Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/889 E. 2023/355 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/889 ESAS
KARAR NO : 2023/355

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2021
KARAR TARİHİ : 11/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı firma ile davalı firma arasında süregelen ticaret ilişkisi neticesinde, davalı firmanın kendisine verilen mal ve malzemelerin bedelini ödemediğini, bunun üzerine—— İcra Müdürlüğü ——Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun şekilde itiraz edilmesi sonucu İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulduğunu, davaya konu mal ve malzemelerin davalı firmaya; kendi işyerinde, sürekli ve devamlı olarak kullanması amacıyla tedarik edildiğini, davalı firma tarafından teslim alınan mal ve malzemelerin bedellerinin bazen ödendiğini bazen ödenmediğini beyan ederek, davanın kabulünü, itirazının iptalini ve davalının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı tarafa dava dilekçesi ve tensip zaptı 13/01/2022 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava hukuki niteliği itibariyle, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla, —-. İcra Dairesi’nin —— esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.Davacı; davalı şirketle arasında alım-satım ilişkisi olduğunu, ödemesinin yapılmadığını beyan etmiş; davalı davaya cevap vermemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; takibe konu alacağa dayanak fatura yönünden taraflar arasında mal yahut hizmet verilmesine yönelik ticari ilişki olup olmadığı, fatura konusu malın/ hizmetin davacı şirket tarafından davalı şirkete sağlanıp sağlanmadığı, sağlanmış ise bedelinin davacı şirkete ödenip ödenmediği, netice itibariyle takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten takip konusu faturalar yönünden alacağı bulunup bulunmadığı davalı itirazlarının kısmen yahut tamamen iptali gerekip gerekmediği ve icra inkar tazminatı hususunda yasal koşulların oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı görülmüştür.İtirazın iptali istemine konu, —-.İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından fatura alacağı açıklaması ile asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 105.214,05-TL alacağın tahsili istemi ile 24/11/2021 tarihinde takip başlatıldığı, ödeme emrinin 01/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından süresinde borca ve ferilerine itiraz edildiği, itirazın alacaklıya tebliğine ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmadığı, dolasıyla bir yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, davanın 27/12/2021 tarihinde süresinde ve 105.214,05-TL üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.Uyuşmazlığın çözümünün teknik bilgiyi gerektirmesi nedeniyle, tarafların defterlerinin incelenmesi için dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 24/02/2023 tarihli raporunda özetle; “…Davalının inceleme gün ve saatinde defter ve belgelerini sunmadığı,… Davacının yukarıda belirtilen 2021 yılı ticari defterinin açılış ve kapanış onay ve beratlarının T.T.K’nun 64. ile 213. sayılı V.U.K.’nun 219. 220. ve 222.inci maddelerinde öngörülmüş olan esaslara uygun olarak süresinde oluşturulduğu, defterlerin kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne ve Muhasebe İlke ve Kurallarına uygun olarak tutulduğu, davacının ticari defter kayıtlarına göre; takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 102.432,45-TL alacaklı göründüğü, davalı şirketin dava konusu faturaları BA kayıtlarında bağlı olduğu vergi dairesine bildirdiği…” şeklinde kanaat bildirdiği görülmüştür.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacının, davalı ile arasında inşaat malzemeleri satışına dair bir sözleşmenin bulduğunu ve sözleşmeye konu malları davalıya teslim ettiğini ispat etmesi gerekir. Davacının ispat yükünü yerine getirmesi halinde ispat külfeti davalıya geçer, bu halde davalı ödemede bulunduğunu veya ödeme yapmamasına neden olacak hukuken geçerli bir sebep olduğunu (eksik-ayıplı ifa gibi) ispat etmelidir.Tüm dosya kapsamına göre; davacının sunduğu defter ve belgelere göre; davacının alacak kaydına esas faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olup, davalının BA formlarında da vergi dairesine bildirildiği, bu itibarla davacının hem ticari ilişkiyi, hem de karineye göre davalıya malzemeleri teslim ettiğini ispat ettiği, bu nedenle ispat yükünün davalıya geçtiği, davalının borcuna karşılık kısmen veya tamamen ödeme yaptığına dair bir belge sunamadığı, vergi dairesinden getirtilen BA/BS formlarında da tarafların BA/BS kayıtlarının birbiri ile örtüştüğü, herhangi bir çelişki bulunmadığı, davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair bir ihtar olmadığından, icra takibine yönelik davalı itirazının faiz miktarı dışında haksız olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalının—–.İcra Dairesi’nin —— esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin 102.432,45-TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 6.997,16-TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 1.270,73-TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 526,07-TL mahsubu ile bakiye 5.200,36‬-TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 1.796,8‬0-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 1.588,60-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre; 1.546,60-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 42,00-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 16.364,87-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 2.781,60-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ret oranına göre; 1.285,10-TL’sinin davalıdan, 34,90-TL’sinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin e duruşma ile yüzüne karşı, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde—–Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.