Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/125 ESAS
KARAR NO : 2023/286
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2019
KARAR TARİHİ : 21/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/01/2018 tarihli“Alt İşveren Sözleşmesi (Tanzimat Sözleşmesi)” kapsamında işverenin taahhüdü altındaki işyeri içerisinde,—— Nolu Parseldeki bir adet 12 Katlı bina inşaatında dış cephe —–ürünleri kaplanması imalat ve montaj işlerinin yapılması ile arka cephe mantolama işlerinin yapılması işi hususunda, 18/09/2017 tarihli “Alt İşveren Sözleşmesi —-Sözleşmesi)” kapsamında işverenin taahhüdü altındaki işyeri içerisinde,——Nolu Parseldeki bir adet 12 katlı bina inşaatında dış cephe —–ürünleri kaplanması imalat ve montaj işlerinin yapılması işi hususunda ve taraflar arasında akdedilen üçüncü iş olan 05/12/2016 tarihli “Alt İşveren Sözleşmesi —–)” kapsamında işverenin taahhüdü altındaki işyeri içerisinde,—– Nolu Parseldeki bir adet 11 Katlı bina inşaatında dış cephe —–ürünleri kaplanması imalat ve montaj işlerinin yapılması işi hususunda anlaştıklarını, yapılan bu yazılı anlaşmalar kapsamında müvekkilinin davalıya ek işler de yaptığını, yüklendiği edimlerin tümünü yerine getirdiğini, mükellefiyetlerine uyarak işi eksiksiz tamamladığını ve davalı yana teslim ettiğini, 02/01/2018 tarihli Tanzimat Sözleşmesine ile taraflar arasında kararlaştırılan iş bedeli 770.000.-TL + KDV olduğunu, Müvekkili şirketin; sözleşmeye ve ek işlere istinaden davalı yana toplamda KDV Dâhil 999.420.-TL bedelli iş yaptığını,18/09/2017 tarihli —— Sözleşmesi ile kararlaştırılan iş bedelinin 600.000.-TL + KDV olduğunu, Müvekkili şirketin sözleşmeye ve ek işlere istinaden davalı yana yaptığı toplam iş bedelinin KDV Dâhil 725.700.-TL olduğunu, 05/12/2016 tarihli —– Sözleşmesi ile kararlaştırılan iş bedelinin 470.000.-TL + KDV olduğunu, Müvekkili şirketin sözleşmeye ve ek işlere istinaden davalı yana yaptığı iş bedelinin KDV Dâhil 770.940.-TL olduğunu, Yukarıda belirtilen asıl ve ilave işlere karşılık davalı yanın bir kısım ödemelerde bulunduğunu, borcun tamamının ödenmediğini, müvekkil hesaplarına göre 600.000,00-TL+ KDV alacağının kaldığını, Ancak alacağın tam meblağı mahallinde yapılacak keşif incelemesiyle ve taraf ticari defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacağını, Bu nedenle alacak rakamı belirsiz olduğundan, yargılama gerektirdiğinden davanın şimdilik 50.000,00-TL + KDV istemli açıldığını, Müvekkili şirketin, davalı yan tarafından ödenmeyen eksik bedeller hakkında davalı yan ile mutabakat sağlamak adına—– Noterliğinin 05/12/2018 tarihli —— yevmiye nolu ihtarnamesini tebliğ edildiğini, sonuç alamadıklarını, tüm bu nedenler doğrultusunda, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000,00-TL + KDV ‘si 9.000,00-TL olmak üzere toplam 59.000,00-TL alacağın 11/12/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilinİ, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Belirsiz alacak davasının, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin davacıdan
beklenemeyeceğini veya bunun imkânsız olduğu hâllerde (HMK 107) açılabileceğini, Alacağın miktarının belirlenebilir olması durumunda hukuki yarar yokluğu söz konusu olacağını, belirsiz alacak davası açılamayacağını, 05.12.2016 tarihli sözleşmenin bedelinin 470.000.-TL, iki ek protokol için 22.500.-TL ve 83.500.-TL, 18.09.2017 tarihli sözleşmenin bedeli 600.000.-TL, 02.01.2018 tarihli sözleşmenin bedelinin 770.000.-TL olduğunu, Sözleşme bedellerinin 100.000 TL’lik kısmı her bir sözleşme için, imza tarihinde teminat olarak, geri kalan kısımları ise aylık hak edişler olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, Ancak bu ödemelerin gerçekleştirme kanalı konusunda serbestliğin hakim olduğunu, müvekkilinin, ödemelerin belli miktarını banka kanalı ile gerçekleştirdiğini, belirli miktarını ise gayriresmi olarak elden tediye makbuzu karşılığında gerçekleştirdiğini, davacı şirket tarafından kaşeli ve imzalı olan tediye makbuzlarının ve incelenecek banka kanalıyla yapılan ödeme kayıtlarının, esasında müvekkil şirketin davacıya borçlu olduğunun aksine alacaklı olduğunu ortaya koyacağını,—–adı verilen 02.01.2018 tarihli sözleşme ile gerçekleştirilen iş için müvekkil şirket tarafından 472.000.-TL resmi, 375.000.-TL makbuz kesilerek ödeme yapıldığını, 770.000.-TL+KDV olan iş, tamamlandığında ek işlerle birlikte toplam 908.000.-TL’ye (KDV dahil) mal olduğunu, —-adı verilen 18.09.2017 tarihli sözleşme ile gerçekleştirilen iş için müvekkili şirket tarafından 637.000.-TL resmi, 80.000.-TL makbuz kesilerek ödeme yapıldığını, 600.000.-TL+KDV olan işin, tamamlandığında ek işlerle birlikte toplam 708.000.-TL’ye (KDV dahil) mal olduğunu, —— adı verilen 05.12.2016 tarihli sözleşme ile gerçekleştirilen iş için müvekkil şirket tarafından 692.000.-TL resmi, 50.000.-TL makbuz kesilerek ödeme yapıldığını, Ek protokoller ile birlikte 576.000.-TL+KDV olan iş, tamamlandığında ise ayrı ayrı 554.600, 26.550 ve 98.530 TL olmak üzere toplam 679.680-TL’ye (KDV dahil) mal olduğunu, Tüm bedeller toplanınca; müvekkili tarafından davacı —— 2.306.000.-TL ödeme yapıldığı belgeler ve ticari defter kayıtları ile sabit olduğunu, davacı alt-işverenin yaptığı işin toplam bedelinin ise 2.295.680.-TL değerinde olduğunu, bu nedenle müvekkilinin davacıdan 10.320.-TL alacaklı olduğunu, davacının 600.000.-TL civarlarında ifadesi ile belirsiz olarak bahsettiği miktarın hukuki dayanağının bulunmadığını, davanın hukuki yarar yokluğu ve belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından usulden reddini, yapılan ödemelere ilişkin sunulan makbuzlar, tespit raporları ve kayıtlar göz önüne alınarak haksız ve mesnetsiz iddiaların esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan, işin bedelinin ödenmediği iddiasına dayalı alacak davasıdır.
Davacı; davalı ile aralarında 3 tane sözleşme yapıldığını, bunların, 05/12/2016 tarihli—- işi alt işveren sözleşmesi, 18/09/2017 tarihli —– işi alt işveren sözleşmesi ve 02/01/2018 tarihli Tanzimat işi alt işveren sözleşmesi olduğunu, sözleşmelerin gereği olarak edimlerini yerine getirdiklerini, davalının kısmi ödemede bulunduğunu beyan ederek, ödenmemiş iş bedelinin ödenmesini talep etmiş; davalı ise; 05/02/2016 tarihli sözleşme bedelinin 470.000,00 TL ve ek iki protokol için 22.500,00 TL ve 83.500,00 TL; 18/09/2017 tarihli sözleşme bedelinin 600.000,00 TL; 02/01/2018 tarihli sözleşme bedelinin 770.000,00 TL olduğunu, her bir sözleşme için imza tarihinde 100.000,00 TL’lik kısımların teminat olarak, kalan bedelin aylık hak edişler halinde ödeneceğini, bu ödemelerin bir kısmının elden, bir kısmının elden ödenip tediye makbuzu almak şeklinde yapıldığını, 02/01/2018 tarihli 3.işin 15/04/2018’de tamamlanması gerekirken halen 06/08/2018 tarihi itibariyle tamamlanmadığını, eksik işler için —–.ATM’nin ——değişik iş sayılı dosyası le tespit yaptırdıklarını, eksik ve ayıplı işler nedeniyle iş teslimini kabul etmediklerini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesiyle 6102 sayılı T.T.K. nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, davalı tanıkları dinlenmiş, davacı vekilinin tanık dinletme talebinden vazgeçmesi nedeniyle tanıkları dinlenmemiş, dosyanın bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş ve dava sonuçlandırılmıştır.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; sözleşmelere konu inşaatlarda sözleşmede belirlenen ve davacının yükümlülüğünde bulunan işlerin hatasız ve eksiksiz olarak davacı şirket tarafından yapılıp yapılmadığı, davacı tarafça sözleşmede kararlaştırılan ücrete hak kazanılıp kazanılmadığı, davacı iddiası doğrultusunda sözleşme dışı ek işlerin yapımı konusunda anlaşma sağlanıp sağlanmadığı, bu işlerin de hatasız ve eksiksiz olarak yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa ek işler neticesinde davacı tarafça yapılan iş bedelinin ne olduğu, davalının savunması doğrultusunda 02/01/2018 tarihli sözleşmeye istinaden davacı tarafça sözleşmeye konu işlerin ayıplı olarak yapılıp yapılmadığı, işin zamanında teslim edilip edilmediği, anılan sözleşme yönünden geçici kabulün yapılıp yapılmadığı, davalı tarafın davacıya ayıplar yönünden süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, netice itibariyle tarafların işin eksiksiz ve hatasız olarak tamamlanması sorumluluğuna ve bedel ödeme yükümlülüğünün ne olduğu, davacı tarafın işi eksiksiz ve hatasız olarak tamamladığı buna karşın davalı tarafça bedelin tamamen ödenmediği iddiası ile eksik kalan bedel için açılan alacak davasında davalı tarafın kısmen yada tamamen bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Tanık——beyanında; “Ben davalı şirkette 2017/2018 tarihlerinde çalışan idim. Şantiye şefi olarak çalışıyordum, öncelikle binanın dış cephesi daha geniş bir proje olarak kararlaştırılmasına rağmen daha dar kapsamlı olarak davacı tarafından yapıldı, hatta yapılan kısıma yönelikte cepheden bir kısım malzemeler düştü biz eksik kalan işleri başka bir firmaya tamamlattık buna ilişkin kayıtlarda mevcut, tahmini işin %75-80 i davacı tarafından yapılmıştı ama geri kalan kısım yapılmadı, eksik ve ayıplı işlere yönelik ben kendi mailimden davacı firmaya sürekli mail attım ama bir dönüş sağlanmadı aslında sürekli çalışmış olduğumuz bir firma olmasına rağmen bu son yapılan iş de çok fazla sorun yaşadık, tanıklık ücreti talebim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.Tanık—– beyanında; “Ben dava konusu işin yapıldığı dönem ve halen davalı şirkette genel müdür yardımcısı olarak çalışıyorum, şuanda davacı tarafın yapmamış olduğu eksik imalatları başka firmalara tamamlattırdık, ödemeleri yaptık, hatta geçtiğimiz günlerde davacı firmanın yapmış olduğu imalatlara yönelik cepheden bir kısım malzemeler düştü bu hususu ben bizzat tutanak altına aldım, biz eksikliklere yönelik dosyaya sunmuş olduğumuz bilirkişi raporunu aldık ancak davacı taraf tamamlamadı, üç inşaattada eksiklik ve ayıplar mevcuttur hatta bir binanın ön kısmında ki panelin kanaatimce tamamen sökülüp yeniden yapılması gerekmektedir tanıklık ücreti talebim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.08/11/2022 tarihli —–. Celsede davacı vekilinin ve davalı vekilinin hazır oldukları, uyuşmazlığın çözümünün teknik bilgiyi gerektirmesi nedeniyle dosyanın Mali Müşavir, İnşaat Mühendisi ve Ticaret Hukukunda nitelikli hesap bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdiine karar verildiği, bilirkişi ücret ihtarının usulüne uygun yapıldığı, ücretin yatırılmadığı, celse arasında yeni bir inceleme günü talep edilmediği ve celse kaybına sebep olunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin yeniden inceleme günü verilmesi talebi reddedilmiş, iddialarını ispatlamak için hiçbir somut delil sunmadığı, tanık talebinden vazgeçtiği, bilirkişi ücretini yatırmadığı anlaşılmakla, sübut bulmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90-TL karar harcının HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.007,58-TL harcın, alınması gereken 179,90-TL harçtan mahsubu ile artan 827,68-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 209,35-TL yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 9.440,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.