yılına kadar tüm kullanım ve kiralama hakları kendisinde olduğundan 2021 yılı Mayıs ayında .—- durumu anlatarak bir yıllığına ait kiracı olarak kiraya verdiğini, bir yıllığına kira sözleşmesi —- huzurunda imzalandığını ve on iki adet senedin … tarafından imzalanarak davalıya verdiğini, davacı …——- ayına ait kiraya ait senedi ödememiş olduğundan bahisle bu senede icra takibi yapıldığını, ödeme makbuzu sunamayan davacı tarafın mükerrer başka evraklar sunarak ve dosya kalabalığı yaparak mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, iş bu davanın sırf vekalet ücreti alabilmek amacıyla kötü niyetle açıldığını , kira ilişkisine dayalı tüm yargılamalarda sulh hukuk mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesini, kötü niyetle açılan davanın reddine karar verilmesini ve % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Asıl ve birleşen dava, hukuki niteliği itibariyle davaya konu senetler dolayısıyla davacının menfi tespit talebine ilişkin olup davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, taraflara duruşma gün ve saatini bildirir ön inceleme davetiyesinin tebliğ edildiği, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir.
Bilindiği üzere—— tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı Hukuk Usulu Muhakemeleri Hakkında Kanundan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta da menfi tespite konu senedin her iki tarafın da kabulünde olduğu üzere kira sözleşmesi kapsamında verilmesi sebebi ile uyuşmazlığı çözmeye görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleridir. —–Karar sayılı ilamında benzer şekilde “Davacı vekili dava dilekçesinde kira bedelleri karşılığı verilen senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ederek davayı da dilekçesinde kiraya veren olarak bildirdiği davalıya yöneltmiş olup, bu durumda kira sözleşmesinden dolayı verilen senet nedeni ile 6100 Sayılı HMK’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan eldeki davada görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.” denilmiştir. (—— ilamları..)
Yine somut uyuşmazlıkla benzer bir uyuşmazlıkta —– ———- Karar sayılı kararında ”… Dava, kira sözleşmesi kapsamında verildiği ileri sürülen senede kefil sıfatı ile atılan imzadan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. ……Olayımıza gelince; Davacı davaya konu senedin kira ilişkisi sebebi ile teminat olarak verildiğini iddia etmektedir. Davalı da söz konusu ——- dönemi için düzenlenen kira sözleşmesi sebebi ile düzenlendiğini kabul ve beyan etmektedir. …Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlık hakkında ilk derece mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddi ve görevsizlik kararı ile dosyanın görevli sulh hukuk mahkemesine göndermesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilerek —-Ticaret Mahkemesinin vermiş olduğu kararın görev yönünden kaldırıldığı görülmüştür.
Açıklanan gerekçeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4/I-a maddesi gereği uyuşmazlığın temelinin kira ilişkisinden kaynaklı olması, kira ilişkisinden doğan somut uyuşmazlıkta Sulh Hukuk Mahkemelerin görevli olması, görev hususunun dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerektiği ve bu hususta usuli kazanılmış hak da olamayacağı gözetilerek ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlük tarihinden sonra açılan davada uyuşmazlığın çözüm ve görüm yerinin mahkememiz olmayıp Sulh Hukuk Mahkemeleri olması gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114 (1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115 (2) maddesi uyarınca asıl ve birleşen davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli ——-SULH HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Davalının ihtiyati tedbire itirazının görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
5-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı