Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/861 E. 2023/986 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/861 Esas

KARAR NO:2023/986

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ:15/12/2021

KARAR TARİHİ:07/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı şirketin, ———— yapılması, — hizmetleri verilmesi gibi hususlarda ticari faaliyet yürüttüğünü, davalı şirketin ise bu organizasyonların yapılmakta olduğu salon
ve benzeri yerlerin işletmesini yaptığını, taraflar arasından ——-yapıldığını, iş bu sözleşme karşılığı davalının işletmekte olduğu tesisin organizasyon işlerinin davacının üstlendiğini, işbu iş için davacının davalıya 50.000 TL ödeme yapılması gerektiği, bu ödemenin 15.000 TL’lik kısmının sözleşmenin imzası ile birlikte ve bakiyesinin 10.000 TL’nin 29.02.2020’de, 15.000 TL’nın 30.04.2020’de ve bakiye 10.000 TL’nin 30.06.2020’de yapılması hususunda anlaşma sağlandığı ve davacının davalıya
peşin olarak 15.000.-TL ödediğini ve sözleşmenin imzalandığını ayrıca sözleşme süresi içinde herhangi bir sebeple devir kapanma vb. durum gerçekleşmesi durumunda davalının davacıya organizasyon başı 1.500.-TL ödeme yapılacağı konusunda da anlaşıldığı, sözleşme kapsamında 1 adet organizasyon yapıldığı ve tarafların edimlerini karşılıklı olarak yerine getirdiklerini, covit 19 nedeniyle tarafların edimlerini askıya aldıklarını, davalının ocak 2021 döneminde tekrar normal faaliyetlerine başladığını ancak davalının şubat 2021 döneminde işletmesini devir ettiğini ve sözleşmenin uygulanmasının ve edimlerin ifasının imkanının kalmadığını, davacının cezai şart ödemesini talep etme hakkının olduğunu, şimdilik, 25.000 TL’nin, 28.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi nisbetinde ticari temerrüt faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap sunmadığı görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cezai şart alacağının tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, taraflar arasında ——–imzalandığını, davalının sözleşme gereği sadece bir organizasyon yaptığını ve sonrasında dava konusu işletmeyi devrettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 4. Maddesi gereğince davalının cezai şart ödemekle yükümlü olduğu, davalının sözleşmeye aykırı olarak işletmeyi devretmesi sebebiyle oluşan cezai şart alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—- tarafların ticari sicil kayıtları dosya arasına alınmış,—— dava konusu yere ilişkin bilgiler celp edilmiş, 15.08.2022 tarihli ——–heyeti raporu ve 02.02.2023 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 15.08.2022 tarihli raporunda özetle, “
…Davacı şirket tarafından ibraz edilen 2019, 2020 yılına ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, ticari defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğu davacı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu, Davalı şirket, inceleme günü olan 27.05.2022 tarihinde, ticari defterlerini ibraz
etmemesi ve yerinde inceleme talebinden bulunmaması sebebiyle davalı şirketin ticari defterlerinde inceleme yapılamadığı, Davacı şirketin ticari defterlerine göre; Dava konu alacak ile ilgili olarak taraflar arasında ticari ilişkinin olmadığı ve dava tarihinde davacının davalıdan kaydi olarak alacağının olmadığı, Davacı tarafın davalıdan ceza koşulu talep ettiği, davacının ceza koşulu talep şartlarının ispata muhtaç olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.Bilirkişi heyetinin 02.02.2023 tarihli ek Raporunda özetle, “..

Kök raporda ve yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle;
Dava dışı tarafın beyanına göre davalının işletmesini devretmiş olduğu, ancak işletmede kaç adet organizasyon yapıldığına ilişkin bilgi ve belgeye ulaşılamadığı, Davacı beyanına göre işletmede 1 adet organizasyonun yapılmış olduğu nazara alınacak olursa davacının 59*1500=88.500 TL ceza koşulu talep edebileceği, Sözleşmeye göre davacının davalıya toplam 50.000 TL ödeme yapmasının gerektiği, davacının sadece 15.00 TL ödeme yaptığını ispat edebildiği, bakiye 35.000 TL’nin davacı alacağından düşülmesinin gerekip gerekmediğinin Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 13/12/2019 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesine aykırılık sebebiyle cezai şart alacağının davacı tarafından talep edilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ———İspat yüküne ilişkin bu genel kural, tazminat davaları için de geçerlidir. Yani, tazminat davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir. Eldeki dava da, davacı tarafından 13/12/2019 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesine aykırılık sebebiyle cezai şarta hak kazandığını yöntemince ispat etmesi gerekmekte olup ispat yükü davacı taraftadır.Davaya konu uyuşmazlığın çözümünde cezai şarta ilişkin hükümlerin tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Cezai şart, borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaat ettiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Cezai şartın amacı, borçluyu borca uygun davranmaya sevk etmektir. Cezai şart, asıl alacağı kuvvetlendirme amacı güder. Bu bakımdan cezai şart, kuvvetlendirilecek asıl borcun mevcut olmasını gerektirir. Asıl borç yoksa cezai şart da söz konusu olamaz. Bu niteliği itibariyle cezai şart asıl borca bağlı fer’i bir borçtur. Asıl borç, mevcut ve geçerli ise, cezai şart da borç doğurur. Asıl borç sona ermiş ya da geçersiz doğmuşsa, cezai şart bağımsız bir borç oluşturamaz. Cezai şart, asıl borcun bağlı olduğu şekle tabidir. Asıl borç bir geçerlilik şekline bağlanmışsa, cezai şartın borç doğurabilmesi aynı şekilde kararlaştırılmış bulunmasına bağlıdır. Ancak, geçerlilik şekline bağlı olan bir sözleşme bu şekle uygun olarak yapılmadığı halde, şekle aykırılığı ileri sürmenin dürüstlük kurallarıyla bağdaşmaması nedeniyle dinlenmediği hallerde, sözleşme geçerli sayıldığından, onun fer’i niteliğinde olan cezai şart da geçerli sayılacaktır. Cezai şartın fer’ilik niteliği asıl borca bağlı olduğu sürece devam eder. Başka bir anlatımla cezai şartın fer’iliği, muaccel olduğu ana kadar devam eder. Borçlu, borca aykırı davrandığında cezai şart muaccel hale geldiğinden artık fer’i değil, asli (bağımsız) bir alacak niteliğini kazanır. Cezai şart, sağlararası hukuki işlemlerde ve özellikle sonuçlarını hayatta doğuran sözleşmelerde kararlaştırılır. ———–818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 158. maddesinin başlığı “cezai şart” iken 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Ceza Koşulu” başlığı altında üç çeşit ceza koşulu düzenlenmiştir. Bunlar öğretide ortaya atılan kavramlara göre seçimlik ceza koşulu (TBK. md. 179/I), ifaya eklenen ceza koşulu (TBK md. 179/II) ve ifayı engelleyen ceza koşulu (dönme cezası) (TBK md. 179/III) dur.TBK.’nun 179/II. maddesine göre, iki halde alacaklı, ceza koşulunu isteyemez. Eğer alacaklı, ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde bir talepte bulunamaz. Diğer yandan alacaklı, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemez.Somut dosyada, taraflar 13/12/2019 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesin imzalandığı ve aynı sözleşmenin 4.e maddesinde ——- sözleşme süresi içerisinde herhangi bir sebeple devir, kapanma vb durum gerçekleşirse ———-uğrayacağı zararı organizasyon başı 1.500 TL hesaplayarak nakit olarak ödeme yapacaktır.” şeklinde cezai şart alacağının kararlaştırıldığı, ———- müzekkere cevabı dikkate alındığında davalının sözleşme süresi tamamlanmadan dava konusu iş yerini devrettiği, davacının sözleşmenin 4.e maddesi gereğince cezai şarta hak kazandığı, taraflar arasındaki sözleşmeye konu cezai şart alacağının tespiti için davalının isticvap edilmesine karar verildiği ancak davalının usulüne uygun davetiyeye rağmen isticvap duruşmasına katılmadığı, bu sebeple davacı beyanı esas alınarak dava konusu otelde sadece bir adet organizasyonun yapıldığın esas alınarak yargılamaya devam edildiği, dosya kapsamında alınan kök ve ek rapor ve gelen müzekkere cevapları dikkate alındığında davacının 88.500,00-TL cezai şart alacağının bulunduğu, TTK 22 md ve davalının cevap dilekçesi sunmaması sebebiyle (cezai koşulun mahvına sebep olacağına ileri süremeyeceği) cezai koşuldan indirim yapılmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı anlaşılmış, taleple bağlılık gereği davanın kabulüne, 25.000,00-TL cezai şart alacağının dava tarihinden, 28.500,00-TL cezai şart alacağının ise ıslah tarihi olan 19/06/2023 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-25.000,00-TL cezai şart alacağının dava tarihinden, 53.500,00-TL cezai şart alacağının ise ıslah tarihi olan 19/06/2023 tarihinden itibaren (toplam 88.500,00-TL) işleyecek avans faizi birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 3.654,59-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 426,94-TL harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 487,00-TL olmak üzere toplam 913,94‬-TL’nin mahsubu ile bakiye 2.740,65-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 426,94-TL peşin harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 487,00-TL olmak üzere toplam 913,94‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 409,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 4.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.477,3‬0-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/12/2023

TASHİH ŞERHİ

Her ne kadar mahkememizin 07/12/2023 tarihli duruşmasının 2 numaralı kısa kararında “2-25.000,00-TL cezai şart alacağının dava tarihinden, 53.500,00-TL cezai şart alacağının ise ıslah tarihi olan 19/06/2023 tarihinden itibaren (toplam 88.500,00-TL) işleyecek avans faizi birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” yazılmış ise de davanın miktarının ıslah ile 53.500,00-TL’ye arttırıldığı, mahkememizce ıslah miktarının sehven 88.500,00-TL olarak değerlendirildiği, yapılan hatanın HMK 304 md belirtilen maddi hata kapsamında olduğu ve gerekçeli kararın tebliğ edilmemesi sebebiyle mahkememizce resen düzeltilebileceği değerlendirilmiş, hükmün 2 numaralı maddesinin “2-25.000,00-TL cezai şart alacağının dava tarihinden, 28.500,00-TL cezai şart alacağının ise ıslah tarihi olan 19/06/2023 tarihinden itibaren (toplam 53.500,00-TL) işleyecek avans faizi birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” şeklinde DÜZELTİLMEK SURETİYLE HÜKMÜN TASHİHİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi.07/12/2023