Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/890 E. 2022/1031 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/890 Esas
KARAR NO : 2022/1031

DAVA : Tazminat (Haksız fiilden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2020
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız fiilden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkillerin murisi—– dava dışı işveren—— işçisi olarak çalışmakta iken, 24/02/2013 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu vefat etmiş olduğu, meydana gelen iş kazasının davacı müvekkillerin murisi —— işverene ait ——bulunan ——şantiyesinde çalışmakta iken, —— seri numaralı yükleyici kepçeyi kullanan müvekkiller murisinin, tüm çabalarına rağmen, iş makinası kepçenin frenlerinin tutmaması nedeniyle 70 – 80 metre yükseklikteki uçurumdan düşmesi sonucu feci bir şekilde 24/02/2013 tarihinde hayatını kaybetmiş olduğu, duyulan elem ve ızdırabın karşılığı olarak, murisin annesi, babası ve kardeşleri için tarafından —— Esas sayılı dosyası ile manevi tazminat talepli açılan davada Murisin babası —— için 50.000,00 TL, Murisin annesi —— için 50.000,00 TL, Murisin kardeşi —–için 20.000,00 TL, Murisin kardeşi —– için 20.000,00 TL, Murisin kardeşi —–için 20.000,00 TL, Murisin kardeşi —— için 20.000,00 TL, Murisin kardeşi —–için 20.000,00 TL, Murisin kardeşi —— için 20.000,00 TL, Murisin kardeşi —— için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 240.000,00 TL manevi tazminatın 24/02/2013 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri, vekalet ücreti ve yargılama gideriyle birlikte tahsili için işveren ——aleyhine tazminat davası açılmış olduğu, yargılama devam ederken, —— Esas sayılı dosyasında; 08/08/2017 tarihli bilirkişi heyetince hazırlanan kusur raporuna ve 22/10/2017 tarihli kusur ek raporuna göre İşveren ——- olayda 9660 oranında Kusurlu olduğu, Müvekkiller murisi ——- ise olayda 9640 oranında Kusurlu olduklarına dair rapor tanzim edilmiş olduğu, Müvekkiline verilen kusura tarafınca itiraz edilmiş olduğu, dosyanın istinaf aşamasında olduğu, kusur raporlarından sonra açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olduğu, —— 26/06/2018 tarihli, ——Karar sayılı ilamı ile özetle davacı —– için 25.000,00 TL Manevi Tazminat, Davacı —— için 25.000,00 TL Manevi Tazminat, Davacı —— için 5.000,00 TL Manevi Tazminat, Davacı ——için 5.000,00 TL Manevi Tazminat, Davacı——için 5.000,00 TL Manevi Tazminat, Davacı —– için 5.000,00 TL Manevi Tazminat, Davacı —–için 5.000,00’TL Manevi Tazminat, Davacı —– için 5.000,00’TL Manevi Tazminat, Davacı—– için 5.000,00 TL Manevi Tazminat, olmak üzere toplam 85.000,00 TL manevi tazminatın, 24/02/2013 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş olduğu, Sayın Mahkemece ayrıca 819,72 TL ——, 637,71 TL Yargılama Giderinin, 8.400,00 TL İlam Vekalet Ücretinin işverenden tahsiline karar vermiş olduğu, Sayın Mahkemece verilen karar sonrasında alacakların tahsili için tarafımızdan ——-Esas sayılı dosyası ile 137.229,06 TL tutar üzerinden ilamlı icra takibi yapıldığı, icra emrinin borçlu vekiline 10/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, icra takibinin kesinleştiği, kesinleşen icra takibine rağmen, işveren —— tarafından, bugüne kadar tarafına veya—- herhangi bir ödeme yapılmadığını, ilamlı icra takibine konu —— 26/06/2018 tarihli,—–Karar sayılı ilamı tarafınca istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, dosyanın ——-Bölge Adliye Mahkemesi ——Esas numarası ile halen istinaf sürecinde olduğu, her ne kadar davalı işveren tarafından da istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, eksik harcı süresinde yatıramadığından, davalı işveren yönünden kararın kesinleşmiş olduğunu——-Karar sayılı ilamı taraflarınca istinaf edildiğinden, fark tazminat talepleri ile ilgili olarak her türlü dava ve talep hakları ve tüm yasal hakları saklı tutmakta olduğu, işveren—— arasında 28/08/2012 – 28/08/2013 tarihleri arası,——- poliçe numaralı ve kişi başına bedeni limit 75.000,00 TL (yetmişbeşbin), kaza başına 300.000,00 TL (üçyüzbin) olan işveren mali sorumluluk poliçesi yaptırılmış olduğu, işveren tarafından ödeme yapılmaması nedeniyle, işveren mali mesuliyet poliçe kapsamındaki hakların tahsili amacıyla, dava açmadan önce 06/05/2019 tarihli başvuru dilekçesi ile davalı ——- başvuru yapılmış olduğu, davalıya 09/05/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, —— Esas sayılı dosyası ile işverenden alacaklı olduğu tüm manevi tazminat, işlemiş faizleri, ilam vekalet ücretleri, yargılama giderleri, harç alacağı, icra vekalet ücreti, icra masrafları, tahsil harcı, takip sonrası faiz ve maddi tazminat talepleri ve işlemiş faizlerinden sorumlu olduğu, manevi tazı olan —– Esas sayılı dosyasının halen istinaf aşamasında olduğu, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları davacı anne—-ve davacı baba ——alabileceği maddi tazminat hakları ve istinaf mahkemesi ve Yargıtay kararı uyarınca lehe olabilecek tüm değişikler ile ödeme tarihine kadar işleyecek faiz ve diğer tüm yasal hakları saklı kalmak kaydı ile işbu davayı açma zorunluluğu doğmuş olduğu, 22/10/2019 tarihinde —– yapılan ve 05/11/2019 tarihinde görüşmeleri başlatılan arabuluculuk başvurusunda 19/12/2019 tarihli son oturum tutanağında görüleceği üzere tarafların anlaşamamış olduğunu beyanla fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları, davacı anne—— alabileceği maddi tazminat hakları ve istinaf mahkemesi ve Yargıtay incelemesi sonucunda lehe olabilecek tüm değişikler ile ödeme tarihine kadar işleyecek faiz hakları saklı kalmak kaydı ile davacı Müvekkiller murisi —– işveren —–çalışırken iş kazası geçirerek vefat ettiğinden ve davalı —– ile işveren ——arasında yapılan işveren mali sorumluluk sigorta poliçesi yapıldığından, işveren mali sorumluluk poliçesi limitleri dahilinde davalı ——Esas sayılı dosyasında hüküm altına alınan 85.000,00 TL manevi tazminatın (poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile) 24/02/2013 kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizleri ve mahkemece lehe takdir edilen vekalet ücretleri, harç alacağı ve yargılama , giderleri ve —— Esas sayılı dosyasındaki icra vekalet ücreti, icra masrafları, tahsil harcı ve ödeme gününe kadar ki işleyecek takip sonrası faizleri ve poliçe limitleri ile birlikte sınırlı olmak kaydı davalıdan alınarak davacılara verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydı ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
Davacılar vekili 07/12/2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığını talep ve beyan etmiştir.
SAVUNMA: Davalı ——–vekili özetle; Sigortalı——-Hakkında iflas kararı verildiğini, ——İflas sayılı dosyası ile —-açıldığını, bu aşamadan sonra sigortalı şirketin temsil ehliyetinin bulunmamakta olduğunu, sigortalı şirket adına yapılacak ödemelerde —–onayına tabi olacağını, arabuluculuk görüşmelerine taraf olarak iflas idaresinin de eklenmesi gerekmekte olduğunu, iflas idaresinin arabuluculuk sürecine dahil edilmeksizin görüşme yapılması sebebiyle arabuluculuk dava şartının yerine getirildiğinden söz edilemeyecek olduğunu, müvekkil sigorta şirketi başvurunun sigortalı şirketin ödeme gerçekleştirmemesi gerekçesiyle yapılmış olduğu, – sigortalı şirketten talepte bulunulmak istendiğinde —— alacak kaydı yaptırmak, derdest davalarda iflas idaresine bildirimde bulunmak gerekiyorsa, iflas aşamasında olan sigortalı şirketin sigortacısından talepte bulunmak için aynı şekilde iflas idaresinin görüşmelere dahil edilmesi gerektiğini, dava şartı arabuluculuk görüşmesinin yerine getirildiğinden söz edilemeyeceği, TİK m. 226 gereği masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğunu, bu sebeple davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiği, Sigortalı şirket iflas aşamasında olduğundan, iflas edecek şirkete borcu olan gerçek ya da tüzel kişilerin de yine ödemelerini iflas eden şirkete değil, iflas idaresine yapmakta oldukları, müvekkil sigorta şirketinin doğrudan hak sahiplerine ödeme yapmasının söz konusu olamayacağını, bu nedenle davacının taleplerinin reddi gerektiğini, dosyanın iflas idaresine bildirilmesini, iflas idaresinin davaya dahil edilmesine karar verilmesini talep ettiği, dava açılmadan önce, müflis sigorta şirketinin iflas işlemlerinin yürütüldüğü ——-İflas sayılı dosyadan tarafına yazı gönderilmiş olup, sigortalı şirkete borcu bulunması halinde iflas idaresine bildirilmesi istenmiş, Sigortalı şirkete bir borcu olduğunu kabul anlamına gelmemek üzere, bu aşamada davacı tarafa ödeme yapılacak olması, sigortalı şirket açısından mükerrer ödemeye sebep olacağından, sigorta şirketine karşı mükerrerliğin önlenmesini talep ettiği, işbu davaya cevap verilebilmesi için öncelikle HMK md. 121 gereği delillerin tarafına tebliği gerekmekte olduğu, dava dilekçesi ile kaza tarihi itibariyle faiz talebinde bulunulmuş ise de, müvekkil sigorta şirketine kaza tarihi itibariyle ihbarda bulunulmamış olduğu, kaza tarihi itibariyle faizden ve diğer ferilerinden sorumlu olmasının söz konusu olmadığı, dava dilekçesi ile icra vekalet ücreti, icra masrafları, tahsil harcı ve takip sonrası faiz talep edilmiş ise de; işbu yargılama sürecinden önce müvekkil sigorta şirketi mezkur kazadan haberdar olmadığından davacının bu yöndeki taleplerinin de reddine karar verilmesini, İşveren Sorumluluk Sigortasının bir işyerinde işverene bir hizmet sözleşmesi ile bağlı ve —— tabi çalışanların yükümlülüklerini yerine getirmesi esnasında uğrayacağı zararlar için işverene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına alan bir sigorta türü olduğu, Müvekkil sigorta şirketi nezdinde düzenlenmiş poliçenin sigortalıya yöneltilebilecek iş kazasından doğan taleplerinin poliçe teminatları kapsamında kalmak kaydı ile poliçe limitleri ile sınırlı olarak sadece sigortalının poliçede bildirilen faaliyet adresinde çalışan ve ——- hizmet döküm cetvelinde yer alan 456 işçisi için ve sadece poliçede bildirilen faaliyet adresinde meydana gelecek olaylar yönünden sigortalı şirketin (varsa) kusuru oranında teminat altına alındığını, olayın mahiyetinin iş kazası olması gerektiği, kazaya uğrayan kimsenin 5510 sayılı Kanun bakımından sigortalı sayılması, meydana gelen kazanın 5510 sayılı Kanunun 13. maddesinde sayılan durumlardan birinde meydana gelmiş olması (ve bu durumların poliçe ile teminat altına alınmış olması), kaza sonucunda bedensel (veya ruhsal) zarar ya da ölüm şeklinde bir zararın ortaya çıkması ve kaza ile ortaya çıkan zarar arasında uygun nedensellik bağının olması gerektiği, olay iş kazası mahiyetinde değil ise, olay sonucunda zarar meydana gelmemiş yahut iş kazası ile meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağı yok ise sigorta Şirketinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceği, işverenin hukuki sorumluluğunun öncelikle kusura dayanmakta olduğu, kusur sorumluluğunda sorumluluğun doğması için kusur unsuru yanında, zarar, nedensellik bağı ve hukuka aykırılık unsurlarının da bulunması gerekmekte olduğu, İşveren Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları da bu sigortanın kapsamını iş yerinde meydana gelebilecek iş kazaları sonucunda işverene terettüp edecek hukuki sorumluluk nedeniyle işverene bir hizmet akdi ile bağlı ve Sosyal Sigortalar Kanununa tabi işçiler veya bunların hak sahipleri tarafından işverenden talep edilecek ve—– sağladığı yardımların üstündeki ve dışındaki tazminat talepleri ile yine aynı Kurum tarafından işverene karşı iş kazalarından dolayı ikame edilecek rücu davaları sonunda ödenecek tazminat miktarlarını, poliçede yazılı meblağlara kadar temin eder, şeklinde saptamış olduğu, kazalı işçinin, sigortalının poliçede bildirilen faaliyet adresinde çalışan ve —— hizmet döküm cetvelinde yer alan 456 işçisinden biri olmaması ve/veya mezkur olayın poliçede bildirilen faaliyet adresinde gerçekleşmemiş olması halinde sorumluluğun doğmayacağını ve/veya kaza tarihi/anı itibariyle sigortalı şirkette çalışan işçi sayısının 456’nın üzerinde olması halinde eksik sigorta hükümlerinin uygulanacağını bu aşamada bildirdiği, Genel ve özel şartlar çerçevesinde, sigortacı tarafından verilen teminatın poliçede “kişi başına” belirlenen üst limit 75.000,00 TL ile sınırlı olduğu, İşveren sorumluluk sigortasındaki asıl amacın işçinin veya onun hak sahiplerinin uğradığı ——- tarafından karşılanmayan ve Kurumca yapılan ödemelerin üstünde ve dışında kalan zararın karşılanması olup, Sigorta poliçesinde gösterilen limit miktarının sigortacının sorumlu olduğu “azami miktar”ı saptamak için belirlenmiş olduğu,——-‘nolu sigorta poliçesi olay tarihini kapsamakta ise de poliçenin ——sigortası vasfında olmadığı, poliçedeki sorumluluk üst limit miktarının hasar anında ödenebilecek maktu tazminat miktarı olmayıp, sigortacının tazminat yönünden sorumlu tutulabileceği azami miktarı belirtmekte olduğu, dava dilekçesinin harca esas değer bölümünde 75.000,00 TL talep edildiği, sonuç kısmında 85.000,00 TL talep edildiğinin mahkemece tespit edilmesiyle, mahkeme tarafından davacının talebinin açıklanması istenmiş, davacı taraf talebinin 85.000,00 TL olduğunu belirtmiş olup, davacının iddia ve taleplerini kabul anlamına gelmemek üzere, işbu davaya konu poliçe limiti kişi başı 75.000,00 TL ile sınırlı olup, aşan talepler yönünden müvekkil sigorta şirketinin bir sorumluluğu bulunmamakta olduğunu, davacı tarafından 85.000,00 TL talep edildiği belirtilmiş olmakla, tüm beyan, savunma ve itirazları saklı kalmak kaydıyla, poliçe limitini aşan tutarlar yönünden davanın reddine karar verilmesini, Sigortalıya isnad olunan/olunabilecek kusura İtiraz ettiği, her ne kadar dava dilekçesi ile sigortalı şirkete %60 oranında kusur yüklenildiği ve bu kusur oranı üzerinden karar verildiği belirtilmiş ise de —— Esas Sayılı dosyada müvekkil sigorta şirketi taraf olarak yer almadığından, alınan raporun müvekkil sigorta şirketi açısından bağlayıcılığı bulunmamakta olduğu , Sigortalıya yüklenen kusur oranını kabul etmediği, Mahkeme dosyası kapsamında yeniden kusur raporu alınmasını talep ettiği, Sorumluluk poliçelerinde, sigortacının; sadece sigortalısına düşen kusur nisbetince poliçe teminatları dahilinde sorumlu tutulabileceğinin gözetilmesini, Manevi tazminata hükmedilebilmesi için kanunda belirtilen şartlar oluşmadığından bu talepleri kabul etmememekle birlikte; bir an için manevi tazminata hükmedileceği varsayılsa dahi talep olunan manevi tazminat miktarının fahiş olduğu, talep edilen alacaklar bakımından, sigortalı şirkete karşı açılmış derdest bir dava ve icra takibi mevcut olduğu, alacak kalemlerinin hiçbirinde tahsilde tekerrür olmamak kaydının yer almamakta olduğu, talep edilen alacaklar bakımından Müvekkil sigorta şirketinin bir sorumluluğu bulunmadığı hususunu tekrarla, müvekkil sigorta şirketinin haklarını teminen, sorumluluğumuzun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu belirterek, aleyhe hüküm kurulacak olması halinde, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla olacak şekilde hüküm kurulmasını talep ettiği, zira, aynı kazaya ilişkin olarak talepte bulunulmuş olduğu, ayrıca; fazlaya ilişkin hak ve taleplere muvafakat etmediği, huzurdaki davanın, belirsiz alacak davası olarak görülmesinin mümkün olmadığı, Zararın denkleştirilmesi ve yapılması gereken indirimler hususunda zararlı olayın meydana gelmesinde kazalının – kusurunun, zarar miktarına oranlanarak indirilmesi, kazadan kaynaklı edinimlerin toplam zarar tutarından düşülmesi gerekmekte olduğu, Denkleştirme ve İndirim Kuramı hususunda Tazminat davalarında, kazalının belirlenen zararlarından olay nedeniyle elde ettiği yararlar (menfaatler) var ise bunların indirilerek zararın netleştirilmesi gerektiği, netleştirilen zarara tazminat olarak hükmedilebileceği, zarardan sonra yapılması gereken hesabın elde edilen yararlar indirilerek olması gerektiğini beyanla dava nedeniyle delil, karşı delil sunma hakları saklı tutularak dava şartı arabuluculuk görüşmelerine sigortalı şirketin iflas idaresi dahil edilmediğinden, arabuluculuk görüşmelerinin yerine getirilmediği kabul edilerek, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddini, Sigortalı şirket iflas aşamasında olduğundan, davacının talebini iflas idaresine yöneltmesinin sağlanmasına, Müflis sigortalı şirketi temsil yetkisi iflas idaresinde bulunduğundan, iflas idaresinin davaya dahil edilmesine, harca esas değer ile sonuç bölümündeki talebin mübayeneti nedeniyle davanın usulden dahi reddini, tüm dosya delillerinin tarafına tebliğini, tüm dosya delilleri tarafına tebliğ edilmediğinden, temerrüt olgusunun gerçekleşmediğinin ve Müvekkil sigorta şirketinin faiz ve fer’iler yönünden bu aşamada sorumlu tutulamayacağının gözetilmesine, davacı işçinin, sigortalı şirkette ——tabi olarak çalışıp çalışmadığının tespitini, davacının sigortalı şirket çalışanı olmaması halinde sorumluğun doğmayacağının gözetilmesini, kaza tarihi/anı itibariyle sigortalı şirkette çalışan toplam işçi sayısının 456’nın üzerinde olması halinde eksik sigorta hükümlerinin uygulanacağının gözetilmesini, manevi tazminatın şartları oluşmadığından man-evi tazminat taleplerinin reddini, aksi takdirde talep olunan manevi tazminat miktarının fahiş olduğunun gözetilmesini, aleyhe hüküm kurulması halinde, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla hüküm kurulmasını , mezkur olay nedeniyle, işbu poliçe kapsamında yapılan/yapılacak ödemeler nispetince poliçe teminat limitinin eksildiğinin/tüketildiğinin dikkate alınmasını, sigorta şirketine karşı mükerrerliğin önlenmesine, haksız olarak açılmış bulunan davanın esastan dahi reddini, Müvekkil şirket dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunmakla; tüm dava masrafları, faiz ve sair fer’i taleplerinin reddini, ücreti vekaletin ve masrafların davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.Davalı vekili 08/12/2022 tarihli beyan dilekçesi ile davadan feragati kabul ettiklerini, vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle maddi tazminat davasıdır.HMK 307. vd maddeleri gereğince davadan feragatin, davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran taraf işlemlerinden olduğu, hüküm ifade edilmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine de bağlı olmadığı hükme bağlanmış olup davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Yapılan masrafların, talepleri doğrultusunda tarafların uhdesinde bırakılmasına,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harcın HAZİNEYE GELİR KAYDINA
4-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.280,82 TL harcın, alınması gereken 80,70 TL harçtan mahsubu ile, bakiye 1.200,12‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacılar ve Davalı tarafça talep edilmediğinden, davacı ve davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
6-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen, yargılama giderlerinden olan 1.360,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE İRAD KAYDINA
7-Taraflarca yatırılan gider avansının bakiye kısmının, karar kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflara iadesine,Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —–Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.