Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/831 Esas
KARAR NO:2023/1033
DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/12/2021
KARAR TARİHİ:19/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin —- Sayılı dosyadan davalı şirket aleyhine 2020 ve 2021 yılları ticari defterden kaynaklı cari fatura alacağına ilişkin başlattığı ilamsız takibin, borçlunun kısmi itirazı ile durdurulduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, müvekkili ile davalı arasında menkul nitelikli beton mamulü ürün satış sözleşmesinin akdedildiğini, müvekkili şirketin beton parke taşı mamulü üreten ve bunun satışını yapan ticari bir şirket olduğunu, taraflar arasında imza edilen 17.04.2020 tarihli protokolden anlaşılacağı üzere müvekkili şirketin; yol bordürü 15x30x75 cm isimli ürünü, KDV hariç mtül birim fiyatı 13,50 TL üzerinden, Bahçe bordürü 50 cm isimli ürünü KDV hariç mtül birim fiyatı 9,00 TL üzerinden, Standart parke taşı 6 cm isimli ürünü KDV hariç m2 birim fiyatı 34,00 TL üzerinden, Standart parke taşı 8 cm isimli ürünü KDV hariç m2 birim fiyatı 13,00 TL üzerinden, Refuj bordürü isimli ürünü KDV hariç mtül birim fiyatı 23,00 TL üzerinden, Görme engelli yön taşı isimli ürünü, KDV hariç m2 birim fiyatı 45,00 TL üzerinden, ayırma bordürü alt elemanı isimli ürünü KDV hariç mtül birim fiyatı 30,00 TL üzerinden, — ayırma bordürü üst elemanı isimli ürünü KDV hariç mtül birim fiyatı 49,00 TL üzerinden, —- ayırma bordürü sınır elemanı isimli ürün, KDV hariç m2 birim fiyatı 38,00 TL üzerinden, Kumlama parke taşı alinda 10×10-50×50 8 cm isimli ürünü KDv hariç m2 birim fiyatı 33,00 TL üzerinden, Kumlamalı bahçe bordürü isimli ürünü KDV hariç mtül birim fiyatı 15,00 TL üzerinden, Kumlamalı parke oluk 40×33 cm isimli ürünü, KDV hariç mtül b irim fiyatı 24,00 TL üzerinden, üretim yapacağını ve aynı protokolde yer alan şartlar dahilinde davalı şirkete —– araç üstü teslim şeklinde teslim edeceğini, ekte 17.04.2020 tarihli teklif isimli protokolün sunulduğunu, 2020 ve 2021 yıllarında verilen siparişler doğrultusunda müvekkili tarafından ürünlerin imalatı ve tesliminin yapıldığını, faturaları kesilerek alacak kayıtlarının karşılıklı oluşturulduğunu fakat bir kısım ödemenin tahsil edilemediğini, taraflar arasında 2020 ve 2021 yıllarında süregelen ticari ilişki dahilinde müvekkilince ürünlerin imal edilerek davalı şirkete teslim edildiğini, faturaların kesildiğini ve karşılıklı kayıtlara alınarak alacak borç kaydının oluşturulduğunu, cari hesap dökümünde de görüleceği üzere takip öncesi süreçte 153.718,37 TL tutarında ödemenin müvekkiline yapılmadığını, davalı şirket tarafından ürün bedellerinin vadesinde yapılmadığını ve görüşmelerden de sonuç alınamayacağının anlaşılması üzerine davalı şirket aleyhinde takip başlatıldığını, ödeme emrinin kendisine 04.10.2021 tarihinde tebliğ olan borçlu firma tarafından bu defa 07.10.2021 tarihinde 106.306,20 TL bedelli bir iade e faturası düzenlediğini ve sistem üzerinden müvekkili şirkete gönderildiğini, ayrıca icra dosyasına da kısmi itiraz dilekçesi sunmak sureti ile 47.412,17 TL tutarındaki asıl alacak ve ferilerin ödendiğini fakat 106.320,20 TL tutarındaki asıl alacak ve ferilerine itiraz edildiğini, davalı tarafından kesilen iade faturasına konu alacağa dair tüm ürünlerin ayıplı olduğu iddiasının kötü niyetli ve gerçek dışı olduğunu, müvekkilince imal edilen ürünlerin yalnızca 4.200,00 TL’ye tekabül eden kısmının (100 m2 – 396 adet ürün) sorunlu olduğunu, bu bedel haricindeki alacağın tamamının ödenmesi gerektiğini, davalı şirket tarafından icra takibinden sonra müvekkiline kesilen 07.10.2021 tarihli iade e faturasında “Not: ——-faturaya istinaden düzenlenen iade faturasıdır” ve —–tutanağına istinaden bozuk malzeme teslimi sebebiyle düzenlenmiştir” açıklamalarının yer aldığını, müvekkili yetkilileri tarafından ürünlerin montajının yapıldığı alana
gidildiğini ve gerekli incelemelerin yerinde yapıldığını, yalnızca 100 m2’ye tekabül eden 396 adet ürünün sorunlu olduğunun tespit edildiğini, sorunlu ürünlerin bedelinin KDV dahil 4.200,00 TL’ye tekabül ettiğini, bu bedel haricindeki tüm alacağın ödenmesi gerektiğini, zaten işbu davanın da bu minval üzere ikame edildiğini, müvekkili şirket tarafından, davalının kestiği iade faturasının takip sonrasında düzenlenmiş olması, ürünlerin sembolik bir kısmı haricinde sorunlu ya da ayıplı olmaması ve bu iddianın borçtan kaçınmak amacıyla üretilen bir bahaneden ibaret olması nedeniyle ——yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade faturasının aynen borçluya iade edildiğini ve defter kaydına alınmadığını, mahkemece yapılacak bilirkişi incelemeleri ile de görüleceği üzere müvekkili şirketin takibe konu alacağının ihtilaf dışı olduğunu, likit ve muayyen olduğunu, mahkemece bilirkişiye verilecek inceleme neticesinde gerek müvekkili şirketin gerekse
de davalı şirket ticari defterlerinde yapılacak inceleme neticesinde anlaşılacağı üzere, müvekkilinin üretip davalıya satarak teslim ettiği ürünlerin bedelinin eksik ödendiğini, sonuç olarak; davalı yanın haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline, takibin 102.120,20 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiz işletilmek suretiyle devamına, davalının itiraz ettiği bedel olan 102.120,20 TL üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ihale ile üstlenmiş olduğu —-müvekkili ile —– arasında sözleşme imzalandığını, işbu sözleşme gereğince ihale ile üstlenilen işe ait bir kısım malzemelerin üretimi konusunda davacı taraf ile anlaşıldığını, —– tarafından müvekkili tarafından yapılan işe ilişkin olarak—–kapsamında yapılan beton plak
taşlarının yüzeyinin, yağmurlar sonrası belirgin şekilde aşındığının belirtildiğini, ilgili belediye tarafından söz konusu imalatların sökülerek yenilenmesinin talep edildiğini, ancak söz konusu alanın faaliyete geçen Kaymakamlık binasının çevresi olması nedeniyle kamu yararı gözetilerek ilgili belediye tarafından yapılan beton plak taşı imalatına ilişkin müvekkiline yapılması gereken hak ediş ödemesinin yapılmamasına karar verildiğini ve bu hususta tutanak tutularak imzalandığını, Standartlara aykırı yapıldığı gerekçesiyle —– tarafından hak ediş ödemesi yapılmayan işbu beton plak taşlarının üretiminin davacı tarafça yapıldığını,
müvekkiline davacı tarafça satıldığını, müvekkilince üstlenmiş olduğu ihale kapsamında taşlarla edimini yerine getirdiğini, ancak ayıplı mal olması nedeniyle üst işveren idare malların niteliklerine uygun olmaması nedeniyle ödeme yapılmasının kabul
edilmeyeceğini, ilgili belediye tarafından iş yapılan alanın kaymakamlık binasının çevresi olması ve kamu hizmetlerinin aksamaması nedeniyle sökülmesi yerine işbu imalatların
bedelinin müvekkiline ödenmemesine karar verildiğini, davacı tarafça üretilen işbu malzemelerle ilgili olarak müvekkili tarafından davalı taraf ile iletişime geçildiğini ve durumun kendilerine defalarca bildirildiğini, müvekkili tarafından ayıplı imalatlarla ilgili olarak sonrasında da davacı tarafa 07.05.2021 tarihli—– fatura numaralı bozuk malzeme yansıtma faturası açıklaması ile 106.306,20 TL miktarlı iade faturası düzenlenip gönderildiğini, davacı tarafın daha sonra müvekkili ile iletişime geçerek iade faturanın iade edilip karşılığını mal/malzeme olarak tazmin edileceğini şifahi olarak müvekkiline bildirdiğini, davanın bu talebi nedeniyle müvekkili tarafından herhangi bir işlem yapılmadığını, ancak davacı tarafça bu hususta herhangi bir mal malzeme tesliminin de yapılmadığını, aradan geçen süre zarfında müvekkiline herhangi bir teslimat yapılmadığı gibi, davacı tarafça hukuka aykırı olarak ayıplı imal ettiği bu ürünlere ilişkin olarak müvekkili aleyhine 04.10.2021 tarihinde takip başlattığını, müvekkilinin iade faturasını düzenleme tarihinin
ise 07.05.2021 tarihi olduğunu, yani davacı tarafça iddia edildiği gibi icra takibinden sonra düzenlenen bir faturanın söz konusu olmadığını, aksine icra takibinden beş ay önce söz konusu faturanın düzenlendiğini, davacı tarafın müvekkilini oyalayarak ayıplı ürünlere ilişkin yeni mal malzeme vereceğini söylemesine rağmen bunu yapmayarak haksız bir şekilde müvekkili aleyhine takip başlattığını, davacı tarafça işbu takip ile haksız olarak müvekkilinden 153.718,37 TL talep edildiğini, müvekkili tarafından 07.10.2021 tarihli bozuk malzeme açıklamasıyla 106.306,20 TL miktarlı iade faturasının tekrardan düzenlenip davacı tarafa gönderildiğini, ödeme emrinin müvekkiline tebliğinden sonra taraflarınca borca kısmi itiraz edilerek, alacaklı tarafça talep edilen 47.412,17 TL asıl alacağa itirazlarının olmadığını, kabul edilen bu alacağın, takibin kesinleşmemesi nedeniyle bu bedele göre hesaplanan işlemiş %16,75 faiz, 222,00 TL, ¾ avukatlık ücreti olan 5.222,85 TL, 222,00 TL işlemiş faiz, 75 TL takip masrafı ve 2.157,25 TL harç bedeli olmak üzere toplam 55.094,27 TL’nin müdürlük hesabına yatırıldığını, asıl alacağın 106.320,20 TL’sine de itiraz edildiğini, bu bedelin davacı tarafın ayıplı imalatı nedeniyle —– tarafından müvekkilinin hak edişlerinden yapılan kesinti bedeli olduğunu, davacı tarafça da söz konusu ürünlerin sorunlu olduğunun dava dilekçesinde belirtildiğini, ancak sorunlu ürünlerin bedelinin dilekçede belirtilen bedelden çok daha fazlası olduğunu, bu hususun —– kayıtları ile de sabit olduğunu, mahkeme tarafından söz konusu belediyeye müzekkere yazılması ve yapılmayan hak ediş ödemelerinin miktarının ve gerekçesinin sorulması ile hatalı imalatlara ilişkin bilgilerin sorulması halinde gerçek durumun ortaya çıkacağını, davacı tarafın, şirket yetkilisi durumu ve süreçlerinin en başından beri tüm açıklığı ile bilmesine ve bu hususta müvekkilinin hakedişinden ödenmeyen mal bedellerini talep etmeyeceğini söylemesine rağmen haksız olarak sonradan iade faturalarını kabul etmediğini, sonrasında haksız alacak amacına yönelik olarak icra takibi başlattığını, davacı tarafça üretilen bu malzemelerin yerinde durduğunu, belediye tarafından kabul
edilmeyen ve bu sebeple müvekkiline ödemesi yapılmayan bu malzemelerle ilgili olarak mahkeme tarafından yerinde keşif yapılması halinde gerçek durumun ortaya çıkacağını
ve sonuç olarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, bakiye satış sözleşmesi alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. vd maddeleri gereğince tahsili talebine ilişkindir.Davacı, taraflar arasında menkul nitelikli beton ürün satış sözlemesi kurulduğunu, davalıya mal satışı yapılmasına ve teslim edilmesine rağmen davalının bakiye satış sözleşmesi alacağını ödemediğini, bakiye satış sözleşmesi alacağının tahsili için icra takibine geçildiği, davalı tarafça icra takibine kısmi itiraz ile kısmi ödeme yapıldığını, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı, dava konusu ürünlerin ayıplı olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, ——-sayılı İcra Dosyası —- üzerinden dosya içerisine alınıp incelenmiş,—–kayıtları celp edilmiş, —– tarafların ticari sicil kayıtları dosya arasına alınmış,—-dava konusu işe ilişkin bilgi ve belgeler celp edilmiş, — tarihli bilirkişi heyet raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.Bilirkişi heyetinin 24.08.2023 tarihli raporunda özetle, “…Taraflar arasında, davalı şirketin—— ilişkin kullanılacak malzemelerin bir kısmı için 17.04.2020 tarihli teklif fiyatları üzerinden anlaşma imzalandığı, Mali incelemede göre davacının davalıdan 153.718,38 TL alacaklı olduğu, davacının bu miktar üzerinden icra takibi başlatmış olduğu, davalının kısmi itirazlar icra dosyasında toplam 55.094,27 TL ödeme yapmış olduğu, Davaya konu ürünün —— imalatında kullanıldığı, Mahallinde beton plak taşı imalatında kullanılan ürünlerin 452,233 m2’lik alanda ayıplı olduğu, Ayıplı malları toplam bedelinin 14.923,68 TL olduğu, ayıplı mallar ile ayıpsız mallar arasındaki farkın 2.238,59 TL olduğu, davalının bu oranda bedel indirimi hakkını kullanabileceği, Malların ayıplı olması nedeniyle mahallinde beton plak taşı imalatında kullanılan ürünlerin 452,233 m2’lik alanın da ayıplı olduğu, dava dışı idarenin davalıdan bu nedenle bir kesinti yapmış olup olmadığının dosyadan anlaşılmadığı, bu kadarlık bir alan için davalı ile idare arasındaki sözleşme bedelinin 31.656,80 TL olduğu, bu bedelin davacı alacağından düşülüp düşülmeyeceğinin nihai takdirinin Sayın Mahkemede olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.Taraflar arasında satış sözleşmesi olduğu, satış sözleşmesine konu malların davacı tarafından davalıya teslim edilmiş olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu taşların ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise davacının bakiye alacak talebinin yerinde olup olmadığıdır.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.Somut olayda davalı taraf kendisinin yüklenici olduğu idare ile arasındaki sözleşme nedeniyle davacıdan satın aldığı taşlarının yola döşendiğini, taşların ayıplı olması nedeniyle idarenin hak ediş ödemesi yapmadığını iddia etmektedir.TBK m. 227 uyarınca, ayıp halinde alıcının hakları şöyledir:
– Alıcı dilerse malı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
– Dilerse malı alıkoyarak maldaki ayıp oranında satış parasının uygun bir miktarda indirilmesini isteme,
– Alıcı bu yollara başvurmadan, malın misli eşya olması koşuluyla ayıpsız misliyle değiştirilmesini isteme,
– Aşırı masraf gerektirmediği takdirde tüm masraflar satıcıya ait olmak üzere
ücretsiz onarılmasını isteme,
– Zararların tazminini isteme.
TBK m. 228 uyarınca alıcı satılan malın biçimini değişmiş ise alacaklı yalnız satış bedelinin indirilmesi ile varsa uğramış olduğu zararın tazminini talep edebilir. Eldeki dava da dava konusu taşlar döşenmiş olup sökülmesi mümkün görülmediğinden davalı tarafça yalnız satış bedelinin indirilmesi ile varsa uğramış olduğu zararın tazminini mahsup edilmesini/indirilmesini istemesi mümkündür. Teknik incelemede ayıplı olduğu tespit edilen 452,24 m2 alana döşenmiş olan ayıplı taşlar ile ayıpsız taşlar arasındaki farkın (14.923,92 – 12.685,33 TL =) 2.238,59 TL olduğu tespit edilmiş olup davalı tarafça bu miktarın satış bedelinden indirilmesini (mahsubu) talep etmesinin mümkün olduğu değerlendirilmiştir.
Eldeki dava da davacı, davalıya satmış ve teslim etmiş olduğu malların bakiye bedelini talep etmektedir. 24/08/2023 tarihli bilirkişi raporunda davalı ile dava dışı idare arasındaki sözleşme gereğince ayıplı olduğu tespit edilen 452,24 m2 alan karşılığı olan 31.656,80-TL’nin dava dışı idare tarafından davalı hak edişinden kesilmesi halinde anılan miktarın davacı alacağından düşülmesi gerektiği beyan edilmiştir—— tarihli tarihli —– müzekkere cevabında dava konusu yer ile ilgili tespit edilen ayıp sebebiyle kamu zararı oluşmaması adına hak ediş ödemesi yapılmadığı belirtilmiştir. Eldeki davada TBK 227/1-son fıkrası gereğince davalı, ayıp sebebiyle uğradığı diğer zararlarında davacı bakiye alacağından mahsubunu talep etmesi mümkündür. 24/08/2023 tarihli bilirkişi raporunda ayıplı 452,24 m2 alan karşılığı olan 31.656,80-TL TBK 227/1-son fıkrası kapsamında belirtilen bir zarar türü olup davalının hakediş alacağından dava dışı idarece kesilecek tutarın ( 31.656,80-TL) iş bu davada davacı tarafça talep edilen bakiye alacak tutarından mahsubu gerektiği, davacının bakiye alacak miktarının 70.463,40-TL olduğu, davacının aşan taleplerinin ayıplı mal satışı sebebiyle yerinde olmadığı anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davalının —— esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile 70.463,40-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. —– Yukarıda açıklanan gerekçelerle dosyaya konu alacağın ayıplı mal satışı sebebiyle bakiye alacağın tespitine yönelik olduğundan alacağın yargılamayı gerektirip alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının ——- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile 70.463,40-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Davacının şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli karar harcı 4.813,35-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 975,37-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.837,98-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 975,37-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 58,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 6.400,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.526,30-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 4.503,18-TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 910,81-TL’sinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, kalan 409,19-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/12/2023