Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO 2022/725 Esas
KARAR NO: 2023/674
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21.09.2022
KARAR TARİHİ: 19.09.2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında —– plaka numaralı aracın satışından kaynaklı olarak —- tarihinde toplamda —– fatura düzenlendiğini, bu faturadan kaynaklı satış bedelinin tahsili amacıyla ———- esas numarası dosyasıyla açılan takibe davalı tarafından itiraz edildiğini, açıklanan nedenlerle; davalının yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalının %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı yana bırakılmasını dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin—– plakalı ————–yevmiye sayılı satış sözleşmesi ile bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, davacının noter huzurunda satış bedelini almış olduğunu ikrar ettiğini, sözleşmede de müvekkili şirketin aracın satış bedelini ödemiş olduğu belirtildiğini, tarafların imzaları noter huzurunda tasdik edilmiş olduğunu, anılan sözleşmenin kesin delil niteliğinde olduğunu, davacı taraf akdedilen sözleşmenin üzerinden 3 yıldan fazla süre geçtikten sonra davalı üzerinden haksız çıkar sağlamak saikiyle kötü niyetli olarak takip başlattığını, bu nedenle davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle; davalı şirkete yapılan tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile tebliğ tarihinin 21.02.2023 olarak kabulünü, haksız ve kötü niyetle açılmış davanın reddini, davacı tarafın dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı alacak sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, ——-numarası — üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —–davacının ve davalının sicil bilgileri celp edilmiştir.İtirazın iptali istemine konu,————sayılı takip dosyasının incelenmesinde; başlatılan takibin alacaklısının davacı, borçlusunun mahkememiz davalısı olduğu; takibin 33.000,00-TL fatura alacağının tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin davalıya 16.09.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 20.09.2021 tarihinde borca ve tüm ferilerine itiraz ettiği, davanın 21.09.2022 tarihinde 33.000,00-TL alacak üzerinden 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Öncelikle, konuyla ilgisi bakımından “ispat yükü”ne ilişkin açıklama yapılmasında yarar vardır.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 6. maddesi:“Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. ”6100 sayılı HMK’nın “İspat yükü” başlığını taşıyan 190. maddesi: “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü içermektedir.Yukarıda belirtilen maddenin birinci fıkrasında, ispat yükünün belirlenmesine ilişkin temel kural vurgulanmıştır. Buna göre, bir vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükünü taşıyacaktır. İspat yükünün belirlenebilmesi için önce ilgili maddi hukuk kuralındaki koşul vakıaların doğru bir şekilde tespit edilmiş olması ve buna uygun somut vakıaların ortaya konulmuş olması gerekir. Her bir vakıa bakımından lehine hak çıkarma çerçevesinde ispat yükü kuralları belirlenir.Ancak kanunda özel olarak ispat yükünün belirlendiği hâllerde, genel kurala göre değil, kanunda belirtilen şekilde ispat yükü belirlenecektir.İkinci fıkrada ise, karinelerin varlığı hâlinde ispat yükünün nasıl belirleneceği düzenlenmiştir. Karine belli bir olaydan, belli olmayan diğer bir olay için çıkarılan sonuçtur. Karineler ispat yükünün bir istisnasını oluşturur. Lehine karine olan taraf ispat yükünden kısmen veya tamamen kurtulur. Karine söz konusu olduğunda, karine temeli ile karine sonucunu birbirinden ayırt etmek gerekir. Karineye dayanan taraf, sadece karine sonucunu ispat yükünden kurtulmuş olur, ancak karine temelini ispat etmek yükü altındadır. Bu durumu vurgulamak için, fıkrada açık düzenleme yapılmıştır. Kesin kanuni karineler dışında, karşı taraf karinenin aksini ispat edebilir. Fıkrada, özellikle aksini ispat kavramına yer verilmiştir. Zira aksini ispat ve karşı ispat farklı kavramlardır. Karine söz konusu olduğunda, karşı ispat faaliyeti yerine karine ile kabul edilen durumun aksinin ispat edilmesi söz konusu olur. Nitekim, aynı ilkeler ——— sayılı kararında da vurgulanmıştır.Yukarıdaki açıklamalar ışığında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf her ne kadar dava dilekçesinde aracın devrinden sonra araç bedelinin hesabına aktarılacağını düşünerek noter satışı esnasında bedeli aldığına dair beyanda bulunduğunu, ancak araç bedelini almadığını beyan etmiş ise de; dosya arasında yer alan 13/03/2018 tarihli araç satış sözleşmesinde satıcı olan davacının aracın bedelini aldığını belirterek imzalandığı görülmekle, artık karine olarak araç bedelinin davalı tarafından ödendiği kabul edilecek davacının araç bedelinin davalı tarafça ödenmediğini ispat etmesi gerekecektir. Satış bedeli nazara alındığında senetle ispat sınırının üzerinde olduğundan tanık dinlenmesi mümkün olmamış davacı tarafça da başkaca bir delil ileri sürülmemiştir. Yemin deliline dayanmış olması nedeniyle aydınlatma yükümlülüğü kapsamında hatırlatılmış ancak davacı vekili yemin deliline dayanmaktan vazgeçtiklerini beyan etmişlerdir. Açıklanan nedenlerle davacı taraf iddiasını ispat edemediğinden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.Davalı taraf kötüniyetli takip tazminatı talebinde bulunmuş, davacının takipte kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından şartları oluşmayan talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli karar harcı 269,85-TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 563,56-TL harçtan mahsubu ile artan 293,71-TLharcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.560,00-TL arabuluculuk ücreti davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.. 13.10.2023