Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/887 E. 2023/495 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/887
KARAR NO : 2023/495

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/12/2021
KARAR TARİHİ : 13/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17.04.2017 tarihinde kimlik bilgileri tespit edilemeyen sürücünün sevk ve iaresindeki —– plakalı Kapalı kasa Kamyon —–İlçesi—– Caddesi üzerinde —-önünde mal boşaltma esnasında sürücünün aracın sağını solunu kontrol etmeden sağa doğru manevra yaptığında kapalı kasa kamyonun arka kısmında yük indirme panelinin açık olduğu ve kamyonun sol tarafında bulunan yaya müvekkil —- kamyon ile duvar arasına sıkışması sonucu sol ayağında 3 yerden kırılma sağ ayağında kazadan dolayı yaralanma olduğu, kaza sonrası ambulansla hastaneye kaldırıldığı ve tedavisinin yapıldığı, kazanın oluşumunda —-plakalı araç sürücüsü tanık ifadelerinden ve dosyaya sunulan uzman mütalaasından tam kusurlu olduğunu, yaya müvekkili —- kusura katılımının olmadığını,sürücüler kazalarda kusurların sınırlandırılması bakımından Öngürülebilirlik veya Önlenebilirlik ilkeleri araştırılması gerektiğini, zararlı sonucun öngörülebilir olması yeterli olmadığını, önlenebilir olmasının zorunlu olduğunu, kişilerin önlenebilir olmayan bir sonuçtan kusurlu kabul etme olanağının olmadığını, bu nedenle kusurdan söz edebilmek hem öngörülebilme hem de önlenebilme kavramlarının birlikte bulunmasına bağlı olduğunu, Önlenebilirlik kavramı—— plakalı kapalı kasa kamyon sürücüsü açısından değerlendirdiğinde; sürücü aracın lifini toplayıp, arka kapaklarını kapatıp, aracın sağını solunu kontrol etmiş olsaydı bu kaza olmayacağını, buradaki kazanın tamamen sürücü ihmal ve hatasından kaynaklandığını, İlgili kaza dolayısıyla müvekkilin bacaklarında parçalı kırıklar oluştuğunu ve müvekkilin bacaklarına platinler takıldığını, müvekkil için alınacak maluliyet raporunda müvekkilin maluliyet oranı tespit edileceğini, müvekkilinin yaşamış olduğu maluliyete ilişkin fazlaya ilişkin dava ve haklarımız saklı kalmak kaydıyla 50,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, 50,00 TL Geçici iş göremezlik tazminatının, 50,00 TL Bakıcı gideri, tazminatının 50,00 TL fatura edilemeyen tedavi gideri tazminatının sigorta şirketine bildirim tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalı sigorta şirketinden tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafta bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 05/05/2023 tarihli feragat dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, feragat beyanı doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının , başvuru şartını yerine getirmeksizin iş bu davayı ikame ettiğinden haksız davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafından herhangi bir sağlık kuruluşuna yapılabilecek bir başvuru ile alınabilecek olan raporun mahkeme kanalı ile alınması için açılan iş bu davada davacıların bu davayı açmakla hukuken korunmaya değer güncel bir yararın bulunmadığını, gerçek bir kazanın olup olmadığının tespiti yapılmadan, tarafların kusur oranları belirlenmeden ödeme yapılmasının beklenilmemesini, Somut olayda davacının, Trafik Kanunu ve Trafik Sigortası Genel Şartlarının yukarıda işaret edilen düzenlemelerindeki yükümlülüklerini yerine getirmeden, dava yoluna gitmiş olması nedeniyle HMK 115 maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın usulden reddini, adil ve güvenilir bir yargılama bakımından, maluliyet oranının Yargıtay’ın işaret ettiği şekilde belirlenmesi gerektiğini, öncelikle davacının iddia ettiği gibi bir kazanın olup olmadığının tespitinin yapılması gerektiğini, davacının Sağlık Bakanlığı İl Sağlık Müdürlüğü —–Hastanesi tarafından alınan epikriz raporunda hastanın merdivenden düştüğü belirtildiğini, gerçek bir kazanın meydana geldiği ispat edildiği takdirde tarafların kusur oranlarının şüpheye mahal bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerektiğini, KZMSS sigortası ile işletenin veya araç sürücüsünün kusurlu davranışı bu tür sigorta ile teminat altına alındığını, Maddi giderler için geçerli olan teminatın, verilecek bir teminat olmadığını, KZMSS sigortası kapsamında müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu sigortalısının kusuru oranında olduğunu, davacının talebi olan geçici iş göremezlik tazminatının, geçici bakıcı ve tedavi gideri trafik poliçesi teminatı dışında olduğunu, davacının güncel—- hizmet dökümünün dosyaya sunulması ve geçici iş göremezlik süresi boyunca maaş almaya devam ettiğinin tespit edilmesi durumunda geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddi gerektiğini, itirazları tekrarı ile her durumda fatura edilmeyen tedavi giderlerinin davacının talep hakkı bulunmadığını, davacı tarafın kusura ilişkin iddiaların reddini, her durumda tarafların kusur oranlarının şüpheye mahal bırakmayacak şekilde belirlenmesini, davacının faize ilişkin taleplerinin reddini, müvekkil şirketin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını, fazlaya dair taleplerin reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, cismani zarar nedeniyle açılan maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı, 17/04/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanması sebebiyle oluşan maddi tazminat alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, sigorta poliçesi, hasar dosyası celp edilmiş, davacının tedavi evrakları getirtilmiştir.
Davacı vekili 05.05.2023 tarihli dilekçesi davadan feragat ettiklerini, vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunmadığını beyan etmiş, vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
HMK 307. vd maddeleri gereğince davadan feragatin, davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran taraf işlemlerinden olduğu, hüküm ifade edilmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine de bağlı olmadığı hükme bağlanmış olup davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90-TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 120,6‬0-TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına,
4-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, taraf vekillerinin yokluklarında kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.