Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/858 E. 2023/743 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/858 ESAS
KARAR NO: 2023/743
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13.10.2014
KARAR TARİHİ: 03.10.2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında değişik tarihlerde davalı tarafa ait değişik numaralar üzerinden ———bunlara ilişkin olarak “Beyannameler akdedilmiş olduğunu, sözleşme ve taahhütnameler ile taraflar, davalı şirkete ait hatların, sözleşmede ve taahhütnamede belirlenen koşullar dâhilinde, hatların davalı şirket tarafından, temel haberleşme hizmetleri çerçevesinde kullanılması hususunda mutabakata vardıklarını, davalı şirket hatlarında kullanımlara istinaden ve mevcut tarifeler kapsamında —– tutarında — faturasının davalı şirkete ait —-abonelik numarasına tahakkuk edilmiş olduğunu, ilgili mevzuatlara göre uygun olarak düzenlendiğini, davacı tarafından, davalının son ödeme tarihi itibari ile ödenmeyen fatura karşılığında 25.09.2012 tarihinde faturanın ödenmesi aksi halde yasal takibe başvurulacağı hususunda ihtar olunduğu, ancak davalı yanca fatura bedeli ödenmediği için davacı tarafından —–Sayılı icra dosyası ile davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığı, bunun neticesinde davalı yanca 06/12/2012 tarihinde borca itiraz edilerek, takibin durdurulduğu, ancak davalı tarafından borca yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davayla ilgili ibraz edilen faturalar ve taraflar arasında imzalanan sözleşmeler, taahhütler incelendiğinde sözleşmede belirtilen hizmetlerin alındığı hizmet sonucunda davacı tarafından usulüne uygun olarak fatura tahakkuk edildiğini, davalı şirket tarafından, takip öncesi faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, istenilen faize de itiraz edilmiş olduğunu, davalı şirketin taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5.d. maddesine göre; “Söz konusu faturaların vadesinde ve /veya tam olarak ödenmemesi halinde, Sözleşmede yer alan diğer yaptırımlar hariç olmak üzere son ödeme günüm kadar gecikme faizi ödemekle yükümlü olacaktır. Uygulanan gecikme faiz oranları kuruma gönderilen faturalarda bildirilecektir. ” şeklinde ifadelerle tahakkuk edilen faturalarda belirtilen son ödemeler için davalı şirketin, alacağın muaccel olduğu tarihten, ödemenin fiilen yapıldığı tarihe gecikme faizinin ödeyeceği açıkça belirtildiğini, bu kapsamda ——gereğince hazırlanan işbu ———— ilişkin sözleşmede yer alan “tahakkuk edilen faturada belirtilen son Ödeme tarihini geçen ödemeler için davalı şirketin, alacağın muaccel olduğu tarihten, ödemenin fiilen yapıldığı tarihe kadar ——- ticari avans faizi oranı esas alınarak hesaplanacak gecikme faizinin yanı sıra, ayrıca (yıllık) %10 oranında gecikme cezası ödeyeceği” hükmü, davalı tarafından açıkça kabul edildiğinden, önceden faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkin icra takibine yapılan itirazların kabulü mümkün olmadığını belirterek; davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın haksız olduğunu, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedildiğini söylenen ve dava dilekçesine ekli sunulan bir kısım sözleşme ve tamamlayıcı evrakı, davalı şirket yetkilileri tarafından imzalanmamış olduğu, yetkili yerine sahte imza atıldığını, davalı şirket adına hareket eden muhtemel bayisi konumunda olan———- adlı sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşmenin eki niteliğinde olan 04/05/2012 tarihli cihaz teslim tutanağında davalı şirket adına atılmış imzaların davalı şirketin yetkilisine ait olmadığını, dava evrakında fatura ayrıntılarından anlaşıldığı kadarı ile ——– ——fiyatı 1.386,00-TL olup 15 adet ——— fiyatı olan 2.790,00-TL tutar haksız şekilde davalıdan tahsil edilmeye çalışıldığını, davalı adına hareket eden ———— birçok usulsüzlüğe giriştiği, davalı şirkete 1. adet ——- satıldığı halde 3 adet satılmış gibi gösterdiği ve davalıdan 2.500,00-TL haksız bir tutar tahsil ettiğini,————Taahhütnamesi adında imzalanan 2 taahhütnameden birisinin sahte olduğunu, sahte olan taahhütnamede 2 tane——— gibi gösterildiğini, takribi 7 ay ——-hat ücreti ve data hat ücreti davalının hesabından, otomatik ödemeye tabi olan faturalar nedeniyle tahsil edildiğini, 3 adet —- tutan olarak 142,35-TL tutar olup haksız tahsis edilen tutarın 142,35/3*2=94,90-TL olup 7 ay bu tutar 7*94,90-664,30-TL keza teslim edilmeyen 2 ———hat ücreti de 7 ay tahsil edilmemiştir. 7*2*29=406,00-TL de haksız tahsil edildiğini, 21/09/2012 de 2.153,38-TL ceza bedeli tahakkuk ettirilmiş ve bunun 2/3 kısmı kullanılmayan ve teslim edilmeyen —— ilişkin olduğunu, 2.153,38/3*2=1.435,58-TL olmak üzere toplam 664,30+1.435,58=2.505,88-TL tutar teslim edilmeyen sahte imza ile sözleşmesi imzalanan 2 adet —- davalıdan haksız tahsil edilen tutar olduğunu, bununda dava bedelinden takas edilmesinin talep edildiğini, ———- 2 ay taksiti 3* 15*66=2.970,00-TL otomatik ödemeden dolayı bu tutarların çekildiğini bu durumun sonradan fark edildiğini, 2012 Haziran, Temmuz, Ağustos aylarına ilişkin faturalarda yer alan 3*990,00=2.970,00-TL tutar otomatik ödeme nedeniyle davalıdan tahsil edildiği, Davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, fazla tahsil edilen toplam 5.475,88-TL tutarın dava bedelinden takas yolu ile mahsup edilmesi gerektiğini, İhtar edilen kesin sürenin sonuçlanna uymayan davacının, bundan sonra ticari defter kayıtlarını sunmasına onay vermediklerini, yeni delil sunulmasını kabul etmediklerini, davacının yapılan ihtara uymaması nedeniyle ara karar gereği defter ibrazından kaçınmış sayılması gerektiğini, imza asılları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 12/10/2015 tarihli bilirkişi ek raporunda, mukayese imzalar arasında farklılıklar olduğunu, kampanya ve cihaz teslim tutanağında davalı şirket yetkilisine atfen atılmış olan imzaların davalı şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiğini, dolayısıyla davalı şirket yetkilisi tarafından imzalanmayan tutanak ve sözleşmeler nedeniyle davalı şirketin sorumlu tutulamayacağını, Anayasanın 38. Maddesi 6. Fıkrası gereğince ve HMK 189. 2. Fıkrası gereği söz konusu kayıtların delil niteliği taşımadığını davanın ticari dava olduğunu ve dava miktarı yazılı belge ile ispat zorunluluğu ve görüşme ve kayıtların kesin delil niteliğinde olmaması nedeniyle geçersiz olduğu talep ve beyanlarında bulunduğunu, davacı tarafça, davalı şirket aleyhine haksız takip yapıldığından %20’den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;Dava; taraflar arasında yapıldığı iddia edilen15 adet —– ———-cihazın ve hattın 24 aylık taahhütle teslim edilmesine rağmen, üç ay sonra başka bir operatöre geçilmesi nedeniyle sözleşme ile belirlenen cezai şart nedeniyle cihaz bedeli nin tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; tabletlerin teslim belgesi üzerinde yapılan imza incelemesi sonunda teslim tutanağındaki imzaların davalı şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiği, 12/09/2017 tarihli bilirkişi raporunda davalı şirket yetkilisi—- ve ismini verdiği ——- ile yapılan beş adet görüşmeye ait ses kayıtlarının dökümünün yapılmış olduğu, bu görüşme içeriklerinde —- tarafından —marka tabletlerin teslim edildiğinin beyan edilidiği yapılan işlemlere onay verilmiş olduğu görülmüştür. Mahkememizin —- karar sayılı kararı ile “taraflar arasında ——- kurumsal abonelik sözleşmesi kapsamında ticari ilişki kurulduğu, bu ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya 15 adet —— ———-cihazın ve hattın teslim edildiği, her ne kadar grafoloji raporunda kampanya ve teslim belgesi altındaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığı yönünde kanaat belirtilmiş ise de celp edilen ———- yazı cevapları ile davacı tarafından sunulan görüşme kayıtlarında söz konusu cihazların davalı tarafından teslim alındığının ve içerisindeki hatların kullanıldığının sabit olduğu, davacının davalıya teslim verdiği ve iletişim hizmeti verdiği ve davalının sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki itiraza dayanamayacağı, telekominikasyon alanında uzman bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda davalının 24 aylık taahhüt kapsamında 3 aylık kullanımdan sonra başka bir operatöre geçtiği ve sözleşme ile belirlenen ceza koşulundan sorumlu olması gerektiği bu nedenle cihaz bedeli olarak belirlenen 66 TL nin 21 aylık bedeli karşılığı olan 1.386,00 TL nin 15 adet cihaz için hesaplanan 20.790,00 TL cezai şart bedeli ile iletişim hizmet bedelleri toplamı olan 2.340,39 TL den sorumlu olduğu yönündeki kanaatin dosya kapsamına uygun olduğu, davalı vekili cevap dilekçelerinde her ne kadar 3 adet ———–cihazına yönelik ücret alındığı ancak modemlerden yalnızca birinin teslim edildiği dolayısı ile buna ilişkin olarak yapılan ödemelere yönelik takas kapsamında dava konusu alacaktan düşülmesi yönündeki talebine ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, bu savunmaya yönelik iddiasını ispat edemediği tabletlere ilişkin olarak faturalara yansıtılan bedeli de zaten sözleşme kapsamında talep edemeyeceği” gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar istinaf edilmiş, istinaf incelemesini yapan—————- mahkememizin kararı “TBK’nın 74. Maddesi gereği; ceza mahkemesinde verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız olmayıp ceza mahkemesinin maddi vakıaların belirlenmesine ilişkin mahkumiyet kararı hukuk hakimi yönünden bağlayıcı olup taraflar yönünden kesin delil niteliği taşıyacaktır. Davacı şirket bayii çalışanları hakkında ceza mahkemesinde verilecek karar cihazların teslimi ile ilgili konuda maddi vakıa yönünden eldeki dosya sonucunu etkileyebilecek niteliktedir. Mahkemece dosya sonucu beklenilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir” gerekçesiyle bozulmuş, dosya bu kez ——sırasına kaydedilmiştir.— sayılı dosyasının incelenmesinde; davanın, müştekiler ——- şikayeti üzerine, sanıklar ——hakkında, müştekilere cihazların teslim edilmediği, cihaz teslim tutanağının da kendileri tarafından kaşelenip imzalanmadığı iddiasıyla,—— Dolandırıcılığı, ——— suçlarından açılmış olduğu, yapılan yargılama sonucunda sanıkların her iki suç yönünden de beraatlerine karar verildiği, beraat kararlarının katılanlar tarafından istinaf edildiği,——— sayıl ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek, beraat kararlarının 17/01/2023 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında —— abonelik sözleşmesi kapsamında ticari ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya 15 adet ———— cihazın ve hattın teslim edildiği, her ne kadar grafoloji raporunda kampanya ve teslim belgesi altındaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığı yönünde kanaat belirtilmiş ise de; celp edilen ——— yazı cevapları ile davacı tarafından sunulan görüşme kayıtlarında söz konusu cihazların davalı tarafından teslim alındığının ve içerisindeki hatların kullanıldığının sabit olduğu, davacının davalıya cihazları teslim etmesi ve iletişim hizmeti vermesi karşısında, davalının sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki itiraza dayanamayacağı, telekominikasyon alanında uzman bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda davalının 24 aylık taahhüt kapsamında 3 aylık kullanımdan sonra başka bir operatöre geçtiği ve sözleşme ile belirlenen ceza koşulundan sorumlu olması gerektiği, bu nedenle cihaz bedeli olarak belirlenen 66 TL nin 21 aylık bedeli karşılığı olan 1.386,00 TL nin 15 adet cihaz için hesaplanan 20.790,00 TL cezai şart bedeli ile iletişim hizmet bedelleri toplamı olan 2.340,39 TL den sorumlu olduğu yönündeki kanaatin dosya kapsamına uygun olduğu, davalı vekili cevap dilekçelerinde her ne kadar 3 adet ———–cihazına yönelik ücret alındığı ancak modemlerden yalnızca birinin teslim edildiği dolayısı ile buna ilişkin olarak yapılan ödemelere yönelik takas kapsamında dava konusu alacaktan düşülmesi yönündeki talebine ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, bu savunmaya yönelik iddiasını ispat edemediği, tabletlere ilişkin olarak faturalara yansıtılan bedeli de zaten sözleşme kapsamında talep edemeyeceği kanaatine varılarak; davanın kabulü ile —– sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın asıl alacak miktarı olan 23.130,39 TL yönünden iptaline, takibin asıl alacağa takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, dava konusu alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacak miktarının takdiren % 20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE;
-Davalının ————-Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın asıl alacak miktarı olan 23.130,39-TL yönünden iptali ile, takibin 23.130,39-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine,
2-Dava konusu alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacak miktarının takdiren % 20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 1.580,04-TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 278,65-TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 116,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.184,99‬-TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 395,05‬-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 3.893,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———-Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 03.10.2023