Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/770 E. 2023/349 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/770 ESAS
KARAR NO:2023/349
DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/02/2021
KARAR TARİHİ:07/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —–veren şirketin, —- yer alan şubesinde kurye olarak çalıştığını, müvekkilinin —- civarında kurye olarak hizmet verdiği ——–seyir halinde iken kavşaktan dönüşü sırasında anayoldan hızla gelen davalı sürücü — kullanmakta olduğu ———-marka araçın çarpışması sonucunda geçirmiş olduğu trafik kazası neticesinde ağır şekilde yaralandığını, polis ekiplerince trafik kazasının gerçekleştiği yerde yapılan incelemede davalı sürücünün, kavşaktan dönmekte olan müvekkilinin geçişi sırasında yavaşlamadığı ve kendisine geçiş hakkı tanımaması sebebiyle söz konusu kazanın meydana geldiği ve kazanın oluşunda tamamen kusurlu olduğunu tutanak altına alındığını, müvekkilinin geçirdiği kaza sonucunda araç sahibinin, sürücü kazaya karışan aracı zorunlu trafik sigortası ile sigortalayan sigorta şirketinin müvekkilinin kaza sonrası uğramış bulunduğu tüm zararlarını da karşılamakla yükümlü olduğunu, müvekkilinin ameliyat sonrasında belli süre çalışamaması nedeniyle maaşını işyerinden tam olarak alamadığını, kendisine ——- tarafından geçiçi işgörmezlik ödeneği ödendiğini, geçiçi işgöremezlik ödeneği almış olması nedeniyle ücret kaybına uğradığını, müvekkilinin maluliyetine neden olabilecek maddi zararlarının karşılanmadığını belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin kaza nedeniyle maaş kaybı alacağı olarak şimdilik 250.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ( davalı sigorta şirketinden poliçe limitleri dahilinde ) alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini, müvekkilde kaza nedeniyle meydana gelen iş gücü kaybı (malüliyet) için 20.000.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (davalı sigorta şirketinden poliçe limitleri dahilinde) alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini, tedavi giderleri olarak şimdilik 350.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ( davalı sigorta şirketinden poliçe limitleri dahilinde) alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini, müvekkilinin kaza nedeniyle çekmiş bulunduğu acı elem nedeniyle 50.000-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (davalı sigorta şirketi hariç ) alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 27/03/2023 tarihli beyan dilekçesi ile davalı ile sulh olduklarını, dava konusu taleplerden vazgeçtiklerini beyan etmiştir.

SAVUNMA: Davalı —–vekili cevap dilekçesinde özetle; —–plakalı kazaya karışan aracın müvekkili şirkete —- tarihleri arasında geçerli olmak üzere ———sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sorumluluklarının 410.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davanın dava şartı nedeniyle reddi gerektiğini, söz konusu raporun her ne kadar erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik göre düzenlenmiş olduğu belirtilmiş ise de, rapor yönetmelikte düzenlenen———— aykırı düzenlemiştir. bu nedenle söz konusu raporun kabul edilmediğini, müvekkili şirkete iletilen belgelerin eksiik olması sebebiyle tazminat hesaplaması yapılabilmesi mümkün olamadığını, bu suretle yapılan başvurunun, geçerli bir başvuru niteliğinde olmadığının sabit olduğunu, meydana gelen kazada davacının ——— firmada kurye olduğunu ve bu esnada kazaya uğradığını ifade tutanağında belirtildiğini, gerçekleşen bu kazanın “trafik iş kazası” niteliğinde olduğunu, müvekkili şirketin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından huzurdaki başvurunun bu nedenle de esastan reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —— tarihli beyan dilekçesi ile Davacı tarafça feragat sunulması halinde ——- adına herhangi bir yargılama ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, davanın —— yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı—- ve davalı—–tarihinde tebliğ edilmiş, ancak bu davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Davacı, 23/11/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu müvekkilinin yaralanması sebebiyle maddi ve manevi tazminat alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, sigorta poliçesi, hasar dosyası celp edilmiş, ——- davacının gelir durumu ve ödeme bilgisi celp edilmiş, davacının tedavi gördüğü hastanelerden tedavi kayıtları celp edilmiş, ——- dava konusu araçların trafik tescil kayıtları celp edilmiş, sulh nedeniyle dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı vekili tarafından sunulan 27/03/2023 tarihli dilekçesi ile zararının giderildiğini, davanın konusuz kaldığını, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığını talep ettiği görülmüştür.
———sayılı ilamında; “…Kural olarak yargılama giderleri davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir.(HMK m. 326/1) Ancak, feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir. (HMK 312/1)
Mahkemece konusuz kalan davada yargılama gideri ve vekalet ücretine davanın açıldığı tarihteki davacı ve davalının haklılık durumları gözetilerek karar verilmesi gerekir.
Somut olayda; eski yönetici ———- yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamakta, kiralananın ise yargılama devam ederken boşaltıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, taşınmazı eski yönetici ile yapılan kira sözleşmesine dayanarak kullanan davalı hakkında elatmanın önlenmesi isteminde bulunamayacağından davaya devam edilmesi halinde açılan davanın ret edilmesinin gerektiği, davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği, dolayısıyla vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı hususu dikkate alınmaksızın…” şeklinde belirtilmiştir.
Dava açıldıktan sonra davalı sigorta şirketi tarafından tazminat ödemesi yapılması sebebiyle davanın konusuz kaldığı açıktır. Davacı vekili tarafından sunulan 27/03/2023 tarihli beyan dilekçesinde tarafların sulh oldukları anlaşılmış, davacı vekilinin tüm talep sonuçlarıyla ilgili sulh olduklarına dair beyanı ve vekaletnamesindeki sulh yetkisi doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın SULH NEDENİYLE KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90-TL harcın HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.205,68-TL peşin harcın, alınması gereken 179,90-TL harçtan mahsubu ile artan 1.025,78‬-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 394,45-TL yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı vekilinin ve davalı —- vekilinin vekalet ücreti talebi olmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluklarında verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/04/2023