Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/824 E. 2023/343 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/824 Esas
KARAR NO : 2023/343

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2021
KARAR TARİHİ : 04/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı arasında ticari ilişki kurulmuş olup ekte sunulan —– ekstresi tahsil edilemediğinden davalı aleyhine—–. Sayılı icra dosyasından genel haciz yoluyla icra takibine başlanılmış, Borçlu şirket—- alacağına dayanan icra takibine, borca ve tüm ferilerine haksız olarak itiraz etmiş ve icra takip işlemini durdurmuş olduğunu, davacı şirketin muhasebe kayıtlarında, davalının müvekkil şirkete 108.700,29 TL borcunun olduğu anlaşılmış olduğundan hukuki yollara başvurulmuş olup icra takibi öncesi ve sonrasında davalı borçlu borcunu ödememekte ısrar etmiş, taraflarınca ticari dava şartı olan arabuluculuğa da başvurulmuş ve taraflar arasında anlaşma sağlanamamış olduğunu, davalı borçlu icra takibine, borca ve ferilerine itiraz ettiği itiraz dilekçesinde “Teslim edildiği iddia edilen bazı ürünler tarafımızca teslim alınmadığı, dolayısıyla hesapların doğruluğunda mutabakat sağlanamamıştır.” diyerek ticari ilişkinin varlığını kabul etmiş bulunmakta olup, bu durumda ticari ilişkinin varlığını kabul edip davacıya karşı borçlu olmadığını iddia eden tarafın bu iddiasını ispat etmesi gerekmekte olduğunu, ayrıca işbu davalarını kanıtlar nitelikteki sevk irsaliyeleri ve faturalar dosya ekinde sunulmuş olup, Şirketlerin BA/BS formları da istendiğinde ve işbu delilleri değerlendirildiğinde davadaki haklılıklarının tespit edileceğini, Dilekçe ekinde sunulan irsaliyeli faturalar, VUK 230. Maddede tespit olunan zorunlu unsurları içermekte olup, İşbu nedenle dava konusu malların tesliminin yapıldığı ve fakat taraflarına bu teslim ile ilgili herhangi bir ücret ödenmediğinin tespit edileceğini, İş bu sevk irsaliyelerinin faturalarla birlikte delil niteliğini haiz olduğu ve işbu itirazın iptali davasını kanıtlar nitelikte olduğu aşikâr olup, Ekte sunulan sevk irsaliyelerinin müvekkili tarafından yapılan hizmetin ve ürünlerin davalı şirket teslim edildiğini göstermekte olduğunu, davalının ticari defter kayıtları incelendiğinde bu hususun açığa çıkacağını, davalı, somut delillerin varlığını ve ticari ilişkiden kaynaklanan edimlerini gereği gibi yerine getirmediğini bildiği halde icra takibine haksız ve mesnetsiz bir şekilde itiraz etmiş olup, davalı tarafın itirazlarını destekleyecek hiçbir delil bulunmamakta, Müvekkili şirketin tüm ticari faaliyetleri ve defterleri incelendiğinde davalı şirketin dava konusu takibe yönelik borcunun muaccel olduğunun görüleceğini, ticari defter kayıtlarının incelenmesi talebine ek olarak davanın tarafı olan iki şirketin BA/BS kayıtları incelendiğinde de alacaklarının varlığının gözükeceğini, bu noktada vergi dairesine müzekkere yazılarak işbu kayıtların celbini talep etmekte olduklarını beyan ve iddia ederek, davanın kabulüne, davalı borçlunun icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ve takibin devamına, davalının mal kaçırma ihtimali göz önüne alınarak öncelikle teminatsız olarak mahkemeniz aksi takdirde ise mahkemece belirlenecek teminatın yatırılarak borçlu adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, davalı borçlu aleyhine toplam takip tutarının %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.

SAVUNMA: Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili aleyhine —– sayılı dosyası ile ilamsız takibe mahsus icra takibi başlatılmış olup, Ödeme emrini tebliğ alan Müvekkilinin takibe süresinde itiraz etmiş ve takibin durmuş olduğunu, davacı taraf ile müvekkili arasında belli bir mal alışverişi olmuş, ancak ihtilaflı olan noktanın Müvekkiline satılarak teslim edildiği ileri sürülen malların birçoğunun müvekkiline teslim edilmemesi olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde malı teslim ettiğini ileri sürdüğü bir takım isimler belirtilmiş olup, ancak bu isimlerden —– isimli şahısların davalının çalışanı ve yetkilisi olmadığını, dolayısıyla bu isimlere teslim edildiği iddia edilen mallar müvekkili tarafından satın alınmış mallar olmayıp, bu isimlere teslim edilen irsaliyelere ve irsaliyelerin bağlı bulunduğu faturalara itiraz ettiklerini, Taraf defterleri incelendiğinde bahse konu malların müvekkili tarafından satın alınmadığı ve müvekkiline teslim edilmediğinin ortaya çıkacağını, davacı taraf, mal kaçırma riskini gerekçe göstererek ihtiyati haciz talebinde bulunmuş olup, ancak yasal şartlar oluşmadığından bu talebin reddinin gerekmekte olduğunu, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen yüksek mahkeme kararında, fatura alacaklarında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi şartını taraflar arasında yapılacak cari mutabakat şartına bağlamakta olup, ancak dava konusu olayda taraflar arasında herhangi bir mutabakat bulunmamakta olduğundan, davacı tarafın ileri sürdüğü ihtiyati haciz talebinin reddedilmesi gerektiğini, ayrıca davacı yan taraflar arasında bulunan cari sözleşmeden bahsetmişse de taraflar arasında akdedilen bir cari sözleşmede bulunmamakta olup, Sonuç itibari ile davacı taraf müvekkiline mal satıp teslim ettiği yönünde ki iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğunu, ancak ifade edildiği üzere malların teslim edildiğini gösterir isimlerin birçoğunun müvekkili şirket çalışanı ve yetkilisi olmadığını savunarak öncelikle yasal şartları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddi ile haksız ve kötü niyetli davanın reddini, haksız ve kötü niyetle başlatılan takip nedeniyle karşı taraf aleyhine icra inkâr tazminatı hükmedilmesine, dava masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, —– esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın, taraflar arasında kurulan mal satışına ilişkin sözleşme kapsamında ödenmeyen cari hesap alacağına istinaden başlatılan takip tarihi itibari ile davacının davalıdan muaccel bir alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı ile itirazın iptali, alacağa uygulanacak faizini nevi, icra inkar tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğu tespit edilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu, —– esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; başlatılan takibin alacaklısının mahkememiz dosya davacısı, borçlusunun mahkememiz davalısı olduğu, 21/09/2021 tarihinde başvurma harcı yatırılarak takibe başlanmış olduğu, takibin toplam 119.380,09-TL üzerinden takibin başlatıldığı görülmüştür.Mahkememiz ara kararı doğrultusunda taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK 83-85.maddeleri ile HMK 222.maddesi uyarınca her iki tarafın 2020-2021 yılına ilişkin tüm yasal ticari defterleri (defteri kebir, yevmiye, envanter defterleri ile ve var ise muavin kayıtları ve dayanak belgeleri) üzerinde mali müşavir tarafından inceleme yapılmasına dair karar verildiği, Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 20/11/2022 tarihli raporda özetle; davacı Şirketin 108.700,28 TL asıl ve 10.679,80 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 119.380,09 TL alacak talebi üzerinden harçlandırmak suretiyle itirazın iptali istemi ile davalı şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında, davacı Şirketin, Davalı Şirketten Faturalara dayalı —– kaynaklanan 108.700,28 TL ASIL Alacak Bakiyesinin mevcut bulunduğu tespit edilmekle, davacı Şirketin işbu davaya ve davanın dayandığı takibe konu edilen 108.700,28 TL asıl alacak Talebinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı Şirketin 10.679,80 TL İşlemiş Faiz Talebinin ise, Hukuki Değerlendirmeye muhtaç bulunması sebebiyle değerlendirmenin mahkemeye ait olduğuna dair rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan deliller ile alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından mahkememizce kurulan ara karar gereğince davacı şirket ticari defterlerinin incelendiği, davalı şirket vekilinin duruşmada hazır bulunmadığı ancak meşruhatlı davetiye ile inceleme gün ve saatinin davalı şirket vekiline tebliğ edilmesine rağmen müvekkilinin defterlerini sunmadığı gibi yerinde incelenme talebinde de bulunmadığı, davacı şirketin incelenen 2020-2021 yılları yasal ticari defterlerinin usulünce tutulduğu lehine delil olma niteliklerinde olduğu, defter bakiyesinin takip tarihi itibariyle 108.700,28-TL alacak bakiyesi verdiği, davalının borcunun olmadığına dair soyut itirazı dışında delil sunmadığı, yine davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediğinden davalı tarafın ticari defterlerinin incelenemediği, davacı tarafın ticari defter kayıtları ile davalı tarafın ticari defter kayıtlarının karşılaştırılamadığı ancak davalının davaya konu edilen tüm satış faturalarını itiraz edilmeksizin alım yaptığına dair İlgili Vergi Dairesine BA formu ile beyanda bulunduğu ve ispat yükü kendisine düşen davacı tarafın defterleri ile alacağını ispatladığı varsa bir ödemenin davalı tarafça ispatlanması gerektiği ancak davalının ispat şartını yerine getiremediği, davacının davasının kabulüne karar vermekle birlikte takip öncesi işlemiş faize ilişkin davalı tarafa temerrüde düşürdüğüne dair dosyada delil bulunmadığından bu talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
-Davalının —– esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak miktarı olan 108.700,28-TL üzerinden ve aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 7.425,31-TL den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.441,82-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.983,49-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 1.441,82-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-TTK 56/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre 1.201,2‬0-TL davalı tarafından tahsili ile hazineye irat kaydına, kalan 118,80-TL’ nin davacı tarafından tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 341,10-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.250,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.650,4‬0-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.501,86‬-TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 17.305,04 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.