Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/766 E. 2022/696 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/766 Esas
KARAR NO:2022/696

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ:08/11/2021
KARAR TARİHİ:20/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Banka ile kredi asıl borçlusu —arasında imzalanan —-tarihli Genel Ticari Kredi Sözleşmesine binaen — nakdi kredi kullandırıldığını, borçlu — ise Genel Kredi Sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, takip—-yönünden kesinleşmiş olduğunu, borçlunun kredi koşullarına uymaması diğer bir ifadeyle borcun zamanında ödenmemesi sebebi ile borçlu dava dışı firma ve davalı kefillere —- yevmiye sayılı ihtarnamesi ile keşide edilen muacceliyet ihtarnamesi gönderilerek ilgililere tebliğ edildiğini ,ödenmeyen kredi alacağının tahsil ve tasfiyesini teminen kefiller hakkında — sayılı dosyası üzerinden tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla — nakdi alacağın ödenmesi talebiyle genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu — sayılı dosyası ile açılan icra takibine borçlu tarafından faiz oranına ve takipte belirtilen faiz oranına göre işletilen— işletilmiş faize ve faizin — oranındaki —– itiraz edilerek takibin durdurulmasını talep ettiğini,—- Esas sayılı dosya üzerinden— kararı ile davalıların kısmi itirazı kabul edildiğini,davacının hak ettiği alacaklarının ödenmesi konusunda davalıyla yapılan “Arabuluculuk Görüşmeleri” sonuçsuz kaldığı ve takibin devamını sağlamak için işbu itirazın iptali davasının açılması zorunluluğu doğduğunu, davalılar borçlu —-itirazı yasa, usul ve içtihatlara aykırı olduğunu, bu nedenle borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına ve—- az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesi için dava yoluna başvurmak zorunluluğu doğduğunu, davalı borçlu davacı bankaya olan borcunun faiz oranına itirazlarının sunulması ve takibin —–işletilmiş faize ve —- faizin —-oranındaki gider vergisine itiraz ettiğini belirterek dosyaya itiraz ettiğini ,oysa ki Genel Kredi Sözleşmelerinin faiz hükümlerini düzenleyen maddelerinde Bankanın uygulanacak faiz oranlarını günün koşullarına göre belirleme yetkisine sahip olduğunu, gerek cari faiz oranlarında gerekse gecikme ve temerrüt faiz oranlarında ortaya çıkan artışların müşteriye aynen yansıtılacağı açıkça ifade edildiğini, ayrıca müşteri ve kefil kullanılan krediye ilişkin masraf, istihbarat ücreti ve diğer ücretleri ödeyeceğini, kabul ve taahhüt ettiğini, kullandırım şekillerine ilişkin hükümleri düzenleyen maddelerde de müşteri anapara tutarı ile birlikte vade tarihinde tahakkuk edecek faiz,—- komisyon, masraf ve diğer fer’ileri ile birlikte vade/taksit tarihinde ödemeyi, bu miktarları ödemediği takdirde bankaca borcuna muacceliyet verileceğini kabul ve taahhüt ettiğini, takipte talep edilen faiz ve faiz oranı da taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine, yasa, usul ve içtihatlara uygun olduğunu, davalıların ferilerine (işlemiş faize ve faiz oranına) itirazları da haksız olduğunu, aynı şekilde kefil —-Genel Kredi Sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, mezkur tarihli Genel Ticari Kredi Sözleşmesi müşterek borçlu müteselsil kefil bankayla akdedilen kredi sözleşmelerinden dolayı borçlandığı ve borçlanacağı tutarlarla ve anapara, akdi faiz, temerrüt faizi,— kredi hesabına borç kaydedilen her türlü masraflar,— resimler, kanuni takip giderleri ve avukatlık ücretlerini de kapsayan miktarlardan sorumlu olduğunu kabul ve taahhüt ettiğini, bu nedenle davalı kefil kefalet limiti ve ayrıca kendi temerrüdünden kaynaklanan faiz ve sair fer’ileri ile birlikte tespit edilecek toplam tutardan sorumlu olduğunu, yukarıda da izah edildiği üzere borçlunun itirazlarında haksız olduğunu ve kötü niyetli olduğunu, icra takibini uzatmak maksadıyla faiz oranına ve ferilerine itiraz ettiğini, takip talebinde talep edilen alacak bankanın kredi kullandırım belgeleri ile defter ve kayıtları ile sabit olduğunu, bu nedenle davalıların —- sayılı dosyasına konu itirazlarının iptali ile takibin borçlu davalı adına takibin takip talebinde yazılı şartlarla devamına, davalı borçlular tarafından inkar edilen alacağın —-aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına çarptırılmasını, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı tarafından mahkememize cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı banka ile davalı şirket arasında düzenlenen Genel Kredi Sözleşmesi dolayısıyla doğan borçtan dolayı ödenmeyen kredi borcundan kaynaklanan alacağı için bankanın, davalı hakkında alacağın tahsili amacıyla yaptığı icra takibinde davalıların borca ve ferilerine itirazının iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş,—-raporu alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın davacı bankanın davalı şirket ile imza etmiş olduğu Genel Ticari Kredi Sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi sebebiyle davacının başlattığı icra takibinde takip konusu ettiği alacağa davalı şirket tarafınca kısmi itirazda bulunulduğu anlaşılmakla itirazın yerinde olup olmadığı, bu kapsamda itirazın kısmen iptali ve icra inkar tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarına yönelik olduğu tespit edilmiştir.İtirazın iptali istemine konu,—-sayılı takip dosyasının incelenmesinde;— tarihinde başlatılan takibin alacaklısının dosyamız davacısı, —,borçlusunun dosyamız davalısı — olmak üzere asıl alacak ve— işlemiş temerrüt faizi ve —bedeli olmak üzere toplam— tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından—- tarihli dilekçe ile borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, davanın —tarihinde —üzerinden açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce ihtilaf noktalarında rapor tanzimi için — incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bu kapsamda —banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi de verilerek rapor tanzim edilmesi istenmiş, —- tarafından —tarihli rapor düzenlenmiş, düzenlenen rapor mahkememiz denetimine uygun ve uyuşmazlığın çözümü için elverişle görülerek hükme esas alınmıştır.Toplanan tüm deliller ve alınan mahkememizce gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte —raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacı banka ile davalı asıl borçlu arasında—- tarihinde en son—- tutarında çerçeve niteliğinde— yıl süreli Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği, dava dışı borçlunun da sözleşmede —– üzerinden müteselsil kefil olarak kefalet imzasının bulunduğunu, kefalet türünün müteselsil kefalet , kefalet tarihinin —- kefil olunan tutarın— olarak düzenlendiğini, davacı bankanın — icra takip tarihi itibariyle— asıl alacak — işlemiş temerrüt faizi ve—işlemiş faiz üzerinden— olmak üzere toplam —-alacaklı olduğu, davacı bankaca ise —-asıl alacak — işlemiş faiz —-İşlemiş faiz üzerinden — olmak üzere toplam —-tutarında olmak üzere daha az alacak talep edilmiş olduğunu taleple bağlılık ilkesi gereği talebiyle bağlı olduğundan asıl alacak yönünden itirazda bulunulmadığından faiz yönünden talep gibi ; — işlemiş temerrüt faizi,— faiz üzerinden — olmak üzere —- üzerinden itirazın iptali gerektiği, davacı bankanın — icra takip tarihinden itibaren tamamen ödeninceye kadar asıl alacak üzerinden yıllık—- oranında temerrüt faizi talep edebileceği anlaşılmakla bilirkişi raporunda yapılan hesaplama gerekçeli ve denetime elverişli kabul edilerek hükme esas alınmış ve netice itibariyle açılan davanın kabulü ile davalı şirketin davaya konu—sayılı icra dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin aynen devamına, karar verilmiş, davalıların asıl alacağa itiraz etmedikleri göz önüne alınarak davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
-Davalı şirketin davaya konu—- sayılı icra dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin aynen devamına,
-Davacının icra inkar tazminat talebinin reddine,
2-Karar harcı —- davacı tarafça peşin olarak yatırılan—harcın mahsubu ile bakiye— harcın davalı taraflan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan—peşin harcın davalı taraftan alınarak alınarak davacıya verilmesine,
4-6325 sayılı yasanın 18-A/13. Bendi uyarınca — tarafından karşılanan — zorunlu arabuluculuk ücretinin davalı taraftan alınarak hazine adına gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan — başvuru harcı— tebligat ve müzekkere gideri, — bilirkişi ücreti olmak üzere toplam — yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen — vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren — haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.