Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/903 E. 2021/1246 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/903 Esas
KARAR NO : 2021/1246

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 08/01/2010
KARAR TARİHİ : 29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan ..—— aleyhine yapılan takibin tamaen haksız ve kötüniyetli olduğunu, ———— sahibi olduğu —– yapılan —-işyerinin kapatılmasıyla ayrıldığını, aynı yerde ———-tarafından kurulan müvekkili şirketin —- devam ettiğini, müvekkilinin mal alımı için boş olarak bulundurulan çek yapraklarının yapılan tüm aramalara rağmen bulunamadığını, —— çalınmış olabileceği ve —– tanesinin imzalı olma ihtimalinin olduğunu belirttiğini, sonrasında—- doldurulup imzalanarak kullanıldığının muhatap banka tarafından öğrenildiğini, muhatap bankasının çek keşideci imzasının farklı olması sebebiyle çekin arkasını yazmadığını, müvekkilinin çekleri —- davalı tarafından çalınıp doldurularak —- yazdığını öğrenmesi üzerine —— verdiklerini, iş bu şikayet dilekçesinde çeklerin tahsilatının önlenmesi, çeklerin teslimi ve çeklerin iptalini talep ettiklerini, şikayetin halihazırda soruşturma aşamasında olduğunu müvekkili ——— örneklerinin alındığını—- son hamil olan——-, yine çalındığı belirtilen ———- davalılarca sonradan doldurularak —– muhatap bankaya ibraz edildiğini ancak bankanın keşideci imzası ayniyet taşımadığını belirterek işlem yapmadığını ve çeki iade ettiğini,— davalı tarafından iş bu kambiyo vasfına haiz olmayan çalıntı ve üzeri fahiş bir şekilde doldurulmuş çekle ilgili — ile icra takibi başlattığını,—– icra takibine ve borca süresinde itiraz ettiklerini,— şirketinde—– nedeniyle bu kadar fahiş bedelli çeklerden dolayı alacaklı olmasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sonrasında —– doldurulan çek ile takibe konulan —- doldurulan çeklerin —- davalı tarafında diğer davalı …—– verdiğini, müvekkilinin — olarak dolandırıldığını bir göstergesi olduğunu, —- davalının iyi niyetli hamil olmadığını, ayrıca şikayet dilekçesinde belirtilen —- yazılarak—— çalıntı olduğunu öğrenmesi üzerine —- müvekkiline iade ettiğini, davalılardan —— bulunduğunu belirterek; arz edilen nedenlerle davalı ….—yapmış olduğu takipte çek çalıntı ve — — sonradan doldurulmuş olduğundan öncelikle teminatsız (HUMK 317 mad) veya teminatlı olarak tedbiren takibin durulmasına, çlıntı ve sonradan doldurulmuş çekin ve icra takibinin iptali ile müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine, davalının takip konusu alacağının %40” ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, tüm masraf ve vekalet ücretinin davalılara aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı ….—– dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili aleyhine açtığı menfi tespit davası ile borçlu olmadığını iddia ettiğini, davacının bu iddiasının tamamen haksız ve kötüniyetli olduğunu, çek münderecatı incelendiğinde müvekkilinin haklı hamil ve iyiniyetli 3. Şahıs olduğunu, bu hususun davacının kendi beyanlarından da açıkça anlaşıldığını, imzalı bir çekin boş olarak bulundurulması davacı —————- davranmadığını, her ne kadar muhatap banka tarafından takip konusu çek üzerinde keşideci —— denilmesine rağmen davacının çekteki imzasını da ikrar etmediğini, Müvekkilinin ——— üzerine iş yapan—- davacının iddia ettiği gibi — içinde olmadığını, davalılardan—–vermiş olduğu ifadesinde de dava konu çeki davacı şirket —– kendisinin aldığını söylediğini,—- ifade etmesine rağmen öncelikle boş olarak çek imzalayan ve ——- sorumlu olduğunu, esasen dava konusu çekin müvekkiline alacağı karşılığı verildiğini, çek üzerinde hiçbir yazı ve rakamın müvekkilinin el ürünü olmadığını, çekin doldurularak—-verildiğini, dava konusu çek hakkında ayrıca —- sayılı dosyası ile davacısının —– bir şahıs tarafından kayıp olması nedeniyle iptali talebi ile dava açıldığını, bu hususun davacının —- sunduğu dilekçesi ile öğrendiklerini, bu durumda davacının imzaladığı dava konusu çeki ödemekten kurtulmak için keşidecisinin çek iptalini talep etmesinin kanunen mümkün olmadığını bilerek — dava konusu çekin iptali yolunu kullanmayı istediklerini belirterek; arz ettiğimiz ve dava safhasında da ortaya çıkan hususlar çerçevesinde iyi niyetli üçüncü şahıs olan müvekkili aleyhine haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddi ile kötüniyetli davacı aleyhine %40′ tan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi ile masraf — — davcı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedine (çek) dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı, dava konusu çek sebebiyle müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine, davalının takip konusu alacağının %40 ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, tüm masraf ve vekalet ücretinin davalılara —- karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış—— dosyasının gerekçeli — üzerinden dosyaya alınmıştır, —- dosyasının şikayet dilekçesi, ifade tutanakları, çek fotokopisi dosya arasına alınmıştır, ——- sayılı dosyası dosya arasına alınmış, —– alınmış, —- bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
17/04/2013 tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…1-Davacının her iki davalı ile ticari ilişkişinin bulunmadığı, 2- Sonuç itibariyle davacı şirketin, davalı —- ile ticari ilişkisi olmayıp bu şahsa borçlu olmadığı, 3- Davalı — —. arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunun dosyaya ibraz olunan — formlarından anlaşıldığı, ancak ticari defterleri ibraz edilmediğinden alacak-borç durumuna ilişkin değerlendirmenin yapılamadığı, —- açıklamalar doğrultusunda ve diğer davalı ——göz önünde bulundurularak davalı ..— konu çeki davacı şirketi zarara uğratmak kastı ile kötü niyetli olarak ciro ile teslim alıp almadığına ilişkin yorumun takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu,…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Yargılama aşamasında davalı ….——- üzerinden yapılan kontrollerden anlaşılmıştır. Davalı ..— vefat etmesi üzerine mahkememizce 08/07/2021 tarihinde davacı vekiline davalı ..— mirasçılarının tespiti için mirasçılık belgesi almak üzere yetki ve mirasçıların davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması—- itibariyle davacı tarafından davalı .—- mirasçılarının davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmasına yönelik herhangi bir işlem yapılmadığı ve dosyaya bu yönde bir belge sunulmadığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere taraf teşkili dava şart olup, kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece resen nazara alınması gerekmektedir. Davacı vekili tarafından davalı …—- mirasçılarının verilen kesin süreye rağmen davaya dahil edilmemesi/taraf teşkilinin sağlanamaması sebebiyle HMK 94/3 maddesi de dikkate alınarak davanın davalı …—— taraf teşkili sağlanamaması sebebiyle usulden reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın taraf teşkili sağlanamaması sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca mahkemeler veznesine yatırılan gider avansından artacak kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.