Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/105 E. 2023/369 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/469 ESAS
KARAR NO : 2023/247

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/07/2019
KARAR TARİHİ : 14/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından —-nolu ve 19/09/2017-2018 tarihleri arasında geçerli nakliyat emtia taşıma sigorta poliçesi ile sigorta korumasına alınan —— ait emtiaların 20.06.2018 tarihinde —– ait —–plakalı araç ile taşındığını, daha sonra —— depolanması için teslim edildiğini, söz konusu emtiaların müvekkilinin sigortalısına hasarlı olarak teslim edildiğini, hasar nedeniyle tutulan tespit tutanakları ve eksper raporlarının dosyaya sunulduğunu, nakliye ve depolama neticesinde emtiaların hasar görmesine bağlı olarak müvekkili tarafından sigortalısına 17.08.2018 tarihinde 31.144,00-TL, 12.09.2018 tarihinde 7.000,00 TL hasar tazminatı ödendiğini, ödenen tazminatın TTK md.1472 uyarınca rücuen tahsili için arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, —-Komisyonundan atanan arabulucu huzurunda ——numaralı dosya üzerinden müzakerelere başlandığını, ancak davalı taraflar ile anlaşma sağlanamadığını, bu nedenle işbu davanın açılması zarureti doğduğunu beyan etmek suretiyle” müvekkilinin sigortalısına ödediği toplam 38.144,00-TL tazminatın, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; 31.144,00 TL”’sinin 17.08.2018 olan ödeme tarihinden, 7.000,00-TL”’sinin ise 12.09.2018 olan ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı——vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu hasarın kesinlikle müvekkilinden kaynaklanan bir sebepten meydana gelmediğini, hasarın müvekkilinin verdiği geçici depolama sürecinde vuku bulmadığını, müvekkilinin dava konusu malı düzenlenen tutanağa kayden teslim aldığı haliyle alıcısına teslim ettiğini, bu süreçte zaten hasarlı olan emtianın zarar görmesine neden olabilecek herhangi bir hatalı eylemi olmadığını, hasar sorumlusu olmadığı halde fahiş bir miktar üzerinden tazmini talep edilen zarardan müvekkilinin mesul tutulamayacağını, tazmini bağlamında mesuliyetinin doğduğu anlamına gelmemesi kaydıyla her halükarda tazminatın cmr hükümlerine göre belirlenebileceğini ve işbu davanın müvekkilinin mali mesuliyet sigortacısı olan —— ihbar edilmesi gerektiğini beyan etmek suretiyle müvekkili aleyhine ikame edilen haksız davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir. Davalı —–vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine ikame edilen davanın hem usulden hem de esastan reddedilmesi gerektiğini, 26.06.2018’de meydana gelen olay için işbu davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 24.07.2019’da açıldığı gibi meydana gelen hasarda müvekkilinin herhangi bir kusurunun da olmadığını, ekspertiz raporunda da belirtildiği üzere dava konusu boruların içlerinde çiziklerin yükleme ve istifleme esnasında meydana gelmiş olabileceğini, bu durumun raporda da kayıt altına alındığını, cmr senedi incelendiğinde istifleme ve ambalajlama yetersizliğinden taşıyıcının sorumluluğunun bulunmadığının ortaya çıkacağını, konunun cmr konvansiyonuna göre incelenmesi gerektiğini, meydana gelen olayın özel risk olduğunu ve cmr kapsamında müvekkilinin sorumlu lutulamayacağını, ayrıca ispat külfetinin de davacı tarafta olduğunu, ürünlerin yükleme ve boşaltma esnasında zarar görmüş olduğunun aşikar olduğu, ayrıca ekspertiz raporunda sovtaj değerinin çok düşük tutulmuş olduğunu ve bunu kabul etmediklerini, ayrıca sdr hesabı yapılması da gerektiğini beyan etmek suretiyle müvekkili aleyhine ikame edilen davanın reddedilmesini talep etmiştir.
Davalı —— vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davalı —— müvekkili şirket nezdinde —– poliçe numaralı 01.01.2018 başlangıç ve 01.01.2019 bitiş tarihli —–/ Komisyoncusunun Yasal Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, dava konusu taşımada CMR Konvansiyonu hükümlerinin öncelikli olarak uygulanacağını, dava konusu hasarın müvekkilinin sigortalısının sorumluluğunda yapılan taşıma sırasında meydana gelmediğinden dava konusu taleplerin müvekkili tarafından tanzim edilen poliçe teminatı kapsamında olmadığını, ekspertiz raporundaki tespitler ve davacı tarafın sigortalısı ——sevkiyat sorumlusu —–beyanları dikkate alındığında taşıma konusu emtiaların müvekkilinin sigortalısı tarafından yapılanı taşıma sırasında meydana gelmediğini, diğer davalı ——tarafından — ile yapılan tahliye, aktarma ve yükleme işleminin uygunsuz şekilde yapılması sebebiyle meydana geldiğinin sabit olduğunu, uyuşmazlık konusu hasardan dolayı müvekkilinin sorumlu olduğu kanaatine varılsa dahi talep edilen tazminat miktarının CMR m.23 ve 25 hükümleri dikkate alınarak hesaplanması gerektiğinin aşikar olduğunu, müvekkili tarafından tanzim edilen sigorta poliçesi kapsamında 500,00 EUR tutarındaki muafiyet hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini beyan etmek suretiyle” müvekkilinin düzenlediği sorumluluk poliçesi teminatı kapsamında olmayan, haksız ve mesnetsiz taleplerin reddi ile red sebepli vekalet ücretinin davacı aleyhine, lehlerine takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava hukuki niteliği itibariyle, dava konusu emtianın taşınması sırasında meydana gelen hasar sebebiyle davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına yapılan tazminat ödemesinin davalılardan tazminine ilişkin rücuen tazminat davasıdır.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiş, bilirkişi raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.Dava dışı sigortalı —— ait emiaların taşınmasına ilişkin nakliye işini davalılardan —– Şirketine ait aracın yaptığı, diğer davalı sigorta şirketinin bu davalının sigortacısı olduğu, emtiaların davalılardan —— Şirketine ait depoya teslim edildiği, emtiaların hasarlı olarak davacının sigortalısı şirkete teslim edildiği iddiası ve dava dışı sigortalının zararının davacı sigorta şirketi tarafından ödendiği olayda, ihtilafın, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına ödediği hasar bedelinin davalılardan rucüen tazmin etmesinde yasal koşulların oluşup oluşmadığı, bu kapsamda dava dışı sigortalı ile davalıların malların hasarlı olarak teslim edilmesi yönünde kusurlu olup olmadığı varsa kusur oranları, dava dışı sigortalının emtianın hasarlı teslim edilme dolayısıyla uğramış olduğu bir zararının bulunup bulunmadığı varsa miktarı, bu zarardan davalıların her birinin sorumlu bulunup bulunmadığı sorumlu iseler sorumluluk miktarı ve kapsamı hususlarında toplandığı görülmüştür.
Hasar dosyası, nakliyat ekspertiz raporu, araç tescil kayıt bilgileri dosya arasına celp edilmiştir.
Dosyanın ön inceleme celsesi ara kararı uyarınca taşıma alanında CMR uzmanı, sigorta uzmanı ve bir Makine Mühendisi bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir.
Bilirkişiler tarafından düzenlenen 23/07/2020 tarihli raporda özetle; “…Serbest bölgelere konulan eşya hariç olmak üzere, gümrük idaresine veya gümrük idarelerinin belirlediği veya uygun gördüğü diğer bir yere Yurt dışından gelen eşya (somut olay bakımından —— nolu davalının uluslararası kara yolu taşıma işini üstlendiği dava konusu emtia) , bunu —– Bölgesine getiren kişi (somut olayda —— nolu davalı) veya yerine göre eşyanın gelişinden sonra taşımasını üstlenen kişi tarafından; 4458 Sayılı Gümrük Kanunu Md.39 uyarınca gümrüğe sunulur; gümrüğe sunulan eşya için ilgilisi—- davacının dava dışı sigortalısı —— tarafından “gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanım belirlenmesi” ve tayin edilen işlemlerin de 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 46. Maddesi uyarınca, “denizyolu” ile gelen eşya için, özet beyan verildiği tarihten itibaren “45 gün”, diğer bir yolla gelen eşya için, özet beyanın verildiği tarihten itibaren “20 gün” içinde tamamlanması gerekir. Bu bağlamda dava konusu malzemenin, nakliye süreci nihayetinde gümrük işlemleri tamamlanabilmesi için —— nolu davalının sorumluluğu altındaki geçici depolama yerine araç sürücüsü ve depo sorumlusunun müştereken düzenledikleri, aşağıda aynen alıntı yapılan tutanağa kayden hasarlı vaziyette teslim edildiği ve serbest dolaşıma girişi yani fiili ithalatı ile gümrük formalitelerinin de emtianın geçici depolama yerine “tahliye edildiği hasarlı hali ile ikmal edildiği” sabittir.
¸
Teknik yönden yapılan inceleme ile “dava konusu emtianın cidarlarındaki hassas yüzeylerin derin çizilmelerle zarar görmesinin, emtianın amacına uygun olarak kullanılabilme özelliğini yitirmesine” neden olduğu ve bu yüzden de “boruların hurda değerinden öte kıymetinin kalmadığı” belirlendiğinden; —— nolu davalımın sorumluluğu altındaki geçici depolama yerine 20.06.2018’de düzenlenen işbu tutanağa kayden (—— nolu davalı tarafından) alıcısı emrine hasarlı vaziyette teslim edilebilen 2 adedinde, “tutanakta tespit edilen hasara bağlı zarar” ile “—– nolu davalının kusurlu bir eylemi arasında” sebep sonuç ilişkisi bulunmadığı, —– nolu davalının zarar sorumlusu olmadığı halde oluşan hasarın tazmininden sorumlu tutulmasının yerinde olmayacağı değerlendirilmiştir. Ancak son karar elbette ki Yüce Mahkeme’nindir….CMR deki sorumluluk sisteminde, yükün ambalajının kifayetsiz ya da ambalajsız olmasından ve/veya araca hatalı yüklenip, sabitlenmesinden dolayı vuku bulan hasardan taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı öngörülmüş olmakla birlikte; ambalajlama, yükleme, sabitleme, boşaltma ve istifleme göndericiye / yükleyene veya alıcıya ait olsa da taşıyıcının basiretli bir tacir gibi davranarak nezaret görevi (özen borcu) bulunduğu, “ilke olarak kabul” edilmektedir. Bu ilke uyarınca taşınacak emtianın ambalajsız veya ambalajının kifayetsiz olması ya da yükün araca ve güzergâha uygun şekilde sabitlenmemesi ya da kaba elleçleme yapılması halinde fiili taşıyıcının yükleyeni/göndereni ya da özellik arz eden yükü araca istifleyip/sabitleyeni uyarmadan ve uyardığı halde netice alamaması durumunda da CMR sözleşmesinin 8 ve 9. maddeleri kapsamında taşıma belgesinde çekincesini belirtmeden (yani yüklemeye veya sabitlemeye ya da kaba elleçlemeye karşıçıktığını kanıtlamadan) yükü teslim alırsa ve eğer yükte bu yüzden bir hasar vuku bulursa, öncelikle zarara sebep olan hatayı taşıyıcının yüklemeye nezaret borcu esnasında kendi bilgisiyle fark edip edemeyeceğinin tespiti gerekecek, fark edebileceği durumlarda ise, hasar kifayetsiz ambalaj veya istif hatasından ya da yükün usulüne uygun bir şekilde araca sabitlenmemesi, ambalajlanmaması veya kaba elleçleme yüzünden de kaynaklansa; zararın gönderen/yükleyen/istifleyip sabitleyen ile taşıyıcı arasında, paylaştırılması ve bunun içinde taşıyıcının “yüklemeye nezarete ilişkin görevini ihlalden” doğan müterafik kusur oranının belirlenmesi icap edecektir. Bu bağlamda dava konusu boruların —–yüklendiği —–plakalı aracın varış yeri olan—– geçici depolama yerinde tahliyesi için “TIR tentesi açıldığında” kaba elleçlemeden kaynaklanan hasarın kolaylıkla fark edilebilecek kadar belirgin olduğu; “20.06.2018’de düzenlenen ve araç sürücüsü tarafından da imzalanan tutanağa” göre sabittir. Varış yerinde TIR tentesi açıldığında kolaylıkla fark edilebilen bu hasarın mahrecinde yapılan yükleme sırasında ya da TIR tentesi kapatılırken de görülebilecek ve araç sürücüsü tarafından yüklemeye nezaret borcu esnasında fark edilebilecek kadar bariz olduğu halde; “araç sürücüsünün bu konuda taşıma senedine (CMR’ye) herhangi bir çekince koymadan yükü teslim almasına”; yüke, yükün üzerindeki etikete rağmen kaba elleçleme şekline çekince koymadan teslim aldığı eşyayı varış yerinde alıcısı emrine “çekincesiz teslim edememiş olmasına” bağlı araç sürücüsünün yüke olan “özen yükümlülüğünü ihlalden” doğan kusuru, “taşıyıcının kendi kusuru” hükmünde olduğundan; somut olayda davalı taşıyıcının müterafik kusurunun (yükleyen/gönderen ile eşit oranda) “%50” olarak belirlenmesinin, takdiri Yüce Mahkeme ye ait olması kaydıyla mümkün olacağı kanaatindeyiz..—– nolu davalının üstlendiği uluslararası taşımalarda üzerine düşebilecek mesuliyete sigorta güvencesi sağlanan sigortalı taşıyıcı—-ile onun üzerine düşebilecek mesuliyeti düzenlediği poliçenin bağlı olduğu şartlar dâhilinde üstlenen sigorta şirketi konumundaki —–nolu davalı —— sorumlulukları birbirinden farklı düzenlemelere tabi olduğundan ve taşıyıcının (somut olayda yüklemeye nezaret görevi esnasında; özen görevini ihlal etmesinden kaynaklanan) “müterafik kusuru” CMR Sigortası ve/veya Nakliyat Aracısı/Komisyoncunun Yasal Sorumluluk (—– Sigortasının kapsamına girmediğinden,—– nolu davalı—— somut olayda düzenlediği poliçe şartları ile çelişen hasar/zarar için tazminat ödeme mükellefiyetinin doğmadığı değerlendirilmiştir…” şeklinde kanaat bildirdikleri görülmüş, ek raporlarında da aynı görüşleri tekrar etmişlerdir.Rücuya tabi zararın hangi tarihte tam olarak meydana geldiği (ambalajlama. taşıma, elleçleme, boşaltma….vs), emtianın 20/06/2018 tarihinde davalı —– Firmasına teslim edildikten sonra (boşaltma işleminin bu firma tarafından ve borulara sponzete bağlanması ve —– bıçaklarının sponzeteye geçirilmesi suretiyle boşaltma yapıldığının kabullerinde olduğu da göz önüne alınarak) anılan firmanın boşaltma yahut tekrar yükleme esnasında emtianın 20/06/2018 tarihli tutanak ile tespit edilen hasara ek olarak bir hasar görüp görmediği, bu hususun dosya kapsamından özellikle davacı vekilinin iddiası doğrultusunda sunulan ekspertiz raporundan tespit edilip edilmediği, davacı vekilinin iddiası doğrultusunda eklenen bir hasar ve netice itibariyle eklenen zararın olup olmadığı, davalı —–firmasının diğer davalılar ile birlikte kısmen yahut tamamen bir sorumluluğunun olup olmadığı, yine davalı vekilinin savunmaları doğrultusunda sovtaj değeri ve hesaplama yönünden de itirazlarının yerinde olup olmadığı hususunda dosya kapsamında toplanan tüm deliller (özellikle davacı ve davalı taraflarca sunulan eksper raporları, 20.06.2018 tarihli tutanak, 21/06/2018 tarihli tutunak.24/07/2018 tarihli sevkiyat sorumlusunun beyanı, uygunsuzluk bildirim formu ve diğer belgeler) incelenip değerlendirilerek, tarafların itirazlarını karşılayacak şekilde mevcut bilirkişi kök ve ek raporlarındaki tespit ve değerlendirmelerle de karşılaştırma yapılarak, hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor tanzim edilmesi için dosyanın mahkememizce resen seçilecek 3 kişilik mühendisten oluşan teknik heyete tevdine karar verilmiştir.Makine Mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinin 16/05/2022 tarihli raporlarında özetle; “…Normal şartlarda malzemelerin yüzey pürüzlülüklerini yok etmek için taşlama yapılır. Kesici ve aşındırıcı sert aletler ile malzemelerin yüzeyinden ufak parçacıklar koparılarak düzleme işlemine taşlama denir. Zımparalama da bir tür taşlamadır. Dava konusu dikişsiz çelik boruların iç yüzeyleri honlanmıştır. Honlama, yuvarlak malzemelere uygulanan en hassas taşlama şeklidir. Özel parçacıkların çarpması ile silindirik yüzeylerden çok küçük parçacıklar kaldırılarak hassas silindirik yüzeyler elde edilir. Hidrolik pistonlar ve silindirleri, motor pistonları ve silindirleri benzeri yuvarlak hassas yüzeyler honlanır. Honlama ile 1/10.000 mm hassasiyetinde pürüzsüz yüzeyler elde edilir. Piston silindir içinde hareket ederken piston etrafındaki keçelerin silindir yüzeyi ile öpüşmesi ve kesinlikle hidrolik sıvı kaçağı olmaması çok önemlidir. Örneğin, bir vincin hidrolik pistonunda kaçak olursa vinç bomu bir anda aşağıya düşer. Motor pistonunda kaçak olursa performansı düşer. Önemli makinelerin yüksek hassaslıkta pürüzsüz olması gereken dairesel yüzeyleri honlanır. Dava konusu boruların da iç yüzeyleri honlanmıştır. Boruların dış yüzeyinde herhangi bir hassasiyet söz konusu değildir. Boruların dış yüzeyinde mukavemet kaybına neden olmayacak ufak tefek çizikler önemli değildir. İnternetten örnek olarak alınan —- ve —– fotoğrafları aşağıda görülmektedir. —- bıçakları boruların – içine sokularak borular kaldırılır ve taşınırsa boruların honlanmış iç yüzeyleri çizilir. Dosya kapsamından, —- bıçaklarının boruların içine sokularak kaldırılması ve taşınması nedeniyle boruların honlanmış iç yüzeylerinin çizildiği anlaşılmaktadır. Borular spanzet ile dış yüzeyinden sarılarak askıya alınabilir ve kaldırılabilir. Bu durumda boruların honlamış iç yüzeyine herhangi bir harici temas olmadığı için çizilmez. Bıçaklar boruların altından sokulabilir. Bıçaklar borulara yaklaştırıldığında, borular kaydırılarak / yuvarlanarak bıçakların üzerine alınabilir. —– ile boruların etrafı sarıldıktan sonra bıçaklara bağlanabilir. Bu durumda boruların honlamış iç yüzeyine herhangi bir harici temas olmadığı için çizilmez…—–fabrikası ile davacının sigortalısı —–fabrikası arasındaki nakliyesi sırasında 2 tanesinin kapaklarının çıkarılarak ve — bıçaklarının boruların içine sokularak kaldırılıp taşınması anında içinin çizilerek hasar gördüğü konusunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık nakliyenin hangi aşamasında ve kim tarafından —- bıçaklarının boruların içine sokularak kaldırıldığı ve taşındığı konusundadır….Hasar durumunda matbu yazılara itibar edilemez. Hayatın olağan akışı içinde, gümrüklerde, bankalarda ve birçok yerde, prosedür veya kalite standardı gereği denilerek önünüze konulan onlarca evrak okunmadan imzalanmaktadır. Onlarca sayfa tek tek okunmaya kalkılsa hiçbir iş yürümez. Bu noktada matbu yazılara değil de kişilerin el yazıları ile düştükleri notlara itibar edilmelidir…Yukarıda açıklanan 20.06.2018 ve 21.06.2018 tarihli tutanaklar ile 24.07.2018 tarihli beyan çelişkilidir… İşbu raporda, —– 24.07.2018 tarihli beyanının doğru olduğu; —– antreposunda, —– elemanları tarafından——plakalı TIR aracından borular tahliye edilirken —- bıçaklarının 2 borunun içine sokularak kaldırıldığı, taşındığı ve bu sırada boruların çizilerek hasar gördüğü kanaatine varılmıştır. —— elemanları 2 borunun çizilerek hasar görmesinde asli kusurludur. 20.06.2018 tarihli tutanağın doğru olmadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca hayatın olağan akışı içinde, nakliyeden hemen sonra yük henüz aracın üzerindeyken hasar tespit edildiğinde düzenlenen tutanaklarda sürücünün de imzası alınır. Çünkü sürücünün gözetim sorumluluğu bulunmaktadır. Tutanakta sürücü imzası yoktur. Sadece taşıyan firma yetkilisinin ve depo sorumlusunun imzası bulunmaktadır. Tutanağın sonradan düzenlenme olasılığı mahkemenin takdirindedir.—-şoförü de antrepo da —– plakalı TIR aracından boruların tahliyesi anında gözetim görevini yeterince etkili yerine getirmediği; boruların 2 ucunda —- bıçaklarının sokulmaması gerektiğini belirten işaretli kapaklar olmasına rağmen —- bıçaklarının boruların içine sokularak -kaldırılmasına ve taşınmasına engel olmadığı; borular hasar gördüğünde de doğru şekilde belgelendirilmesini sağlamadığı için tali kusurludur. Dosyadaki 23.07.2020 ve 07.06.2021 tarihli bilirkişi raporlarında, 20.06.2018 tarihli tutanak doğru kabul edilerek hasarın—– asli kusurundan kaynaklandığı belirtilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından —–düzenlenen 20.06.2018 – 21.06.2018 -24.07.2018 üç belgenin de kendi aralarında çelişkili olduğu dikkate alınmamıştır…” şeklinde kanaat bildirdikleri görülmüştür.
Alınan her iki heyet raporunun çelişkili olması ve son raporun sadece Makine Mühendisi bilirkişi heyetinden alınması dikkate alınarak dosya son olarak kara taşımacılığı, sigorta hukuku ve makine mühendisinden oluşacak üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii edilmiştir.
3 kişilik bilirkişi heyetinin 25/01/2023 tarihli raporlarında özetle; “…
Dosyada, dava konusu borular —— deposuna ait antrepoya gelene kadar düzenlenen belgelerde herhangi bir hasar tespiti veya belgelere düşülmüş bir not mevcut değildir. Yurt dışından ithal edilen gümrüklü mallar direkt işletmenin kendi içindeki antrepoya indirilir. Gümrük memuru ise işletmenin kendi antreposunda gümrük işlemlerini yapar. Lojistik depolarının antrepolarında gümrük işlemleri tamamlanan emtialar çoğunlukla direkt müşteriye veya lojistik şirketinin deposuna aktarılır. Gümrük memuru işletmeye gelirken beraberinde —– veya vinç getirmez. Antrepodaki bütün tahliye, yükleme, aktarma, taşıma,istifleme işleri işletmenin kendi elemanları ve kendi makineleri ile yapılır. Eğer borular işletmenin antreposunda zarar görmüşse işletme bu hasardan sorumludur.
Dava konusu borular —— deposuna geldiğinde
borular teslim alınırken davalı Depo Operasyon Sorumlusu —– ile davalı —– yetkilisi ——düzenlediği 20.06.2018 tarihli tutanakta,——-plakalı TIR aracının geçici depolama yerinde (antrepo da) tahliyesi için tentesi açıldığında 2 adet hidrolik silindirin (borunun) iç kısmında derin çizikler olduğu belirtilmiştir. Davacı sigorta şirketinin sigortalısının yetkilisi——
sunduğu 24.07.2018 tarihli yazıda, ithalatı (gümrük işlemleri) tamamlanan eşyaları teslim almak için ——-ait geçici depolama alanına (antrepo) gittiğinde,—– çatalının boruların içine sokularak uygunsuz taşındığına şahit olduğu beyan edilmiştir. Bu yazı ile yukarıdaki tutanağın çeliştiği görülmektedir. Ancak, 20.06.2018 tarihli tutanağın, sonradan tutulmuş olabileceği mahkemenin takdirindedir. Somut olayda, CMR hükümleri uyarınca değerlendirme yapılması esastır. Burada tespit edilmesi gereken husus, öncelikle taşıyıcının gerçekleşen zarardan sorumlu olup olmadığıdır. Özellikle üzerinde durulması gereken, CMR uyarınca taşıyıcının sorumluluğunun devam ettiği süreçtir. Bilindiği gibi,CMR hükümleri uyarınca taşıyıcının sorumluluğu yükü teslim almasından teslim etmesine kadar geçen süreç ile sınırlandırılmıştır. Somut olayda, yük zararının yükün taşıdığı aracın gümrüklü antrepoya gelmesi akabinde, antreponun adamlarınca boşaltıldığı sırada gerçekleşmiş olduğunun dikkate alınması gereklidir. Burada zararın gerçekleşmesi aşamasında, farklı bir anlatımla boşaltmanın gerçekleşmesi sırasında gerçekleşen zararın meydana gelmesinden taşıyıcının sorumlu olup olmadığıdır. Burada boşaltmayı yerine getirilmesinden kimin sorumlu olduğunun belirlenmesi gereklidir. CMR
hükümlerinde boşaltmanın kime ait olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Sözleşmede bu yönde açık hüküm bulunmaması halinde, yükleme ve istiflemenin gönderene, boşaltmanın ise
gönderilen/alıcıya ait olduğu kabul edilmektedir(Bu konuda detaylı bilgi için —— Bütün bu tespitler birliktedeğerlendirildiğinde, boruların maliki firmanın yetkilisi —– davalı ———-ait geçici depolama alanında boruların içine —— çatallarının boruların içine sokularak taşındığına şahit olduğunun doğru olduğu kabulü ile, —–antreposunda, —–elemanları tarafından —— plakalı TIR aracından borular tahliye edilirken —– bıçaklarının 2 borunun içine sokularak kaldırıldığı, taşındığı ve bu sırada boruların çizilerek hasar gördüğü kanaatine varılmıştır. ——elemanları 2 borunun çizilerek hasar görmesinde kusurlu olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Burada —— % 90 kusurlu olduğunu söylemek mümkündür. —— şoförü de antrepo da ——– plakalı TIR aracından
boruların tahliyesi esnasında gözetim ve denetim görevini yeterince yerine getirmediği; boruların 2
ucunda —– bıçaklarının sokulmaması gerektiğini belirten işaretli kapaklar olmasına rağmen —- bıçaklarının boruların içine sokularak kaldırılmasına ve taşınmasına engel olmadığından hareket edildiğinde, taşıyıcının da %10 kusurlu olduğu kanaatine ulaşmak mümkündür.
Taşıyıcının sorumluluğunun üst sınırı CMR m. 23 çerçevesinde belirlenmelidir. Hükme göre,
CMR ‘nin esasları çerçevesinde hesaplanan tazminatın her zaman eksik brüt ağırlığın her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını aşmaması gerekir. Dava konusu boruların brüt ağırlığı 955,33 kg’dır. Buna göre taşıyıcının sorumluluk sınırı her bir boru bakımından 955,33 kg X 8.33 SDR = 7.957,89 SDR’dir. Dava konusu olay bakımından 7.957,89 SDR’nin hüküm tarihindeki TL karşılığı hesaplanarak taşıyıcının sorumluluğunun üst sınırı tespit edilmelidir. Raporun hazırlandığı tarihte 1 SDR= 25.34 TL’ dir . Buna göre hasar gören her bir boru bakımından
taşıyıcının sorumluluğunun üst sınırı bugün itibarıyla 7.957,89 SDR X 25.34 TL = 201.652,93 TL
olarak hesaplanmaktadır…” şeklinde kanaat bildirdikleri görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan deliller ile alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket tarafından nakliyat emtia taşıma sigorta
poliçesi ile sigorta korumasına alınan, dava dışı —–yerleşik —— unvanlı şirketten satın aldığı honlanmış dikişsiz boru türü ürünlerin 5 parça halinde 2.936 kilo olarak 14/06/2018’de Türkiye’ye sevk edildiği, —- arası fiili taşıma işinin CMR belgesine göre davalı —–tarafından —– plakalı çekici ve buna bağlı bulunan——yarı römork plakalı araçla gerçekleştirildiği, taşıyıcı firmanın söz konusu sevkiyat için 20/06/2018 tarihli ve —— numaralı navlun faturasını düzenlediği, nakliye süreci nihayetinde dava konusu emtianın —– alıcısı emrine davalı —– Şirketi yetkilisi ve —–plakalı araç sürücüsünün 20/06/2018’de müştereken imzaladıkları ve içeriğinde “—– onaylı 20.06.2018 tarih ve—— nolu özet beyan muhteviyatı eşyayı taşıyan —— plakalı aracın geçici depolama yerine tahliyesi için TIR tentesi açıldığında —– nolu taşıma senedinde bulunan —— firmasına ait 5 kap malzemenin içerisinde 2 adet—- cinsi eşyanın iç kısmında derin çizilmeler olduğu, muhafaza kapaklarının kovanların orta bölümüne kadar ilerlemiş olduğu görülerek teslim alındığı….” yönünde ifadelerin yer aldığı tutanağa kayden kısmi hasarlı olarak teslim edilebildiği, emtiaların gümrük işlemlerinin bu haliyle 21/06/2018 tarihinde—- Müdürlüğünce tescilli —– numaralı gümrük beyannamesi ile ikmal edildiği, olayın 25/06/2018’de davacıya bildirilmesi üzerine ——sayılı hasar dosyası için görevlendirilen bağımsız eksperin mahallinde hasar tespit çalışması yaptığı ve 10/09/2018’de düzenlediği ——sayılı Nakliyat Hasarı Kesin Ekspertiz Raporunda 2 adet hasarlı boru için tazmini gereken kümülatif hasar bedelini, sevk faturası birim fiyatını baz almak suretiyle 1.000.-TL. sovtaj tenzilli olarak, hasar tarihinde geçerli olan (—-Bülten No—- Euro/TL. döviz satış kuru ile hesapladığı, davacının dava dışı sigortalısına 17/08/2018 tarihinde 31.144,00-TL, 12/09/2018 tarihinde 7.000,00 TL hasar tazminatı ödendiği; sevk edilen dava konusu boruların üzerinde üretıici firma tarafından “—– ile içten taşıma yapılmaz anlamına gelen uyarıcı etiket konulduğu” bağımsız eksper tarafından düzenlenen raporda bu hususun kayıt altına alınarak etiketin fotoğrafının çekildiği; dava konusu boruların—–yüklendiği —– plakalı aracın varış yeri olan —– geçici depolama yerinde tahliyesi için “TIR tentesi açıldığında” davacının sigortalısına ait 5 kap malzeme içerisinden dava konusu 2 adet hidrolik silindir kovanı cinsi emtianın “iç kısmında derin çizilmeler olduğunun ve muhafaza kapaklarının kovanların orta bölümüne kadar ilerlediğinin tespit edildiği”, aracın tentesi açıldığında görünen bu hasarın 20/06/2018’de tutanağa bağlandığı; “gönderenden herhangi bir çekince öne sürülmeden teslim alınan dava konusu yükün alıcısı emrine çekincesiz olarak teslim edilemediği” hususunun sabit olduğu;CMR hükümleri uyarınca taşıyıcının sorumluluğunun yükü teslim almasından teslim etmesine kadar geçen
süreç ile sınırlandırıldığı, somut olayda, yük zararının yükün taşıdığı aracın gümrüklü antrepoya
gelmesi akabinde, antreponun adamlarınca boşaltıldığı sırada gerçekleşmiş olduğu, CMR
hükümlerinde boşaltmanın kime ait olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, sözleşmede bu
yönde açık hüküm bulunmaması halinde, yükleme ve istiflemenin gönderene, boşaltmanın ise
gönderilen/alıcıya ait olduğunun kabul edildiği, boruların maliki firmanın yetkilisi —- davalı —— ait geçici depolama alanında boruların içine ——-çatallarının boruların içine sokularak taşındığına şahit olduğu, —–antreposunda, ——. elemanları tarafından —— plakalı TIR aracından borular tahliye edilirken —– bıçaklarının 2 borunun içine sokularak kaldırıldığı, taşındığı ve bu sırada boruların çizilerek hasar gördüğü kanaatini bildiren 16/05/2022 ve 25/01/2023 tarihli birbirleri ile ve olayın oluşu ile uygun bilirkişi raporlarına itibar edildiği, bu suretle davacı sigorta şirketine sigortalı dava dışı ——Şirketine ait emtiaların zarar gördüğü olayda,—– antreposunda, —–elemanları tarafından ——-plakalı TIR aracından borular tahliye edilirken —- bıçaklarının 2 borunun içine sokularak kaldırıldığı, taşındığı, bu suretle davalı ——kusurlu olduğu; taşıyan—— şoförünün de antrepoda —– plakalı TIR aracından boruların tahliyesi esnasında gözetim ve denetim görevini yeterince yerine getirmediği; boruların 2 ucunda —- bıçaklarının sokulmaması gerektiğini belirten işaretli kapaklar olmasına rağmen —– bıçaklarının boruların içine sokularak kaldırılmasına ve taşınmasına engel olmadığından kusurlu olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-31.144,00-TL’nin 17/08/2018 tarihinden; 7.000,00-TL’nin 12/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 2.605,62-TL harcın, davacı tarafından yatırılan 651,41-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.954,21‬-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 651,41-TL harcın, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 6.686,10-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davalı —— Şirketi tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 4.500,00-TL yargılama giderinin Davalı —— Şirketi üzerinde bırakılmasına,
7-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davalı —–vekilinin yokluğunda, Davacı vekilinin, Davalı —– ve Davalı ——vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde——-Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.