Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/843 E. 2023/1047 K. 19.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/843 Esas
KARAR NO:2023/1047
Asıl ve Birleşen—– Esas sayılı dosyasında
Asıl ve Birleşen Dava:Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) – Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Asıl ve Birleşen Dava Tarihi:09/12/2021 – 19/10/2022
KARAR TARİHİ:19/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan), Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı ile 07.09.2020 tarihli sözleşme yaptığı, iş bu sözleşme karşılığından 448.400-TL tutarındaki fatura düzenlediği, iş bu faturanın 38.400 TL tutarının davalı tarafından ödenmediği sözleşmedeki davacının üzerine düşen tüm edimlerin yerine getirildiği, Sözleşmesinin madde 7-Teminat maddesi gereği tarafınıza 08.09.2020 düzenleme tarihli vade kısmı boş bırakılan alacaklısı—- bedelli malen ahzolunmuş ve keşidecisi —– olan 1 adet senet davalıya teminat olarak teslim edildiğini, davalı hakkında —– sayılı dosyasıyla faturaya dayalı olarak 38.400 TL’nin tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip yapılmış davalı borçlu yasal süresi içinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının itirazının kötü niyetli olduğunu, takip dayanağı olan faturaya davalının yasal süresi içinde itiraz ve iade etmediğini, borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 41.280-TL’nin ticari reeskont faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini müvekkili adına talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı şirket ile davalının imzalamış olduğu eser sözleşmesine göre davalı, üzerine düşen hakedişe ilişkin ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, taraflar arasında 07.09.2021 tarihinde imzalanmış olan sözleşmeye göre proje süresi bina yönetiminin mimari, elektrik ve mekanik projeleri onaylamasından ve avans ödemelerinin yapılmasından itibaren 60 gün olduğunu, proje kontrolleri devam ederken onayları beklenmeden projeyi erken tarihte teslim etmek adına yönetimden sözlü izin alınarak 6 Ekim 2021 tarihinde kırım işlerine başlanıldığını, teknik olarak asma tavanlara klima montajları yapıldıktan sonra başlanılması gerekmekte olup klima işlerinin işveren tarafından yapılacağı kararı alındığını, kontrat dahilinde olmayan klima işleri için klima firmasıyla 20 Kasım 2021 tarihinde anlaşma sağlanıldığını, klima firmasının bu anlaşma üzerine kanal montajlarını sözleşme tarihinden tam 84 gün sonra, 30 Kasım’da teslim ettiğini, işveren tarafından bu gecikmelerden davacının sorumlu tutulduğunu sorumlu tutulmuştur. 18.02.2021 tarihinde yönetim tarafından projeler onaylanmış olup davacının bu tarihte halihazırda işi tamamlamış bulunduğunu, proje dahilinde yapılması kararlaştırılan işlerin hak edişi ve kontratta belirlenen maliyeti tabloda belirtilmiş olup miktarların değişmesinden ve yeni yapılan imalatlardan dolayı kontrat miktarından farklı tutarlar ortaya çıktığını, inşaat işleri, elektrik işleri ve mekanik işlere ilişkin detaylı raporlar ve tablo incelendiğinde anlaşılacağı üzre davacı şirketin ek imalatlar sebebiyle hakediş alacağı bulunduğunu, İnşaat işlerinden kaynaklanan hakediş tutarının,elektrik işlerinden kaynaklanan hakediş tutarının ,mekanik işlerden kaynaklanan hak ediş tutarının nelerden kaynaklandığının rapor halinde yazılmak suretiyle kaydedildiğini, davalı şirketin 2021 Mart ayında proje konusu ofise taşınıp kullanmaya başladığını ve davalı şirkete çoğu kontrat içeriğinde olmayan eksik buldukları kısımları 02.03.2021 tarihinde bildirdiğini, akabinde davacı şirket tarafından eksikliklerin hemen tamamlandığını, davalı şirkete hak ediş ücreti hesaplanarak 03.03.2021 tarihinde bildirildiğini, davalının bu ödemeleri yapmak yerine haksız olarak aslında yerine getirilmiş sözleşme edimlerinin yerine getirilmediğini ileri sürmüş ve bu hususta ilk ihtarını çektiğini, davacı şirket tarafından sözleşme gereği gibi ifa edilmiş olduğu halde davalı şirket tarafından herhangi bir hak ediş ödemesi yapılmayarak TTK 1530. maddesinde bahsi geçen temerrüde düşüldüğünü, toplam 170.000 TL nakit ve 240.000 TL çek ile olmak üzere 410.000(dörtyüzonbin) TL davalıdan ödeme alındığını, bu ödemelerin toplamdan çıkarıldığında 91.276,04 TL bakiye ödeme kalmış olup 38.400 TL’lik kısım için davalı tarafa karşı icra takibi başlatıldığını, ödemeler ve icra takibinden geriye kalan 52.876,04 TL’lik hakkedişten kaynaklı bakiyenin taraflarına 30 günlük süre içerisinde ödenerek kapatılması gerektiği ——-ihtarnamesi ile ihtar edildiğini, ihtarnamenin 20.05.2022 tarihinde şirketteki daimi çalışana tebliğ olduğunu, bu ihtara ilişkin olarak toplam 284,53 TL masraf yapılmış olup ihtarın çekilmesi ve işbu davanın açılmasına kusurlu davranışlarıyla sebep olan davalıdan tahsil edilmesi gerektiğini ileri sürerek, davanın kabulüne, hakedişten kaynaklanan 52.876,04 TL’lik bakiye ödemenin, davalının ihtarname ile temerrüte düştüğü 20.05.2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere yönelik temerrüt faizi (%15,75) ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, ihtarname masrafı, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının tümüyle asılsız olduğunu, dava dilekçesinde yer vermiş olduğu aleyhe hususları kabul etmediklerinin davalının davacıya fazlaca ödeme yaptığını, davacının sözleşmeye konu
edimleri hiç, eksik yada ayıplı olarak ifa ettiğini ve davalının çeşitli zararları olduğunu,
dolayısıyla davacının yapmış olduğu ödemeleri iade edilmesinin gerektiğini, davacının bir kısım sözleşme edimlerini yerine getirmemiş olması, bir kısım edimlerini eksik ifa etmesi, bir kısımının ise ayıplı bir şekilde ifa edildiğinin anlaşılması üzerine —— tarihli ihtarnamesi davalı tarafından keşide edildiğini, sözleşme konusu işin 60 gün olarak belirlendiği ancak halen işin tümüyle tamamlanarak teslim edilmediğini, davalının bulunduğu yeri 4 ay geç tahliye ettiğini iş bu sebepten dolayı 75.000.-TL kira kaybının olduğunu, ayrıca 60.000.-TL aidat ve genel gider masrafı ödediğini, tadilat sırasında davacıdan kaynaklanan sebeplerden dolayı 2.500.-TL para cezası ödediğini, davalının yasalarca tanınan seçimlik haklarla birlikte davacıdan tazminat isteyebileceğini, davacının temerrüde düştüğünün açık olduğunu beyanla halen işin sözleşme ve teknik şartnameye uygun olarak teslim edilmemiş olması, yapılan imalatların eksik ve ayıplı olması müvekkil tarafından davacıya fazlaca ödeme yapılmış olması nedenleriyle; fazlaya ilişkin talep, dava ve şikayet hakkımız saklı kalmak kaydıyla, huzurdaki haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile, davacı aleyhine takip konusu miktarın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 07.09.2020 tarihli sözleşme ile müvekkili olan davalı şirkete ait ——- bulunan 5 adet ofisin birleştirilerek tek ofis haline getirilmesi için projenin inşaat, elektrik ve mekanik işlerini üstlenmiş ve sözleşme ile yapılacak iş karşılığında Davacıya KDV dahil 459.837 TL ödeme yapılması kararlaştırıldığını,sözleşmeye göre davacının “mimari, elektrik ve mekanik projelerin bina yönetimi tarafından onaylanmasından ve avans ödemelerinin yapılmasından itibaren 60 gün içinde” işi tamamlamakla yükümlü olduğunu, dava dilekçesinde sözleşme tarihi 07.09.2020 değil, 07.09.2021 olarak gösterilmiş olup, yapılan bu maddi hatanın, uyuşmazlığın kronolojisini tamamen değiştirdiğini, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesinin tarihi 07.09.2020, bina yönetiminin projeye onay verme tarihi ise 18.02.2021 olduğunu, bu tarihin dava dilekçesinde de yer almakta olup, sözleşme gereğince işin tamamlanma ve teslim süresi olan 60 günlük sürenin 18.02.2021 tarihinden itibaren başladığı, davacı tarafça da ikrar edilmiş olduğunu, davacının sözleşme ile üstlendiği yapım işlerini süresinde tamamlamadığını, işin tamamladığı kısmını da ayıplı olarak ifa ettiğini, davalının sözleşme ile üstlendiği avans ödemeleri tam ve eksiksiz olarak davacı’ya yapılmış olmasına rağmen, Davacı yapım işini hem eksik hem de ayıplı ifa ettiğini, bunun üzerine davalı tarafından——– yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek, Borçlar Kanunu’nun 475.maddesi ile ayıplı ifa durumunda iş sahibine tanınan seçimlik hakları kullanmak yerine, taahhüt edilen işlerin tam ve gereği gibi yerine getirilerek ayıplı işlerin düzeltilmesi için davacıya ek süre verildiğini ve gecikmiş edimlerin en geç 30.09.2021 tarihine kadar tamamlanması ihtarında bulunulduğunu, davacının kendisine yapılan ayıp ihbarını hiç dikkate almaması ve eksik ve ayıplı olarak ifa ettiği edimlerini sözleşmeye uygun hale getirmemesi nedeniyle bu kez ——— yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek eksik ve ayıplı ifa sebebi ile oluşan davalının zararlarının ödenmesi ihtarında bulunulduğunu, Ayrıca 31.05.2022 tarihinde yaşanan elektrik kesintisinde binada bulunan tüm ofislerde jeneratör devreye girmiş olmasına rağmen, davalıya ait işyerinin bazı bölümlerinde jeneratörün devreye girmediğini, bunun üzerine bina yönetiminin teknik ekibinden destek talep edildiğini ve incelemeyi yapan ekibin “ofis içi elektrik kablolama ve elektrikkablolamalarındaki uygulamaların hatalı olduğu”nu belirttiğini, bu durumun tutanak altına alındığını ve —– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya bildirildiğini, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinde davalının alacaklı olduğunu savunarak, davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Asıl dava, eser sözleşmesi gereğince bakiye hak ediş alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazının İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkin olup birleşen dava, bakiye hak ediş alacağının tahsili talebine ilişkindir.
Asıl ve birleşen davada davacı, davalı ile imzalanan 07/09/2020 tarihli Kontrat Sözleşmesi ile üzerine düşen işlerin eksiksiz olarak tamamlanıp davalıya teslim edildiğini, davalı tarafından bir kısım ödeme yapılmasına rağmen bakiye hak ediş alacağının ödenmediğini, bakiye hak ediş alacağının ödenmesi için asıl dava yönünden icra takibine geçildiğini, davalının icra takibine itiraz ettiğini, davalının asıl dava yönünden haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, birleşen dava yönünden ise bakiye hak ediş alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Asıl ve birleşen dosyada davalı, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—- sayılı İcra Dosyası —- üzerinden dosya içerisine alınıp incelenmiş,—– dosyası uyap üzerinden celp edilmiş,—– tarafların ticari sicil kayıtları dosya arasına alınmış, 29.01.2023 tarihli bilirkişi heyeti raporu ve 04.07.2023 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 29.01.2023 tarihli raporunda özetle, “…Davacı/davalı tarafından ibraz edilen 2020-2021 yıllarına ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, ticari defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğu davacı/davalı Ģirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu,Tarafların Ticari Defterlerine Göre; Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, Tarafların Ticari Defterlerine Göre; Takip tarihi itibariyle davacının davalıdan kaydi olarak 38.400,00.-TL alacaklı olduğu, Dava konusu ve taraflar arasındaki cari hesabı oluşturan faturaların iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olması ve faturalara süresi içinde itiraz edilmemiş olması sebebiyle, fatura konusu mal ve hizmetin verildiğine dair yasal karine oluştuğu, böylece ispat yükünü üzerine alan davalı tarafın faturalar konusu mal/hizmetlerin
verilmediğini ispat edemediği ve iş bu borcun ödendiğine dair herhangi bir belgenin davalı tarafından sunulmadığı, Davacı ve davalı taraflar arasında akdedilen yapım sözleşmesine istinaden davacı firmanın davalıya ait işsahasında imalatlarına başladığı, Diğer yandan işin süresi ile ilgili sözleşme maddesinde mimari, elektrik ve mekanik projeler bina yönetimi tarafından onaylandıktan ve avans ödemeleri yapıldıktan sonra 60 gün olduğu belirtilse de, 26.02.2021 tarihli hakediş ile 18.02.2021 tarihli bina yönetiminin bu projeleri onayladığını gösteren evrağın hazırlanması arasında 8 gün süre olması tarafımızda geç onaya sunulduğu, Ancak sözleşme imzalandıktan ne kadar süre sonra davacının işleri yapmaya başladığı tarafımızca belirlenemediği ve bu sebeple NET gecikme süresinin hesaplanamadığı, lakin teammüller ve varsayımlar üzerinden yapılan hesaplamalar sonucunda işin gecikme süresinin ortalama 102 gün (3 ay 11 gün) olarak hesaplandığı, Sunulan belgelerde imalatlardan eksik, kusurlu olarakbahsedilmesine rağmen eksik ve kusur iş bedeli için herhangi bir delil, bilgi, belge ve sayısal bir veri bulunmadığından tarafımızca teknik bir hesaplama yapılamadığı, Tarafımıza dava dosyasında bu durumla ilgili sunulan herhangi bir delil kanıt bulunmadığından, sunulan ayıplı işlerin bedelinin belirlenmesinin mümkün
olmadığı ve hakedişe göre davacının toplam hakediĢ bedelinin 424.810,20TL+KDV (501.276,04.-TL) olarak kabul edilebileceği, Ayıplı işlerle alakalı bir hesap yapılamadığından bu hakediş bedelinin sayın mahkemece de kabul edildiği düşünüldüğünde, mali değerlendirme kısmında yapılan ödemeler hakediş bedelinden düşülüp kalan miktarın davacı firmaya ödenmesi kanaati oluştuğu, davalının davacıya toplam 410.000.-TL ödeme yaptığı toplam hakediş bedelinin 501.276,04.-TL olarak hesaplandığı kalan bakiyenin
91.276,04.-TL olduğu ancak talebe bağlılık ilkesi gereğince davacının davalıdan
38.500.-TL alacaklı olduğu, Davalı şirket usulünce temerrüde düşürülmediğinden takip öncesi faiz istenemeyeceği ancak nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Davacının icra inkâr tazminatı ve diğer taleplerine ilişkin takdirin ise Mahkeme‟ ye ait bulunduğu, Dosyada ayıp ihbar belge ve bilgisi bulunmadığından takdirin mahkemenin olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 29.01.2023 tarihli ek raporunda özetle, “…Dava konusu işin yapılan hesaplamalar ile 65 gün gecikme ile teslim edildiği, ancak taraflar arasında akdedilen sözleşmede gecikme süresi üzerinden cezai bir madde bulunmadığından cezai bedel hesaplaması yapılamadığı, Dava konusu sözleşmede, ‘İşin Tanımı ve Tutarı’ başlıklı 2. maddesinde, İnşaat İşleri, Elektrik İşleri ve Mekanik İşleri toplam bedelin 459.838,92 TL olacağı, ancak Davacı tarafından sunulan 25.02.2021 tarihli hakediş incelendiğinde toplam bedelin 501.276,04 TL olduğu, Davacı tarafından hazırlanan hakkedişte İnşaat ve Elektrik işlerinde ilave işler olduğu, Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, yerinde inceleme ile tarafımızca tespiti yapılan elektrik altyapı işleri, servis buatlarındaki teknik arızalar, tuvalette tespit edilen hasarların (klozet, evye, duvar seramiği, su sızıntısı) giderilmesi, 2 adet kapı kolu tamiratı, açık ofis buatlarında biriken su sızıntısının tahliyesinin
zararı Davacı hakkediş alacağı üzerinden uygulanacak %10 oranında nefaset
bedeli kesintisi ile 50.127,60 TL olabileceği,
Davacı hakediş bedelinin Kdv dahil 501.276,04 TL olduğu, Davalının Davacıya
yaptığı toplam ödeme olan 410.000,00 TL’nin hakediş bedelinden mahsup edilmesi sonucunda Davacının hakediş alacağının 91.276,04 TL olduğu, Hukuki ve Nihai karar tamamıyla Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, yerinde inceleme sonucunda ayıplı ve eksik ifa tespitleri sebebiyle Davacının hakediş
alacağından nefaset bedeli kesintisi olarak tarafımızca belirlenen 50.127,60 TL’nin mahsubu ile Davacının hakediş alacağının 41.148,44 TL olabileceği…” yönünde görüşlerini bildirmiştir. Borç doğuran sözleşmelerden birisi olan “Eser sözleşmesi”, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 470. maddesinde, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” biçiminde tanımlanmıştır. Eser sözleşmeleri iki tarafa karşılıklı borç yükleyen bir tür iş görme sözleşmesidir. Yüklenici, iş sahibine karşı yüklendiği özen borcu nedeniyle eseri yasa ve sözleşme hükümlerine, fen, teknik ve sanat kurallarına uygun olarak yaparak ve zamanında tamamlayarak iş sahibine teslim etmekle yükümlüdür. Eser sözleşmelerinde “eser” ve “bedel” olmak üzere iki temel unsur vardır. Bu sözleşmelerde yüklenici istenen özellikte eseri meydana getirmeyi, iş sahibi de bu çalışma karşılığında ivaz ödemeyi üstlenmektedir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlü olup, HMK’nın 190. maddesinin 1. fıkrasına göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğundan; yüklenici, sözleşmeye uygun olarak eseri meydana getirip teslim ettiğini, iş sahibi de sözleşmede kararlaştırılan ve teslimle muaccel hâle gelen iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır. ———-Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474 ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir.TBK’nın 474/1.maddesi gereğince açık ayıplar bakımından iş sahibi işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve uygun bir süre içerisinde tespit ettiği ayıpların yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. Bu külfetlerin yerine getirilmemesi iş sahibinin yükleniciye karşı sorumluluğunu gerektirmemekte, sadece ayıplı eser teslimi dolayısıyla sahip olduğu haklardan yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır.
TBK’nın 477/1. maddesi gereğince gizli ayıplar açısından ise, ayıbın varlığı zaman aşımı süresi içerisinde vakit geçirilmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Bu açıklamalar ışığında asıl ve birleşen dosya değerlendirildiğinde; tarafların ticari defter ve kayıtları ile —–üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda, davacı —– şirketi ve davalı ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olduğu, asıl davaya konu faturanın davacı —– şirketi ve davalı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, dosya kapsamında alınan kök ve ek bilirkişi raporu gereğince davacı ——- şirketi tarafından ilave işler ile birlikte yapılan işlerin toplamının 501.276,04-TL olduğu, davalı itirazları ve bilirkişi heyeti tarafından yerinde yapılan inceleme sonucunda davacı tarafça yapılan sözleşmeye konu eksik ve ayıplı iş miktarının 50.127,60-TL olduğu, anılan miktarın davacı —– şirketi hak ediş alacağından düşülmesi gerektiği, her ne kadar davalı tarafça geç teslim sebebiyle tazminat talep edilmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmede geç teslim sebebiyle cezai şart bedelikararlaştırılmaması sebebiyle davalının bu yöndeki taleplerinin yerinde olmadığı, davacı —– şirketinin asıl ve birleşen dosyaya konu hak ediş alacağının eksik ve ayıplı olarak tespit edilen bedeli mahsup edildikten sonra 41.148,44-TL olduğu, davacı tarafça asıl dava ile 38.400,00-TL asıl alacak ve işlemiş faiz talebinde bulunulduğu, davacı —–şirketi tarafından asıl dava dosyası ile işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de davalının icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin ihtarın bulunmadığı, davacı —- tarafından davalıya gönderilen ihtarnamelerin 19/10/2021 icra takip tarihinden sonra olduğu, dolayısıyla davacı —- şirketinin asıl davada işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, davacının ek bilirkişi raporuna karşı beyanları da dikkate alınarak davacı —- şirketinin asıl davada 38.400,00-TL asıl alacak talebinin yerinde olduğu anlaşılmış, asıl davanın kısmen kabulüne, davalının —– esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile 38.400,00-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce davacının asıl ve birleşen dosyaya konu hak ediş taleplerinin ayıplı ve eksik iş bedelleri düşüldükten sonra 41.148,44-TL olduğu tespit edilmiş olup bu miktarın 38.400,00-TL’sine asıl dava ile kabulüne karar verildiğinden birleşen dosya yönünden bakiye 2.748,44‬-TL’nin kabulüne, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Asıl davada itirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. —- Yukarıda açıklanan gerekçelerle dosyaya konu alacağın tarafların ayıp, eksik iş ve ilave işlere yönelik iddiaları gereği yargılamayı gerektirmesi sebebiyle alacağın likit olmadığı anlaşıldığından, davacının asıl davadaki icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl dava yönünden;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının —– esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile 38.400,00-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Davacının şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
Birleşen dava yönünden;
3-2.748,44‬-TL bakiye hak ediş alacağının 28/06/2022 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
Asıl dava yönünden
4-Alınması gerekli karar harcı 2.623,10-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 704,96-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.918,14-TL davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 704,96-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,5‬0-TL vekalet harcı, 125,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 7.800‬,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.992,8‬0-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 7.435,16-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 2.880,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Birleşen dava yönünden
11-Alınması gerekli karar harcı 269,85-TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 903,00-TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 633,15‬-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
12-Davacı tarafça yatırılan 269,85-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
13-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı, 11,5‬0-TL vekalet harcı, 77,50-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 169,7‬0-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 8,82-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
14-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
15-Davanın kabul edilen kısmı için davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/1-2-3 maddesindeki esaslara göre belirlenen 2.748,44-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
16-Davanın reddedilen kısmı için davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
17-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/12/2023