Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/764 E. 2022/388 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/764 Esas
KARAR NO: 2022/388
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ: 08/11/2021
KARAR TARİHİ: 10/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin üzerine kayıtlı —- plakalı aracın işbu davaya konu kaza tarihinde davalı — tarafından kullanılmakta olup araç kaza tarihini kapsar şekilde diğer davalı — sigorta tarafında— —– sigortalandığını, — tarihinde davalı— davacı şirket nezdinde şoförlük yaptığı sırada davacının — plakalı aracıyla dava dışı sürücüsü —idaresindeki —araç ile ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, trafik kazasında ekte sunulan belgelerden de görüleceği üzere —yerleşim birimleri dışındaki —- —– duraklamak veya park etmek, —hallerde gerekli önlemleri almadan duraklamak veya park etmek” maddelerini ihlal etmesi sebebiyle ikinci derecen %20 oranında kusurlu bulunduğunu, bu kazaya ilişkin olarak kazada zarar gören kişice —– plakalı aracın sigortası olan —-aleyhine başvuru gerçekleştirilmiş ve — üzerinden görülen başvuruda — tazminat ödemesine karar verildiğini, —ödediği tazminat nedeniyle —- —- icra dosyası ile araç sürücüsü—-sigortacısı —- ve tarafımıza ödenen miktarın rücuen tazminine ilişkin olarak —-asıl alacak istemli icra takibi başlattığını, icra takibine yapılan itirazlar sonucunda —- — yoluna başvurduğunu, davacının — başvurusu üzerine—- numarası üzerinden yürütülen arabuluculuk görüşmelerinde talep edilen tazminat miktarından önemli bir derece indirim yaptırarak anlaşma yoluna gitmiş ve— tutarındaki tazminat miktarını ayrıca —– arabuluculuk ücretini ödemeyi kabul etmiş ve anlaşma tutanağı düzenlendiğini, ancak davalılar ise iş bu miktardan sorumlu olmalarına karşın yapılan hiç bir teklifi kabul etmeyip herhangi bir ödemede gerçekleştirmediğini, davacı şirket üzerine düşen tüm görevleri yerine getirmesine karşın yaşanan kazanın önüne geçilemediğini, ancak davacı buna rağmen iyi niyetli davrandığını ve herkesin yararını düşünülerek büyük ölçüde bir indirip yaptırarak talep edilen miktarın çok aşağı bedellerinde anlaşma sağlayarak ödeme gerçekleştirdiğini, kazada asıl kusuru bulunan — yukarıda ayrıntısıyla bahsedilen— kapsamında sorumluluğu bulunan —–hiçbir ödeme gerçekleştirmediğini, davacı tarafça ödenen tazminat miktarı ve arabuluculuk ücretinin ne miktarda rücu edileceği aldırılacak bilirkişi raporlarıyla tespit edilebileceğinden iş bu kazaya ilişkin sorumluluk oranlarını gösterir bilirkişi raporu aldırılması taleplerinin olduğunu, davacının kaza nedeniyle oluşan zarar ve sigortaya ödenecek miktarları —- kapsamında somluluğu nedeniyle rücu etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, tazminatın tazmini adına——numaralı arabuluculuk dosyası üzerinden dava şartı arabuluculuk görüşmeleri gerçekleştirilmiş olsa da ekte sunulan arabuluculuk tutanağından görüleceği üzere davalılarla bir anlaşma sağlanamaması sebebiyle anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, yukarıda arz ve izahı yapıldığı şekliyle ödenen tazminat miktarı ve arabuluculuk ücretinin rucü miktarları, yaşanan kaza da sorumlulukları ve kusurları oranlarının tespiti sonucu aldırılacak bilirkişi raporlarıyla tespit edilebileceğinden fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik —– ödeme gününden itibaren işletilecek faizliyle birlikte davalılardan müşetereken ve müteselsilen tahsiline yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı —vekilinin mahkememize göndermiş olduğu —- tarihli cevap dilekçesinde özetle; açılan davaya görev yönünden itirazımız bulunmakta olduğunu, davalının davacının çalışanı olduğunu, görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğunu, işbu davaya yetki yönünden itirazımız bulunmakta olduğunu, davalı gerçek kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi, yetkili mahkeme olduğunu ,bu nedenle davalının yerleşim yeri —— ili olduğundan davanın —– ilinde görülmesi gerekmekte olduğunu, açılan dava davacı tarafından ödenen tazminat miktarının rücu edilmesine ilişkin olup davacı, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla —– üzerinden davasını açmış olduğunu ,ancak rücu davasının belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün olmadığını, zira davacının ödemiş olduğu tutarın belli olduğunu, davalının davacının iş yerinde çalışmakta olduğunu, kaza günü davalının — istikametinden — istikametine giderken—mevkinde yoğun kar yağışı nedeniyle aracına zincir takmak için aracını yolun sağ tarafına park ettiğini, o esnada yolun diğer şeridinden —- plakalı araç, direksiyon hakimiyetini kaybetmiş olduğunu ve kayarak davalının aracına önden çarpığını kaza neticesinde karşı taraf araç içerisinde bulunan — kişi hafif yaralandığını, ancak yine de yaralıları hastaneye götürmek üzere olay yerine ambulans geldiğini, yaralılar, ambulans ile hastaneye götürülürken, yolda, ikinci bir kaza meydana gelmiş olduğunu, bir aracın ambulansa çartığını ve meydana gelen bu kazada araçta yer alan —İsimli şahıs hayatını kaybettiğini, buna ilişkin olarak —– taksirle ölüm neden olma suçundan davalı hakkında iddianame düzenlendiğini, şu anda ——sayılı dosyası ile yargılama devam etmekte olduğunu, davalının kusuru olduğunu kabul etmemekle birlikte, kusuru olduğu varsayılsa bile, kaza sonucu —- hafif yaralandığını, hafif yaralı olduğuna ilişkin tespitler —- dosyası içerisinde bilirkişi raporlarında yer almakta olduğunu, hafif yaralanan —–, ambulansla hastaneye götürülürken, ikinci bir kaza meydana geldiğini ve bu kaza sonucu—– İsimli şahıs hayatını kaybettiğini, ölümü meydana getiren kaza ile illiyet bağı tamamen kesildiğini, bu nedenle de davalının kusuru bulunmadığından davalıya rücu edilemeyeceğini, bu nedenlerle haksız davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
Davalı Davalı —- mahkememize göndermiş olduğu —tarihli cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlığın, davalı sigorta şirketi nezdinde — sayılı ve —vade tarihli — teminatı altına alınan —- tarihinde karışmış olduğu iddia edilen trafik kazasında sigortalısı araç sürücüsü olan —–yaralanması nedeniyle ödenen tazminatın rücuen tahsili talebinden kaynaklandığını, sigortalı aracın tehlike sorumluluğunu karşılayan ve üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler içinde teminat altına alan karayolları motorlu araçlar —– sigortası ile sigortalı olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, davacının, sigorta şirketi sigortalısı aracının sürücüsünün zararına ilişkin talepleri yeni trafik sigortası genel şartları uyarınca teminat harici olduğunu, davalı şirket aleyhine haksız olarak açılan davanın reddi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere, zorunlu mali sorumluluk genel şartları kapsamında aktüeryal tazminat hesaplama esasları açıkca belirlenmiş olup tazminat hesaplaması artık standart hale getirtildiğini, hesaplama yapılırken müteveffanın bireysel özellikleri dikkate alınması gerektiğini, davacının yaşı, destek süresi, mesleği, somut olayda destekten yoksun kalanların destek süreleri, eşin tekrar evlenme olasılığı —– hususlara dikkat edilerek ve genel şartlara uygun olarak, aktüer siciline kayıtlı bir aktüer tarafından destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerektiğini, davacılar tarafından, sigorta şirketi sigortalısı kusuru ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğu usulen ispat edilmesi gerektiğini, davacının talebinin fahiş olduğunu kusur ve davacının zararı konularında bilirkişi tetkikatı yapılması gerekmektedir. bilirkişi raporlarının tarafımıza tebliğini talep ettiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gereklidir. haksız eylem sonucu yaralanma ve ölüm sebebiyle maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince, haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zarar belirlenerek ona hükmedilmesi gerektiğini, gerçek zararın belirlenebilmesi için, olay sebebiyle elde edilen kazanımlar tazminat tutarından indirilmesi gerektiğini, davalı şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, işbu dava tarihine kadar herhangi bir ihbar bulunmamakta olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini, davanın usulden ve esastan reddini, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle Trafik sigortasından kaynaklı ödenen tazminat, arabuluculuk ücreti faiz ve ferilerinin rucuen tazmini talebine ilişkindir.
Dava basit yargılama usulüne tabi olup dilekçeler teatisi tamamlanmış, taraflara ön inceleme davetiyesinin tebliğ edilmiş, yöntemine uygun olarak ön inceleme duruşması yapılarak taraf iddia ve savunmaları kapsamında öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir.
Dosya içeriğinden davalı —, davacı — tarihinde davalı — sevk ve idaresindeki — plaka sayılı aracın yaptığı kaza neticesinde araçta maddi hasarın meydana geldiği, diğer davalı sigorta şirketinin ise davacı şirkete ait aracın — olduğu anlaşılmış olup —- göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialardan doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde İş Mahkemeleri kurulur. Bu tür davalara İş Mahkemelerince bakılır.İş Mahkemesi kurulmamış olan yerlerdeki bu davalara o yerde görevlendirilecek mahkeme tarafından, bu kanundaki esas ve usullere göre bakılır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunludur.
Görülmekte olan dava da, davacı şirketin davalı —– işvereni olduğu, meydana gelen trafik kazasının iş kazası olarak nitelendirilmesi gerektiği, davanın yöneltildiği taraf arasında işçinin olduğu, davanın işçi-işveren arasında olduğu anlaşıldığına göre, davada İş Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.——-
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Davaya konu uyşmazlığı incelemeye görevinin —- Nöbetçi İş Mahkemesi’ne ait olduğundan MAHKEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Karara karşı 2 hafta süresi içinde kanun yoluna başvurulmaz ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulur ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye talep edenin başvurup talepte bulunması halinde dosyanın görevli —– Nöbetçi İş Mahkemesi’ne gönderilmesine; süresi içerisinde talepte bulunulmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin talep edene ihtarına (ihtar edildi)
4-Kararın taraflara tebliğinin masrafının davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanmasına,
5-6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu m.331/2 uyarınca yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verileceğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davaya görevli mahkemece devam edilmezse ve talepte bulunulursa yargılama giderleri ile ilgili karar verileceği hususunun talep edene ihtarına (ihtar edildi)
7-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile ——– Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/05/2022