Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/900 E. 2022/1076 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/900 ESAS
KARAR NO : 2022/1076

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2021
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 29.03.2020 günü saat 23:00 sıralarında sanık sürücü —— idaresindeki—–plakalı otomobil ile —– istikametinden —– istikametine doğru seyir halindeyken olay mahalline geldiği sırada otomobilin sağ ön kısımları ile, ön ilerisinde aynı istikamete seyretmekte olan müteveffa sürücü ——idaresindeki bisikletin arka kısımlarına çarpması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, 29.03.2020 günü meydana gelen trafik kazası nedeniyle 05.04.2020 tarihinde vefat eden ——- desteğinden yoksun kalan davacı/lar için fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir davacı için ayrı ayrı 100.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL destekten yoksun kalma / maddi tazminatın davalı ——- şirketinden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı ——-vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın, kaza sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle (6098 sayılı TBK md.53) gereğince (KTK—— Poliçesine istinaden) destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olduğunu, başvuru şartının yerine getirilmediğini, HMK 115.maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, zarar gören kişilerin sigorta kuruluşuna başvurmadan sigorta kuruluşu aleyhine doğrudan doğruya dava yoluna gitme haklarının olmadığını, davacı tarafa 02.11.2020 tarihli yazı ile eksik belgelerin iletilmesi akabinde taleplerinin (kusur durumuna göre) yasal mevzuat kapsamında değerlendirmeye alınabileceği” bildirildiğini, somut olayda davacıların, Trafik Kanunu ve Trafik Sigortası Genel Şartlarının yukarıda işaret edilen düzenlemelerindeki yükümlülüklerini yerine getirmeden, dava yoluna gitmiş olması nedeniyle HMK 115 maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın usulden reddini, davacıların müvekkil şirkete eksik evrak ile başvuruda bulunarak huzurdaki davayı ikame ettiğini, itirazları baki kalmak kaydıyla; davacıların talebine konu “destekten yoksun kalma tazminatına” ilişkin tazminat hesabının —— Sigortası Genel Şartları A.5/ç maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılması gerektiğini, itirazları baki kalmak kaydıyla tazminat tutarının—— tablosu ve %1,8 Teknik Faiz esas alınarak hesaplanması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, müteveffa ——sevk ve idaresindeki bisikleti, gerekli ışıklandırmaları yapmadan hız sınırının 110 km olduğu bölünmüş karayolunda sürerek kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, kaza saatinin 23.30, havanın karanlık olduğu dikkate alındığında, sigortalı araç sürücüsünün bisikleti fark ettiğinde kazanın meydana geldiğini ve kazanın kaçınılmaz olduğunu, dava dışı araç sürücüsü taşıt yolunda seyrederek kusurlu bir şekilde kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, uyuşmazlığa konu kazaya ilişkin davacıların desteği müteveffa ——- seyir esnasında gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, sorumluluğa esas kusur oranlarının tespit edilebilmesi için dosyanın —— gönderilmesini, tazminata hükmedilmesi halinde, uyuşmazlığa konu kazada müteveffanın müterafik kusuru bulunması nedeniyle tazminattan indirim yapılmasını, kaza tespit tutanağında bisiklet sürücüsü müteveffanın kask takmadığını, müteveffanın ölüm nedeni dikkate alındığında kask kullanılması halinde bahse konu yaralanmaların gerçekleşmeyeceğinden dolayı ölüm halinin gerçekleşmeyebileceği ve koruyucu tertibat –kask- kullanılmaması ile vefat durumunun meydana gelmesi arasında nedensellik bağının bulunduğunu, müteveffanın kendi kusurlu eylemiyle zararını arttığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde açık olduğunu, zarar görenin kask, koruyucu mont ve dizlik gibi koruyucu nitelikteki araçları kullanmamasının sonuca olan etkisi incelenmeden karar verilemeyeceği hususunun hükme bağlandığını, müteveffanın müterafik kusuru bulunduğundan belirlenecek tazminat tutarından BK.52. maddesi gereği indirim yapılmasını, davacının faize ilişkin taleplerinin reddini, müvekkil şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, davacının kaza tarihinden itibaren faiz taleplerinin reddini, muaccel bir alacağın doğmadığı dikkate alınarak müvekkil şirketin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
TALEP ARTIRIM DİLEKÇESİ: Davacılar vekili 11/11/2022 tarihli dilekçesi ile HMK M.107 uyarınca anılan bilirkişi raporu doğrultusunda, dava değerinin artırımı yoluna gidilerek dava dilekçesinde; müvekkili —— için 100.000,00-TL olarak talep edilen destekten yoksun kalma tazminat bedelini 154.864,85-TL arttırmak suretiyle 254.864,85-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, müvekkili——- için 100.000,00-TL olarak talep edilen destekten yoksun kalma tazminat bedelini 55.135,15-TL arttırmak suretiyle 155.135,15-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile müvekkillerine ödenmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasına bağlı ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının tahsili talebine ilişkindir.
Davacılar, 29/03/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde —— vefat ettiğini, müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını, oluşan zarardan davalı—— şirketinin ——- poliçesi ve KTK hükümleri gereğince sorumlu olduğunu, kaza sebebiyle oluşan destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmişler; davalı—–ise davacıların dava açmadan önce şirkete yazılı başvuru şartını yerine getirmediklerini, olayda müteveffanın müterafik kusuru bulunduğunu, kusurun——–tarafından tespit edilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.Mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacıların oğlu olan müteveffa —— sevk ve idaresinde olan bisiklet ile davalı ——şirketinin trafik sigortası olduğu , dava dışı —-sevk ve idaresinde bulunan —— plakalı aracın çarpışması neticesinde meydana gelen davaya konu 29.03.2020 tarihli trafik kazasında, kaza sonucu vefat eden —— ile kazaya karışan araç sürücüsü ve varsa üçüncü kişilerin kusurlu olup olmadığı, kusurlu iseler hangi oranda kusurlu oldukları, davacıların desteğin ölümünden dolayı davalı—— şirketinden talep edebileceği destekten yoksun kalma adı altında zararının bulunup bulunmadığı varsa bu zararın ne miktarda olduğu, davalının bu tazminattan sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise hangi miktarda ve ne şekilde sorumlu olduğu, hususlarında uyuşmazlığın toplandığı 31/07/2007 tarihinde davacının eşi ——-kullandığı——– plakalı traktörün yaptığı tek taraflı kazada vefat ettiğinden destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği, tarafların arasındaki uyuşmazlığın buna yönelik olduğu anlaşılmıştır.—— plakalı sayılı araca ait hasar dosyası ve poliçe, ceza dosyası, kaza tespit tutanağı ve taraflarca sunulan deliller dosya içerisine alınarak incelenmiştir.
—– esas sayılı dosyası dosyamız içerisine alınmış, yapılan incelemesinde; dava konusu kaza nedeniyle —– plakalı aracın sürücüsü —— sanık olarak yargılandığı dava sonucunda, ‘taksirde bir kişinin ölümüne neden olma’ eyleminden ötürü neticeten 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın gerekçesine esas bilirkişi raporunda, kazanın meydana gelmesinde sanığın tam kusurlu olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.Dosya kusur tespiti için —-gönderilmiş, gelen 03/02/2022 tarihli rapora göre; kazanın meydana gelmesinde, —– plakalı araç sürücüsü olan ——- tam kusurlu olduğu, müteveffanın kusursuz olduğunun belirtildiği görülmüştür.Dosya Dosya kusur ve zarar tespiti ile ilgili —– bilirkişisine tevdi edilmiştir. Bilirkişi heyetinin sunduğu rapora göre özetle; “——dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında ölümlü trafik kazası olduğu, meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir
bir kaza niteliğinde olduğu, —– plaka sayılı araç sürücüsü —— % 100 kusur oranı ile asli
kusurlu olduğu, müteveffa sürücü ——idaresindeki bisiklet ile olay mahalli aydınlatma bulunan yol bölümünden seyri sırasında bisiklete arkadan çarpılması nedeni ile karıştığı kazada kural ihlali yapmamış olması nedeni ile kusursuz olduğu; Davacı baba——- tarafından sigortalı araç sürücünün
tam ve asli kusurlu olduğunun Sayın Mahkeme tarafından kabulü durumunda toplam ——- zararının
205.346,49 TL olduğu, davacının toplam poliçe limiti 410.000,00 TL sınırlı sorumluluğu dahilinde
garameten hesaplaması sonrası ——-davacı babanın davalı—— şirketinden talep edebileceği tazminatın
155.135,15 TL olabileceği; Davacı anne .—— Davalı——-tarafından sigortalı araç sürücünün
tam ve asli kusurlu olduğunun Sayın Mahkeme tarafından kabulü durumunda toplam—— zararının 337.354,89 TL olduğu, davacının toplam poliçe limiti 410.000,00 TL sınırlı sorumluluğu dahilinde garameten hesaplaması sonrası – davacı annenin davalı——– şirketinden talep edebileceği tazminatın 254.864,85 TL olabileceği; 10.11.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep edilebileceğinin hukuki münakaşasının elbette Yüce Mahkemenin takdirlerinde olduğu..”şeklinde görüş bildirdikleri görülmüş; raporun kusur ile ilgili bölümünün——- kusur raporuyla, ceza dosyasındaki raporla ve kaza tespit tutanağı işle uyumlu olması karşısında, yeniden kusur konusunda rapor alınmasına gerek görülmemiş ve son rapora itibar edilmiştir. Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı TBK 53/3 ve 55 maddesinde düzenlenmiş olup; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. ” şeklinde hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK 53/3 maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. 6098 sayılı TBK 53/3 maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O hâlde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç içerisinde bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir ——Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun —–sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının, desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; ——- sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.Somut olayda; 29/03/2020 tarihinde meydana gelen ve davacıların oğulları olan ——vefatı ile sonuçlanan kazada; müteveffaya çarpan—–plakalı araç sürücüsü —— %100 oranında kusurlu olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda kusurunun olmadığı, davacıların destek zararının hesaplaması için yapılan —— hesabına göre; destek zararının davacı baba——yönünden 155.135,15-TL; davacı anne —— yönünden 254.864,85-TL olduğu, —– raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, davalı ——– şirketinin oluşan zararın tamamından sorumlu olduğu anlaşılmış, davanın kabulüne, hükmedilen tazminatın 10/11/2021 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE;
-Davacı anne —— için 254.864,85-TL, davalı baba —— için 155.135,15-TL olmak üzere toplam 410.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 10/11/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 28.007,10 TL harcın, davacılar tarafından yatırılan 68,31TL peşin harçtan ve 720,00 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 27.218,79‬TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacılar tarafından yatırılan 788,31‬TL harcın davalıdan alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
4-Davacılar tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 2.788,70TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
5-Kabul edilen dava yönünden—— vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——-bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı tarafın yokluğunda, davacılar vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde—– Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.