Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/89 E. 2022/113 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/89 Esas
KARAR NO : 2022/113 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/02/2021
KARAR TARİHİ : 17/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkil şirket arasında imzalanan——işyerinde elektrik tükettiği, davalının sözleşme uyarınca kullandığı elektrik bedelini ödemediğini, bu hususun müvekkil — kayıtları ile sabit olduğu, tesisatın bulunduğu ve elektriğin kullanıldığı—— olduğu, davalının kullandığı elektrik bedelini gösteren delil listelerinde dilekçelerinin ekinde sundukları faturaları vadesinde ödemeyerek kuruma zarar verdiklerini, —- yönetmeliğinin abone olup elektrik kullananlara uygulanacak tarife gereğince davalının kullandığı elektrik bedelinin 7.041,55 TL olduğunu, bu bedelin takip tarihine kadarki gecikme faizinin — olduğunu, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 24.Maddesi uyarınca gecikme zammı vergi matrahına dâhil olduğundan icra esas gecikme zammı için tahakkuk eden KDV’sinin de 278,89 TL olduğunu, dava konusu talebe rağmen ödenmemesi nedeni ile davalı hakkında— sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğu davalının dosya borcunun tamamına itiraz ederek takibin durdurulması neticesinde İ.İ.K. md.67 uyarınca itirazın iptali davasının açılması zaruretinde kalındığını, Davalının haksız ve kötüniyetli olarak borca itiraz edip takibi durdurduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle; müvekkilin fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla; davalının,–. numaralı dosyasına yaptığı itirazının iptaline ile takibin devamına, en az %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, mahkeme masrafları ve vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, abonelik sözleşmesine dayalı fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd. maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile davacı arasında — bulunduğunu, davalının—oluşan fatura borcunu ödemediğini, ödenmeyen fatura alacağının tahsili için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, — indirilerek dosya içerisine alınmış, taraflara —, davalıya ait faturalar ve — tarihli bilirkişi ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
26/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Dosyada bulunan sözleşmeye göre, taraflar arasında —- bir anlaşma bulunduğu, dolayısıyla davalı tarafın tüketilen —– karşılığı olarak tahakkuk eden faturaları ödemekle yükümlü olduğu yönünde görüş ve kanaate varılmıştır. Dava konusu faturalar incelendiğinde, tahakkuk hesabında kullanılan birim fiyatların, tüketimlerin yapıldığı dönemlerdeki birim fiyat tarifelerine uygun ve hesaplamaların doğru olduğu anlaşılmıştır. Ancak,—ödenmeyen faturalara rağmen, ——– olduğu görülmektedir.— Yönetmelik hükümlerine göre, borcunu ödemeyen —- kesilmesinin amir hüküm olduğu ve emsal Yargıtay kararları uyarınca, ödenmeyen borca rağmen elektriğin kesili davacı açısından müterafik kusur olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaate varılmakla, takdiri sayın Mahkemede olmak üzere, davalının asıl enerji bedelinden sorumlu olmakla birlikte, ödenmeyen elektrik fatura borçlarına ilişkin gecikme faizi hesabında ilk faturadan sonraki diğer faturalar açısından davacının Tarafların tacir olduğu ve kusuru oranında (Yargıtay kararlarında %50) indirime gidilmesinin uygun olacağı yönünde görüş ve kanaate varılmıştır. Davacı— tarafından ibraz edilen — defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve dava konusu ile sınırlı — kaydıyla defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, davacı şirketin defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğu, davacı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu, Davalı taraf, inceleme günü olan— Mahkemenin kalemine gelmediği, yerinde inceleme talebinde bulunmadığı, iş bu sebeplerden dolayı davalı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmadığı, taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, Davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre; davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle Kaydi 7.041,55.-TL alacaklı olduğu, Davacı şirketin davalı adına düzenlemiş olduğu faturalardaki son ödeme tarihi baz alınarak hesaplama yapılmış olup Sayın Mahkemenin takdirinin takip tarihi öncesi işlemiş faiz talep edilebilir yönünde olması halinde takip öncesi işlenmiş faizin — Sayın Mahkemenin takdirinin; teknik incelemelerde belirtilen, emsal — uyarınca davacının ödenmeyen ilk faturadan sonra elektriği kesmediği için müterafik kusurlu — faturadan sonraki diğer faturalar açısından gecikme faizi hesabında —- indirime gidilmesinin uygun olacağı yönünde olması halinde, takip öncesi işlenmiş faizin ——-.” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
01/10/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “… Sayın Mahkemenin talebi doğrultusunda, davacının ödenmeyen —- kesmediği ilk faturadan sonraki faturalar açısından gecikme faizi hesabında %16,80 gecikme zammı oranı değil, %9 yasal faiz oranı üzerinden hesaplama yapılarak, Sayın Mahkemenin takdirinin, davacının ödenmeyen ilk faturadan sonra elektriği kesmediği için müterafik kusurlu olarak addedilmesi gerektiği yönünde olması halinde, takip öncesi işlemiş faizin — olacağı hesaplanmıştır….”yönünde görüşlerini bildirmiştir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında —— bulunduğu, davalı tarafından —- sözleşmesi sebebiyle tüketilen elektrik bedellerinin ödenmediği, davalı tarafından elektrik faturalarının ödenmemesi sebebiyle davacının, davalının—– sonlandırılması gerekirken davacı tarafından aboneliğin sonlandırılmadığı, Yargıtay güncel uygulaması dikkate alındığında davalının ödenmeyen ilk faturadan sonra elektriği kesmesi gerekirken ——- sebebiyle müterafik kusurlu olduğu, bu kusur sebebiyle ilk faturadan itibaren sonraki faturalarda gecikme faizinde yasal faiz oranına kadar faiz işletilmesinin uygun olduğu, dosya kapsamında bilirkişi tarafından tespit edilen fatura bedellerinin ——- uygulamasına uygun olduğu anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davalının——— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, — alacağına takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.— alacağın faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı— şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının — esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, 7.041,55 TL asıl alacak ve 951,27-TL işlemiş faiz ve 171,23-TL KDV alacağına takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 545,99-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 151,48-TL ve icra veznesine yatırılan peşin 44,35-TL harcın mahsubu ile bakiye 350,16- TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 195,83-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 155‬,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.900,00 -TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.122,80-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.912,88-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan 209,92-TL tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca — ücretinin haklılık oranına göre 1.189,47 -TL’sinin davalıdan, kalan — davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçer—esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.