Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/818 E. 2023/288 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/818 ESAS
KARAR NO:2023/288
DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:30/11/2021
KARAR TARİHİ:21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketi tarafından 03.02.2020-2021 tarihleri arasında geçerli olmak üzere dava dışı sigortalı ——- düzenlendiğini, sigortalı şirket ile —– arasında akdedilen taşıma sözleşmesi ile sigortalının,—- şirketine ait birtakım——- taşınması işini taahhüt ettiğini ve sigortalı şirketin işbu taahhüdünü davalı —– akdetmiş olduğu alt yüklenici sözleşmesiyle ve davalıya ait kamyonetle yerine getirdiğini, bu kapsamda 13.01.2021 tarihinde, davalı —– plakalı kapalı——-yapılan sevkiyat esnasında kamyonun çatı brandasının yırtlarak açılması sonucu taşınan emtiaların yağmur suyuna maruz kalıp hasara Uğradığını, oluşan hasara ilşkin ekspertiz raporu alındığını ve müvekkili tarafından dava dışı hak sahibi ——-hasar ödemesi yapıldığını, bu ödeme ile TTK md.1472 uyarınca müvekkilinin sigortalısının haklarına halef oluğunu, hasarın davalı şirkete ait kamyonla taşındığı esnada meydana gelmesi sebebiyle davalının söz konusu hasarı gidermekle yükümlü olduğunu, müvekkiliyle —- arasında düzenlenen ——–sigortacı olarak davacının kiralık araçlara rücu hakkı saklı tutulduğuna dair özel bir şartın da yer aldığını, bu kapsamda müvekkilinin ödemiş olduğu hasar bedelini davalıdan rücuen tahsil edebilmek için başlatığı iora takibinin haksız yere yapılan iliazla durdurulması üzerine takibe vaki itirazın iptali istemiyle davalı aleyhine işbu davanın ikame edilmesi zarureti doğduğunu beyan etmek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle) davalının davanın dayandığı———- sayılı icra takibine yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptalini, takibin devamını ve davalının takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Sigortacının sigorta sözleşmesinden doğan asli borcunun sözleşme ile teminat altına alınan riziko gerçekleştiğinde sigorta tazminatını ödemek olduğu halde somut olayda davacının sigortalısına poliçe şartları ile çelişen hasar için lütuf ödemesi yaptığını ve halefiyet hükümlerine dayandığını, dava dilekçesi ve eklerinde alacağın temliki hükümlerine dayanmadığını, müvekkilinin sorumluluğunu kabul etmemekle birlkte esas yüklenici firma ile davacı sigorta şirketi arasında akdolunmuş ———-Taşınan emtianın mutad evsafına göre, yetersiz veya uygun olmayan ambalajlama veya hazırlanmasının neden olduğu hasar ve masrafların teminat harici” tutukduğunu, davacının aldığı eksper raporunda ise hatalı ambalajlamaya ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, oysaki neme karşı hassas bir ürün olan baharatların karton ambalajlarda taşındığını ve ürünün dokdurukluğu gıda poşetlerinin ağzı herhangi bir şeyle kapatılmadan yalnızca dökülmesini engelleyecek şekilde istifendiğini, davacı tarafın bariz olan bu durumu değerlendirmeksizin ya da yeni bir rapor almaksızın ödeme yapmasının ödemenin lütuf ödemesi olduğunu desteklediğini, kaldı ki müvekkilinin üstendiği taşıma işinin tabi olduğu TTK’nın 876. Maddesinde yer alan düzenlemelere göre somut olayda taşıyıcının tazminat bağlamında kendisini sorumluluktan kurtaracak beyyinelerden istifade edebileceğini, zıya, hasar ve gecikme, faşıyıcının en yüksek Özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcının sorumluluktan kurtulabileceğini, somut olay yönünden de güzergâhta çıkan fırtına üzerine müvekkilinin aracındaki çatı brandasının varış noktasına az bir süre kala normalin üzerinde bir doğa olayı ile etrafta uçuşan ——- çarpması sonucu yırtıldığını ve müvekkil firma sürücüsünün derhal bölgedeki diğer nakliyecilerden su geçirmez branda alarak gönderilen ürünlerin üzerini örtüğünü, müvekkli taşıyan sıfatıyla eşyanın korunması için en yüksek düzeyde özeni göstermişse de kendisinin önceden tahmin edemeyeceği düzeyde bir doğa olayı ile karşı karşıya kaldığını, bu durumu müvekkilinin önlemesi mümkün olmadığı gibi TTK. md. 882 ile md.878 hükümlerinde yer alan düzenlemelere göre de eşyanın dış etkilerden korunmasını sağlayamayan ya da kendi özelliği dolayısıyla dışarıya herhangi bir olumsuz etkide bulunmasını engellemeyen Kifayetsiz ambalajından veleya yetersiz etiketlemeden keza eşyanın niteliğine göre yapılması zorunlu ambalajının bulunmamasından kaynaklanan zararların tazmininden taşıyıcının sorumlu tutulamayacağını, davayı ve iddiaları kabul anlamına gelmemekle birlikte eksper raporunda da görüleceği üzere davaya konu taşınan baharatın tamamının islanmadığını, nitekim gönderilen firma olan———- de kendi kalite standartları gereği taşınan baharatı üretimde kullanamayacağını ifade ettiğini, taşınan ürünün ne kadarında zayiat olup olmadığının tespit edilmediğini, zararın kişilerin kendi sübjekti değerlendirmesine göre tespit edilemeyeceğini, TTK m. 87512 hükmü uyarınca; zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde bu olguların ne ölçüde etkili oluğunun dikkate alınması gerektiğini, davalının da kusurlu bulunması ihtimalinde gönderenin ambalaj ve etiketlemedeki eksikliklerini dikkate alarak tazminatı hesaplatmasının hakkaniyete uygun olacağını beyan etmek suretiyle karşı çıkmakta ve müvekkili aleyhine ikame edilen haksız davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, taşıma sırasında zarar gören emtia sebebiyle davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısının üstlendiği işin iş sahibine yapılan ödemenin davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd. maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, dava dışı —olduğunu, dava dışı ——-emtinanın taşınması işinin dava dışı sigortalısı tarafından üstlenildiğini, sigortalısının bu taşıma işini davalıya taşere ettiğini, dava konusu emtianın davalının aracında iken zarar gördüğünü, bu nedenle——- şirketine ödeme yaptığını ve haklarına TTK 1472 maddesi gereğince halef olduğunu, oluşan zararın rücuen tahsili amacıyla icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini beyan ederek, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş; davalı ise; davacının sigortalısına poliçe şartları ile çelişen hasar için lütuf ödemesi yaptığını ve halefiyet hükümlerine dayandığını, dava dilekçesi ve eklerinde alacağın temliki hükümlerine dayanmadığını, esas yüklenici firma ile davacı sigorta şirketi arasında akdolunmuş —- numaralı yurt içi karayolu taşıma ———Taşınan emtianın mutad evsafına göre, yetersiz veya uygun olmayan ambalajlama veya hazırlanmasının neden olduğu hasar ve masrafların teminat harici” tutukduğunu, davacının aldığı eksper raporunda ise hatalı ambalajlamaya ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, emtianın nemden korunmasına dair bir uyarı yapılmadığını, davacının sigortalısının ambalajlamayı doğru şekilde yapmadığını, en üst düzeyde önlem almalarına rağmen kaçınılmazlık unsuru olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı sigorta şirketinin dava dışı ——- hasar bedelinin davalıya rucüen tazmin etmesinde yasal koşulların oluşup oluşmadığı, bu kapsamda ödemenin sigortalı şirket —— davacı sigorta şirketi arasında düzenlenen poliçe kapsamında kalıp kalmadığı, emtianın hasarlı teslim edilmesi sebebi ile dava dışı şirketin uğramış olduğu bir zararının bulunup bulunmadığı var ise miktarı, bu zarardan davalının sorumlu bulunup bulunmadığı sorumlu ise sorumluluk miktarı ve kapsamının ne olduğu, talebin zaman aşımına uğrayıp uğramadığı hususlarında uyuşmazlığın toplandığı görülmüştür.Davanın niteliği ve davaya konu talep dikkate alınarak dosyanın mahkememizce resen seçilecek bir sigorta uzmanı, bir sektör bilirkişisi( gıda alanında uzman) ve bir taşıma ve nakliyat konularında uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiştir.Bilirkişi heyetinin 13/10/2022 tarihli raporlarında özetle; “..Somut olayda üst taşıyıcı olarak davalının dava dışı sigortalısı ve/veya fiili taşıyıcı konumunda olan davalının; yüke ve ambalajına herhangi bir çekince koymadan teslim alıp (aracın tescil bilgilerine göre yandaki temsili fotoğraftakine benzer)———alıcısı emrine teslim aldığı haliyle teslim edemediği”; araç brandasının komple yırtık, aracın üstünün açık ve emtia ıslanmış halde, araç sürücüsünün iştiraki sağlanmak suretiyle ——–gelen ——çatı brandasının yırtılması ile yağmurdan dolayı ıslanmış olarakteslim alınmıştır.” denmek suretiyle) ——– düzenlenen tutanakla çekinceli olarak teslim edebildiği” dosya münderecatına göre sabittir. Dava dosyasında; iddia edildiği gibi ——–davalının aracındaki çatı brandasının varış noktasına az bir süre kala normalin üzerinde bir doğa olayı ile etrafta uçuşan keskin materyalin çarpması sonucu yırtıldığını” gösteren denetime elverişli herhangi bir tutanak bulunmadığı gibi araç sürücüsü——- imzaladığı tutanakta da benzer türde bir açıklamaya (ya da ıslanmaya bağlı hasarın taşınan yükün ambalajının kifayetsiz olmasından kaynaklandığına dair bir beyana) yer verilmemiştir. Bu bilgiler ışığında dosya münderecatı üzerinden; Dava konusu ürünlerin mutat ambalajının “kapalı kasa araçla icra edilen” sevkiyata uygunolmadığını, bu nedenle de “somut olaya bağlı zararın mesuliyet sigortası teminatından hariç tutulduğunu” ya da Ürün ambalajının kapalı kasa aracın çatı brandasının zedelenmesi/uçması halinde sevk edilen ürünleri harici etkilerden, araca sirayet edebilecekyağmurdan da koruyacak şekilde yapılması gerektiğini, yapılmaması durumunda oluşan zarar ile gönderenin kısmen de olsa kusurlu eylemi arasında sebep sonuç ilişkisi söz konusu olacağından, gönderenin de müterafik kusuru nispetinde taşıyıcı ile birlikte oluşan zarardan sorumlu tutulabileceğini veya Davalının somut olayda tartışılan zararın tazmini bağlamında, üstlendiği taşıma işinin tabi olduğu kurallardan herhangi birine dayanarak “taşıdığı malın alıcısı, göndereni ve/veya kendisine taşıma işini veren üst taşıyıcı konumundaki davacının dava dışı sigortalısı (dolayısıyla onun üzerine düşebilecek mesuliyete sigorta güvencesi sağlayan davacı) karşısında” kendisini mesuliyetten kurtarabileceğini söyleyebilmek takdiri Yüce Mahkeme`ye ait olması kaydıyla mümkün görünmemektedir. Dava konusu ———– plakalı kapalı kasa kamyonla 12.01.2021 tarihli irsaliye eşliğinde —– taşınmak üzere davalıya teslim edildiği
tarihte geçerli ——– taşıyıcının tazminat bağlamında TTK. Md.882`de öngörülen —— ———-bu miktarın somut olayda rücu konusu yapılan miktarın her halükarda çok üzerinde olduğu sabittir. Davacının rücu talebini dayandırdığı —— sayılı ———- teminatına ise ; ——nedeni ile araç branda ve/veya kapalı kasanın su geçirmezlik özelliğini kaybetmesi nedeni ile taşınan emtiaya gelecek zararların” %80`i sigortacı (yani davacı), %20`si ise sigortalı (yani dava dışı üst taşıyıcı ——- üzerinde kalmak kaydı ile dâhil edilmiştir. Takdiri —– ait olan bu bilgiler ışığında doya münderecatına intikal eden tüm belgeler incelenmiş, değerlendirilmiş ve neticesinde işbu davanın kabulü halinde davacının sigortalısına ödediği tazminatın tamamını davanın dayandığı icra takibine “asıl alacak” olarak konu ettiği miktar üzerinden (bağımsız eksperin toplam 24.240,-Euro bedelli dava konusu net 6.000 kiloluk ürünün 12.01.2021 tarihli satış faturasında 9,07935 €/₺. olarak belirtilen döviz kuruyla KDV hariç karşılığının [24.240,-€ x 9,07935₺=] 220.083,44 TL. olduğunu; davacının sigortalısına yansıtılan hasar yansıtma faturasının ise KDV hariç 219.703,50 TL. bedelle düzenlendiğini, talep faturasının satış faturasına göre daha uygun olduğunu kayıt altına almak ve amacına uygun kullanılabilme özelliğini yitiren dava konusu ürünler için takdiri %15 oranında [219.703,50 x 0,15=] 32.955,52TL.`sı sovtaj tenzili yapmak suretiyle saptadığı [219.703,50-32.955,52=] 186.747,98 TL.`nin %80`ine tekabül eden tutara göre) 149.398,38 TL.`sı olarak davalı taşıyıcıdan, sigortalısının halefi
sıfatıyla rücuen talep edebilmesinin mümkün olabileceği ve davacının bu alacağına dava dışı
sigortalısına hasar bedelini ödediği 26.05.2021 tarihinden itibaren talep paralelinde faiz de
işletilebileceği değerlendirilmiştir…” şeklinde kanaat bildirdikleri görülmüştür.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ——–Eldeki dosya bakımından davacının, dava dışı sigortalısının üstlendiği taşıma işinin iş sahibi olan dava dışı ——– yapmış olduğu ödeme sebebiyle TTK 1472 maddesi gereğince rücuen tazminat şartlarının ve davalıların oluşan zarardan taşıma hükümlerine göre sorumlu olduğunun yöntemince ispat edilmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraf üzerindedir.
Eldeki davada, dava dışı sigortalı —– akdi taşıyıcı, davalı fiili taşıyıcı ve davacı dava dışı (akdi taşıyıcı olan) —– sigortacısıdır. Dosyada mevcut olan taşıma irsaliyesi ile eşyanın sevki için kendisine talimat verilen taşıyıcı (taşıma sorumluluğunu üstlendiği malı ister kendisi taşısın ister, anlaştığı başka bir taşıyıcıya taşıtsın), taşıma süresi içerisinde naklini üstlendiği eşyayı gözetim sorumluluğunun da altındadır ve kural olarak taşıma süresi içerisinde taşıdığı eşyaya gelecek zararlardan mesuldür; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin, görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, yerine geçen taşıyıcıların kusurundan, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur (6102 Sayılı TTK. Md.875, Md.879, Md.929). Taşıma, kısmen veya tamamen üçüncü bir kişi olan fiili taşıyıcı tarafından yerine getirilirse ki bu kişi eşyanın zıyaı, hasarı veya gecikmesi nedeniyle kendisi tarafından yapılan taşıma sırasında ortaya çıkan zarardan asıl taşıyıcı gibi sorumludur. Asıl taşıyıcı ve fiili taşıyıcı müteselsilen sorumludurlar ——-Bu düzenlemelere göre her ne kadar taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten, alıcısına
teslim edildiği tarihe kadar oluşan hasardan sorumlu ise de; 6102 Sayılı TTK. Md. 878 hükmü
uyarınca; “gönderenin yaptığı kifayetsiz ambalajdan” (Md.878/1-b) ya da “eşyanın gönderen veya
gönderilen tarafından işleme tabi tutulması, yüklenmesi veya boşaltılmasından” (Md.878/1-c) yahut da eşyanın; özellikle kırılma, paslanma, bozulma, kuruma, sızma, olağan fire yoluyla kolayca zarar görmesine yol açan doğal niteliğinden” (Md. 878/1-d) ya da üstü açık bir aracın kullanılmış
olmasından (878/1-a) veya nakliye sürecinde oluşan hasarın / zararın taşıyıcının en yüksek özeni
göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği bir nedene bağlı olarak
meydana gelmesi halinde (Md.876 hükmünden istifade edip) taşıyıcının kendisini mesuliyetten
kurtarabilecek olan beyyinelerden yararlanabilmesi mümkündür. Bu bağlamda 6102 Sayılı TTK`nun 876.maddesi, 6762 Sayılı E.TTK Md.781/1`deki “taşıyıcının kusurundan doğmayan sebep” olarak belirlediği taşıyıcının sorumsuzluk halini, “taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği hal” olarak değiştirmiş; böylelikle de “taşıyıcı ya da taşıyan ayrımı olmaksızın” (veya onların çalışanları için) “en yüksek özen” kriteri 6102 sayılı TTK ile hukukumuza girmiştir. Dava konusu taşımanın yurt içi ——–olması sebebiyle taraflar arasındaki uyuşmazlıkta TTK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının sigortalısının dava dışı ——– taşınmasını işini üstlendiği, sonrasında bu taşıma işini alt taşıyan olarak davalıya verdiği, davalının yüke ve ambalajına herhangi bir çekince koymadan teslim alıp (aracın tescil bilgilerine göre yandaki temsili fotoğraftakine benzer) ——— taşımayı üstlendiği dava konusu ürünleri “alıcısı emrine teslim aldığı haliyle teslim edemediği”; araç
brandasının komple yırtık, aracın üstünün açık ve
emtia ıslanmış halde, araç sürücüsünün iştiraki
sağlanmak suretiyle —– tatlandırıcının aracın
çatı brandasının yırtılması ile yağmurdan dolayı ıslanmış olarakteslim alınmıştır.” denmek suretiyle) “13.01.2021`de düzenlenen tutanakla çekinceli olarak teslim edebildiği”; 13/10/2022 tarihli bilirkişi raporunun dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun olması sebebiyle hükme esas alınması gerektiği; dava dosyasında; iddia edildiği gibi “güzergâhta çıkan fırtına nedeniyle davalının aracındaki çatı brandasının varış noktasına az bir süre kala normalin üzerinde bir doğa olayı ile etrafta uçuşan keskin materyalin çarpması sonucu yırtıldığını” gösteren denetime elverişli herhangi bir tutanak bulunmadığı gibi araç sürücüsü ——–imzaladığı tutanakta da benzer türde bir açıklamaya (ya da ıslanmaya bağlı hasarın taşınan yükün ambalajının kifayetsiz olmasından kaynaklandığına dair bir beyana) yer verilmediği; davalının emtianın özelliğine uygun olmayan araçla yaptığı taşımadan doğan zarardan ötürü TTK’nın 878.maddesinden yararlanma olanağının bulunmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
-Davalının ——–sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin aynen devamına,
2-Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 10.364,60-TL harcın, davacı tarafından yatırılan 2.591,17-TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 758,65-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 7.014,78‬-TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 3.349,82‬-TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 3.650,7‬0-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 23.759,47-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı tarafın yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/03/2023