Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/786 E. 2022/389 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/786 Esas
KARAR NO : 2022/389

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2021
KARAR TARİHİ : 10/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; Karşı yan aleyhinde —–. Sayılı dosyası ile 08/09/2021 başlangıç tarihli satış faturası kaynaklı alacağa binaen ilamsız icra takibi başlatılmış olup karşı yanın 20/09/2021 tarihli dilekçe ile borca ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine icra takibi durdurulduğunu, bunun üzerine dava şartı olması sebebiyle — kanun yoluna başvuru yapılmışsa da ekte sunulan arabuluculuk tutanaklarından anlaşılacağı üzere süreç anlaşamama şeklinde tamamlandığını, borçlu tarafın borca itirazı yerinde olmamakla birlikte takibin durdurulması neticesinde davacının mağduriyeti doğmuş olup itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini, davacı şirket ile davalı borçlu şirket arasında —– bedelli satış faturasından kaynaklı ticari alacak söz konusu olduğunu,. İşbu ticari alacağa ilişkin davalı şirket ekte sunulan ——–bedelli kıymetli evrakı davacı şirkete verdiğini, ancak davacı şirket tarafından ——– davalı şirketin—— verilen konkordato tedbiri gereği işlem yapılmadığını, dolayısıyla davacı şirket alacağını tahsil edemediğini, davalı borçlu şirket ile süreç içerisinde yapılan görüşmelerde itirazın iptaline konu alacağa ilişkin birçok kez ödeme taahhüdü verilmesine karşın hiçbir ödeme gerçekleştirilmediğini,— davalı tarafından atılan —– aylarında dört eşit tutarda yapılacağı şeklinde verilen taahhüt de yerine getirilmediğini, dolayısıyla karşı yan tarafından yapılan 20/09/2021 tarihli borca itiraz tamamen haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olması nedeniyle itirazın iptali gerekmekte olduğunu, davalı/ borçlu, davacı şirket ile gerçekleştirdiği ticari ilişki uyarınca satın aldığı ürünlerin bedelini ödemeyerek davacı şirket üzerinden haksız kazanç elde ettiğini, bu nedenle davacının alacak hakkı geciktirilmiş, davacının ekonomik olarak yıpratılmasına neden olunduğunu, sonuçta oluşan durum karşısında davacının mağduriyetini ortadan kaldırmak —— ilamsız icra takibi başlatılmış, davalı haksız ve kötü niyetli olarak bu takibe itiraz ettiğini, icra takip dosyası ile talep edilen haklı bir alacağın davalı/borçlu tarafından yapılan kötü niyetli ve haksız itiraz sonucu sekteye uğraması müvekkil nezdinde hak kaybı yaşanmasına sebebiyet vermekte olduğunu iş bu sebeple, haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ve durmuş olan takibin devamını sağlamak ve alacağımızın da likit olması nedeniyle borçlunun %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemek amacıyla iik. md. 67 uyarınca iş bu davanın açılması zorunluluğu tarafımıza hâsıl olduğunu, borçlunun icra takibine karşı yaptığı borca itirazın iptaline ve takibin devamına, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye ve haksız olarak itiraz ettiği takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, taraflar arasındaki ticari faaliyete istinaden davalı şirket ve davacı şirket arasında ——– bedelli satış faturadan kaynaklı ticari alacak bulunduğunu, işbu ticari alacağa ilişkin davalı ——-evrakın davalı şirket hakkında verilen konkordato kararı nedeniyle tahsil edilemediğini belirtildiğini, davalı hakkında —— Sayılı dosyasında haksız olarak icra takibine başlanılmış olup; ödeme emrine itiraz edildiğini, davacı şirketin davacı firmaya ödenmesi gereken bedelli ödediğini, davacı şirketin konkordato sürecinde olduğunu, dolayısıyla hem —–dosyası üzerinden verilen konkordatoya ilişkin karar nedeniyle davalı —- sürecinde olduğundan hemde davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığından işbu huzurdaki haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini, aksi konkordato ile sağlanması amaçlanan durumla kesinlikle bağdaşmadığını, dolayısıyla hem —– —. Sayılı dosyası üzerinden verilen —-ilişkin karar nedeniyle müvekkil ——– sürecinde olduğundan hemde davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığından işbu huzurdaki haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddinin gerektiğini, aksi —— ile sağlanması amaçlanan durumla kesinlikle bağdaşmadığını, öncelikle davalı hakkında açılmış olan işbu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu iddia edilen davanın reddini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı yönünden takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle,—-esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, taraflara duruşma gün ve saatini bildirir ön inceleme davetiyesinin tebliğ edildiği, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu,——— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının …—– cari hesap ve fatura alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlu şirkete —— tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 20/09/2021 tarihli borca yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, davanın —üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı hakkında —dosyasında 08/11/2019 tarihinde 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, 07/02/2020 tarihli celsede geçici mühlet kararının 2 ay daha uzatıldığı,— tarihli celsede de 02/07/2020 tarihinden itibaren 1 yıllık kesin mühlet kararı verildiği, 02/07/2021 tarihli ara karar ile bu sürenin 3 ay daha uzatılmasına karar verildiği yanlar arasında çekişmesizdir.
Uyuşmazlık, davalı hakkında verilen —-geçici ve kesin mühlet kararlarının takibe etkisi ile davalı hakkında takip yapılmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmıştır.
Konkordatoya ilişkin hükümler İİK’nun 285. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, Geçici mühletin sonuçları, ilanı ve bildirimi başlıklı İİK’nun 288. maddesine göre; (Değişik madde: 28.02.2018-7101 S.K./16. Md); “Geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur.”
Kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları başlıklı İİK’nun 294. maddesine göre (Değişik madde: 28.02.2018-7101 S.K./22. md); “Mühlet içinde borçlu aleyhine 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez” hükmü getirilmiştir.
Somut davada, borçlu şirket aleyhine başlatılan takip tarihinin 29/07/2021 olduğu, —— davalı şirket hakkında —- tarihinde 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, 07/02/2020 tarihli celsede geçici mühlet kararının 2 ay daha uzatıldığı, 29/06/2020 tarihli celsede de 02/07/2020 tarihinden itibaren 1 yıllık kesin mühlet kararı verildiği, 02/07/2021 tarihli ara karar ile bu sürenin 3 ay daha uzatılmasına karar verildiği bu haliyle takip tarihinin mahkeme mühlet kararından daha sonra olduğu, takibin konkordato kesin mühlet süresi içinde başlatıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda İİK 288. maddesi hükümleri uyarınca verilen geçici mühlet kararı sebebiyle uygulanması gereken İİK’nun 294. maddesine göre borçlu hakkında takip başlatılamayacağı ve alacaklı tarafından başlatılan takip alacağının İİK’nun 206. maddesinde belirtilen nitelikte alacaklardan da olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından konkordato mühlet süresi içerisinde takip başlatılması sebebiyle usulüne uygun bir takip bulunmadığı, her ne kadar ——-dosyasında —– talebinin reddine karar verilmiş ise de icra takibine başlandığı tarihteki şartlara göre değerlendirme yapılması esas olup buna göre de az önce açıklandığı üzere usulüne uygun bir takibin bulunmadığı anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.——
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İİK 294. maddesine göre mühlet içinde hiç bir takip işlemi yapılamayacağından HMK 114/2, 115/2 maddeleri gereğince davanın özel dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40-TL nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 3.671,92 TL peşin harcın davacıya iadesi ile yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 34,5-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesin
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde ————. 7/1 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.