Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/713 E. 2023/57 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/713 Esas
KARAR NO : 2023/57

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2021
KARAR TARİHİ : 26/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
taraflar arasında, cari hesap mutabakatı yapıldığı, takip konusu faturalar ve sözleşme konusuna dair diğer tüm faturalar, hakedişlere uygun şekilde düzenlendiği, davalı tarafa tebliğ edildiği ve her iki tarafın ticari defterine işlendiği, ayrıca ekte, takip konusu faturalara dair davalı tarafla
yapılan ——-yer aldığı, takibe dayanak sözleşmede, davacı alacaklı alt yüklenici, davalı borçlu yüklenici olup, ————————- yapıldığı, takibe dayanak ve davalının eksik ödeme yaptığı faturaların icra dosyasında da yer aldığı üzere,—– dayalı kesilen——–faturalar olduğu, yapılan cari hesap mutabakatından sonra, davalı tarafça sadece 10.000 TL daha ödeme yapıldığı, böylece işbu faturalar
toplamından kalan, bakiye alacak olan 47.083, 28 TL asıl alacak kalemi olarak takip talebinde belirtildiği, davalı borçluya, takipten önce, —–hesabımızdan bakiye kalan ——— borcunuzu bugüne kadar ödememiş bulunmaktasınız” şeklinde başlayan ve ekte yer alan ihtarname, müvekkil davacı alacaklı tarafından
gönderildiği ve tebliğ edildiği, böylece işbu ihtarname tarihinde borçlu davalı —- hale geldiği, davalı taraf, işbu ihtarnameye hiçbir cevap vermediği, borcun ödenmemesi üzerine, asıl alacak olan —- ve TTK md. 1530/7 uyarınca işlemiş ticari temerrüt faizi ile aynı madde yer alan asgari giderim tutarı da eklenerek takip çıkışı miktar talep edildiği, icra takip zarfında görüleceği üzere tüm dayanak belgeler davalıya eksiksiz tebliğ edildiği, İlk keşif bedeli, —————- sözleşmede,
—- olarak yazılmış olup, yapılacak işler, —- inşaatında olduğu için, yüklenici davalının talep ettiği —– ve bunun için davacı ile davalı arasında ek süre tanzim edilmiştir. Davacı tarafından, hiçbir gecikme ve ayıp olmaksızın iş teslim edildiği, tarafların daha önceki beraber yapmış oldukları işler ve aralarındaki güven ilişkisi nedeniyle, işbu sözleşmeye sıkı sıkıya bağlı kalınmadığı, fakat, sözleşmede de belirtildiği üzere, davacı alacaklıya sözleşme kapsamında ödenecek kalemler, malzeme, işçilik, masraflar, —- müteahhitlik kârı olarak, taraflarca kararlaştırıldığı, sözleşme konusu iş,—— tamamlanmış olup, aynı tarihte eksiksiz ve ayıpsız olarak yüklenici davalıya teslim edildiği, geçici kabul 15.04.2017 tarihinde yapıldığı, davacı iş süresince tüm harcamaları, davalı tarafa bildirmiştir. Davacı iş bittikten sonra, davalı taraf temsilcilerinin müsait olamaması nedeniyle, kendileri ile ancak —-ayında toplantı yaparak, davalı tarafa, kendisine ödenen tutarların,—- — kârı, genel yönetim giderlerini karşılamadığını, eksik ödeme yapıldığını beyan ederek, —- kalan hakediş tutarı olduğunu, ekte yer alan —– sunarak talep etmiş, davalı borçlu ise, —–sadece bir miktarını ödeyeceğini belirterek, yani davacıyı bir nevi zarara çalıştırarak, kabul ettiği miktara dair hakedişler düzenlenmiş ve bu hakedişlere uygun olarak davacı tarafından faturalar kesildiği, bu faturalar da davalı tarafından kabul edilmiş ve defterlerine işlendiği, bunu da davalı taraf, davacı tarafça tüm işler 31.10.2016 tarihinde tamamlanmış olmasına rağmen, bazı kanuni—–altında düzenlenmesi gerektiğini belirtildiği, davalı tarafından, ilave iş 1 olarak gösterilen hakediş ve faturanın tamamı ödendiği, fakat —- iş olarak belirtilen hakediş ve faturanın sadece bir kısmı ödenmediği, yine davacı taraf, kendi işleri bittikten sonra, kendi işleri için kullandığı——davalı tarafça kullanılmaya devam edildiği, yani bir nevi kiraladığı için, davalının kullandığı süre zarfınca —- ödediği bedeli, davalı firmaya fatura keserek talep edildiği, işbu fatura da davalı tarafından kabul edildiği ve defterine işlendiği, herhangi bir faturaya da itiraz edilmediği, davalı borçlu tarafça, kendi muhasebe programına dayalı çıkarıldığı belli olan, ekte yer alan,— cari hesap mutabakat mektubundan anlaşılacağı üzere, kesilen tüm faturaları, davalı taraf kabul
ettiği ve defterlerine işlediği, davalı ikrar ettiği bu —- borcundan, —– yaptığı, bu da davacı tarafından ticari defterlerine işlendiği, takibe dayanak faturalar ve faturalardan kalan bakiye alacak olan —-, cari hesap mutabakatında yer alan alacak olduğu, ayrıca takip dayanağı faturalara dair —– mutabakatları da karşılıklı olarak yapıldığı, davalı taraf, tüm sözlü ve —- taleplere rağmen ödemeyi yapmayınca, müvekkil davacı, davalıya yukarıda belirtilen ve ekte yer alan ihtarname çekildiği, icra takibi yapılmadan önce davalı taraf vekili ile konuşulduğu, fakat davalı borcunu ödemeyeceği belirtildiği, o tarihte, yapılan sorgulamada da, davalının -tüm taşınmazlarında haciz ve banka lehine ipotekler olduğunu, yani bir nevi ödemelerini fiilen tatil ettiği görüldüğü, yukarıda açıklandığı üzere davanın kabulüne, davalı borçlu tarafından haksız şekilde itiraz edilerek durdurulan takibin devamına davalının haksız itirazının iptaline, asıl alacak——–temerrüt tarihi olan —– tarihinden itibaren TTK md.1530/7mal ve hizmet tedarikinde geç ödemelerde uygulanacak temerrüt faizinin uygulanmasına, alacak likit olduğundan en az %20 olmak üzere takdir edilirse %30 icra inkâr tazminatına tüm harç, vekâlet ücreti dahil yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, davalı ile yapılmış olan eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağı kaldığı iddiasıyla davalı aleyhine icra takibi başlatmış olduğu, haksız olarak açılan bu takibe karşı süresi içerisinde davalı tarafça itiraz edildiği, davacı davalı ile cari hesap mutabakatı yapıldığını ve faturaların davalıya tebliğ edildiğini iddia etmişse de böyle bir mutabakatın yapılmamış olduğu, söz konusu faturalarında davalıya tebliğ edilmediği, bu
faturalara ilişkin davalının ticari defterlerinde herhangi bir kayıt bulunmadığı, ———-olan davacı firma, sözleşme kapsamındaki işlerini gereği gibi ifa etmediği, kullanılan malzemeler belirlenen kalitenin altında olduğu, sözleşme konusu ayıplı olarak davalıya teslim edildiği, bununla birlikte teslim sözleşmede kararlaştırılandan çok
daha geç yapıldığı, tüm uyarılara rağmen ayıpları gidermeyen davacının gereği gibi ifa yapmaması üzerine davalı bunları tamamlamak için ekstra harcamalar yapmak zorunda kaldığı, dava dilekçesinde ilk keşif bedelinin—- ———– ile yazılmış olduğu belirtilse de bu iddialar tamamen gerçek dışı olduğu, basiretli bir tacirin böylesine büyük bedellerle yaptığı bir işte iddia ettiği gibi gerçek dışı rakamları kabul etmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu, kaldı ki basiretli bir tacirin gerçek dışı verilerle yapılmış bir sözleşmeyi onaylamaması gerektiği, bu da davacının iddiaların doğru olmadığını açıkça gösterdiği, davalı şirketin ticari defterleri ile davacının ticari defterleri karşılaştırıldığında davacının iddialarının doğru olmadığının görüleceği, yukarıda açıklanan ve mahkemenizce resen dikkate alınacak diğer sebeplerle; haksız olarak açılan davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminat ödemesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep
etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bakiye fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. vd. maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarındaki eser sözleşmesi sebebiyle ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturaları ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, ———Esas sayılı İcra Dosyası —- üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş—– davacı ve davalının —- kayıtları celp edilmiş,— —- yazılan müzekkere cevapları dosya içerisine alınıp incelenmiş, ————-heyeti raporu ve 12.12.2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi heyetinin —– raporunda özetle, “…Somut Olayda; davacı taraf —— tarihli takip talebinde 47.083,28 TL tutarındaki alacağının tahsiline ilişkin takip başlatmış, davalı tarafa ise davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının ifasını gereği gibi yerine getirmediğini iddia etmiştir. Dosya kapsamında sunulan deliller irdelendiğinde; Raporun 4.b. bölümünde her iki tarafın incelenen
ticari defter kayıtlarının birbirleriyle uyumlu olduğu, hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yere kendi defterlerine kendi borcu olarak yazmayacağı, “alım” olarak kendi aleyhine vergi dairesine beyan etmeyeceğinden işbu faturalar içeriği malların davalı şirkete teslimine ilişkin karinelerin oluştuğu, bu
kez ispat yükünün davalı şirkete geçtiği, davalının işbu mal/hizmeti almadığını veya fatura bedelinin tamamını ödediğini ispat etmesi gerektiği, dosya kapsamında somut olarak borcu ödemediğine ilişkin
herhangi bir —– almadığı görülmüştür.
İş Sözleşmesi: Dosya kapsamında davacı ile davalı arasında tanzim edilmiş bir iş sözleşmesi görülememiştir. DEĞERLENDİRME: Davacı vekili, müvekkili davacı şirketin alt yüklenici sıfatıyla, davalı üst yüklenici ile yapılan anlaşma sonucu, dava dışı ————müvekkili şirket —- yapıldığını, Yapılan bu işlerin iki aşamalı olduğu ve ilave iş (1) olarak gösterilen hak ediş ve faturanın tamamının müvekkiline ödenmiş olduğunu, buna karşın (2)’nci ilave iş olarak belirtilen hak ediş ve faturanın bir kısmının müvekkili şirket ödendiğini açıklamıştır. Davalı yüklenici şirket vekili, davaya cevap dilekçesinde—-, davacı alt yüklenici tarafından yapılan işler, sözleşme kapsamında gereği gibi yapılmadığını, kullanılan —- belirlenen kalite altında olduğunu ve ayıplı olarak yüklenici davalı şirkete teslim edildiğini, müvekkilinin bunları tamamlamak için ekstra harcamalarda bulunduğunu savunmuştur. Takdiri ve kararı mahkemenize ait olmak üzere; Davacı vekili tarafından müvekkili alacağına konu edilen ve müvekkili tarafından yapılan ———- işlerine ilişkin olarak söz konusu işyerinde yapılan işlerin belirlenip hesaplanması için, aşağıdaki belge ve bilgilerin dosyaya sunulması ve sonrasında teknik bilirkişi tarafından mahallinde inceleme yapılması sonrası
denetime elverişli rapor düzenlenmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. —– ilişkin imzalanmış iş sözleşme örneği.—-tarafından, davacı şirket tarafından yapılan işlerin tespiti ve davalı tarafından ayıplı olarak yapıldığı iddia edilen işlerin yerinde belirlenerek, davacı gerçek alacağının hesaplanması için
yerinde inceleme yapılması gerekmektedir. (Bu husus mahkemenizin —- tarihli bilirkişi teslim tutanağında yer almasına rağmen, taraf vekilleri ile iletişim sağlanamamıştır.)…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Bilirkişi heyetinin —– raporunda özetle, “…Taraflar arasında,———- sözleşme eki keşif özetinde belirlenen işlerin birim fiyat esasına göre yapımı için —– tarihinde sözleşme düzenlendiği, sözleşmede belirlenen işin süre uzatımıyla —–süresinde tamamlandığı, —- tarihinde yapılan işin sözleşme, şartname ve projelere uygun olduğu tespit edilerek —– beyan edilmeden geçici kabulün yapıldığı, Dosya kapsamında yapılan incelemede davalı yüklenicinin ana işverenle yaptığı ——
tarihli geçici kabul tutanağında belirlenen eksiklerin davacı alt yüklenicinin sözleşme
kapsamında tamamladığı işlere ait olup olmadığının tespit edilemediği,
Dosya kapsamında davacı alt yüklenicinin sözleşme kapsamında yaptığı işlere ilişkin herhangi bir eksik, ayıp ihbarı bulunmadığı, davalı yüklenicinin ayıp imalata yönelik
iddialarının ispata muhtaç olduğu,
Ticari defterleri usul yönünden incelendiğinde; davacı şirketin ——
ve 2020 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış kapanış noter onaylarının süresinde
yapıldığı, T.T.K ve V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin 20.03.2020 takip tarihi itibariyle kendi defterlerinde —–alacaklı gözükürken davalı şirketin kendi ticari defter kayıtlarında davacı tarafa 47.083,28 TL tutarında borçlu gözüktüğü, her iki tarafın ticari defter kayıtlarının birbirleriyle uyumlu
olduğu, Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere, davacının alacağına takip tarihinden itibaren 3095 SK.
2/2 maddesine göre faiz yürütülebileceği,
Görüş ve kanaatine varılmıştır…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Eldeki dava da, davacı eser sözleşmesi sebebiyle bakiye alacağını talep etmekte iken, davalı ise davacının eser sözleşmesine konu edimini ayıplı olduğunu ileri sürmektedir. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile—– formları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda, davacı ve davalının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olduğu, davacı tarafça talep edilen bakiye fatura alacağının davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Başka bir deyişle davalı, davacı tarafça talep edilen cari hesap alacağına ilişkin hizmeti kabul edip kendi ticari defterlerine kaydettiği anlaşılmaktadır. O halde davalı cari hesaba konu hizmet/malları teslim aldığının ve teslim aldığı malların/hizmetin de bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekir.—- Karar sayılı ilamı) Ayrıca dosya kapsamında alınan 12/12/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda davalının ayıba yönelik iddialarının ispata muhtaç olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ve alacağını yöntemince ispat ettiği, davalı tarafça dosyaya konu borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve delilin sunulmadığı, davalı tarafından talep edilen işlemiş faiz alacağının fazla olduğu, mahkememizce aşağıda belirtildiği miktarda işlemiş faiz talep edebileceği;
“-İhtarname tebliğ tarihi; ———
-7 gün süre sonrası temerrüt ;——
-Takip tarihi; —–
Faiz İşletilen Süre: 2 ay 17 gün
Faiz İşletilen Tutar: ——
Faiz Oranı: %2,90
Faiz Tutarı: —–
Ödenecek Toplam Tutar: —– arasındaki 77 gün için yıllık %13,75 faiz uygulanmıştır.” anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davalının —- dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, —-faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.—– gerekçelerle dosyaya konu alacağın yargılamayı gerektirmesi sebebiyle alacağın likit olmadığı anlaşıldığından, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının—– esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, 47.083,28-TL asıl alacak, —– işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Davacının şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 3.309,55-TL’den davacı tarafça yatırılan 799,24-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 327,88-TL harç olmak üzere toplam 1.127,12-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.182,43-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 799,24-TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 327,88-TL harç olmak üzere toplam 1.127,12-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 311,5‬0-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.079,3‬0-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 3.013,92-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre ——- davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, kalan 344,74-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——. 13/2-3 maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.