Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/77 E. 2022/216 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/77 Esas
KARAR NO : 2022/216

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/07/2019
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;——- tarafından kurulum yapılmak üzere karşı taraf —— satın alındığı, satın alınan—- diğer müvekkili —- adına kayıtlı ——-arasındaki anlaşma uyarınca —– — çalışanları tarafından yapıldığı, ancak — kurulumu sırasında pis su giderinin açık bırakıldığı, akabinde ise bu hatalı kurulum işlemi neticesinde pis su giderinden gelen suların dışarı atılmadığından zamanla taşınmazın çeşitli yerlerinde bu pis suların biriktiği, biriken bu suların binanın çeşitli yerlerinde çürüme, rutubetlenme ve bu pis suyun biriktiği duvar kısımlarının artık ayakta duramayacak hale gelmesi şeklinde binanın temeline ciddi hasarlar verdiğini, zararın tespitine dair —-Değişik İş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti davası ikame edildiğini, ilgili dosyada keşif yapıldığı ve rapor alındığını bu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne delil tespiti davasında alınan bilirkişi raporunda, teslim edilen—– kombinin kurulumu sırasında pis su giderinin açık bırakılması nedeniyle binada meydana gelen müvekkillerinin maddi zararlarına karşılık olan —edeline delil tespiti davası açılış masrafı olan —- maddi tazminatın kombinin kurulumunun yapıldığı haksız fiil tarihi olan — tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi bağlanıp, davalıdan alınarak müvekkillerine ödenmesine, müvekkili —- davalını verdiği ayıplı hizmet —– sırasında pis su giderinin açık bırakılması nedeniyle binada meydana gelen —– pamuklanması ve dökülmesi nedeniyle ve de nihai olarak müvekkilinin deprem hassasiyeti nedeniyle halihazırda hasarlı olan evden taşınmaz derecesine gelmeleri ve bundan dolayı çektikleri elem ve ızdırap nedeniyle 5.000,00-TL manevi tazminatın kombinin kurulumunun yapıldığı haksız fiil tarihi olan 29.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillerine verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; delil tespitine süresinde yaptığı itiraz neticesi işbu açılan davaya da süresinde cevap verdiklerini, davanın öncelikle husumet noksanlığından — yönünden reddedilmesini, iki taraf da tacir olduğundan ve ticari işlem yapıldığından davaya bakmaya görevli ve yetkili mahkeme Ticaret mahkemelerine olduğunu, mahkemenin yetkisine de ayrıca itiraz etttikleri, bu hususların öncelikle değerlendirilmesini, davanın reddine dair karar verilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalı tarafından dava konusu —– ayıplı yapılması sebebiyle meydana gelen maddi ve manevi zararın tahsili talebine ilişkindir.
Davacılar, davalıdan 29/12/2017 tarihinde— alındığını, dava konusu —- montajının hatalı ve ayıplı olması sebebiyle montajının yapıldığı binada maddi zararların meydana geldiğini, davalının dava konusu —– montajının ayıplı olması sebebiyle oluşan maddi ve manevi zarardan sorumlu olduğunu, oluşan zararından davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın safahatı incelendiğinde;——karar sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verildiği, usulüne uygun gönderme talebine istinaden dosyanın mahkememize tevzi edilerek iş bu esasa kaydı yapılarak yargılama sonuçlandırılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—– Sayılı dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —— tarihli bilirkişi heyet raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle, “…Davacı-Davalı—- ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, davacı-davalı şirketin defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun
olduğu davacı-davalı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın
Mahkemeniz takdirinde olduğu
Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, Davaya konu uyuşmazlığın sebebi olan kombinin davalı tarafından davacıya satmış
olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin —– başladığı, davalının davacıya toplam 11.750,01.-TL fatura düzenlediği, karşılığında davacının davalıya
11.750,01.-TL ödeme yaptığı, neticesinde dava tarihi itibariyle taraflar arasında herhangi
bir borcun yada alacağın olmadığı, Davalı tarafından yapılan montaj işinin ayıplı veya gizli ayıplı olmadığı, bu nedenle davacı tarafça talep edilen maddi ve manevi tazminat tutarından (binada oluşan zararın)
davalı——sorumlu olmadığı kanaatine varılmıştır…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, tazminat davaları için de geçerlidir. Yani, tazminat davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Eldeki dava da, taraflar arasında—-yapıldığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu —- davacı tarafından ilgili adrese bizzat montajının yapılıp yapılmadığı, sonradan yetkisiz kişiler tarafından yerinden sökülerek farklı bir yere yeniden montajının yapılıp yapılmadığı, montaj işleminin ayıplı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, davacı tarafından montaj işleminin ayıplı olduğu iddia edildiğinden, dava konusu — montajının ayıplı olduğunun ve oluşan zararın montaj işlemindeki ayıptan kaynaklandığının davacı tarafından yöntemince ispat edilmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Taraf iddia ve savunmaları ile dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi ve incelenmesi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, alınan bilirkişi raporunda dava konusu montaj işleminde (edimin ifasında) herhangi bir ayıbın olmadığı beyan edilmiştir. Davacı vekili tarafından dava dosyasında yer alan bilirkişi tespit raporu ile bilirkişi heyet raporu arasında çelişki bulunduğunu ve çelişkinin giderilmesi için ek veya yeni rapor alınması talep edilmiş ise de; dosya kapsamında alınan 26.01.2022 tarihli bilirkişi heyet raporu dikkate alındığında dava konusu —- bir şekilde çalıştığı, davacı tanığı—- beyanı, alınan bilirkişi raporu, dava konusu kombiye ilişkin tarafların ticari defter ve kayıtları ile —– dikkate alındığında sabit olup, bu hususta taraflar arasında şüphe bulunmamaktadır.
Dosya kapsamındaki 30.05.2019 tarihli tespit raporunda “dava konusu —– saplama olarak bağlandığını ve gerekli sızdırmazlığın yapılmadığını, bu nedenle de —–gelen —– —yoğuşma borusunun bağlandığı ——- duvar içine sızdığı..” beyan edilmiştir. Burada açıklığa kavuşturulması gereken husus, dava konusu —– bağlanması ve tespit bilirkişi raporuna belirtildiği üzere üst—- — bağlandığı yerden — bu sürenin en az 3 yıl hiç ortaya çıkmamasının fen ve teknik kuralları ile hayatın olağan akışına uygun olup olmadığıdır.
Dosya kapsamında alınan 26.01.2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda açıkça davacı tarafça iddia edildiği şekilde — olması halinde bu hatanın birkaç ay içerisinde duvarlarda ve — belirtildiğinden davacı iddiasının — gereğince olması mümkün gözükmemektedir. Tespit bilirkişi raporunda —- tespit bilirkişi raporu içeriğine itibar edilmemiştir. Mahkememizce de dava konusu —- yanlış bağlanması sebebiyle üst katlardan gelen atık suların sızması halinde bu duurmun birkaç ay en fazla 1 yıl içerisinde—- yerlerde kendisini belli edeceği, 3 yıl sonra böyle bir zararın— — kaynaklandığı tespitinin dosya kapsamına ve hayatın olağan akışına uygun olmadığına mahkememizce kanaat getirilmiştir. Bu sebeple davacı vekilinin bilirkişi raporlarındaki çelişki olduğu yönündeki itirazların itibar edilmemiş,tir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından dava — olarak yapıldığının inandırıcı ve yeterli delillerle ispatlanamadığı anlaşılmış, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 165,43-TL harcın mahsubu ile artan 84,73-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—–. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen —-ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.