Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/833 Esas
KARAR NO:2023/1023
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :04/12/2021
KARAR TARİHİ:14/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davalı, ——— Vade Tarihli Bonoya ilişkin olarak ——-sayılı dosyası ile Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlattığını, ödeme emri, 01.10.2021 tarihinde mahalle muhtarına teslim edildiğini, bu durumu müvekkili ———- portal üzerinden öğrendiğini, geç öğrenme sebebiyle 5 günlük itiraz süresi geçirildiğini, takibin kesinleştiğini ve müvekkile ait bir taşınmaza da haciz konulduğunu, fakat, icra takibine konu bono üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını beyanla öncelikle teminatsız olarak ———— sayılı icra takibinin tedbiren durdurulmasına, davanın kabulü ile müvekkilinin, davalı tarafa——– sayılı icra dosyasının tümüne ilişkin borcunun olmadığının tespitine ve söz konusu icra takibinin iptaline, alacaklının kötü niyetli ve ağır kusurlu olması sebebiyle takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla davalının kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap sunmadığı,
sonraki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedine (bono) dayalı menfi tespit talebine ilişkindir
.Davacı, davalı tarafından ————-sayılı icra takip dosyasına konu bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, icra takibine konu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
.Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmamış olup, HMK128. Maddesi gereği davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, davaya konu 75.000,00-TL bedelli senet aslı,—— aslı, —–vekaletname aslı——sözleşme aslı,—- aslı, —-dosyası aslı, —— gelen zeyilname aslı celp edilerek yazı işleri kasasına alınmış, davacının imza örnekleri alınmış,——- tarihli rapor alınmış, dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi heyetinden 11.10.2023 tarihli bilirkişi raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.——-tarihli adli tıp raporunda özetle, “…İnceleme konusu senette atılı borçlu imzalarının teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imzalar olması nedeniyle söz konusu imzaların aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere —— eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Bilirkişi heyetinin 11.10.2023 tarihli raporunda özetle, “
…İnceleme konusu senet metninde yer alan …’a adına atılı iki adet borçlu imzasının, mukayese imza örneklerinden hız açısından oldukça yavaş bir şekilde tersim edilmiş olduğu, bu nedenle
imzaların seyir boyunca titreklik gösterdiği ve yer yer mükerrer çizgilerden oluştuğu, borçlu imzalarının kendi içinde bile varyasyonlar gösterdiği tespit edildi. Buna karşın——– huzurda alınan ve diğer belgelerdeki mukayese imza örneklerinin kendi aralarında benzer nitelikte tutarlı imzalar olduğu saptandı. Sonuç olarak; İnceleme konusu senetteki borçlu imzaları ile mukayese belgelerindeki imzaların başlangıç ve bitiriliş çizgi ve hareketleri, harf gramaların iç gövde büklümleri, şekil ve biçimlendirilişi, bağlantı ve orantıları, imza eğim ve ölçüsü, genel görünüm gibi unsurları bakımından önemli farklılıklar olduğu saptandığından, inceleme konusu, ———olan senet borçlu imzalarının mukayese imza örneklerine kıyasla —— eli ürünü olmadığı, takliden atıldığı kanaatine oybirliği ile varılmıştır. Bilgilerinize arz olunur…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur——–.İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Ancak davalının alacağı kambiyo senedine dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer.———–Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, HMK’nin 201.maddesinde düzenlenen miktardan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir.———–Somut dosya bakımından değerlendirme yapıldığında; davacı/borçlu, davalı/alacaklı ile arasındaki borç ilişkisini ve bonodaki imzayı inkar etmektedir. Bu durumda davacının, imza inkarını ispat etmesi gerekmektedir. Dava konusu bono üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının tespiti için dosya alanında uzman bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmış, alınan 11/10/2023 tarihli bilirkişi heyeti raporunda dava konusu bonodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Başka bir deyişle, davacı imza inkarını ispat etmiş olup davacının menfi tespit talebi yerinde olduğu anlaşılmış, davacının davalıya ———— sayılı takip dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.Menfi tespit davalarında 2004 sayılı İİK 72/IV ve 72/V maddeleri uyarınca tazminata hükmedilebilmesinin ön koşulu; gerek açılmış icra takibinin durdurulması gerekse icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve bu kararın uygulanmış olmasıdır.———– Ayrıca İİK 72/V maddesi kapsamında davacı/borçlu tarafından kötüniyet tazminatı talep edilebilmesi için davalı/alacaklı tarafından yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir. Eldeki dosya bakımından yukarıda belirtilen şartlar oluşmadığı, davalının kötüniyetli olduğunun ispat edilmediği anlaşılmakla davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalıya ———- esas sayılı takip dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacı tarafça talep edilen şartları oluşmayan tazminat talebinin REDDİNE-,
3-Alınması gerekli karar harcı 6.156,60-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.539,16-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.617,44-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.539,16-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 373,25-TL tebligat ve müzekkere gideri, 6.810,00-TL bilirkişi ve ——- rapor ücreti olmak üzere toplam 7.251,05-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ————- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/12/2023