Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/885 E. 2023/77 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/885 Esas
KARAR NO : 2023/77

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2020
KARAR TARİHİ : 31/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; davacı .— yaklaşık —– davacının——adresinde, — yıl işlettiği, —– dönüşüm kapsamında yıkılma kararı alınmasını müteakip——- rağmen farklı —- numara aldığı, adresine taşınma kararı aldığı, davacının—— olarak taşınmadan önce aynı isimle yani ——- ismiyle—— olarak işletilmek üzere,—- bulunduğu —- isim hakkıyla birlikte —– tarihli protokol ile devrettiğini, protokolde de detaylı bir şekilde belirtildiği üzere,—– yürüttükten sonra, mülkiyeti ..—- olan —– —- kapsamında yıkılıp tekrar yapılmasını müteakip, ..—- isimle ——– olarak nakil olacağı ve faaliyetine davacının birebir eski konumunda—— devam edeceğini ve ettiğini, taraflar arasında—- tarihindeki yazılı sözleşmeye göre, davacının yaklaşık 15 yıla aşkın bir süre ile işlettiği ve —-, tanınmış, geniş —-bulunan —- bulunduğu —- boş bir şekilde aynı işletme ismi ile — kullanılmak amacı ile davalıya devredeceği ve bu devir karşılığında davalı borçlu, davacıya toplamda —– ödeme yapacağını, anılan —– bulunduğu—- girdiğinden, yapılan sözleşme ile —- bulunduğu adreste yapılacak binada davacıya ait—- davalının yeni bir —- açması halinde davacıya bu bedeli ödemesinin kararlaştırıldığı, sözleşme ile amaçlanan davacının —- —–bu şekilde hazır olarak davalı —-devri olduğu, bilindiği üzere —- uygulamasına göre bir ilçede aynı isimle iki —açılamadığı, davacı — yaklaşık ——-oluşturduğu “—— ———- devralan davalı —- bu iş yerini aynı isimle işletmeye devam etmesinin kendisine artı bir değer katacağının tartışmasız olduğu, tüm bu hususların esasen davacı tarafından devredilen maddi portföyün ne derece yüksek olduğunu gösterdiğini, taraflar arasındaki sözleşmeye göre bu devir bedelinin 3 taksit şeklinde ödeneceğinin, bu ödemelerin sırasıyla; —–devralan davalının yeni kira kontratının kendi adına yapıldığı tarihte, yani mal sahibi ile kira sözleşmesi imzalandığı—-davalının, davacıya ait olan—- bulunduğu adreste kendi — olmak üzere sözleşmenin 4. maddesi, toplamda—- davacıya ödenmesinin kararlaştırıldığı, davalı borçlu, ilk iki ödemeyi —- davacının yıllarca —–kendi ——–açıp faaliyete girdikten sonra taraflar arasındaki sözleşmede belirlenen davacıya yapması gereken 3. ödemeyi yani 25.000-TL’yi ödemediği, tüm sözlü uyanlara rağmen ödeme yapmayan davalı borçlu aleyhine—- Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılarak borçluya ödeme emrinin gönderildiğini, bunun üzerine davalı borçlunun takibe itiraz ettiği, ve takibin durduğunu, davalı borçlunun bu haksız itirazının iptali için davanın açıldığını, davacı borçlunun, —- Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptalinin gerektiği, taraflar arasındaki—– konusunun, eczane niteliğinde bulunan ve eczane olarak belli bir portföyü olan işyerinin yine eczane olarak kullanılmak üzere kira ilişkisinin davalıya devri olduğu, eczacı olan davacı yıllardan beri işletmekte olduğu —- hakkını bir başka eczacı olan davalı borçluya devrettiği, taraflar, bu devrin karşılığında davacıya ödenmek üzere bir bedel üzerinde mutabık kalarak, şahitler huzurunda bu hususları yazılı bir sözleşme ile imza altına aldıklarını, davalı borçlunun yazılı sözleşme ile belirlenen devir bedelinden bakiye kalan 25.000,00-TL’nin ödenmesi için aleyhine başlatılan icra takibine yapmış olduğu haksız itirazın iptalinin gerektiği, taraflar arasında imzalanan 04/10/2016 tarihli sözleşme ve bu sözleşme kapsamında yapılan kısmi ödemelerin davalı borçlu tarafından yapılan açık bir borç ikrarı olduğunu gösterdiği, bu somut borç ikrarı karşısında, davalı borçlunun sözleşmeden kaynaklanan borcuna istinaden aleyhine başlatılan icra takibine itiraz etmesinin, davalının kötü niyetle hareket ettiğini ve davacının alacağına kavuşmasını engellemek istediğini gösterdiğini, açıklanan tüm nedenlerle, davanın kabülünü, davalının —– Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptalini ve takibin devamını, davalının alacağın % 20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı taraf arasında—– tarihinde —–için sözleşme imzalandığı, sözleşme kapsamında davalı …—- ücretini ödemeye, davacı taraf ise kiraladığı yeri ek hiçbir bedel ödemeden ve eczane açmaya uygun olacak şekilde davalıya devretme yükümlülüğü altına girdiği, sözleşme doğrultusunda davalı —- devir aldığı ve bu adreste vergi açılışını gerçekleştirdiğini, sözleşme doğrultusunda ve sözleşmenin asıl konusu olan .—- başlamadan önceki kodunun 16/H olduğu, —– —- yeniden yapılmasına müteakip bu adrese taşınacağı sözleşme ile kayıt altına alındığı, —– adresinde —— bitiminden sonra başvurulduğunda—– saklı tutulan bir kira sözleşmesi olmadığının ifade edildiği, …—– bedelli çeki aldığını ifade edildiği, bu nedenle, ..— kendisine ait dükkanda çalışmalarına devam etmesi için —- bedelin iadesini istediğini, bu durumun .—- iletildiği ancak herhangi bir çözüm üretilmediği, davalıya sözleşmede —- ait olan dükkanın eksiksiz ve zamanında teslim edilemediği, sözleşmeden doğan zararı davalının, .— sözleşmeye uygun olarak hareket etmemesi sebebiyle kendisi karşıladığı ve takas mahsup ile bu bedelin ödendiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın boş —– sözleşmesinden kaynaklandığı— sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar için görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunun, davalı .—- yaşanılan —-davacı tarafa ivedilikle bildirdiğini ve zararın davacı tarafın kusuru nedeniyle doğduğunu, davalı … dava dışı ..—- —-edildiği, geçerli bir kira sözleşmesi yokken 3. kişiye kira devri için yazılı muvafakatin söz konusu olamayacağını bildirmesi üzerine davalı ..— bu durumu doğrudan davacı tarafa bildirdiğini, bu bildirimlerin sözlü olarak ve —- üzerinden yapılan yazışmalar ile dile getirildiğini, davacı tarafın çözüm üreteceğini ve problemi çözeceğini ifade ettiğini, somut ve elle tutulur bir ilerleme sağlayamadığı, dava dışı …—, kendisine ait —– bedeli ödendiği, eğer ———- altında olursa olsun kiralamak istiyorsa bu bedelin ödenmesini talep ettiği, bu zararın doğmasında kusur ve zararın davacı taraftan kaynaklandığı, nedeni ise karşılıklı olarak fesih edilen kira sözleşmesinin yetkisiz ve mal sahibinin yazılı muvafakati olmadan davalıya devir etmesi olduğu, zarar doğumundan sonra bu bedelin davalı tarafından ödendiği, davacı tarafın ilgisiz ve somut zararı önleme çabası içinde olmaması sebebiyle, davalı … dava dışı —– karşısındaki —- ile kiraladığı ve bunun karşılığında —- bedeli ödemek zorunda kaldığı, davalı …,—-sözleşmeden doğan maddi zararının oluştuğunu, davalı .— istinaden hiçbir bedel ya da masraf ödemeden taşınması gerektiğini, bu durumun —-tarihli devir sözleşmesinde de yer aldığı, bu durumun açık ifadesi olarak sözleşmenin 4. Maddesinde anlaşılacağı üzere —– sözleşmesinin varlığının anlaşıldığı, davalı, —– ——— tazmin bedeli ile fesih edildiği, eğer yeniden—- kiralanması söz konusu olacaksa bu bedelin iadesinin istendiğini, .— sözleşmesine uygun olarak hareket etmediğini, davalıya yeri eksiksiz ve tam olarak teslim edilemediğinin, bu nedenle davalının 25.000,00-TL’lik bedeli ödemek zorunda kaldığının, bu bedeli davalı … —–ise tutanak karşılığı — ödediğini, davacı tarafın yetkisiz olarak devrettiği kira sözleşmesi sebebiyle davalının zarara uğradığı ve davanın reddinin gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise de hukuki olarak kabul olmamakla birlikte davalının sözleşmeden doğan zararı dolayısıyla ödediği bedeli Türk Borçlar Kanunun takas ve mahsup defi kapsamında ilk itiraz olarak kabul edilmesi gerektiğinin, davalı …—- asıl devralmak istediği konumun dava dışı —- ait —-dükkan olduğu, davalı ..—— ve devir almak istediği —-, bu dükkanın konumu,—-doğrudan karşısında bulunması nedeniyle hastaların — çıktıktan sonra ilk gördüğü konumda bulunduğunu, davalının—– doğrudan başlamadığı—- bitirilmesini beklediği, davalı .——- sonra geçtiği, davacı tarafın davalı …——- devraldığı iddialarının gerçeği yansıtmadığının, inşaatın bitiminde sözleşme doğrultusunda davalı bu adrese geçmek istediğinde davacı tarafın bunu sağlayamadığı, sözleşmesini feshettiği bir dükkanı davalıya devrettiği ve davalıyı zarara uğrattığı, davalı .— devredilen kira sözleşmesinin geçerli ve devam eden bir sözleşme olmadığı, — tarihli —- devir sözleşmesinin 4. Maddesinden anlaşılacağı üzere —- bir kira sözleşmesi olduğunun anlaşıldığı, söz konusu alan için sözleşme yapıldığının, davacı tarafın dava dilekçesinde bunu kabul ettiği, davalı söz konusu dükkanın yapımından sonra dükkanda kiracı olmaya devam etmek istediğinde ortada bir — olmadığı ve mal sahibi tarafından sözleşmenin fesih edildiği, ayrıca kira sözleşmesinin 3. kişiye devri için yazılı muvafakati alınmadığı da dikkate alındığında davacı taraf yetkisiz ve haksız bir devirin gerçekleştiğini, dava incelendiğinde ortada geçerli bir sözleşmenin varlığının şüpheli olduğu davacı tarafın dava dışı ..—- muvafakatine haiz olmasının mümkün olmadığının, dava dışı … ile yapılan görüşmeler neticesinde davacı …——- boşaltırken fesih bedeli/zarar tazmini olarak — ödendiği, bu bedelin —- kapsamında — ödendiği ve bu bedelin— nedeniyle kendisine yapılacak kira ödemelerinden mahsup edildiğinin ifade edildiğini, davacı, geçerli bir kira sözleşmesi olmadan davalıya haksız ve yetkisiz bir devir gerçekleştirdiğini, davalının 25.000,00 TL’lik bedeli tali bir unsura bağladığı, çıkabilecek aksaklık ve doğabilecek zararlara karşı basiretli tacir gibi hareket ettiğini ve devre kadar 25.000,00 TL’lik kısmını saklı tuttuğu, açıklanan nedenlerle, davacı tarafın kira sözleşmesini 25.000,00 TL fesih/zarar tazmin bedeliyle sözleşme ilişkisini sona erdirmiş olmasına ——— karşısında yer alan dükkanı, yetkisiz ve mal sahibinin muvafakati olmadan devir ettiğinin tespiti ve mahkemenin re’sen dikkate alacağı nedenlerle, davanın reddini, —- iptalini, yargılama harç ve giderleri, avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmişlerdir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —– davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İtirazın iptali istemine konu,—— takip dosyasının incelenmesinde;——— tarihinde başlatılan takibin alacaklısının … Borçlusunun …—– asıl alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlu ..—- tebliğ edildiği, borçlu …—-dilekçe, borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, dolayısıyla 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, davanın—– asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Davanın geçirmiş olduğu —- incelendiğinde, davanın —– mahkememizce—– davanın görevsizlik nedeniyle reddine dair karar verildiği, davacı vekili tarafından verilen kararın İstinaf edildiği,———– karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilerek mahkememiz yeni esas numarası aldığı görülmüştür.
—– karar sayılı ilamında özetle; dava tarihinde yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK’nın 4.maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Ticaret Kanununda düzenlenmiş olan hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Aynı kanunun 5.maddesinde ise, ticari davaların dava olunun şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinde görüleyeceği ve Asliye Ticaret Mahkemesi ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu hüküm altına alındığı, somut uyuşmazlık, eczane olarak işletilen işletmenin devrinden kaynaklandığı gibi, —- kaydı bulunmayan her iki tarafın —-aşan gelir elde ettiği,——— işletme kaydının bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmakla; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-c maddesi uyarınca, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması hakkındaki düzenlemelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları, ticari dava sayılacağı gözetildiğinde, taraflar arasındaki ilişki TTK 4/1.c.maddesi gereğince mutlak ticari dava niteliğinde olup, Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiği, bu sebeple ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararı usul ve yasaya aykırı olup, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair karar verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Mahkememizce İstinaf ilamı sonrası taraf tanıklarının dinletilmesine dair karar verildiği,—– davacı tanığı —–, davalı tanığı .—— usulünce yeminleri yaptırılıp ve mahkemece dinlenilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, istinaf ilamı ve tanık anlatımları hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında iki tarafa borç yükleyen işletme devrine dair sözleşmesel ilişki kurulduğu, davacının —- taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak devir ve teslim borcu altında olduğu ancak bu borcunu yerine getirdiğini ispatlayamadığı, davalının —– geçebilmek için dava dışı …—- verdiği, davacı sözleşmesel yükümlülüğünü yerine getiremediğinden davalının sözleşmeden doğan borcunun sona erdiği dolayısıyla davacının davalı tarafça şarta bağlı yapılacak ödemeye hak kazanamayacağı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL harçtan başlangıçta alınan 301,94-TL harcın mahsubu ile kalan 122,04-TL nin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadiesine,
3-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri ——- davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı vekille temsil edildiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ———– vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
6-Taraflarca yatırılan gider avansının bakiye kısmının, karar kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflara iadesine
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.