Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/852 E. 2022/381 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/852 Esas
KARAR NO: 2022/381 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 13/12/2021
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihleri arasında —- belirlenen risklere karşı, poliçede yazılı teminat limitleri çerçevesinde sigortalandığı, dava dışı sigortalı mağdur —sevk ve idaresindeki — tarihinde saat —civarlarında seyir halinde giderken —–döndüğü esnada yolun ve çevrenin karanlık olması çevrede herhangi bir uyarı işareti olmaması sonucu kendi şeridinde bulunan asfalt ve mıcır atıklarına çarpması sonucu tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği belirtilmiş olup —– %100 kusurlu bulunduğu, dava dışı zarar gören kaza yapmış olması sebebiyle müvekkil sigorta şirketine hasar başvurusunda bulunduğu, başvuru üzerine müvekkil sigorta şirketinde — nolu hasar dosyası açıldığını, yapılan araştırmalar neticesinde alınan eksper raporunda oluşan hasarın —- olduğu belirlendiği, bu doğrultuda eksper raporunda hesaplanan tazminat tutarı — tarihinde dava dışı —- ödendiğini, Müvekkil sigorta şirketi, yukarıda açıklanan riziko kapsamında meydana gelen hasarı ödeyerek TTK 1472. maddesi gereği sigorta ettirenin rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle zarar veren üçüncü kişilere karşı sahip olduğu tazminat talep etme ve dava haklarının halefi olduğunu, maddi hasarlı Kaza Tespit tutanağında —–asli kusurlu olduğu sabit olduğunu, sayılan nedenlerden ötürü söz konusu zararın giderilmesi amacıyla davalı/borçlu —- asıl alacak, ödeme tarihinden takip tarihine kadar işlemiş — yasal faiz olmak üzere toplam —- sayılı dosyası ile açılan icra takibi başlatıldığını ancak davalı başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini, huzurdaki davadan önce —- dosyası ile ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk başvurusu yapılmış ancak yürütülen müzakereler sonucunda anlaşma sağlanamadığını, izah edilen nedenlerle; sadece takibi geciktirme amaçlı ve yasal dayanaktan yoksun itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, — tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı — yapılan tazminat ödemesinin TTK 1472 maddesi gereğince halefiyete dayalı olarak davalıdan rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, — tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle dava dışı—- ödeme yapıldığını, davalının kazanın meydana geldiği yerde gerekli trafik uyarı ve işaret levhalarının olmaması sebebiyle dava konusu kazanın meydana gelmesinde yüzde yüz oranında kusurlu olduğunu, oluşan zarardan davalının sorumlu olduğunu, dosyaya konu hasar ödemesinin TTK 1472 maddesi gereğince davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, — dosyası uyap üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmış, —– yazılan müzekkere cevapları celp edilerek dosyaya alınmış dava sonuçlandırılmıştır.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, dava şartı olması sebebiyle davanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Mahkememizce görev husus öncelikli olarak incelenmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki; halefiyete dayalı olarak açılan davalarda, halef olunan şahsın davalılara karşı hukuki durumu ne ise, halef olanın da aynı şekildedir. Başka bir deyişle somut dosya da halef olan davacı, dava dışı — hukuken yerine geçmekte ve ödemiş olduğu bedel kadar tazminat talep etme hakkı elde etmektedir. Bu sebeple eldeki dosya bakımından görevli mahkemenin dava dışı —- ile davalı arasındaki temel hukuki ilişkiye göre belirlenmesi gerektiği anlaşılmıştır.—
Burada Ticaret mahkemelerinin görevi ile ilgili bilgi vermekte fayda bulunmaktadır. Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, gelen müzekkere cevapları, davacı ile dava dışı sigortalısı arasındaki poliçe, hasar dosyası ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı sigorta şirketinin halef olduğu — gerçek kişi olduğu, davalı—ise tacir olmadığı izahtan varestedir. Dava dışı —–arasındaki temel hukuki ilişkinin ise dava konusu trafik kazası sebebine dayalı haksız fiil hükümlerine dayandığı anlaşıldığından eldeki dosya bakımından mahkememizin görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmış, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.—-
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Davaya konu uyşmazlığı incelemeye görevinin —- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğundan MAHKEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Karara karşı 2 hafta süresi içinde kanun yoluna başvurulmaz ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulur ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye talep edenin başvurup talepte bulunması halinde dosyanın görevli——Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine; süresi içerisinde talepte bulunulmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin talep edene ihtarına (ihtar edildi)
4-Kararın taraflara tebliğinin masrafının davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanmasına,
5-6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu m.331/2 uyarınca yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verileceğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davaya görevli mahkemece devam edilmezse ve talepte bulunulursa yargılama giderleri ile ilgili karar verileceği hususunun talep edene ihtarına (ihtar edildi)
7-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile—–Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/04/2022