Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/720 E. 2022/166 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/720 Esas
KARAR NO : 2022/166 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2021
KARAR TARİHİ : 03/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil ile davalı taraf —— kadar aralarında ticari faaliyette bulunduklarını, 2018 yılı itibariyle davacı müvekkile ait firma ile davalı firma arasında ekte sunmuş oldukları cari hareket dökümünde gösterilen 113.975,74 TL davacı müvekkile ait firmanın borcunun bulunduğunu, müvekkil söz konusu—- keşide tarihli, —- çek nolu bir adet çek verdiğini, diğer kalan borca ilişkin müvekkil tarafından kalan borcun ödeneceğini taahhüt ederek sadece borçlu olarak kendisine ait kısmı doldurarak boş senet verildiğini,——için hastanede tedavi gördüğü sırada müvekkil tarafından verilen—- tarihinde ihtiyati haciz kararı aldırıldığını, müvekkile ———- gidildiğini, ancak haczedilen—olarak müvekkile bırakıldığını, akabinde müvekkil tarafından teminat amaçlı verilmiş olan boş senedi davalı firma tarafından, cari hesap borcuna aykırı olarak doldurularak ihtiyati haciz kararı aldırıldığını, işbu senedin davalı tarafından sonradan doldurulmuş olduğu, müvekkil ve davalıya ait yazının bariz farklılık içerdiğini dosyaya sundukları senet fotokopisinden de bariz olarak anlaşılacaığnı, davalı firmanın, müvekkil firma tarafından verilen çekin karşılığını alamaması üzerine teminat amaçlı verilmiş olan senedi cari hesap borcuna uygun —olarak doldurduğunu ve müvekkilimin imzası taklit edilmek sureti ile senet eksikliklerinin giderilip icra kanalıyla tahsilat yoluna gidildiğini, ayrıca senedin düzenleme yeri müvekkilin ikamet adresi ——-olduğunu, ancak davalı tarafça düzenleme yeri —olarak doldurulduğunu, davalı tarafın kötü niyetli olarak müvekkil aleyhine gerçeğe aykırı şekilde boş senedi doldurarak— icra takibinin yanı sıra aynı zamanda ——-esas sayılı icra takibine devam etmekte olduğunu, mükerrer tahsilat amacında olduğunu eğer ki davalı firma iyi niyetli olarak sadece—-uğraşmış olsaydı çek bedelini tahsil edememesi üzerine cari hesap tutarı olan 113.975,74 TL üzerinden teminat senedini doldurmuş olmasının gerektiğini ancak davalı firmanın hem —- takibe devam edip hem de teminat için verilen senedi 193.000,00 TL olarak doldurarak tahsilat yoluna — tarihinde ikinci kez borçlu müvekkile ait olan firmaya hacze gittiğini, Haczi tutanağında da görüleceği üzere davalı firmanın —-karşılık davacı müvekkilin kardeşi olan — iki adet senet verilmesi üzerine müvekkile —- vazgeçildiğini, —- tarafından verilen —- borcuna MAHSUBEN verilen senetlerin dosyaya sunulduğunu,—- etmemesi için iki adet senet verildiğini, davalı firmanın, haciz esnasında davacı müvekkilin kardeşi tarafından verilen senetler için —— ihtiyati haciz kararını kaldırdığını,—- takibe devam ettiğini, akabinde—- —– ait mallara haciz işlemi uygulanmış olup — çekildiğini, devam eden süreçte aynı icra takibi ile tekrardan—–ikinci hacze gidildiğini, yine yapılan hacizdeki eşyalara haczi işlemi uygulandıktan sonra —- çekildiğini, davalı taraf kötü niyetli olarak hareket etmekte olup alacağını tahsil dışında amaçlar peşinde olduğunu, aksi takdirde alacağının tahsili peşinde olsaydı yediemine —– satışı ile alacağını tahsil edebileceğini, ancak hem malları —- çekerek hem de satışını gerçekleştirmeyerek malların zıyanına sebebiyet verdiğini, davalı tarafın kötü niyetli olarak alacağını tahsil edemediği iddiası ile 15/01/2020 tarihinde müvekkil tarafından teminat için verilmiş olan boş senette var olduğunu iddia ettiği alacağına binaen tahsil işlemlerini gerçekleştiremediği gerekçesi ile müvekkilim aleyhine muvazaa iddiası ile tasarrufun iptali davası açıldığını, — yargılamada davalı firma, müvekkilime ait olan taşınmazın —- gerçekleştiğini iddia etmekte olduğunu, davacı müvekkil——— ispatlamadığını, sadece bu nedene dayanılarak davalı firma tarafından ileri sürülen—- iddiası hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilime evin bedeli ödenmiş olduğunu —– bu durumun görüldüğünü izah edildiği üzere davalı firma tarafından aynı alacağa ilişkin olarak verilen senetlerin hepsi eş zamanlı olarak takibe konu edilmiş ve muvazaa iddiası ile müvekkil aleyhine tasarrufun iptali davası açıldığını cari hesap dökümünden de görüleceği üzere taraflar arasındaki borcun belli olduğunu, davacı müvekkili tarafından ——- ödemede yapıldığını, belirtildiği üzere haciz esnasında işbu borca karşılık olmak üzere haciz tehdidi ile —-gidilmiş ve iki hacizde de —çekildiğini, bu mallarda hayli hayli ödenmediği iddia edilen borcu karşıladığını, davalı firmanın alacak iddiasının varlığına kanaat getirilmesi durumunda dahi —- müvekkil tarafından borcun fazlasıyla ödendiğini, davalı firmanın aynı borca ilişkin önce ve sonra verilen tüm senetleri takibe konu etmesi kötü niyetli hareket ettiğini gösterdiğini, işbu nedenle davalı firmanın —-iddiası ile müvekkil aleyhine açmış olduğu tasarrufun iptali davasının açıklanan nedenlerle ileride telafisi güç zararların meydana gelmemesi için işbu menfi tespit davasınının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki yetkisiz mahkemede açıldığını yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, menfi tespit davasında yetkili mahkeme İcra ve İflas Kanununun 72. Maddesinin son fıkrasında şu şekilde düzenlenmiştir: “Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.” olduğunu, davaya konu edilen icra dosyası— yine davalı olan müvekkil şirketin — olduğunu, davaya bakmaya yetkili mahkeme —mahkemeleriyken, dava — mahkemelerinde açıldığını, Mahkemenizin yetkisiz olması sebebiyle yetkisizlik kararı verilerek, dosyanın yetkili olan ——– Mahkemelerine gönderilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedine (bono) dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile arasındaki ticari ilişki sebebiyle teminat amaçlı boş senet verdiğini, davalının taraflar arasındaki cari hesaba aykırı olarak teminat olarak verilen senedi doldurduğunu, dava konusu senetteki imzanın taklit edildiğini, davalı tarafından mükerrer tahsilat amacıyla bu yola başvurulduğunu, davalıya olan borcunun ödendiğini, davalıya herhangi bir borcunun olmadığını, dava konusu senet yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, İcra dosyası uyap üzerinden celp edilmiş, —- dosya içerisine alınmış, Davalı Şirketin — internetten alınarak dosyaya eklenmiş ve dava sonuçlandırılmıştır.
Davalı tarafından süresi içerisinde yetki itirazında bulunulduğu anlaşılmıştır.
Bonoya dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK. 6. md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde (6102 Sayılı TTK’nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, ödeme yeri olarak tanzim yeri kabul edilir) (HMK. 10. md.) ve ayrıca İİK’nun 50/1. maddesi uyarınca bononun tanzim edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir. (—
İİK 72/son maddesinde; “Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.” denilmektedir.
Yetkinin kesin olmadığı ve birden fazla mahkemenin yetkili olduğu durumlarda kural olarak yetkili mahkemenin belirlenmesinde seçme hakkı davacıya aittir. Davacı tarafından yetkili mahkemede dava açılması halinde ilgili mahkeme yetkili hale gelmekte olup, davalı tarafından itiraz edilse dahi hukuken dinlenmesi söz konusu değildir. Ancak yetkinin kesin olmadığı ve birden fazla yetkili mahkemenin bulunduğu hallerde davacı tarafından yetkili mahkemede dava açılmaması halinde, seçim hakkı davalıya geçmekte olup, davalı tarafından belirtilen mahkeme yetkili hale gelmektedir. (—-
Somut olayda, dava konusu icra dairesi —, davalının yerleşim yerinin —- dava konusu alacağın temelinin oluşturan bononun düzenlenme yerinin—-olup, keşidecinin — anlaşılmakla eldeki davanın yetkisiz mahkemede açıldığı anlaşılmıştr. Başka bir deyişle, yetkili mahkemenin belirlemesinde seçimlik hak davalıya geçmiştir. Davalı tarafından —Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğu belirtilmiş, davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazının yerinde olduğu anlaşılmış, davaya konu uyuşmazlığı incelemeye yetkisinin —Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olması sebebiyle mahkemizin yetkisizliğine karar verilmiş, aşağdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya konu uyuşmazlığı incelemeye yetkisinin—Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğundan MAHKEMİZİN YETKİSİZLİĞİNE,
2- Karara karşı 2 hafta süresi içinde kanun yoluna başvurulmaz ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulur ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye talep edenin başvurup talepte bulunması halinde dosyanın yetkili— Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine; süresi içerisinde talepte bulunulmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin talep edene ihtarına (ihtar edildi)
3-Kararın taraflara tebliğinin masrafının davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanmasına,
4-6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu m.331/2 uyarınca yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verileceğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davaya görevli mahkemece devam edilmezse ve talepte bulunulursa yargılama giderleri ile ilgili karar verileceği hususunun talep edene ihtarına (ihtar edildi)
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.